Türkiye Barolar Birliği Disiplin Kurulu - 06.06.2022
Karar Dilini Çevir:


(1136 S. K. m. 6, 34, 38) (Türkiye Barolar Birliği Meslek Kuralları m. 2, 4, 36)
E.2012/912
K.2013/542
T. 26.07.2013 
Şikâyetli avukatlar hakkında, … 26. Asliye Ceza Mahkemesi’nin 2008/446 Esas sayılı dosyasında vekilliğini üstlenen şikâyetlilerin vekilliğini üstlenmelerine karşın 05.02.2010 tarihinde mahkemeye dilekçe vererek vekilliğinden çekildiklerini ve akabinde… 7. Aile Mahkemesi’nin 2010/239 Esas sayılı dosyasında aleyhine boşanma ve tazminat istemli dava açtıkları ve bu nedenle Avukatlık Yasası 34, 38, 134, TBB Meslek Kuralları 3, 4, 36. Maddelere aykırı davrandıkları iddiasıyla açılan disiplin kovuşturması sonucu eylem sabit görülerek disiplin cezası tayin edilmiştir. 
Şikâyetli avukatlar savunmalarında özetle; Avukatlık Yasası ve meslek kurallarına aykırı davranışlarının olmadığını suçsuz olduklarını savunmuşlardır.
İncelenen dosya kapsamından Şikâyetli avukatların … 26. Asliye Ceza Mahkemesi’nin 2008/446 Esas sayılı dosyasında konut dokunulmazlığını ihlal iddiasıyla açılan davada katılan şikâyetçi vekili oldukları ve 05.02.2010 tarihinde müşterek dilekçe vererek vekillikten çekildikleri,   … 7. Aile Mahkemesi’nin 2010/239 Esas sayılı dosyasında aleyhine boşanma ve tazminat istemli dava açtıkları, Şikâyetli avukat … … tarafından … 7. Aile Mahkemesi’nin 2010/239 Esas sayılı dosyasında şikayetçi aleyhine boşanma ve tazminat istemli dava açtığı ve davanın yürütüldüğü, Avukat … … …’ın sadece dilekçe vererek beyanda bulunduğu, … …’ın katılmadığı, ancak “… Hukuk Bürosu” olarak ortak büroda çalıştıkları görülmektedir.
Avukatlık Yasası M. 38/b, “Aynı işten menfaati zıt tarafa avukatlık etmiş veya mütalaa vermiş olursa" avukat teklifi reddetmek zorundadır.
Avukatlık Yasası M. 38/b olduğu gibi, Türkiye Barolar Birliği Meslek Kuralları’nın Md. 36, “Bir anlaşmazlıkta taraflardan birine hukuki yardımda bulunan avukat yararı çatışan öbür tarafın vekâletini alamaz, hiçbir hukuki yardımda bulunamaz. Ortak büroda çalışan avukatlar da, yararları çatışan kimseleri temsil etmemek kuralı ile bağlıdır.” hükmünü amirdir.
Avukatlık ilişkisinin temelinde güven duygusu vardır. Avukata güvenerek davasını veren veya danışmada bulunan kimse, bir şekilde onu karşısında görmemelidir.
 Yargıtay 2. Hukuk Dairesi’nin 03.0.7.1995 tarih ve 8691-7761 sayılı kararında, “Avukatlık Yasası’nın 38/b Maddesinde, avukata aynı işte menfaati zıt bir tarafa avukatlık etmiş veya mütalaa vermiş olursa, işi ret etmesi gerektiği kuralı yer almaktadır. Yasa ile izlenen amaç, avukatın aldığı vekâlet sonucu vakıf olduğu sırları önceki müvekkilinin aleyhine kullanmayı önlemektir. Yasa Maddesi ile öngörülen husus kamu düzeni ile ilgili olup mahkemece resen gözetilir. Somut olayda davacı vekili, taraflar arasında boşanma ve yoksulluk nafakasına karar verilen ilk davada kocanın vekili olmuştur. Nafakanın takdirine esas olan mali konuda kocanın (bu davadaki davalının) sırlarını ve gücünü öğrenmiştir. Bu durumda Av. ...’nun huzuru ile davaya bakılması usul ve yasasa aykırıdır.” gerekçesi ile maddenin bir amacı belirtildiği gibi,
Yargıtay 13. Hukuk Dairesi’nin 03.10.2000 tarih ve 2000/6961-7836 sayılı kararında da, “Avukatlık, karşılıklı güven ve sadakat isteyen bir meslek olup, vekâlet de bu inanç doğrultusunda verilir. Davalı avukat, davacının bu inancını kötüye kullanarak hasım tarafın kendisini vekil tayin etmesine karşı koymamış, onun vekilliğini üstlenmiştir. Bu durum müvekkil davacının davalı avukatına karşı beslediği güvenin sarsılmasına neden olduğunun kabulünde duraksamaya yer yoktur. O nedenle davacı müvekkil salt bu nedeni ileri sürmek suretiyle dahi azilde haklıdır.” denilmek suretiyle Avukatlık Yasası M. 38/b ve Türkiye Barolar Birliği Meslek Kuralları M. 36, salt öğrenilen sırların önceki müvekkile karşı kullanılmasını önlemek amacıyla değil, karşılıklı güven ve sadakat nedeniyle de konulmuş bulunduğunu açıkça belirtmektedir.
Avukatlık Yasası’nın 34. maddesi, “Avukatlar, yüklendikleri görevleri bu görevin kutsallığına yakışır bir şekilde özen, doğruluk ve onur içinde yerine getirmek ve avukatlık unvanının gerektirdiği saygı ve güvene uygun biçimde davranmak ve Türkiye Barolar Birliği’nce belirlenen meslek kurallarına uymakla yükümlüdürler.”
Türkiye Barolar Birliği Meslek Kuralları’nın 3. maddesi, “Avukat, mesleki çalışmasını kamunun inancını ve mesleğe güvenini sağlayacak biçimde ve işine tam bir sadakatle yürütür.”
Türkiye Barolar Birliği Meslek Kuralları’nın 4. maddesi, “Avukat, mesleğin itibarını sarsacak her türlü tutum ve davranıştan kaçınmak zorundadır.”, hükümleri ile belirlenen ilkeler göz önünde bulundurulduğunda, M.nin amacının esas itibarıyla mesleğe olan güveni sarsmamak olduğu tartışmasızdır.
Türkiye Barolar Birliği Meslek Kuralları’nın 2. maddesi, “Mesleki çalışmasında avukat bağımsızlığını korur; bu bağımsızlığı zedeleyecek iş kabulünden kaçınır.” Gerçektende bu sebepledir ki, Türkiye Barolar Birliği Meslek Kuralları’nın 36. maddesi “Bir anlaşmazlıkta taraflardan birine hukuki yardımda bulunan avukat yararı çatışan öbür tarafın vekâletini alamaz, hiçbir hukuki yardımda bulunamaz.” hükmü ile avukat, işi retle yükümlendirilmiştir.
Avukat kendi kendine karşı da bağımsızlığını korumak zorundadır.
Avukatlık, “doğruluk karinesi”nden yararlanan mesleklerdendir. Kişilerin bu mesleğin mensuplarına inançları asıldır. Bu nedenle avukatların, kolektif inanca ters düşecek ve bu inancı sarsacak davranışlardan dikkatle kaçınmaları gerekir. Avukatlık mesleğinin ruhu ve etik değerleri ve geleceği nazara alındığında Maddelerin geniş olarak yorumlanması zorunluluğu hasıl olmaktadır.
Bu nedenlerle eylemin disiplin suçu olduğuna ilişkin Baro Disiplin Kurulunca yapılan hukuksal değerlendirme yerinde olmakla kararın onanması gerekmekte ise de İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı eylemin Avukatlık Yasası 6. Kısımda bildirilen yükümlülüklere aykırı olmakla en az kınama cezası verilmesi gerektiğini itirazen bildirmiş olduğundan, itirazın kabulü ile ayrı ayrı kınama cezası tayini gerekmiştir.
Sonuç olarak … Cumhuriyet Başsavcılığı’nın ve şikayetçinin itirazlarının kabulüne, … Barosu Disiplin Kurulu’nun şikâyetli avukatlara ayrı ayrı “Uyarma Cezası Verilmesine” ilişkin 17.09.2012 gün ve 2012/D.710 Esas, 2012/447 Karar sayılı kararının “Kınama Cezasına” çevrilmek suretiyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA, Şikâyetli Avukat … …, Avukat … … ve Avukat … …’ın ayrı ayrı KINAMA CEZASI İLE CEZALANDIRILMASINA, katılanların oybirliği ile karar verildi. (¤¤)

Full & Egal Universal Law Academy