(1136 S. K. m. 14, 38)
E.2013/184
K.2013/621
T. 22.08.2013
Şikâyetli avukat hakkında emekli olduğu … Ağır Ceza Mahkemesi üyeliğinden sonra bu mahkemede yargılanan sanıklarla cezaevinde görüştüğü, davalara vekil olarak katıldığı ve bu nedenle Avukatlık Yasası 38/c ve TBB Meslek Kuralları 18. maddeye aykırı davrandığı iddiası ile açılan disiplin kovuşturması sonucu eylem sabit görülmeyerek disiplin cezası verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
Şikâyetli avukat savunmalarında özetle; Avukatlık Yasası 14. maddenin emekli hakim ve savcılarla ilgili yasağı düzenlediği ancak bu maddenin Anayasa Mahkemesi’nin 01.09.2009 tarih ve 2009/67-119 E.K. sayılı kararı ile iptal edildiğini bu nedenle … Mahkemelerinde davalara girmesi önünde yasal bir engel bulunmadığını, … cezaevinde … Ağır Ceza mahkemesinde yargılanan bir kısım sanıklarla görüşmüş ise de bunun savunmalarını üstlenme anlamında kabul edilemeyeceğini, hakim iken bir kişinin davalarına bakmasının emekli olduktan sonra o kişinin başka hiçbir işine bakmayacağı anlamında yorumlanamayacağını, bir kısım dosyalara vekâlet sunmuş ise de duruşmaya katılmadığını, suçsuz olduğun savunmuştur.
İncelenen dosya kapsamından Şikâyetli avukatın …Ağır Ceza Mahkemesi üyesi iken 04.05.2011 tarihinde … Barosu levhasına kayıt yaptırarak serbest avukat olarak çalışmaya başladığı, muhtelif tarihlerde … Ağır Ceza Mahkemesi’nde yargılanan 20 sanıkla cezaevinde görüştüğü, … Ağır Ceza Mahkemesi’nin 2011/281, 2011/192 Esas sayılı dosyalarına ortağı Avukat K.Ş.’inde vekil olduğu vekâletname ibraz ettiği, … Ağır Ceza Mahkemesi’nin 2011/137 Esas sayılı dosyasına savunma dilekçesi verdiği görülmektedir.
Avukatlık Yasası’nın “işin reddi zorunluluğu” başlıklı 38/c maddesi “işe evvelce hakim, hakem, Cumhuriyet Savcısı veya memur olarak el koymuş bulunursa avukatın işi reddetme yükümlülüğünü” içermektedir.
Türkiye Barolar Birliği Meslek Kuralları’nın 18. Maddesi de benzer bir düzenleme ile “Avukat daha önce hakim, savcı, hakem ya da başkaca resmi bir sıfatla incelediği işte görev alamaz” kuralını getirmiştir.
Her iki hüküm de, avukatın önceden yargıç, savcı, hakem veya memur olarak işe el koymuş veya incelemiş olduğu, oluşumuna katılıp, katkıda bulunduğu bir işin sonraki aşamalarında avukat olarak görev alamayacağını, işi reddetmekle yükümlü olduğunu kabul etmektedir. Avukatın bu yükümlülüğü her iki maddede de iş ile sınırlanmaktadır.
Her ne kadar Avukatlık Yasası 14. madenin iptal edildiği bildirilmekte ise de; Anayasa Mahkemesi’nin 04.02.1962 tarih ve 161/11 sayılı kararında da bildirildiği üzere , “… Daha önce hakim veya savcı olarak görev yaptığı mahkemeye veya o mahkemenin bulunduğu yerdeki diğer mahkemelere çıkan bir avukatın durumunun, adaletin yerine getirilmesinde kuşkular yaratacağı, gerek mahkemeye gerekse avukatlık müessesine olan güveni sarsacağı açıktır. Adalet hizmetinin tarafsız yürütülmesi, her türlü kuşku dışında tutulması gereken yücelik taşır. Bu yüceliği korumakta kamu yararı olduğunu uzun uzadıya anlatmaya gerek yoktur.” Gerekçesini unutmamak yasağın öncelikle emekli olduğu mahkemede çalışan meslektaşlarının, sonra da bizzat kendisinin onurunu korumaya yönelik olduğu, kamusal içerik taşıdığı asla unutulmamalıdır.
Görüldüğü üzere sözü edilen düzenlemelerin temel amacı, adaletin yerine getirilmesinde kuşku yaratılmaması ve avukatlık mesleğine olan güvenin sarsılmaması, avukatın bağımsızlığının korunmasıdır.
Şikâyetli avukatın cezaevi görüşmeleri, ortağı avukat K.Ş.’le birlikte vekâlet ibraz edip savunma dilekçesi vermiş olmakla eylem sabit olduğundan Baro Disiplin Kurulunca yapılan hukuksal değerlendirme isabetli bulunmamış ve yeniden inceleme ve araştırmayı gerektirir bir husus bulunmadığından disiplin cezası tayini gerekmiştir.
Sonuç olarak … Barosu’nun itirazının kabulü ile … Barosu Disiplin Kurulu’nun “Disiplin Cezası Verilmesine Yer Olmadığına” ilişkin 21.02.2013 gün ve 2012/18 Esas, 2013/4 Karar sayılı kararının KALDIRILARAK, Şikâyetli Avukat S.Ç.’in KINAMA CEZASI İLE CEZALANDIRILMASINA, katılanların oybirliği ile karar verildi. (¤¤)

Full & Egal Universal Law Academy