Türkiye Barolar Birliği Disiplin Kurulu - 06.06.2022
Karar Dilini Çevir:


(1136 S. K. m. 95, 97)
E.2013/415
K.2013/789
T. 10.05.2013  
Şikâyetli avukat hakkında … Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2012/90 Esasında kayıtlı tapu iptal ve tecil davasını şikâyetçi aleyhine açtığı, TBB Meslek Kuralları 27/2. madde gereği baroya bildirimde bulunmadığı iddiası ile açılan disiplin kovuşturması sonucu eylem sabit görülerek disiplin cezası tayin edilmiştir.
Şikâyetli avukat önceki savunmaları ve itirazında özetle; Söz konusu davayı açmadan önce Şikâyetçi VT’ın avukat olduğu düşüncesi ile … Barosu kayıtlarında inceleme yaptığını, 20.08.2002 tarihinde avukatlıktan istifa ettiğini tespit ettiğini bu nedenle bildirimde bulunmadığını, bildirim yükümlülüğünün avukatlık mesleğinin icrası sebebiyle açılan davalarla sınırlı olduğunu, gerekli özeni göstererek bildirimde bulunma çabası gösterdiğinden suçsuz olduğunu savunmuştur.
İncelenen dosya kapsamından Şikâyetçi avukat V.T.’ın 06.06.2007 tarihinde ... Barosundan nakille … Barosu’nun 2671 sicilinde kayıtlı serbest avukat olarak çalıştığının bildirildiği, olarak dava dilekçesinde bildirilen Avukat V.T.’ın … Bulvarı … Mah. … .. adresinin şikâyetçinin büro adresi olduğu görülmüştür.
Avukat, Türkiye Barolar Birliği Meslek Kuralları’nın 27/2. Maddesi uyarınca “bir başka avukata karşı asil ya da vekil sıfatı ile takip edeceği davayı kendi barosuna yazı ile bildirmek” yükümlülüğündedir.
Maddenin amacı, avukatla avukat ve / veya avukat ile iş sahibi arasında çıkan uyuşmazlığın baro öncülüğünde sulh yolu ile çözümlenmesi için, baronun uyuşmazlıkla ilgili bilgi edinmesini sağlamak olduğu gibi, aleyhine dava açılan avukatın davaya konu olan eylem veya işleminin baroca değerlendirilip, gerekirse re’sen disiplin soruşturması açılmasının sağlanmasıdır.
Avukatlık Yasası’nın 95/1. Maddesi ile Baro Yönetim Kurulu, “Avukatlık onurunun ve meslek düzeninin korunmasını, mesleğin adalet amaçlarına uygun olarak, bağlılık ve onurla yapılmasını sağlamakla” genel, 97/6. m. ile Baro Başkanı, “meslek onuru ve bağımsızlığı ile ilgili işlerde kanunlar ve meslek kurallarının gereğini her türlü organlara karşı savunmak ve bu konuda doğrudan doğruya ve dolayısıyla kendisini göreve zorlayan hususları yapmakla” özel olarak görevlendirilmiştir.
Görüldüğü üzere bildirimin amacı izin veya avukatı kontrol olmayıp, avukatlık onuru ve meslek düzeninin korunmasında Baro organlarını daha aktif hale getirerek, mesleki dayanışmaya zarar verecek uyuşmazlıkları gerekirse sulhen çözümlemek, avukatlık mesleğine olan saygı ve güvene uygun biçimde davranılmasını sağlamakla sorumlu kılmaktır.
11 Ağustos 1341 (1925) tarihinde yürürlüğe giren, İstanbul Barosu Dahili Nizamnamesi’nin 32. Maddesinde, “Avukatlar gerek asaleten ve gerek vekaleten birbirleri aleyhine dava açacaklarında, en aşağı bir hafta evvel İnzibat meclisine yazı ile malumat vermeye mecburdurlar” hükmü mevcut olup,
14 Temmuz 1938 tarihinde yürürlüğe giren 3499 sayılı Avukatlık Yasası’nın 78/F maddesinde Baro Başkanı, “Baro azası veya avukatla müvekkil arasında tahaddüs eden ihtilafları idare meclisine intikale mahal vermeden dostane bir surette halline çalışmak”la görevlendirilmiştir. Baro başkanına verilen bu görevin önemi, “Baro reisinin Baro azası ile bir avukat ve müvekkil arasında çıkmış olan ihtilafların İdare meclisine intikaline hacet kalmadan dostane bir surette halline çalışması kayde şayandır. Bu suretle Baro reisinin gerek avukatlar arasında yanlış anlayış ve görüş farkları veya basit hissi bazı sebeplerle ihtilaf manzarası arzeden hususlarda işin şüyuuna meydan vermeden halletmek suretile bir muslih rolü yapacağına göre, böyle bir selahiyetin reislere verilmesinin meslek menfaati bakımından büyük faide temin edeceği aşikârdır.“(Adliye Encümeni Mazbatası s. 24) sözleri ile belirtilmiş olup, öğretide bu görev, “şikâyetlerin tetkikinde babalık rolü” olarak tanımlanmıştır.
Uluslararası uygulama da bu yönde olup; Paris Barosu İç Yönetmeliği’nin 43. Maddesinde, “hiçbir avukat, evvelden baro başkanına haber vermeden yargıç, avukat, savcı veya diğer adalet yardımcısı hakkında, şikâyet dilekçesi veremez “, Vod Kantonu Meslek Kuralları’nın 17. maddesinde, “Meslektaşlar arasında ihtilaflar mümkün olduğu kadar dostça çözümlenir. Bu maksatla her iki avukat tecrübeli meslektaşlarının, Baro Başkanının ve Yönetim Kurulu’nun mütalaasını alır” denilmektedir.
Bütün bunlar da göstermektedir ki, tarihsel geçmişi de olan m. ile öngörülen ve “takipten önce” yapılması gereken bildirimle, avukatlar arasındaki dayanışmayı temin eden etik değerlerin özenle korunması, meslektaşlarla ilgili sorunların mümkün olduğu kadar baro bünyesinde dostça çözümlenmesi, meslek itibarının zarar görmemesi amaçlanmıştır.
Türkiye Barolar Birliği Meslek Kuralları’nın 4. maddesi gereği, “Avukat, mesleğin itibarını zedeleyecek her türlü tutum ve davranıştan kaçınmak zorundadır. Avukat özel yaşantısında da buna özen göstermekle yükümlüdür“. Meslek itibarı “meslek vakarı” anlamındadır. Meslek itibarı “ticari itibar” değildir. Bazı mesleklerin varlığı belli bir “vakar”ın varlığına bağlıdır. Meslek vakarı “ortak manevi mamelek”dir. Bu nedenle sonuçta zarar görecek olan, meslek itibarıdır.
 Bu nedenlerle eylemin disiplin suçu olduğuna ilişkin Baro Disiplin Kurulu kararında hukuka aykırılık görülmemiş ve itirazın reddi ile kararın onanması gerekmiştir.
Sonuç olarak Şikâyetli Avukat M.A.’nin itirazının reddine, … Barosu Disiplin Kurulu’nun “Uyarma Cezası Verilmesine” ilişkin 22.03.2013 gün ve 2012/68 Esas, 2013/21 Karar sayılı kararının ONANMASINA, oybirliği ile karar verildi. (¤¤)

Full & Egal Universal Law Academy