Türkiye Barolar Birliği Disiplin Kurulu - 06.06.2022
Karar Dilini Çevir:


(1136 S. K. m. 164) (Türkiye Barolar Birliği Avukatlık Meslek Kuralları m. 26)
E. 2007/120
K. 2007/181
T. 01.06.2007
Şikayetçi avukat Baro Başkanlığı’na verdiği 09.01.2004 tarihli dilekçesi ile şikayetli avukatın ilama dayanan alacağını tahsili için geldiğinde, aralarında geçen konuşmalar üzerine kendisini genel müdürlüğe şikayet ettiğini, ancak kendisinin meslek etiğine aykırı bir davranışının olmadığını, şikayetlinin genel müdürlüğe dilekçe yazması sonucunda haksız ithamları nedeniyle rencide olduğunu belirterek şikayette bulunmuştur.
İzmir Barosu Yönetim Kurulu, TBB Meslek Kuralları’nın 26. maddesine aykırılık nedeniyle şikayetli avukat hakkında, 1136 sayılı yasanın 164. maddesine aykırı olarak vekalet ücretini talep eden şikayetli avukata önce borcun ödenmesi gerektiğini ileri sürerek şarta bağlı bir tutum sergilemesi nedeniyle şikayetçi avukat hakkında, re’sen disiplin soruşturması açılmasına karar vermiştir.
Şikayetli Av. B.S. yazılı savunmasında, “yakınanın avukat olduğunu tartışma sonrasında öğrendiğini, kamuoyuna yapılmış bir açıklama olmadığını, sadece bağlı bulunduğu genel müdürlüğe şikayet ettiğini” savunmuş ve yakınıcının kullandığı ifadelerin alaycı, aşağılayıcı ve hakaret dolu olduğunu belirterek cezalandırılmasını istemiştir.
Hakkında re’sen disiplin soruşturması yapılan Av. N.B. yaptığı sözlü savunmasında, herkese sorduğu gibi meslektaşına da kuruma olan borcun ödenip ödenmediğini sorduğunu, bunun üzerine sinirlenerek kendisi ile böyle konuşamayacağını söyleyip gittiğini, şikayetliyi küçük düşürecek davranışta bulunmadığı gibi alay edici söz de sarf etmediğini ileri sürmüştür.
Baro Disiplin Kurulu, şikayetli Av. B.S.’nin Türkiye Barolar Birliği Meslek Kuralları’nın 26. maddesine aykırı davrandığı, Av. N.B.’nin ise Avukatlık Yasası’nın 164. maddesine aykırı davrandığı gerekçesiyle ayrı ayrı uyarma cezası ile cezalandırılmalarına karar vermiştir.
Baro Disiplin Kurulu kararına şikayetli avukatlar itiraz etmiştir.
Şikayetli Av. Baysal Sulu itiraz dilekçesinde; şikayetçinin avukat olmadığını, avukatlık görevi yapmadığını, olayda, Meslek Kuralları’nın 26. maddesinde tanımlanan disiplin suçunun unsurlarının oluşmadığını belirterek kendi cezasının kaldırılmasını, diğer şikayetlinin ise daha ağır bir ceza ile cezalandırılmasını talep etmiştir.
Şikayetli Av. N.B. ise itiraz dilekçesinde; Av. B.S’ye yapılan ödemenin şarta bağlanmadığını, görevinin gereklerini yerine getirdiğini, bu durumu hakkında yapılan idari soruşturma sonucunda da anlaşıldığını, 19 yıllık devlet memurluğu yaşantısında kurumu tarafından verilmiş bir cezası olmadığını, bu nedenle Baro Disiplin Kurulu’nun uyarma cezasının kendisini rencide ettiğini belirterek, cezanın kaldırılmasını talep etmiştir.
Disiplin kovuşturmasına konu sorun, şikayetli Av. B.S.’nin Türkiye Barolar Birliği Meslek Kuralları’nın 26. maddesinde belirtilen, “hiçbir avukat, bir meslektaşının tutum ve davranışları hakkındaki düşüncelerini kamuoyuna açıklayamaz. Bu yoldaki şikayetlerin mercii yalnız barolardır.” ilkesine aykırı davranıp davranmadığı, şikayetçi avukat N.B. bakımından ise, Avukatlık Yasası’nın 164. maddesinin son fıkrasında, “dava sonunda, kararla tarifeye dayanılarak karşı tarafa yüklenecek vekalet ücreti avukata aittir. Bu ücret iş sahibinin borcu nedeniyle takas ve mahsup edilemez, haczedilemez.” kuralına aykırılığın söz konusu olup olmadığına ilişkindir.
Şikayet hakkı anayasal bir hak olup, herkes tarafından yasal koşullarına bağlı olarak tereddütsüz kullanılabilir. Meslek kurallarıyla anayasal bir hakkın ortadan kaldırıldığı düşünülemez. Bu bakımdan, 26. maddede tanımı yapılan meslek kuralına yanlış anlam verilerek, avukat unvanını taşısa da, idari hiyerarşi içerisinde yer alan bir kişi hakkında şikayet dilekçesi verilmiş olmasının disiplin suçu oluşturduğu şeklindeki görüş yasal dayanaktan yoksun bulunmaktadır.
Aynı şekilde, dosyadaki bilgi ve belgelerden sadece sözlü aşamada kalmış kurum borcunun ödenmiş olup olmadığı yönündeki bir sorunun da disiplin suçu olarak değerlendirilmesinde hukuksal isabet görülmemiştir.
Bu nedenlerle, İzmir Barosu Disiplin Kurulu’nun her iki şikayetli avukat hakkında ki ayrı ayrı uyarma cezası verilmesine ilişkin kararın kaldırılarak, her iki şikayetli avukat hakkında disiplin cezası verilmesine yer olmadığına karar vermek gerekmiştir.
Sonuç olarak, şikayetli avukatların itirazlarının kabulü ile İzmir Barosu Disiplin Kurulu’nun şikayetli avukatların uyarma cezası ile cezalandırılmalarına ilişkin 20.10.2006 tarih ve 2005/… Esas, 2006/… Karar sayılı kararının kaldırılmasına, incelenecek başka husus kalmadığından her iki şikayetli avukat N.B. ve B.S. hakkında disiplin cezası verilmesine yer olmadığına katılanların oybirliği ile karar verildi. (¤¤)

Full & Egal Universal Law Academy