Türkiye Barolar Birliği Disiplin Kurulu - 06.06.2022
Karar Dilini Çevir:


(1136 S. K. m. 34) (Türkiye Barolar Birliği Meslek Kuralları m. 3, 4)
E. 2008/391
K. 2008/517
T. 19.12.2008
Şikayetli avukat hakkında, Menemen İcra Müdürlüğünün 2005/1335 Esas sayılı icra takip dosyasında, borçlularla haricen anlaşıp çekle tahsilat yaptığı, alınan çekin şikayetçiye teslimine ilişkin bir belge imzalatıldıktan sonra çekin R.A. isimli kişiye verildiği ve bu kişinin çeki alarak kaçtığı, bilgi vermediği, şikayetlinin borçludan da ayrıca 7.000,00. YTL. tahsilat yaptığının öğrenildiği, iddiası ile başlatılan disiplin kovuşturması sonucunda Baro Disiplin Kurulunca eylem sabit görülmüş ve disiplin cezası tayin edilmiştir.
Şikayetçi avukat savunmasında, yapılan takipte aslında R.A.’nın alacaklı olduğunu, ancak çek alacaklısı adına icra takibi yapılması halinde dosyaya haciz konabileceğinin bildirildiğini, bu sebeple kayden alacaklı görünmesi için şikayetçinin R.A. tarafından temin edilerek getirildiğini ve vekaletname verildiğini, borçlu ile asıl alacaklının anlaşması üzerine kaydi alacaklı olan şikayetçiden ibraname alınarak tahsil edilen çekin şikayetçiye teslim edildiğini, ondan sonra diğer kişiler arasındaki durumu bilmediğini, öğrendiğine göre, asıl alacaklının şikayetçiye istediği parayı vermemesi sebebiyle kendisinden almaya çalıştığını ve bu sebeple şikayet ettiğini bildirmiştir.
Bu savunma karşısında, şikayetli avukatın asıl alacaklı adına icra takibi yapması gerekirken, muvazaalı olarak gerçekte alacaklı olmayan kişi adına, ancak tahsil edilen meblağ gerçek alacaklıya ödenmek üzere icra takibi yaptığı, borçlular ile çek alınarak ödeme konusunda şikayetlinin bilgi ve rızası olmaksızın anlaşma sağlandığı, icra takibi tutarının altında bu miktardaki çekin, kaydi alacaklı olarak şikayetçiye teslimi için belge düzenlenerek imzasının alındığı ve bundan sonra teslim edildiği, bu aşamada çekin kimde kaldığının belirli olmadığı anlaşılmaktadır.
Avukatlık Yasasının 34. maddesine göre “ Avukatlar yüklendikleri görevleri bu görevin kutsallığına yakışır bir şekilde özen, doğruluk ve onur içinde yerine getirmek ve avukatlık ünvanının gerektirdiği saygı ve güvene uygun davranmak ve Türkiye Barolar Birliği Meslek Kurallarına uymakla yükümlüdürler” Türkiye Barolar Birliği Meslek Kurallarının 3. maddesine göre “Avukat Mesleki çalışmasını kamunun inancını ve mesleğe güvenini sağlayacak biçimde işini tam bir sadakatla yürütür” 4. maddesine göre “Avukat mesleğin itibarını zedeleyecek her türlü tutum ve davranıştan kaçınmak zorundadır.”
Şikayetli avukatın, taraflar arasındaki muvazalı düzenlemeyi bilerek icra takibini yürüttüğü, asıl alacaklı olduğunu bildiği kişinin görüşmesi sonucu varılan mutabakata göre tahsilatı yaptığı konusunda uyuşmazlık bulunmamaktadır. Şikayetli avukatın muvazaalı işlere alet ve aracı olması, avukatlık mesleğine kamunun inanması ve güvenmesi ilkesini ortadan kaldırdığından eylem Avukatlık yasasının 34 ve Türkiye Barolar Birliği Meslek Kurallarının 3 ve 4.maddesine açıkça aykırılık teşkil etmektedir. Şikayetlinin görünürdeki müvekkilinden belge almış bulunması, öncesindeki eyleminin yukarıda belirtilen hükümlere aykırılığını ortadan kaldırmamaktadır.
Bu nedenlerle, şikayetlinin eyleminin disiplin suçu oluşturduğuna ilişkin Baro Disiplin Kurulu kararında hukuki isabetsizlik görülmemiş, aleyhe itiraz da olmadığı için kararın onanması gerekmiştir.
Sonuç olarak, şikayetli avukatın itirazının reddi ile, aleyhte itiraz da olmadığından İzmir Barosu Disiplin Kurulunun “uyarma cezası verilmesine” ilişkin kararının ONANMASINA oybirliği ile karar verildi. (¤¤)

Full & Egal Universal Law Academy