Türkiye Barolar Birliği Disiplin Kurulu - 06.06.2022
Karar Dilini Çevir:


(1136 S. K. m. 34, 166) (Türkiye Barolar Birliği Meslek Kuralları m. 3, 43) 
Esas No: 2007/343
Karar No: 2007/411
Karar Tarihi: 07.12.2007
İtirazın süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü:
Şikayetçi, evini bir emlakçı aracılığıyla kiraya verdiğini, fakat kiracının kiraları ödememesi sebebiyle emlakçıya gittiğinde, kendisini sonradan kardeşi olduğunu öğrendiği şikayetli avukata yönlendirdiğini, şikayetimin, tahliye taahhüdüne dayanarak kiracının tahliyesi için 16. İcra Müdürlüğünün 2005/4986 Esas sayılı dosyası ile ve ödenmemiş Ocak, Mayıs, Haziran kiraları için de 14. İcra Müdürlüğünün 2005/7821, 2005/7822, 2005/7823 Esas sayılı dosyaları ile kiracısı hakkında takipler yaptığını, bu arada şikayetli avukata 200,00 YTL gönderdiğini, iki aylık kira tutarı alan 540,00 YTL'yi de kiracının şikayetli avukata ödediğini öğrendiğini, buna rağmen şikayetçinin kendisinden para istemesi üzerine 29.08.2005'de şikayetliyi vekaletten azlettiğini, 31.08.2005 günü bürosuna gidip kendisini azlettiğini söylediğini, şikayetimin de kiracıyı çağırdığını ve tahliye sağlanacak diye kendisine bazı kağıtlar imzalattıklarını, görme özürlü olduğundan bunların ne olduğunu bilmediğini, sonra başka bir avukat tuttuğunu, takibe konu ayların kiralarını ve izleyen Temmuz ve Ağustos ayları kiralarını almadığı halde almış gibi gösterilmeye çalışıldığını bildirerek kendisini zarara sokan şikayetli avukatın cezalandırılmasını istemiştir.
Şikayetli avukat, şikayetçinin kiracısının tahliyesi ve kira alacaklarının tahsili için icra takiplerine giriştiğini, tahliyeye ilişkin takibin itiraz üzerine durduğunu, kiracıdan 540,00 YTL. tahsil ettiğini, ancak müvekkilinden masraf ve avukatlık ücretini istediğini ve şikayetçinin de vermeyeceğini, ancak yasal yollardan alabileceğini bildirdiğini, sadece danışma ücreti olarak 200,00 YTL. gönderdiğini, bunun üzerine avukatın hapis hakkı uyarınca tahsil ettiği 540,00 YTL.'yi vermediğini, 200,00 YTL. ve 540,00 YTL. için de iki adet serbest meslek makbuzu kestiğini bildirmiştir.
Baro Disiplin Kurulu, şikayetlinin 3 icra dosyası ile 889,00 YTL ayrıca Temmuz kirası olarak 270,00 YTL ve müvekkilinden de 200,00 YTL olmak üzere toplam 1.259,00 YTL aldığını, oysa ki üç icra takibi ve bir de tahliye taahhüdüne dayanan takip sebebiyle ücret alacağının 400,00 YTL. olup müvekkiline ödenmesi gereken 959,00 YTL.'yi uhdesinde bulundurduğunu saptayarak şikayetimin bu eyleminin disiplin suçu oluşturması nedeniyle Avukatlık Yasası'nın 134 ve 135/2 maddelerine göre Kınama Cezası ile cezalandırılmasına karar vermiştir.
Baro Disiplin Kurulu kararına şikayetçi tarafından itiraz edilmiştir.
Şikayet ve disiplin kovuşturması açılmasına ilişkin karar, sadece müvekkili adına tahsil ettiği parayı müvekkiline intikal ettirmemekten değil, azlinden sonra da karşı taraf yararına ve şikayetçi aleyhine ve şikayetçi adına işlemler yapmasının meslek ilkelerine aykırı olduğuna ilişkindir.                 
Şikayetlinin tahliye tarihi içermeyen tahliye taahhütnamesine dayanarak icra takibi başlatmış, aynı sebepten kaynaklanan üç aylık kira alacağı için 07.07.2005 tarihinde üç ayrı icra takibine girişmiş, her ne kadar 29.08.2005 tarihli azilnamenin hangi tarihte tebliğ edildiği belli değil ise de, 31.08.2005 tarihinde 3 icra dosyasına 3 ayrı ibraname düzenleyerek tahsil harcı dışındaki dosya alacaklarını aldığını, alacağı kalmadığını beyan etmiş, aynı tarihli Haziran ve Temmuz 2005 ayı kiralarını da aldığını bildiren belge vermiş, evvelce tahsil edildiği anlaşılan paralar için yine 31.08.2005 tarihinde iki adet makbuz düzenlenmiştir. Tüm işlemler, azil tarihinden sonra ve aynı tarihi taşımaktadır.
Şikayetli, tahsil ettiği paralar hakkında müvekkiline bilgi vermemiş ve tahsil ettiği paraları müvekkiline ödememiştir. Şikayetçinin dilekçesinde, şikayetli avukatın aldığı parayı hak ettiğini ve kendisine vermeyeceğini söylemesi, bir nevi hapis hakkının kullanıldığının bildirimi şeklinde yorumlanabilirse de, Avukatlık Yasası'nın 166. maddesine göre hapis hakkının ancak avukatın ücreti ve yaptığı giderleri ile orantılı olarak kullanılması gerekir. Oysa şikayete konu olayda buna uyulmadığı görülmektedir. Gerçekten, şikayetimin verdiği ibranamelerde, tahsil harcı dışında dosyadan dolayı alacak kalmadığının bildirmesi, takibe konu kira paralarının, faizlerinin ve icra giderleri ile icra takibi avukatlık ücretlerinin de tahsil edildiğini göstermektedir. Şikayetli, icra giderleri için müvekkilinden ayrıca 200,00 YTL. tahsil etmiştir.
Buna göre; 2005/7821 Esas sayılı dosyada takip çıkışı 279,00YTL. olup 31.08.2005 ödeme tarihine kadar esas kira borcu 270,00 YTL.'nin 55 günlük %12 yasal faizi 59,4 YTL. tutmaktadır. Dolayısıyla bu dosya için şikayetlinin giderler ve avukatlık ücreti dışında müvekkili adına tahsil ettiği paranın 338,40 YTL. olduğu anlaşılmaktadır.
2005/7822 Esas sayılı dosyada takip çıkışı 288,00 YTL olup ödeme tarihine kadar kira alacağına ilavesi gereken 59,4 YTL. faiz ile birlikte bu dosyada da icra masrafları ve icra takibi avukatlık ücreti dışında şikayetlinin müvekkili adına tahsil ettiği paranın (288+59,4=) 347,40YTL. olduğu anlaşılmaktadır.
2005/7823 Esas sayılı dosyada takip çıkışı 322,00 YTL. dir. Ödeme tarihine kadar kira alacağına ilavesi gereken 59,4 faiz ile birlikte bu dosyada da icra masrafları ve icra takibi avukatlık ücreti dışında şikayetlinin müvekkili adına tahsil/ettiği paranın (322+59,4=) 381,4 YTL olduğu anlaşılmaktadır.      
Şikayetli ayrıca 31.08.2005 tarihinde 2005 yılı Haziran ve Temmuz ayları kiraları bedeli toplamı olan 540,00 YTL. de aldığına dair belge vermiştir.
Şikayetçi de banka havalesiyle 200,00 YTL. göndermiş olduğuna göre şikayetlinin aldığı paralar toplamının 1.267,20 YTL. olduğu anlaşılmaktadır. 
Taraflar arasında yazılı ücret sözleşmesi yoktur. 2005 yılında geçerli Asgari Ücret Tarifesinin 11. maddesine göre avukata üç ayrı icra takibi için ödenmesi gereken ücret toplam 300,00 YTL.dir. Aynı maddede "...avukatlık ücreti, takip sonuçlanıncaya kadar yapılan bütün işlemlerin karşılığıdır..." hükmü yer almaktadır. Dolayısıyla tahliye taahhüdüne göre açılan ve itiraz üzerine bırakılan İzmir 16. İcra Müdürlüğünün 2005/4986 Esas sayılı dosyası için henüz bir ücret tahakkuku söz konusu değildir. Karşı taraf vekalet ücretleri ve icra takip giderleri borçludan tahsil edilmiş olmakla, şikayetli avukatın tahsil ettiği 1.067,20 YTL. den sadece müvekkilinden almaya hakkı olan 300,00 YTL. üzerinde hapis hakkını kullanabileceği ve bakiye tahsilattın iadesi gerektiği anlaşılmaktadır. Dolayısıyla şikayet konusu olayda hapis hakkının kullanıldığı kabul edilse dahi bunun alacakla dengeli kullanıldığı söylenemez.
Bütün bu olgular birlikte değerlendirildiğinde, şikayetlinin eylemi Avukatlık Yasası'nın 34. maddesinde ifadesini bulan, görevin özen ve doğruluk içinde ve unvanın gerektirdiği güvene uygun biçimde yürütülmesi gerektiği kuralına, Türkiye Barolar Birliği Meslek Kurallarının 3. maddesindeki mesleki çalışmanın kamunun inancını ve mesleğe güvenini sarsmayacak biçimde yürütülmesi ve 5. maddedeki avukatın mesleğin itibarını zedeleyecek tutum ve davranışlardan kaçınmak zorunda bulunduğu ilkesine ve hapis hakkının avukatın kendi alacağı ile orantılı olarak kullanabileceğine ilişkin Avukatlık Yasasının 166. maddesi ile müvekkil adına alınan paralar hakkında müvekkile hesap verilmesi ve bunların geciktirilmeden müvekkiline duyurulup intikal ettirilmesi gereğini belirten Türkiye Barolar Birliği Meslek Kurallarının 43. Maddelerine aykırılık oluşturduğu ortaya çıkmaktadır. Bu durumda İzmir Barosu Disiplin Kurulunun şikayetliye verdiği Kınama cezasında hukuki isabetsizlik bulunmadığından, kararın onanması gerekmiştir.
Sonuç olarak, şikayetçinin itirazlarının, reddi ile İzmir Barosu Disiplin Kurulunun "Kınama Cezası Verilmesine" kararının ONANMASINA oybirliğiyle karar verildi. (¤¤)

Full & Egal Universal Law Academy