Türkiye Barolar Birliği Disiplin Kurulu - 06.06.2022
Karar Dilini Çevir:


(1136 S. K. m. 165)
E. 2010/163
K. 2010/436
T. 03.09.2010
Şikayetli avukat hakkında icra takibi öncesi borçlulara ihtar yazısı yazarak tahsil ettiği alacaklar için avukatlık ücreti aldığı ve vekalet ücreti için makbuz düzenlemediği iddiası ile başlatılan kovuşturma sonucunda Baro Disiplin Kurulunca eylem sabit görülmeyerek “Disiplin cezası verilmesine yer olmadığına” karar verilmiştir.
Şikayetli avukat savunmasında şikayetçiden yaptığı tahsilatları Odaya aynen yansıttığını vekalet ücretini de Odadan alıp makbuzunu da Oda adına kestiğini şikayetçiden avukatlık ücreti nedeniyle yapılmış fazladan bir tahsilat olmadığını belirtmiştir.
Dosyanın incelenmesinde, şikayetçinin, üyesi olduğu Aydın Elektrikçiler Elektronikçiler ve Fotoğrafçılar Esnaf ve Sanatkarlar Odasına aidat borcu olduğu, şikayetli avukatın Odanın vekili olarak görev yaptığı, kendisine verilen talimat doğrultusunda borçlu üyelere önce uyarı yazısı tebliğ ettiği, uyarıya rağmen ödeme yapmayanlar hakkında icra takibi başlattığı görülmüştür.
Şikayetçinin, şikayetli avukatın uyarı yazısı üzerine 360,00.-TL.sı olan borcunu 22.01.2008 tarihinde 200,00.-TL. sı, 04.02.2008 tarihinde 160,00.-TL.sı olarak ödediği, ancak 200,00.-TL. sı tutarlı ilk ödemesine karşılık oda tarafından kendisine 170,00.-TL. lık tahsilat makbuzu düzenlenmesi ve aradaki farkın avukatlık ücreti olarak şikayetliye ödendiğinin bildirilmesi üzerine şikayetçinin şikayet ettiği anlaşılmıştır.
Dosyaya sunulan belgelerin incelenmesinde, şikayetli avukatın yaptığı tahsilatlar ile ilgili olarak makbuz düzenlediği, avukatlık ücretine ilişkin serbest meslek makbuzunu müvekkili adına düzenlediği, Oda tarafından düzenlenen tahsilat makbuzunda 200,00.-TL. sı tutarlı tahsilatın 170,00.-TL. sı olarak gösterilmesinin şikayetin sebebi olduğu anlaşılmıştır. Oda tarafından yapılan muhasebeleştirme sırasında yapılan tahsilatın tam olarak gösterilmesi daha sonra avukatlık ücretinin gider olarak ayrı bir kalemde gösterilmesi gerekir iken tahsilatın eksik olarak gösterilmesinde şikayetli avukata yüklenecek bir kusur olmadığı görüşüne varılmıştır.
Diğer yandan, Avukatlık Yasasının 165. maddesine göre “Sulh veya her ne suretle olursa olsun taraflar arasında anlaşmayla sonuçlanan ve takipsiz bırakılan işlerde her iki taraf avukatlık ücretinin ödenmesi hususunda müteselsil borçlu sayılırlar.” Bu hüküm tarafların anlaşmaları suretiyle ihtilafın ortadan kaldırılması halinde avukatlık ücretinin güvencesini oluşturan bir düzenlemedir. Bu hüküm karşısında, avukatlık ücretinde zaten borçlu da alacaklı ile birlikte avukata karşı müteselsil sorumlu bulunduğuna göre, şikayet konusu olayda Avukatlık Yasası ve Türkiye Barolar Birliği Meslek Kurallarına aykırı bir yön bulunmamaktadır.
Dosyada daha önce verilmiş bulunan kararın, Türkiye Barolar Birliği Disiplin Kurulu tarafından bozulmasına karar verilmesinden sonra yeniden ele alınması sırasında yeni bir esas numarası verilmesi gerekmektedir. Verilen karar ile esas numarası kapatılır ve bu karar bozulduğunda yeni bir esas numarası verilmesi gerekir. Aksi halde bu dosyada olduğu gibi aynı esas numarası farklı tarihlerde verilmiş iki ayrı karar ile kapatılmış olur ki bu da dosyaların ve kararların denetiminde zorluk oluşturur. Esasa ilişkin olmayan bu husus bozma nedeni yapılmamış sadece değinilmekle yetinilmiştir.
Sonuç olarak şikayetçinin ve Aydın Cumhuriyet Başsavcılığının itirazlarının reddi ile, Aydın Barosu Disiplin Kurulunun Şikayetli Avukat C.A. hakkında vermiş bulunduğu “Disiplin cezası verilmesine yer olmadığına” ilişkin kararının ONANMASINA, oybirliği ile karar verildi. (¤¤)

Full & Egal Universal Law Academy