Türkiye Barolar Birliği Disiplin Kurulu - 06.06.2022
Karar Dilini Çevir:


(1136 S. K. m. 34, 134, 157)

 

E: 2018/735

K: 2018/971

T: 03.11.2018

 

Şikayetli avukat hakkında; “Şikayetçi ile karşılıklı taraf vekili oldukları .... İcra Ceza Mahkemesinin 2017/309 esas sayılı dosyasının 24.10.2017 gün ve 09.21 saatli duruşmasında, şikayetçiyle iletişim halinde olmasına rağmen, duruşmanın alınmasını sağlayıp dosyanın geri dönüşü mümkün olmayacak şekilde düşmesine sebebiyet verdiği” iddiasıyla başlatılan disiplin kovuşturmasında ceza verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.

 

Şikayetli savunmasında, aynı gün içerinde birçok duruşmasının olduğunu, incelemeye konu dosyanın mahkemesine gittiğinde karşı taraf vekilinin olmadığını, duruşmaya girip girmeyeceği konusunda bir bilgisinin o esnada olmadığını, saati geldiğinde şikayetçiyi bizzat kendisinin arayarak ulaştığını, dilekçesinin ekinde sunduğu yazışmalardan da anlaşılacağı üzere duruşmayı beklettiğini, mahkeme salonunda 35-40 dakika beklediğini, dosyanın alınması için bir ısrarının olmadığını, mahkeme tarafından hazır olduğu görülünce ve diğer duruşmalarının da olması sebebiyle duruşmaya girmek zorunda kaldığını, bu durumu da şikayetçiye bildirdiğini, geri dönüşü olmayacak bir durumla karşılaşmamak adına şikayetçinin bu duruşmaya öncelik vermesi gerektiğini, öncelik veremeyecek durumunda olunması durumunda ise en azından mazeret dilekçesi verilebileceğini, şikayetin kötüniyetli olduğunu, bu sebeple cezalandırılmaması gerektiğini belirtmiştir.

 

İncelenen dosya kapsamından, Baro Yönetim Kurulu’nun 08.12.2017 günlü toplantısında, Avukatlık Kanunu’nun 34, 134, Türkiye Barolar Birliği Meslek Kuralları’nın 3, 4, 11 ve 30. maddeleri uyarınca şikayetli hakkında disiplin kovuşturması açılmasına karar verildiği,

 

… İcra Ceza Mahkemesinin 2017/309 esas sayılı dosyasının duruşma tutanağının, taraflar arasında geçen mesaj dökümlerinin, tarafların 24.10.2017 günlü duruşma listelerinin dosyamız içerisinde olduğu,

 

Baro Disiplin Kurulu’nca, “Şikayetli avukatın ... İcra Ceza Mahkemesinin 2017/309 esas sayılı dosyanın 24.10.2017 gün saat 09.21’deki duruşmasından önce şikayetçiyi arayarak ve mesaj atarak beklediğini bildirdiği, her ne kadar şikayetçi duruşmada olduğunu mesajla bildirmişse de duruşmaya saat mazereti vermediği, şikayetlinin aynı gün birden fazla duruşması olduğu ve makul süre beklediği de nazara alınarak” gerekçesiyle oyçokluğuyla ceza verilmesine yer olmadığına karar verildiği,

 

Muhalefet şerhinin; “Her ne kadar şikayetli duruşma saatinde müşteki avukata beklediğinden bahisle mesaj atmış ise de, müşteki mesaja ilk cevabında duruşmada olduğunu, ikinci cevabında duruşmanın halen devam ettiğini bildirmesi, duruşma saati olan 09.21 ile duruşmanın alındığı saat 09.50 aralığının yaklaşık yarım saat olması, düşmesine karar verilen davanın niteliği gereği geri dönüşü olamayacak ve şikayetli avukatın sorumluluğunu doğuracak şekilde düşmesine karar verilmesi, şikayetli avukatın bu hususun düzeltilmesine ilişkin hiç bir talebinin olmaması, şikayetlinin bu durumu bilen/bilmesi gereken bir konumda olması hususları birlikte nazara alınarak şikayetli avukatın eyleminin mesleki dayanışma kurallarına aykırılık teşkil ettiğinden Meslek Kuralları 11 ve 30 maddeleri gereğince şikayetli avukat hakkında uyarma cezası verilmesi gerektiği gerekçesiyle çoğunluğun görüşüne katılmıyoruz.” şeklinde olduğu,

 

Şikayetlinin disiplin sicil özetinde ceza olmadığı,

 

Şikayetçinin 21.06.2018 kayıt tarihli itiraz dilekçesinde özetle; önceki iddialarının tekrar ederek, Baro Disiplin Kurulu kararına gerekçe olan makul süre kavramının ne olduğunu disiplin kurulunca açıklanması gerektiğini, kaldı ki duruşmada olduğunu ifade eden bir avukatın diğer dava dosyasının alınmasında makul süre aranıp aranmayacağı hususunun tartışılması gerektiğini,  Disiplin Kurulu Başkanı ve diğer üyenin muhalefet şerhinin doğru olduğunu, bu nedenle bu kararın kaldırılarak şikayetlinin şikayet olanın eylemine uyar şekilde cezalandırılmasını talep ettiği,

 

Şikayetlinin 19.07.2018 kayıt tarihli itiraza cevap dilekçesinde özetle; önceki savunmalarını tekrar ederek, Türkiye Barolar Birliği Meslek Kuralları’na uygun davrandığını, mesleğine gereken özeni gösterip saygı duyduğunu, meslektaşlarını duruşma saatlerinde duruşma salonunda bulamadığında; acaba başka duruşmaları mıdır diye düşünüp, arayıp haber almaya çalıştığını, hiçbir zaman keyfi tutum ve davranışlar sergilemediğini, genç bir avukat olarak küçümsenmesi nedeniyle şikayet edilmiş olduğunu, bu nedenlerle itirazın reddi ile Baro Disiplin Kurulu kararının onanmasına karar verilmesini talep ettiği görülmüştür.

 

Şikayetçi avukatın davacı olduğu dosyanın duruşmasına saatinde gelmediği, saatli yazılı mazeret ya da karşı taraf vekili arayarak sözlü mazeretini bildirmediği, duruşma saatinde hazır olan şikayetli avukatın, şikayetçinin olmadığını ‘fırsat’ görüp duruşmayı alarak şikayetçiyi güç duruma düşürmek istemediği, şikayetçiyi aradığı, duruşmanın duruşma saatinden yaklaşık yarım saat sonra alındığı, şikayetli avukatın aynı gün diğer duruşmalarını da bulunduğu dosya kapsamında sabittir.

 

Bu nedenle, şikayetli avukatın davranışlarında Avukatlık Kanunu’na ve Türkiye Barolar Birliği Meslek Kuralları’na aykırılık saptanmadığından, Baro Disiplin Kurulu’nca yapılan hukuksal değerlendirmede yasaya aykırı bir yön ve hukuki isabetsizlik görülmediğinden, şikayetçinin itirazının reddi ile kararın onanması gerekmiştir.

 

Gereği düşünüldü:

 

1- Şikayetçi avukatın itirazının reddine, … Barosu Disiplin Kurulu’nun “Disiplin Cezası Verilmesine Yer Olmadığına” ilişkin 14.02.2018 gün ve 2017/111 Esas, 2018/19 Karar sayılı kararının ONANMASINA,

 

2- Kararın onay için, Avukatlık Kanunu’nun 157/7.maddesi gereğince Adalet Bakanlığı’na gönderilmesine,

 

3- Kurulumuz kararının tebliğini izleyen günden itibaren 60 gün içerisinde Ankara İdare Mahkemesinde dava yolu açık olmak üzere,

 

Oybirliği ile karar verildi. (¤¤)


Full & Egal Universal Law Academy