Türkiye Barolar Birliği Disiplin Kurulu - 06.06.2022
Karar Dilini Çevir:


(1136 S. K. m. 34, 136) (Türkiye Barolar Birliği Avukatlık Meslek Kuralları m. 3, 4, 36)
E. 2007/25
K. 2007/65
T. 23.02.2007
Şikayetli avukatın, şikayetçilerin şirket ve kişi olarak vekili iken 28.04.2003 tarihli azilname ile azledildiği, daha önce vekili bulunduğu Universal A.Ş.’nin vekaletine devam ettiği, bu şirket ile S Müzik Yapım Org. Tic. A.Ş. arasında düzenlenen 01.05.2003 tarihli belgeye dayanılarak yapılan Beyoğlu 4. İcra Müdürlüğü’nün 2003/…. Esas sayılı takibine itiraz edilmesi üzerine Beyoğlu 1. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2003/… Esas sayılı dosyası ile takip konusu belgenin sahteliği iddiası ile dava açtığı ve bunun Avukatlık Yasası ve TBB Meslek Kuralları’na aykırı olduğu iddiası ile S Müzik Org. San. Tic. A.Ş. tarafından yapılan şikayet, aynı gerekçelerle Beyoğlu 3. Asliye Hukuk Mahkemesi’nde 2003/… Esas sayı ile diğer şikayetli Av. S. imzası ile açılan dava sebebiyle A.S.Y. tarafından yapılan şikayet ve yine Beyoğlu 4. İcra Müdürlüğü’nün 2003/…. Esas sayılı takip dosyası ile ilgili olarak Beyoğlu 1. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2003/… Esas sayılı dosyası ile açılan dava ile ilgili olarak yapılan şikayetlere ilişkin muhtelif sayılı dosyalarının birleştirilerek incelenmesine, Av. U. hakkında disiplin kovuşturması açılmasına, Av. S. hakkında kovuşturma açılmasına yer olmadığına Baro Yönetim Kurulu’nun 05.05.2005 tarih 2003/… Esas, 2005/… Karar sayılı kararı ile karar verilmiş, şikayetçiler vekilinin süresinde itirazı üzerine Türkiye Barolar Birliği Yönetim Kurulu’nca verilen 01.10.2005 tarihli karar ile itiraz reddedilmiş, Adalet Bakanlığı’nın 01.12.2005 tarih, 23561 sayılı oluru ile onanmıştır.
Bu şekilde Av. S. hakkındaki disiplin kovuşturması açılmamasına ilişkin karar kesinleşmiş, birleştirilen üç dosyadaki iddialar açısından Av. U. ile ilgili olarak yürütülen disiplin kovuşturması sonucunda Beyoğlu Sulh Hukuk Mahkemesi’nden ilgili dosya talep edilmiş, mevcut dosya içeriği tetkik edildiğinde savunmanın aksini kanıtlayacak hususlara bu dosya ve kurulumuza ait dosya içeriğinde aleyhte belge ve bilgiler elde edilemediğinden disiplin cezası tayinine yer olmadığına karar verilmiştir.
Dosyaya, çoğunluğu şikayetli avukat tarafından ibraz edilen belge ve toplanan bilgilerden, şikayetli avukatın şikayetçilerin kişi ve şirket olarak vekilliğini yapmakta olduğu, aynı holdinge bağlı Universal şirketinin de vekili bulunduğu, bu şirket ve kişiler arasında belirli bir süre menfaat çatışmasının bulunmadığı, Universal Müzik Yapım Org. San. Tic. A.Ş.’nin kayyuma teslim edilmesi hususunda Beyoğlu Sulh Hukuk Mahkemesi’nce karar alınması üzerine diğer şirketlerin vekilliğinden Beyoğlu 24. Noterliği’nin 28.04.2003 tarih, …. no.lu azilnamesi ile azledildiği, azilnamenin 29.04.2003’te şikayetli avukatın eşine tebliğ edildiği, azil gerekçesinin vekalet görevinin kötüye kullanılması suretiyle şirkete yetkileri olmadığı halde gelen kişilere şirketle ilgili bilgi ve belgelerin verilmesi mütalaasında bulunduğu, şirket yöneticilerinin dışarı çıkarılmasına engel olmadığı gibi iddialardan oluştuğu görülmektedir. Azilnamede ileri sürülen hususların geçerli olup olmadığı bu disiplin kovuşturmasının konusu dışındadır.
Şikayetli avukat, icra takibinin konusunu oluşturan 01.05.2003 tarihli belgenin düzenlenmesinden önce vekaletten azledildiği, icra takibine itirazların da şirkete kayyum olarak atanan Av. A. tarafından yapıldığı, Beyoğlu 1. Asliye Hukuk Mahkemesi’nde açılan 2003/… ve … sayılı davaların dilekçelerinin de kayyum tarafından hazırlandığı, ancak verildiği tarihte özel işi sebebiyle kayyumun İstanbul’da bulunamaması sebebiyle kendisine imzalatılan diğer evraklar arasında imzaladığı, açılan davalarda kendisinin şikayetçilerin vekilliği sırasında elde edilmiş gizli bir bilgiden yararlanılmadığı, davanın adının “takip konusu belgenin sahteliğinin tespiti” biçiminde olmasına karşın, aslında imza taklidi gibi bir sahtecilik suretiyle düzenlendiği iddiasını değil, düzenleme tarihi itibariyle şirkete kayyum tayin edilmiş bulunduğu için, yetkili imzanın kayyuma ait olacağı, oysa kayyum tarafından imzalanmadığı gerekçesine dayandığı, zaten hemen başka bir avukatın görevlendirildiği ve davanın takipsizlikten düştüğü her iki şirketin de aynı hissedarlara ait olup aynı kişiler tarafından yönetilmekte iken bazı ihtilafların çıktığı, bu sebeple Universal şirketinin kendisinde olan hissesini iade ve şirket yönetiminden de ayrıldığını, görevde bulunduğu dönemde her iki şirket arasında bir anlaşmazlık ve menfaat ayrılığı bulunmadığına göre gizli bir bilgiden söz edilemeyeceği ve menfaati zıt taraflara vekillikten söz edilemeyeceğini, savunmuştur.
Baro Disiplin Kurulu tarafların sundukları belgeleri ve dosyaları celp etmiş, bildirilen tanıkları dinlemiştir. Tanıklardan Av. A. ifadesinde, kendisinin Universal A.Ş.’ye Beyoğlu Sulh Hukuk Mahkemesi tarafından kayyum olarak atandığını, mahkemenin bildirdiği tarihte göreve başladığını, şirketin borçları ve alacakları olduğunu, alacakların tahsil edildiğini ancak borçların ödenmemekte olduğunu gördüğünü, üçüncü şahıslarla ihtilafların devam etmekte olduğunu, iddia konusu davalarla ilgili olarak o tarihte Balıkesir’de bulunduğunu, giderken gerekli evrakların U. tarafından imzalanması talimatını verdiğini, geldiğinde şikayetli avukatın kendisine bu dava dilekçelerini diğer evraklar arasında imzaladığını sonradan fark ettiğini, “keşke siz geldikten sonra açılsaydı, aceleye geldi bilinçli yapmadım” dediğini, bilahare kendisinin görevinin bittiğini ve davanın takip edilmediğini öğrendiğini, davanın açılması için bir takım bilgilere ihtiyacı olduğunu ve U.’dan bu konuda bilgiler aldığını ve bu bilgileri de katarak müsveddeyi hazırlayıp daktiloya verdiğini, U.’nun şirketlerin vekili olduğunu ve azledildiğini öğrendiğini bildirmiştir.
Şikayetçiler vekili, tanığın, davaların açıldığı 01.07.2003 tarihinde Balıkesir’de olduğunu bu sebeple sehven dilekçenin şikayetli avukat tarafından imzalandığını beyan etmesine karşın aynı tarihte Beyoğlu Sulh Hukuk Mahkemesi’nde duruşmaya katıldığını bildirerek tutanak ibraz etmiş, mahkemeden durum sorulmuş, duruşma tutanağının onaylı örneği gönderilmiş ve tanığın o tarihte Beyoğlu Sulh Hukuk Mahkemesi’nde duruşmaya katıldığı anlaşılmıştır.
Şikayetli avukatın, daha önce şikayetçilerin vekilliği ile birlikte Universal A.Ş.’nin de vekilliğini yürüttüğü, bu vekaletin bürosunda iş davaları takip etmekten de öte bizzat şirkette maaşlı olarak yerine getirdiği, Universal A.Ş.’de ayrıca hissedar ve yönetim kurulu üyesi de olduğu, böylece şirketlerin tüm faaliyetlerinden ve özellikle birbirleri ile ilişkilerinden haberdar olduğu dosyadaki bilgi ve belgelerden anlaşılmaktadır.
Universal A.Ş.’ne kayyum atanmasından sonra, şikayetçi şirketlerde geliştiği anlaşılan bir takım yönetim ve şirketlere müdahalelerle ilgili işlemlerde şirkette bulunduğu, bu sırada şikayetçilere göre vekillik görevine uygun davranmadığı iddiası ile azledildiği, bundan sonra Universal A.Ş.’deki hissedarlığından ve yöneticiliğinden ayrıldığı da savunmasından anlaşılmaktadır.
Şikayetli avukatın, 01.07.2003 tarihli dava dilekçelerinde davacı vekili olarak adı bulunmaktadır. Bunun, dava dilekçesinin kayyum tarafından hazırlandığı, kendisinin Balıkesir’de bulunması sebebiyle ve diğer evraklar arasında sehven imzalandığı yönündeki savunmanın, bu eylemin disiplin suçu oluşturması halinde bir geçerliliği olmayacağı gibi, aynı tarihte kayyum Av. A.’nın ileri sürüldüğü gibi Balıkesir’de olmayıp Beyoğlu Sulh Hukuk Mahkemesi’nde duruşmada hazır bulunması karşısında maddi dayanağının da olmadığı açıktır. Şikayetli avukatın hemen akabinde başka bir avukatı tevkil etmesi, hatta davanın takipsiz kalması yanında yukarıda belirtilen beyanları da, eski vekili olduğu şirketlere karşı açılan davalarda Universal A.Ş.’yi temsil etmesinin yerinde olmadığını bildiğini göstermektedir.
Türkiye Barolar Birliği Meslek Kuralları’nın 36. maddesi; “bir anlaşmazlıkta taraflardan birine hukuki yardımda bulunan avukat yararı çatışan kimseleri temsil etmemek kuralı ile bağlıdır.”, 3. maddesi; “avukat mesleki çalışmasını kamunun inancını ve mesleğe güveninin sağlayacak biçimde ve işini tam bir sadakatle yürütür.”, 4. maddesi; “avukat mesleğin itibarını zedeleyecek her türlü tutum ve davranıştan kaçınmak zorundadır.” hükümlerini taşımaktadır. Avukatlık Yasası’nın 34. maddesi de; “avukatlar, avukatlık ünvanının gerektirdiği saygı ve güvene uygun biçimde davranmak ve Türkiye Barolar Birliğince belirlenen meslek kurallarına uymakla yükümlüdürler” maddesini taşımaktadır.
Şikayetli avukatın, önceden vekili olduğu şirket ile Universal A.Ş. arasında düzenlendiği anlaşılan ve vekaletten azlinden iki gün sonra 01/05/2003 tarihini taşıyan bir belgeye dayanılarak yapılan icra takibi ile ilgili olarak, bu takiplere itirazda vekil olarak yer almaması gerektiğini de görüp itirazların kayyum tarafından yapılmasından sonra açılan davalarda vekil sıfatıyla dava açmış bulunmasında, takip konusu belgenin azilden kısa bir süre sonrasına ait olsa bile iki şirket arasında daha önceden beri devam eden ticari ilişki sonucunda çıkan bir borca ilişkin olması da dikkate alındığında, daha önce taraflardan birine hukuki yardımda bulunan avukat sıfatını taşıdığı ve bu davalarda Universal A.Ş.’yi temsil etmemek yükümlülüğü altında olduğu, daha da önemlisi eyleminin mesleğin itibarını zedeleyecek, kamunun inancını ve mesleğe güvenini sarsacak nitelikte olduğu, böylece eylem Avukatlık Yasası’nın 34., TBB Meslek Kuralları’nın 3, 4 ve 36. maddelerine aykırılık oluşturmaktadır.
Bu nedenlerle, Baro Disiplin Kurulu’nun disiplin cezası verilmesine yer olmadığına ilişkin kararında hukuki isabet görülmemiş, kararın kaldırılarak yeniden incelemeyi gerektiren bir hususta bulunmadığından, şikayetlinin kınama cezası ile cezalandırılmasına karar vermek gerekmiştir.
Sonuç olarak, şikayetçiler vekilinin itirazının kabulüne, İstanbul Barosu Disiplin Kurulu’nun ceza tayinine yer olmadığına ilişkin kararının kaldırılmasına yeniden incelemeyi gerektirir bir husus bulunmadığından, şikayet konularının sayısı ve niteliği ile Avukatlık Yasası’nın 136/1 maddesi de dikkate alınarak, şikayetli avukat U.’nun kınama cezası ile cezalandırılmasına oybirliği ile karar verildi. (¤¤)

Full & Egal Universal Law Academy