Türkiye Barolar Birliği Disiplin Kurulu - 06.06.2022
Karar Dilini Çevir:


(1136 S. K. m. 34, 43, 171) 
E. 2014-227
K. 2014/521 
T. 29.08.2014
İtirazın süresinde olduğu anlaşıldığından gereği görüşülüp düşünüldü:
Şikâyetli avukat hakkında “Alacaklı müşteki vekilleri sıfatıyla, toplam 21.288,33 Türk lirası alacağın tahsili için borçlular … Yapı Müh. Müt. Makina San. ve Tic. Ltd. Şti. ve …. Havalandırma Ekipmanları A.Ş. haklarında, …2. icra Müdürlüğünün 2011/109 sayılı dosyası üzerinden yürüttükleri takip konusu alacağa mahsuben 22.02.2011, 22.03.2011, 29.04.2011 ve 13.06.2011 tarihli reddiyat makbuzları ile toplam 22.361.40 Türk lirası tahsil ettikleri hâlde, müştekiye sadece 8.000,00 Türk lirası ödeyerek kalan 14.361,40 Türk lirasını uhdelerinde tuttukları gibi, Baroya şikâyet edildiklerini öğrenmeleri üzerine müvekkillerine 17.06.2011 tarihinde posta havalesi ile 4.500,00 Türk lirası göndererek sorumluluktan kurtulmaya çalıştıkları” iddiasıyla açılan disiplin kovuşturması sonucu eylem sabit görülmeyerek disiplin cezası tayinine yer olmadığına karar verilmiştir.
Şikâyetli Avukat….,… savunmalarında özetle; dava tarihinin 24.09.2008, ıslah tarihinin 17.06.2010 karar tarihinin ise 29.12.2010 tarihi olduğunu, dava sonucunda davacının kazanmış olduğu tutarın 19.069,95 TL olduğunu, yapılan avukatlık ücret sözleşmesi gereğince vekâlet ücretinin %15 olarak kararlaştırıldığını ve bunun da 2.900,00 TL’den az olmayacağının kararlaştırıldığını, dava masrafları ve vekâlet ücreti olarak 1.603,44 TL vekâlet ücreti, 314,20 TL harç, 131,33 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak kendilerine verilmesine karar verildiğini, şikâyetçi tarafından dava süresi boyunca yalnız 200,00 TL. nin masraf olarak verildiğini, reddedilen kısım için davalı lehine 1.100,00 TL vekâlet ücreti ile 28,00 TL yargılama giderinin davalıya ödenmesine karar verildiğini, yapılan avukatlık ücret sözleşmesi uyarınca bu dava dışında yapılan her iş ve işlem için baronun en az ücret çizelgesi üzerinden ayrıca ücretlendirme yapılacağının kararlaştırıldığı,…2.İcra Müdürlüğü’nün 201/109 Esas sayılı dosyasından çekilen 22.361,40 TL’nin içinde icra vekâlet ücreti olan 2.554,60 TL’nin de bulunduğunu, bunun yanında 2.554,60 TL. nin de sözleşmeden kaynaklanan vekâlet ücreti alacaklarının bulunduğunu, şikâyetçiye 8.000,00 TL. nin elden ödendiğini, kalan miktarın 4.428,06 TL olduğunu, bunun da konutta ödemeli olarak gönderildiğini ancak şikâyetçinin bu ödemeyi kabul etmediğini, bunun üzerine … Sulh Hukuk Mahkemesi’nce tevdi mahalli tayin edildiğini, şikâyet tarihinin 16.06.2011 tarihi olduğunu, konutta ödemeli olarak gönderilen tarihin ise 14.06.2011 tarihi olduğunu belirtmiştir.
Şikâyetli Avukat … tarafından herhangi bir savunma sunulmamıştır.
Baro Disiplin Kurulu tarafından 02.12.2013 tarih ve 2012/D.511 Esas, 2013/448 Karar sayılı kararıyla şikâyetli avukatlar hakkında disiplin cezası verilmesine yer olmadığına karar verilmiş; karara karşı şikâyetçi tarafından itiraz edilmiştir.
Şikâyetçi itirazında özetle; şikâyetli avukatlara İş Mahkemesi’ndeki davasını takip etmeleri için vekâletname verdiğini, dava masraflarını karşıladığını, davanın kazanılmasından sonra şikâyetli avukatın kendisini bürosuna çağırarak kararın temyiz edildiğini, 4-5 ay boyunca taksitler halinde 5.000,00 TL tahsil edeceğini söylediğini, ilk taksitte 5.000,00 TL, ikinci taksitte 3.000,00 TL verdiğini, geri kalan paradan ise alacağı olmadığını söylediğini, posta yoluyla gönderilen 4.500,00 TL’yi almadığını iade ettiğini, hakkı olan parayı istediğini, adalete güvendiğini belirtmiştir.
İncelenen dosya kapsamından; … 2. İş Mahkemesi’nin 2008/466 Esas, 2010/1318 Karar sayılı ve 29.12.2010 tarihli kararıyla davacı şikâyetçi lehline hükmedilen tazminatın tahsili amacıyla alacaklı şikâyetçi vekili şikâyetli avukatlar tarafından borçlu Yapı Müh. Müt. Makine San. Ve Tic. Ltd. Şti. ile … Havalandırma Ekipmanları A.Ş. aleyhine …2. İcra Müdürlüğü’nün 2011/109 Esas sayılı dosyası ile toplam 21.288,33 TL meblağlı icra takibi başlatıldığı,
Şikâyetçiden … 2. İş Mahkemesi’nin 2008/466 Esas sayılı dosyasına istinaden 200,00 TL bilirkişi ücreti alındığı,
22.02.2011 tarihinde 5.821,10 TL’nin Avukat …,… tarafından, 22.03.2011 tarihinde 5.821,10 TL’nin Avukat …, … tarafından, 29.04.2011 tarihinde 5.821,10 TL’nin Avukat … , …tarafından, 13.06.2011 tarihinde 4.898,10 TL TL’nin Avukat … , … tarafından icra dosyasından çekilmiş olduğu, toplam tahsil paranın 22.361.40 TL olduğu,
… İcra Müdürlüğü’nün 2011/109 Esas sayılı dosyası kapsamında 30.04.2011 tarihinde 3.000,00 TL, 22.03.2011 tarihinde 5.000,00 TL’nin şikâyetçi tarafından alındığının para makbuzlarıyla ve kabulü ile sabit olduğu,
Şikâyetli Avukat …. , …vekili şikâyetli Avukat … , …tarafından 12.07.2011 tarihinde şikâyetçi aleyhine … Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 2011/68 D.İş sayılı dosyasıyla tevdi mahalli tayini talepli dava açtığı, dava sonucunda 2011/70 Karar sayılı ve 18.07.2011 tarihli kararla “dava sonucu elde edilen 4.500,00 TL paranın konutta alınmaması nedeniyle bu paranın Vakıflar Bankası … Şubesine yatırılması için tevdi mahalli olarak tayinine” karar verildiği, şikâyetçi tarafından karara karşı yapılan itirazın 29.07.2011 tarihli kararla reddedildiği,
Bankaca tevdi mahalli tayin edilmiş ise de paranın hangi tarihte ve hangi bankaya yatırıldığına ilişkin bilgi ve belge olmadığı, …Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 12.07.2012 tarihli fezlekesinde 25.07.2011 tarihinde paranın tevdi mahalline yatırıldığının bildirildiği,
Taraflar arasında 17.09.2008 tarihli Avukatlık Ücret Sözleşmesi’nin imzalanmış olduğu, sözleşmeye göre ücretin “… Barosu tarifesi gereğince 2.900,00 TL nin altında olmamak kaydıyla dava değerinin %15’i ayrıca açılan her dava, icra takibi ve hukuki işlemler için dava açım tarihindeki … Barosu’nun belirlemiş olduğu en az ücret çizelgesi üzerinden” kararlaştırılmış olduğu, sözleşmede toplam tahsilattan ücret kesileceği veya faizin de ücret kapsamında olduğunun bildirilmediği,
Şikâyetli avukatlar hakkında Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğü’nün 03.09.2012 tarihli “olur”uyla “Adı geçen avukatların tarihsiz yazılı savunmalarında, şikâyete konu icra takip dosyası ile birlikte Kartal 2. İş Mahkemesinin 2008/466 esasına kaydan görülen tazminat davasında da müştekinin vekilliğini üstlendiklerini, bahse konu takip ve dava nedeniyle hak ettikleri vekâlet ücreti toplamının 9.612,64 Türk lirası, dava sebebiyle yaptıkları masrafın ise 320,70 Türk lirası olduğunu, icra müdürlüğünden çekilen 22.361,40 Türk lirasından bu miktarlar düşüldüğünde şikâyetçiye ödenmesi gereken tutarın 12.428,06 Türk lirası olduğunu, tahsil ettikleri paranın 8.000,00 Türk lirasını elden şikâyetçiye verdiklerini, kalan 4.500,00 Türk lirasını da 14.06.2011 tarihinde PTT vasıtasıyla konutta ödemeli olarak kendisine gönderdiklerini, ancak müştekinin kabul etmediğini, bunun üzerine …i Sulh Hukuk Mahkemesine karşı tarafın alacağının yatırılacağı tevdi mahallinin tayini için talepte bulunduklarım, anılan mahkemenin 18.07.2011 tarih, 2011/68 değişik iş sayılı kararıyla tevdi mahalli olarak Vakıflar Bankası … Şubesinin tayin edilmesinden sonra parayı bankaya yatırdıklarını, müştekiye takip edilen işler neticesindeki ödemelerin zamanında yapıldığını beyan ettikleri, bu beyanlarının aralarında yaptıkları avukatlık ücret sözleşmesi ve dosya kapsamı ile doğrulandığı,
1136 sayılı Avukatlık Kanununun 166/1. maddesinde, avukatın, müvekkili tarafından verilen veya onun namına aldığı malları, parayı ve diğer her türlü kıymetleri avukatlık ücreti ve giderinin ödenmesine kadar kendi alacağı nispetinde elinde tutabileceğinin belirtildiği,
Şikâyet edilen avukatların bahse konu parayı 1136 sayılı Avukatlık Kanununun 166. maddesinde düzenlenen yasal hapis hakkını kullanarak vekâlet ücreti ve masraf alacağına karşılık uhdelerinde tuttukları” gerekçesiyle kovuşturma izni verilmediği,
Şikâyetli avukatlar tarafından hapis hakkının kullanıldığına ilişkin bildirim yapılmadığı, tahsilattan sonra hesap verilmediği,
Şikâyetli Avukat .. , …..’in disiplin sicil özetinde 22.07.2011 tarihinde kesinleşmiş uyarma cezasının bulunduğu,
Şikâyetli Avukat … , …Fatih Doğan’ın disiplin sicilinde herhangi bir cezanın bulunmadığı,
Şikâyetçinin 11.02.2014 kayıt tarihli itirazında özetle … 2. İcra Müdürlüğü dosyası ve diğer deliller göz önünde bulundurulduğunda tahsilattan sonra hesap ve bilgi verilmediğini, dosya kapsamına göre hakkı olan parayı istediğini, adaletin gerçekleşeceğine olan inancının tam olduğunu bildirerek karara itiraz etmiştir.
Dosya kapsamına göre 22.02.2011 tarihinde 5.821,10 TL’nin Avukat … , … tarafından, 22.03.2011 tarihinde 5.821,10 TL’nin Avukat … , … tarafından, 29.04.2011 tarihinde 5.821,10 TL’nin Avukat … , .. tarafından, 13.06.2011 tarihinde 4.898,10 TL TL’nin Avukat …, … tarafından icra dosyasından çekilmiş olduğu, 30.04.2011 tarihinde 3.000,00 TL, 22.03.2011 tarihinde 5.000,00 TL’nin şikâyetçi tarafından alındığının para makbuzlarıyla ve kabulü ile sabit olduğu, tevdi mahalli … Vakıflar Bankası şubesine 25.07.2011 tarihinde yatırıldığı görülmektedir.
Yargıtay 13. HD. 25.6.2013 gün ve 2012/26965 Esas, 2013/17391 Karar sayılı kararında da bildirildiği üzere “.hapis hakkı, sadece vekâlet ücreti alacakları ve yapılan giderler oranında kullanılabilir. Avukatın, müvekkili nam ve hesabına tahsil etmiş olduğu alacak ve değerlerden, ücret ve masraf alacağından fazla bir miktarını "hapis hakkı" adı altında elinde tutması, bu hakkın yasaya konuluş amacına aykırı olduğu gibi, avukatlık meslek kurallarına da aykırıdır. Aynı şekilde hapis hakkını kullanan avukatın, müvekkilin nam ve hesabına tahsil ettiği alacakları geciktirmeksizin iş sahibine bildirmesi, hangi işten dolayı ve ne miktarda ücret ve masraf alacağı olduğunu açıklaması ve konuyla ilgili karşı tarafı bilgilendirdikten sonra, alacağı oranında hapis hakkını kullanması gereklidir.
Esasen bu durum, avukatın müvekkiline hesap verme yükümlülüğünün de tabii bir sonucudur. Nitekim Avukatlık Kanununun 34. maddesinde, "Avukatlar, yüklendikleri görevleri, bu görevin kutsallığına yakışır bir şekilde özen, doğruluk ve onur içinde yerine getirmek ve avukatlık ünvanının gerektirdiği saygı ve güvene uygun biçimde davranmak ve Türkiye Barolar Birliğince belirlenen meslek kurallarına uymakla yükümlüdürler." hükmü, Türkiye Barolar Birliği Meslek Kurallarının 43. maddesinde de, "Müvekkil adına alınan paralar ve başkaca değerler geciktirilmeksizin müvekkile duyurulur ve verilir." hükmü bulunmaktadır.
Öteyandan avukat, ancak muaccel olan vekâlet ücreti alacakları yönünden hapis hakkını kullanabilir. Yasada avukatlık ücretinin ne zaman muaccel olacağı konusunda açık bir hüküm bulunmamakla beraber, Avukatlık Kanununun 171/1 maddesinde düzenlenen "Avukat üzerine aldığı işi kanun hükümlerine göre ve yazılı sözleşme olmasa bile sonuna kadar takip eder." ve "Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 2. maddesinde düzenlenen "... Avukatlık ücreti, kesin hüküm elde edilinceye kadar olan dava, iş ve işlemler ücreti karşılığıdır." Hükümleri gereğince vekâlet ücreti alacağının, üstlenilen işin bitmesiyle muaccel hale geldiğinin kabulü gerekir.
Bu kabule göre avukat, aksine sözleşme yoksa işi sonuna kadar takip edip sonuçlandırmadan ücretini isteyemeyeceği gibi bu noktada hapis hakkını da kullanamaz.” Gerekçesinden de görüldüğü üzere hapis hakkının yasaya uygun kullanıldığının kabulü için aksine sözleşme yoksa alacağın tahsil edilmesi, hesap ve bilgi verilmesi, hapis hakkının hangi alacaktan dolayı ve ne miktarda kullanıldığının bildirilmesi zorunludur.
Bu yazılı bildirimin asıl amaçlarından biri ayrıntılı bilgi verilerek muhatabın bilgilendirilmesi, olası tartışmaların önüne geçilmesi ve akçalı işlemlerde kamu vicdanının tatmini, meslek onurunun korunmasıdır.
Şikâyetli avukatların … 2. İcra Müdürlüğü dosyasından çektikleri paralardan en son 22.03.2011 tarihli tahsilat hakkında bilgi verdikleri, sair tahsilatları bildirmedikleri, Baroya şikâyetten sonra gene hesap vermeksizin 4.500.00 TL’yi posta havalesi ve sonra tevdi mahalli tayin ettirerek ödedikleri açıktır. Alacak hem geç ödenmiş, hem takip dosyası infaz edilmeden ve gerekli bildirim yapılmadan hapis hakkı inancı ile uhdelerinde tutmuşlardır.
Bu nedenlerle eylem avukatlık Yasası 34, 134, 1661 ve TBB Meslek Kuralları 3, 4, 43, 45 maddelere aykırı olmakla Baro Disiplin Kurulu’nca yapılan hukuksal değerlendirme yerinde olmamakla Şikâyetçi … , …’in itirazının kabulü ile disiplin cezası tayini gerekmektedir.
Sonuç olarak, Şikâyetçi …, …’in itirazının kabulü ile;
1-… Barosu Disiplin Kurulu’nun “Disiplin Cezası Verilmesine Yer Olmadığına” ilişkin 02.12.2013 tarih ve 2012/D.511 Esas, 2013/448 Karar sayılı kararının KALDIRILARAK, Şikâyetli avukatlar F.D. ve İ.P.’in ayrı ayrı “Uyarma Cezası İle Cezalandırılmalarına”,
2- Kurulumuz kararının tebliğini izleyen günden itibaren 60 gün içerisinde Ankara İdare Mahkemesi’nde dava yolu açık olmak üzere, Oyçokluğu ile karar verildi. (¤¤)

Full & Egal Universal Law Academy