Türkiye Barolar Birliği Disiplin Kurulu - 06.06.2022
Karar Dilini Çevir:


(1136 S. K. m. 34, 134, 136) (Türkiye Barolar Birliği Avukatlık Meslek Kuralları m. 3, 4) 
E: 2010/400
K: 2010/706
T: 17.12.2010
İtirazın süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü.
Şikâyetçi, şikâyetli avukatın kendisinin iki dava da vekâletini” üstlendiğini, ihtiyacı olduğundan büyük miktarda borç paralar aldığını, aldığı borç paralar için 75.000. Amerikan dolarlık 28.02.2003 tarihli protokol yaptıklarını, borcun 20.000. Amerikan dolarını ödediğini 55.000. Amerikan doları için 31.12.2003 tarihinde ödenmesinin kararlaştırıldığını, kararlaştırılan tarihte ödemediğinden icra takibi yapıldığını, ancak şikâyetli avukatın icraya itirazda bulunduğunu, itirazında protokol hükümlerinin baskı ve tehdit altında imzalandığını ve kendisini yurt dışında kaçak olduğunu belirterek Cumhuriyet Savcılığı’na şikâyette bulunduğunu, böylece sır saklama yükümlülüğünü de ihlal ettiğini iddia etmesi üzerine başlatılan disiplin kovuşturması sonucunda Baro Disiplin Kurulunca eylem sabit görülerek disiplin cezası tayin edilmiştir.
Şikâyetli avukat savunmasında, şikâyetçinin bir kısım davalarının vekilliğini üstlendiği, eşini öldürmeye azmettirme nedeniyle ceza davası, boşanma davası ve ortağı olduğu şirketin birçok icra takiplerini yürüttüğünü, 6 yıldan fazla bir süredir avukatlığını yaptığı halde sadece 2.000,00.-TL. sı aldığını, şikayetçinin kendisini tehdit ettiğini, protokolün tehdit altında imzalandığını, protokolde belirtilen borcunun olmadığını, bir başkasının verdiği paranın ödenmesini sağlanması için yapıldığını, şikayetçinin hiçbir sırrını açıklamadığını bildirmiştir.
Baro Yönetim Kurulu, soruşturmacı raportör avukatın raporu doğrultusunda “Disiplin kovuşturması açılmasına gerek olmadığına” karar vermiş, karara şikayetçinin itirazı nedeniyle Türkiye Barolar Birliği Yönetim Kurulu, şikayetli avukatın sır saklama kuralına aykırı davranışta bulunmadığı, taraflar arasında ihtilafın hukuki mahiyette olduğu, avukat/müvekkil ilişkisi devam ederken, şikayetli avukatın müvekkilinden büyük miktarda borç para alarak Avukatlık Yasası’nın 34. 134. maddeleri ile Türkiye Barolar Birliği Meslek Kuralları’nın 3. ve 4. maddelerine aykırı davranmış olduğundan disiplin kovuşturması açılmasına karar vermiş, Baro Disiplin Kuruluda, şikayetli avukatın sicil durumunu nazara alarak eylemin Avukatlık Yasası’nın 34. ve 134. maddeleri ile Türkiye Barolar Birliği Meslek Kuralları’nın 3. Ve 4. maddelerine aykırı olduğunu kabul ederek. şikayetli avukatın “214.00 TL para cezası ile cezalandırılmasına’’ karar vermiş karara şikayetli avukat vekili tararından itiraz edilmiştir.
Dosyadaki bilgi ve belgelerden, 28.02.2003 tarihinde tarafları Şikâyetli Avukat Y. A. ile şikâyetçi M. A.’ya vekâleten A. Turizm İnşaat Taahhüt Sanayi Ticaret. A.Ş. yi temsilen N. E. arasında yapılan protokole göre; Şikayetli avukatın 1997 yılından Mart 20O3 tarihine kadar şikâyetçinin verildiğini yaptığı, 01.01.2002 ile 05.07.2003 tarihleri arasında şikâyetçinin evinde kiracı olarak oturduğu, şikâyetçinin 2. Ağır Ceza Mahkemesinde davası için avans verildiği, şikayetli avukatın avukatlık ücretine karşılık olarak şikayetli Y. A. ile tüm avukatlık ücretlerine karşılık şikâyetçinin ibra etmesini 75.000. Amerikan dolarına bağlanmasını kararlaştırdıkları, 20.000 Amerikan dolarının ödendiği, bakiye kalanın 30.12.2003 tarihine kadar ödeneceğini, bu ödemenin Güneş Dershanesi / N. B.’den en geç 30.08.2003 tarihine kadar öğrenci senetleri şikayetli tarafından ciro edilerek verileceğini belirtildiği,
Bu protokole dayanarak şikayetçinin, şikayetli avukat aleyhinde Şişli l. İcra Müdürlüğü’nün; 2004/... Sayılı dosyası ile ilamsız icra takibi başlattığı, şikayetli avukat tarafından takibe itiraz edildiğinden şikâyetçi tarafından Şişli 4. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2005/125 Esas sayılı dosyası ile itirazın iptali davası açıldığı, Şişli 4. Asliye Hukuk Mahkemesinin 17.07.2008 günlü 2005/125 Esas 2008/... Karar Sayılı ilamı ile şikâyetçinin itirazın iptali davasının kabul edilerek, takibin devamına karar verildiği, kararın Yargıtay’dan geçerek kesinleştiği, anlaşılmıştır.
Avukatlık Yasası 34. maddesine göre “Avukatlar yüklendikleri görevleri bu görevin kutsallığına yakışır bir şekilde özen, doğruluk ve onur içinde yerine getirmek ve avukatlık unvanının gerektirdiği saygı ve güvene uygun biçimde davranmak ve Türkiye Barolar Birliğince belirlenen meslek kurallarına uymakla yükümlüdürler”. Türkiye Barolar Birliği Meslek Kuralları 3. maddesine göre “Avukatlar mesleki çalışmasını kamunun inancını ve mesleğe güveni sağlayacak biçimde ve işini tam sadakatle yürütür”. 4. maddesinde” Avukat mesleğin itibarını zedeleyecek her türlü tutum ve davranıştan kaçınmak zorundadır”,
Şikayetli avukatın, avukat/müvekkil ilişkisi devam ederken müvekkilinden büyük miktarda borç para alması onun bağımsızlığını zedeleyecek bir eylemdir. Avukat mesleki çalışmasında bağımsızlığını korumak zorundadır. Bu mesleki çalışma kamunun inancını ve mesleğe güvenini sağlayacak şekilde yürütülmelidir. Mesleğin itibarını zedeleyecek her türlü tutum ve davranıştan avukatların kaçınması gerekir.
Şikâyetli avukatın, 28.02.2003 tarihli protokolü tehdit altında imzaladığı savunması ise savcılığa yaptığı şikâyet hakkında kovuşturmayla yer olmadığına dair karar verilmesi, reddine karar verilmesi; Şişli 4. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin Yargıtay 13. Hukuk Dairesi’nin 14.5.2009 günlü kesinleşen kararıyla da şikayetli avukatın borçlu olduğu sabit olduğundan, şikayetli avukatın bu yöne ilişkin savunmasına itibar edilmemiştir. Ayrıca şikayetli avukatın 6 yıl boyunca şikâyetçi müvekkilinden ücret almadan davalarına bakması ve çeşitli hukuki yardımlarda bulunması Avukatlık Yasası’nın 164. maddesine ve Türkiye Barolar Birliği Meslek Kurallarına da açıkça aykırıdır.
Bütün bu nedenlerle, şikâyetli avukatın eylemi Avukatlık Yasası’nın 34 ve 134. maddeleri ile Türkiye Barolar Birliği Meslek Kuralları’nın 3 ve 4. maddelerine açıkça aykırı olduğundan eylem disiplin suçunu oluşturmaktadır.
Şikâyetli avukatın dosya içerisindeki disiplin sicil özetinde, 20.01.2003 tarihinde kesinleşmiş “Kınama cezası”, 28.07.2006 tarihinde kesinleşmiş “uyarma cezası”, 22.06.2007 tarihinde kesinleşmiş “kınama cezası” bulunmaktadır. Şikâyetli avukatın bu disiplin kovuşturmasına konu eyleminden önce disiplin sicilinde kesinleşen kınama cezası bulunduğundan Avukatlık Yasası’nın 136/1. maddesindeki “Bu kanunun avukatların hak ve ödevleri ile ilgili altıncı kısımda yazılı esaslara uymayanlar hakkında ilk defasında en az kınama, tekrarında davranışın ağırlığına göre para veya işten çıkartma cezası ve 5. maddenin (a) bendinde yazılı suçtan kesin olarak hüküm giyme halinde meslekten çıkartma cezası uygulanır.” hükmü gereğince, Baro Disiplin Kurulu’nun “214,00 TL. sı para cezası verilmesine’’ ilişkin kararında hukuki isabetsizlik görülmemiş, kararın onanması gerekmiştir.
Sonuç olarak, şikâyetli avukatın vekilinin itirazının reddi ile, İstanbul Barosu Disiplin Kurulunun “214,00.-TL. sı para cezası verilmesine” ilişkin kararının ONANMASINA katılanların oybirliği ile karar verildi. (¤¤)

Full & Egal Universal Law Academy