Türkiye Barolar Birliği Disiplin Kurulu - 06.06.2022
Karar Dilini Çevir:


(1136 S. K. m. 34, 134, 136) (Türkiye Barolar Birliği Avukatlık Meslek Kuralları m. 3, 4)
E. 2014/696
K. 2015/5
T. 03.01.2015   
İtirazın süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü:
Şikâyetli avukat hakkında “şikâyetçi aleyhine ... 2. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2007/322 Esas ve 2008/214 Karar sayılı dosyasına istinaden 12.314,83 TL’nin tahsili amacıyla icra takibi başlattığı, şikâyetçi ödeme yaptığı halde haksız kazanç elde etmek üzere görevini kötüye kullandığı” iddiasıyla başlatılan disiplin kovuşturması sonucunda şikâyetli avukatın uyarma cezası ile cezalandırılmasına karar verilmiştir.
Şikâyetli avukat önceki savunmalarında ve itirazında özetle, Müvekkili D.T. ile ilgili olarak adli yardım kanalı ile ... 2. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2007/322 E. 2008/214 K. Sayılı dosyası ile nafaka davası açıldığını ve sonuçlandırıldığını, aynı soy isme sahip olan N.T. isimli müvekkilin de nafaka davasının sonuçlandığını ve icrai işlemlerin başlatıldığını, icra evraklarının sigortalı çalışanı tarafından hazırlandığını, sehven bu iki müvekkilin soy isminin aynı olması ve dosyalarında yan yana konulması nedeni ile şikâyete konu edilen işlemin yapıldığını, yanlışlığın ilk aşamada fark edilmediğini, ancak tahsilâta yönelik herhangi bir işlem yapılmadan bu yanlışlığın fark edilerek feragat edildiğini, gerekli harç ve giderlerin karşılanarak dosyanın işlemden kaldırıldığını, bu aşamaya gelene kadar dosyada herhangi bir haciz işlemi ya da tahsilâta ilişkin herhangi bir işlem yapılmadığını, şikâyet edenin herhangi bir hak kaybı olmadığını, maddi-manevi zararının oluşmadığını, sözlü olarak ulaşsa bile düzeltilecek bu durum nedeni ile şikâyetçi olunmasının haksız ve kötü niyetli bir yaklaşım olduğunu, icra dosyası ile ilgili karşı tarafın yapmış olduğu şikâyet üzerine dosya incelendiğinde davanın Yargıtay incelemesinden geçerek kesinleşmiş olduğunun görüldüğünü ve bu durum anlaşılır anlaşılmaz da yapılan icra takibinden feragat edildiğini, dava dosyası incelendiğinde ise kendisine yapıldığı iddia edilen Yargıtay ilamına ilişkin tebligatın usulsüz olduğu ve kendisi yokken yapılmış olduğunu, Yargıtay ilamından ve kesinleşmeden haberi olmadığını, davanın kesinleşmiş olduğunu öğrendiği an icra takibinden vazgeçildiğini belirtmiştir.
İncelenen dosya kapsamından; ... 2. Asliye Hukuk (Aile Mahkemesi sıfatıyla) Mahkemesi’nin 2007/322 Esas sayılı dosyasının incelenmesinden; dosyanın taraflarının davacı/birleşen dosya davalısı şikâyetçi ile davalı/birleşen dosya davacısı D.T. bulunduğu, şikayetli avukatın D.T. vekilliğini üstlendiği, dava sonucunda Mahkeme’ce 24.07.2008 tarih, 2008/214 Karar sayılı kararla davacı şikayetçinin davasının reddine, birleşen 2007/297 Esas, 2007/374 Karar sayılı dosyanın davacısının kendisi için açtığı nafaka davasının kabulü ile aylık 250,00 TL tedbir nafakasının dava tarihinden kesinleşinceye kadar davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verildiği, kararın 25.12.2009 tarihinde kesinleştiği,
Şikâyetli avukatın ... 1. Asliye Hukuk (Aile Mahkemesi sıfatıyla) Mahkemesi’nin 2009/414 Esas sayılı dosyasında davacı N.T. vekilliğini üstlendiği ve dava sonucunda hükmedilen 25.02.2010 tarih, 2010/84 Karar sayılı kararına istinaden ... İcra Dairesi’nin 2010/1592 Esas sayılı dosyası ile N.T. vekili sıfatıyla 05.04.2010 tarihinde nafaka alacağının icra takibine konulduğu,
Şikâyetli avukat tarafından alacaklı vekili sıfatıyla borçlu şikâyetçi aleyhine ... İcra Dairesi’nin 2013/5311 Esas sayılı dosyası ile ... 2. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2007/322 Esas, 2008/214 Karar sayılı ve 24.07.2008 tarihli ilama istinaden 9.250,00 TL nafaka ve 1.274,86 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 10.524,86 TL’nin tahsili amacıyla 09.09.2013 tarihinde icra takibi başlattığı, şikâyetli avukatın 08.10.2013 tarihinde feragat dilekçesi verdiği, şikâyetçi borçlunun icra emrine itiraz ettiği ve ... İcra Hukuk Mahkemesi’nin 2013/164 Esas, 2013/199 Karar sayılı ve 08.10.2013 tarihli kararla şikayet konusuz kaldığından esas hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verildiği,
Mahkeme karar gerekçesinde “davanın konusuz kaldığı, ancak davalı tarafça ilama aykırı bir şekilde icra emrinin düzenlendiği, davacı-borçluya icra emri gönderilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğu ve dava açmasına sebebiyet verdiğinden vekâlet ücretinden sorumlu tutularak oluşan sonuç ve vicdani kanaate göre hüküm tesis edilmiştir.” sözlerinin yazılı olduğu,
Şikâyetli avukatın disiplin sicil özetinde ceza olmadığı görülmektedir.
Şikâyetçi itirazında özetle; Şikâyetli avukatın ... 2. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2007/322Esas,2008/214 Karar sayılı ilamına istinaden kendisine 12.314,18TL tutarında icra takibi başlattığını, bu ilamın kesinleşme tarihine kadar olun tedbir nafaka borcumu ödemesine rağmen, şikâyetli avukatın kesinleşmiş olun ilamı dayanak gösterdiğini, bu parayı haksız olarak istediklerini beyan etmesine rağmen, şikâyetli avukatın kendisini rezil edeceğini beyan ederek ve haksız bir şekilde para tahsil etme yoluna başvurarak avukatlık meslek kurallarına aykırı hareket ettiğini, verilen cezanın az olduğunu ifade etmiştir.
Avukatlık Yasasının 34. maddesi “ Avukatlar, yüklendikleri görevleri bu görevin kutsallığına yakışır bir şekilde özen, doğruluk ve onur içinde yerine getirmek ve avukatlık unvanının gerektirdiği saygı ve güvene uygun biçimde davranmak ve Türkiye Barolar Birliğince belirlenen meslek kurallarına uymakla yükümlüdürler ”
Avukatlık Yasası’nın 134. maddesi “Avukatlık onuruna, düzen ve gelenekleri ile meslek kurallarına uymayan eylem ve davranışlarda bulunanlarla, mesleki çalışmada görevlerini yapmayan veya görevinin gerektirdiği dürüstlüğe uygun şekilde davranmayanlar hakkında bu kanunda yazılı disiplin cezaları uygulanır.”
Türkiye Barolar Birliği Meslek Kurallarının 3. maddesi “Avukat mesleki çalışmasını ve kamunun inancını ve mesleğe güvenini sağlayacak biçimde ve işine tam bir sadakatle yürütür”
Türkiye Barolar Birliği Meslek Kurallarının 4. maddesi “Avukat, mesleğin itibarını zedeleyecek her türlü tutum ve davranıştan kaçınmak zorundadır.” hükümlerini amirdir.
Şikâyetli avukatın dosya kapsamı ve kabulüne göre Mahkeme kararının kesinleşmesinden sonraki dönemi kapsayacak şekilde ve yasal dayanağı olmadığı halde mükerrer icra takibi başlatarak haksız takip ve yargılamaya neden olduğu tartışmasızdır.
Avukatlar özen ve doğruluk kurallarına göre hareket etmek, kamunun inancını ve mesleğe güvenini sağlayacak biçimde sadakatle davranmak mesleğin itibarını sarsacak her türlü davranıştan kaçınmak zorundadır.
Baro Disiplin Kurulu, şikâyetli avukatın eyleminin disiplin suçu olduğuna ve Avukatlık Yasası’nın 34, 134 ve TBB Meslek Kuraları 3, 4. maddelere aykırı bulunduğuna ilişkin hukuksal değerlendirme yerinde ise de; Avukatlık Yasası 136/1. maddesine aykırı olarak uyarma cezası tayini yerinde görülmemiş ve Şikâyetçi N.T.’in itirazının kabulü ile kınama cezası tayini gerekmiştir.
Sonuç olarak Şikâyetli avukat S.O.’un itirazının reddine, Şikâyetçi N.T.’in itirazının kabulü ile;
1-... Barosu Disiplin Kurulu’nun “Uyarma Cezası Verilmesine” ilişkin 20.06.2014 günlü 2014/15 Esas, 2014/32 Karar sayılı kararının kınama cezasına çevrilmek suretiyle Düzeltilerek Onanmasına, Şikâyetli avukat S.O.’un “Kınama Cezası İle Cezalandırılmasına”,
2-Kurulumuz kararının tebliğini izleyen günden itibaren 60 gün içinde Ankara İdare Mahkemesi’nde dava yolu açık olmak üzere,
Oybirliği ile karar verildi. (¤¤)

Full & Egal Universal Law Academy