Türkiye Barolar Birliği Disiplin Kurulu - 06.06.2022
Karar Dilini Çevir:


(1136 S. K. m. 34, 141, 159) (Türkiye Barolar Birliği Avukatlık Meslek Kuralları m. 43)
E: 2011/425
K: 2011/708
T: 10.12.2011 
Şikayetli avukat hakkında, şikayetçinin vekili olarak İstanbul 12. İcra Müdürlüğü'nün 2001/11131 Esas sayılı dosyası ile S. Demir Çelik A.Ş. aleyhine icra takibini başlattığı, takip alacağının 06.09.2004 tarihine kadar 2.650.000,00.-TL. sına kadar ulaştığı, bu tarihe kadar bilinçli bir şekilde bir tahsilat sağlanmadığı, bu tarihte borçlunun işletme hakkını devraldığını söyleyen E.M.D.Ç. A.Ş. ile izni ve bilgisi olmaksızın alacağını yeniden yapılandırdığı, 650.000,00.- TL.lık kısmını ibra ederek, kalan 2.000.000,00.-TL.sı için taksitlerle ödenmek üzere anlaştığı, bu protokol ile borçludan 30.000.- TL.sı aldığı, bunun 150.000,00.- TL.sini kendisine verdiği, ancak içeriğinden haberdar olmadığı, protokol gereği alınan çeklerin sadece bir kısmının kendisin ödendiği, geriye kalan kısmı ödenmediğinden Aliağa İcra Müdürlüğünün 2006/724, 725 ve 726 Esas sayılı icra takiplerini yaptığı, takip devam etmekte iken, gerekli haciz işlemlerini yapmadığı, daha sonra yine borçluyu 450.000.- TL.sı için ibra ederek 800.000,00.-TL.sı üzerinden protokol yaptığı, şirket yöneticilerinin kendisini arayarak alacağını kendilerinden almasını istedikleri, dosyaya harç ödememek için şikayetli ile birlikte 800.000,00.- TL.sı da aldıkları, bu paradan da 170.000,00.-TL. sı avukatlık ücreti aldığı, daha önce aldığı 130.000,00.-TL. sı da düşülünce kendisine 500.000,00.- TL sı kaldığı, borçlu şirkete TMSF tarafından el konulmasından sonra, kendisine sebepsiz olarak 1.455.000,00.-TL. sı ödeme yapıldığı iddiası ile istirdat davası açıldığını, bu davada kendisini savunabilmek ve alacağına karşılık tahsilat yaptığını ispat edebilmek için, şikayetçinin gizlediği 06.09.2004 tarihli protokol ile yapılan tahsilatların ve şikayetli avukatın kestiği miktarların ildirilmesini ihtarname ile talep ettiği, bu ihtarnameye cevap verilmediği için açılan davayı kaybetme riski altında olduğu, şikayetli avukatın daha sonra S. Demir Çelik A.Ş.’nin denetçisi seçildiğini öğrendiği, bu durumun da, şikayetli avukatın kendisinin vekili olarak kurduğu ilişkilerde, borçluyu koruduğunun delili olduğu, iddiaları ile yapılan şikayet üzerine, Baro Yönetim Kurulu tarafından, “Türkiye Barolar Birliği Meslek Kurallarının 43. maddesine göre bilgi verme yükümlülüğünü yerine getirmediği” gerekçesi ile açılan disiplin kovuşturması sonucuna Baro Disiplin Kurulunca eylem sabit görülmeyerek disiplin cezası tayin edilmemiştir.
Şikayetli avukat savunmalarında, şikayetçinin iddialarının olaylara uygun olmadığını, haksız ve dayanaksız olduğunu, şikayetçinin bizzat ve kendisinin gıyabında borçlu ile irtibat kurarak görüşmeler yaptığını, alacağın 2.000.000,00.-TL. sı olarak ödenmesi konusunda şikayetçinin anlaştığını, 06.09.2004 tarihli protokolün, şikayetçinin istediğini ve metninden de anlaşıldığı gibi üç nüsha düzenlendiğini, bu protokol ile İstanbul İcra Müdürlüğündeki 2011/11131 sayılı takipteki alacağın E. A.Ş.'e temlik edilerek bu şirketten protokolde belirtilen çeklerin şikayetçi tarafından alındığını, bunların bir kısmının ödenmemesi üzerine, Aliağa İcra Müdürlüğü'nün 2006/724, 725 ve 726 Esas sayılı icra takiplerinin yapıldığını, takipler davam ederken şikayetçinin borçlu ile anlaştığını bildirdiğini, o sırada şirkete TMSF’nin kayyum tayin edilmesi üzerine şirkete hacze gidildiğini, şirketin atanan yetkilileri anlaşarak alacağı 800.000,00.-TL. sına sabitlediklerini, şikayetçinin de hazır bulunduğunu, buna ilişkin 22.08.2007 tarihli protokolde şikayetçinin de imzasının bulunduğunu, bu protokolün de üç nüsha olarak düzenlenerek bir nüshasının da şikayetçiye verildiğini ve metninde de gösterildiğini, alacağın tamamının tahsil edilerek şikayetçiye teslim edildiğini, aynı tarihli ibraname aldığını, daha sonra azilname gönderildiğini, şikayetçi aleyhine açılan davadan ve bilgi istendiğine dair ihtarnameden haberdar olmadığını, gayet bilgi istenmiş ise azledilmiş bir avukattan bilgi istemenin koşullarının olduğunu bildirmiştir.
Baro Disiplin Kurulu, şikayetli avukatı hakkındaki şikayet üzerine yapılan soruşturma sonucunda, Adalet Bakanlığı'nın 26.02.2011 tarihli “olur”u ile Aliağa İcra Müdürlüğü'nün 2006/724, 800.000,00.- TL. sının şikayetçiden gizlenerek şikayetli avukatın uhdesinde tutulduğu iddiasının, şikayetli avukatın müvekkilinden aldığı 30.11.2007 tarihli ibraname içeriğine göre, kovuşturma izni verilmemesi üzerine, disiplin cezası verilmesine yer olmadığına karar vermiştir.
Avukatlık Yasası'nın 141. maddesine göre “Disiplin kovuşturması Yönetim Kurulu tarafından verilen bir karar ile açılır.” Disiplin kovuşturmasında iddianame niteliğinde olan Yönetim Kurul kararında belirtilen eylem Disiplin Kurullarını bağlayıcıdır.
Dosyadaki belgelere göre bir bölümü Avukatlık Yasası'nın 159. maddesindeki zamanaşımı sürelerinin öncesinde kalmış bulunan düzenlenmesi devamında yapılan hukuki işlemlere şikayetçinin de katılmış bulunması, şikayetçinin hem borçlu şirket, hem de şikayetli avukat adına düzenlediği ibranameler ile Adalet Bakanlığı'nın bu belgeleri değerlendirerek şikayetli avukat hakkında kovuşturma izni vermemesi hususları karşısında zaten yerinde bulunmadığı anlaşılan diğer iddialar açısından değil, sadece bilgi verme yükümlülüğünün yerine getirilmemesi açısından disiplin kovuşturması açılmasına karar vermiş bulunması karşısında, disiplin kovuşturmasında inceleme ve değerlendirmenin bu yönden yapılması gerekmektedir.
Baro Disiplin Kurulu kararında, dosyanın aşamaları özetlendikten sonra, aslında disiplin kovuşturmasının konusu ile ilgisi bulunmayan ve disiplin kovuşturması açılmamış konular ile ilgili Adalet Bakanlığı örüşüne dayanılarak ve başkaca gerekçe de gösterilmeksizin karar verilmiştir.
Disiplin kovuşturmasına konu, bilgi verme yükümlülüğünün yerine getirilmediği iddiası ile ilgili olarak şikayetçi, şikayetli avukata İstanbul 8. Noterliğinin 23.07.2009 tarih ve 33065 sayılı ihtarnamesini keşide ettiğini, şikayetli avukatın bu ihtarnameye cevap ve istediği bilgileri vermediğini, bu sebeple hakkında açılan Aliağa Asliye Ticaret Mahkemesi'nin 2008/124 Esas sayılı dosyasında, tahsil edilen miktarların gerçek bir alacak nedeni ile olduğu konusunda ispat zorluğu ve davayı kaybetme riski altında olduğunu, iddia etmektedir.
Şikayetli avukat ise bu iddia ile ilgili olarak, ihtarnameden haberdar olmadığını, olsa dahi şikayetçinin azledilmiş bir avukattan bilgi istemesinin yasal koşullarını yerine getirmesi gerektiğini savunmuştur.
Dosyaya sunulan ihtarname ve tebliğ belgesi'nden, şikayetçinin ihtarname ile şikayetli avukattan İstanbul 12. İcra Müdürlüğünün 2001/11131 Esas sayılı dosyası, Aliağa İcra Müdürlüğü'nün 2006/724, 725 Esas sayılı dosyaları ile ilgili dosya ve evrakların kendisine verilmesini, bu dosyalardan tahsil edilen miktarların da üç gün içerisinde evraklarla birlikte ödenmesini ihtar ettiği, ihtarnamenin 27.07.2009’da muhatap yanında Ö.Ü. imzasına tebliği edildiği görülmektedir. Belirtilen dosyalar ile ilgili tahsil edilen miktarlar hakkında ibraname düzenlendiği anlaşılmakla birlikte, ihtarnameye cevap verilerek, varsa dosya ve evrakların teslim edilmesi, yoksa durumun açıklanmasının yapılmadığı da anlaşılmaktadır. Şikayetli avukatın azledilmiş bulunması, vekalet görevinin devamı sırasındaki iş ve işlemlerle ilgili bilgi verme ve varsa belgeleri teslim etme, verme yükümlülüğünü ortadan kaldırmamaktadır.
Avukatlık Yasası'nın 34. maddesinin göndermesi ile Türkiye Barolar Birliği Meslek Kuralları'nın 34. maddesine göre “Müvekkil adına alınan paralar ve başkaca değerler geciktirilmeksizin müvekkile duyurulur ve verilir. Müvekkille ilgili bir hesap arsa uygun sürelerde durum yazı ile bildirilir”
Bu nedenle Baro Disiplin Kurulu'nun, şikayetli avukatın eyleminin disiplin suçu oluşturmadığı yönündeki kabulünde hukuki isabet bulunmamış, yeniden incelemeyi gerektiren bir durum bulunmaması sebebiyle şikayetli avukat hakkında verilen “Disiplin cezası verilmesine yere olmadığına” ilişkin kararın kaldırılarak şikayetli avukatın uyarma cezası ile cezalandırılmasına karar vermek gerekmiştir.
Sonuç olarak şikayetçi vekilinin itirazının kabulü ile İstanbul Barosu Disiplin Kurulu'nun “Disiplin Cezası Verilmesine Yer Olmadığına” ilişkin kararının KALDIRILMASINA, Şikayetli Avukat C.A.’ın UYARMA CEZASI İLE CEZALANDIRILMASINA, oybirliği ile karar verildi. (¤¤)

Full & Egal Universal Law Academy