Türkiye Barolar Birliği Disiplin Kurulu - 06.06.2022
Karar Dilini Çevir:


(1136 S. K. m. 34, 38, 134) (Türkiye Barolar Birliği Avukatlık Meslek Kuralları m. 3, 4, 36) 
E. 2013/102
K. 2014/67
T. 07.02.2014
İtirazın süresinde olduğu anlaşılmakla gereği görüşülüp düşünüldü:
Şikâyetli avukat hakkında, “... 1 Asliye Hukuk. Mahkemesi’nin 2010/12 esas sayılı dosyasında vekili iken Şikâyetçi eşi Ş.S. tarafından ... Aile Mahkemesi’nin 2010/911 Esas sayılı boşanma davasında aleyhine vekâlet üstlenerek dava açtığı ve bu nedenle Avukatlık Yasası 34, 38/b 134 ve TBB Meslek Kuralları 3, 4, 36. maddelere aykırı davrandığı iddiası ile açılan disiplin kovuşturması sonucu eylem sabit görülmeyerek disiplin cezası tayinin yer olmadığına karar verilmiştir.
Şikâyetli avukat önceki ve Disiplin Kuruluna verdiği savunmasında özetle; Şikâyetçinin kendisine Avukat A.T.H. ile birlikte vekâlet çıkardığını, aslında kendisine değil Avukat A.T.H.’e vekâlet çıkaracak iken kendisinin de büroda bulunması ve davanın ...’de olması nedeniyle kendisine de vekâlet çıkarıldığını, ... l. Asliye Hukuk Mahkemesi’nde görülen davaya vekâletin konulduğunu, 27.07.2010 tarihinde dava şikâyetçi lehine sonuçlandığını ve vekâletin sadece bu işi için alındığından vekâlet ilişkisi sona ediğini, hatta 03.09.2010 tarihinde şikâyetçi vekâletten azlettiğinden hükmedilen avukatlık ücretini de alınamadığını, 12.08.2011 tarihinde şikâyetçinin eşi Ş.S.in vekâletini alarak boşanma davası işlemlerini başlattığını, bu tarihte şikâyetçinin dosyasının neticelendiği için kusurunun olmadığını, suçsuz olduğunu belirtmiştir.
İncelenen dosya kapsamından Şikâyetli avukatın ... 18.Noterliği’nin 16.02.2010 gün ve … Yevmiye No.lu vekâletnamesi ile vekil edildiği,
... 1. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2010/12 Esasındı a kayıtlı itirazın iptali davasına Şikâyetçi vekili olarak katıldığı,
Şikâyetli avukatın Şikâyetçi eşi Ş.S.’in ... 2. Noterliği’nin … Yevmiye No.lu vekâletnamesi ile vekil edildiği,
Şikâyetli avukatın ve ... %. Aile Mahkemesi’nin 2010/88 D.İş Esasında 06.08.2010 tarihinde 4320 Sayılı Yasaya göre Şikâyetçi aleyhine dava açtığı ve Mahkeme’nin 10.08.2010 günlü kararı ile talebin kabulü ile Yasa’nın 1/a maddesi hükmüne göre karar verildiği,
Şikâyetli avukatın ... Aile Mahkemesi’nin 2010/911 Esasında Şikâyetçi aleyhine 12.08.2010 tarihinde boşanma davası açtığı
Şikâyetli avukatın ... 2. Noterliği’nin 03.09.2010 gün ve 31495 Yevmiye No.lu azilnamaesi ile azledildiği,
Şikâyetli avukatın disiplin sicilinde ceza olmadığı, görülmektedir.
Yargıtay 2. Hukuk Dairesi’nin 03.0.7.1995 tarih ve 8691-7761 sayılı kararında, “Avukatlık Yasası’nın 38/b Maddesinde, avukata aynı işte menfaati zıt bir tarafa avukatlık etmiş veya mütalaa vermiş olursa, işi ret etmesi gerektiği kuralı yer almaktadır. Yasa ile izlenen amaç, avukatın aldığı vekâlet sonucu vakıf olduğu sırları önceki müvekkilinin aleyhine kullanmayı önlemektir. Yasa Maddesi ile öngörülen husus kamu düzeni ile ilgili olup mahkemece resen gözetilir. Somut olayda davacı vekili, taraflar arasında boşanma ve yoksulluk nafakasına karar verilen ilk davada kocanın vekili olmuştur. Nafakanın takdirine esas olan mali konuda kocanın (bu davadaki davalının) sırlarını ve gücünü öğrenmiştir. Bu durumda Av. ...’nun huzuru ile davaya bakılması usul ve yasasa aykırıdır.” gerekçesi ile maddenin bir amacı belirtildiği gibi,
Yargıtay 13. Hukuk Dairesi’nin 03.10.2000 tarih ve 2000/6961-7836 sayılı kararında da, “Avukatlık, karşılıklı güven ve sadakat isteyen bir meslek olup, vekâlet de bu inanç doğrultusunda verilir. Davalı avukat, davacının bu inancını kötüye kullanarak hasım tarafın kendisini vekil tayin etmesine karşı koymamış, onun vekilliğini üstlenmiştir. Bu durum müvekkil davacının davalı avukatına karşı beslediği güvenin sarsılmasına neden olduğunun kabulünde duraksamaya yer yoktur. O nedenle davacı müvekkil salt bu nedeni ileri sürmek suretiyle dahi azilde haklıdır.” denilmek suretiyle Avukatlık Yasası M. 38/b ve Türkiye Barolar Birliği Meslek Kuralları madde 36, salt öğrenilen sırların önceki müvekkile karşı kullanılmasını önlemek amacıyla değil, karşılıklı güven ve sadakat nedeniyle de konulmuş bulunduğunu açıkça belirtmektedir.
Avukatlık Yasası’nın 34. maddesi, “Avukatlar, yüklendikleri görevleri bu görevin kutsallığına yakışır bir şekilde özen, doğruluk ve onur içinde yerine getirmek ve avukatlık unvanının gerektirdiği saygı ve güvene uygun biçimde davranmak ve Türkiye Barolar Birliği’nce belirlenen meslek kurallarına uymakla yükümlüdürler.”
Avukatlık Yasası M. 38/b, “Aynı işten menfaati zıt tarafa avukatlık etmiş veya mütalaa vermiş olursa" teklifi reddetmek zorundadır.
Türkiye Barolar Birliği Meslek Kuralları’nın 3. maddesi, “Avukat, mesleki çalışmasını kamunun inancını ve mesleğe güveninin sağlayacak biçimde ve işine tam bir sadakatle yürütür.”
Türkiye Barolar Birliği Meslek Kuralları’nın 2. maddesi, “Mesleki çalışmasında avukat bağımsızlığını korur; bu bağımsızlığı zedeleyecek iş kabulünden kaçınır.” Gerçektende bu sebepledir ki, Türkiye Barolar Birliği Meslek Kuralları’nın 36. Maddesi “Bir anlaşmazlıkta taraflardan birine hukuki yardımda bulunan avukat yararı çatışan öbür tarafın vekâletini alamaz, hiçbir hukuki yardımda bulunamaz.” hükmü ile avukat, işi retle yükümlendirilmiştir.
Türkiye Barolar Birliği Meslek Kuralları’nın 4. maddesi, “Avukat, mesleğin itibarını sarsacak her türlü tutum ve davranıştan kaçınmak zorundadır.”, hükümleri ile belirlenen ilkeler göz önünde bulundurulduğunda, M.nin amacının esas itibarıyla mesleğe olan güveni sarsmamak olduğu tartışmasızdır.
Türkiye Barolar Birliği Meslek Kuralları’nın madde. 36, “Bir anlaşmazlıkta taraflardan birine hukuki yardımda bulunan avukat yararı çatışan öbür tarafın vekâletini alamaz, hiçbir hukuki yardımda bulunamaz. Ortak büroda çalışan avukatlar da, yararları çatışan kimseleri temsil etmemek kuralı ile bağlıdır.” hükmünü amirdir.
Avukat kendi kendine karşı da bağımsızlığını korumak zorundadır.
Avukatlık, “doğruluk karinesi”nden yararlanan mesleklerdendir. Kişilerin bu mesleğin mensuplarına inançları asıldır. Bu nedenle avukatların, kolektif inanca ters düşecek ve bu inancı sarsacak davranışlardan dikkatle kaçınmaları gerekir.
Şikâyetli avukatın vekâlet ilişkisi sona ermeden ve eş zamanlı olarak konusu başka da olsa Şikâyetçi aleyhine davalar açarak iş üstlendiği dosya kapsamı ile tartışmasızdır.
Bu nedenlerle şikâyetli avukatların eylemi Avukatlık Yasası 34, 38/b ve TBB Meslek kuralları 2, 3, 4, 36. maddelere aykırı olmakla disiplin suçu olduğundan eylemin disiplin suçu olmadığına ilişkin hukuksal değerlendirme isabetli bulunmamış ve şikâyetçi itirazının kabulü ile disiplin cezası tayini gerekmiştir.
Sonuç olarak Şikâyetçi A.F.S.’in itirazının kabulü ile ... Barosu Disiplin Kurulu’nun “Disiplin Cezası Verilmesine Yer Olmadığına” ilişkin 03.12.2012 gün ve 2012/D.142 Esas, 2012/642 Karar sayılı kararının KALDIRILARAK, Şikâyetli avukat E.C.D.’in “KINAMA CEZASI İLE CEZALANDIRILMASINA”, katılanların oybirliği ile karar verildi. (¤¤)

Full & Egal Universal Law Academy