Türkiye Barolar Birliği Disiplin Kurulu - 06.06.2022
Karar Dilini Çevir:


(1136 S. K. m. 34, 140) (Türkiye Barolar Birliği Avukatlık Meslek Kuralları m. 3, 4)
E. 2008/513
K. 2009/117
T. 20.02.2009
Şikayetçiler, İzmir 7. Ağır Ceza Mahkemesinin 2006/92 Esas Sayılı kamu davasında kendilerini temsil için şikayetliyi vekil tayin ettiklerini, ancak şikayetli avukatın davanın gidişi ile ilgili olarak kendilerine bilgi vermediğini, mahkeme kalemine gidip bilgi aldıklarında, sanıkların beraat ettiğini öğrendiklerini, kararı temyiz etmesini istedikleri, ancak şikayetli avukatın katılma dilekçesi vermemesi nedeniyle kararı temyiz edemediklerini, bu şekilde, şikayetli avukatın görevini ihmal ettiğini ve mağdur olmalarına yol açtığını, aynı konuda şikayetli avukatı Cumhuriyet Başsavcılığına şikayet ettiklerini, Bakanlığın soruşturma izni verdiğini belirterek şikayetçi olmuşlardır.
Şikayetli avukat hakkında görevini ihmal ettiği gerekçesiyle hakkında ceza davası açılmış, yapılan yargılama sonucunda İzmir 9. Ağır Ceza Mahkemesinin 2006/537 Esas, 2007/50 Karar sayılı kararıyla suçun unsurları oluşmadığı, şikâyetçilerin zararının olmadığı ve şikayetli avukatın kastının bulunmadığı gerekçesiyle hakkında beraat kararı verilmiştir.
Açılan disiplin kovuşturması sonucunda ise şikayetli avukatın uyarma cezası ile cezalandırılmasına karar verilmiş, karara şikayetli avukat vekili aracılığıyla itiraz etmiştir.
Şikayetli avukat vekili itirazında; Müvekkili şikayetli avukatın yargılandığı davada beraat ettiğini, duruşmaya girmediğinin kabul edilerek ceza verilmesinin haklı olmadığını, müvekkilinin saat 9:25 deki duruşmaya zamanında gittiğini, ancak davanın duruşmasının öğleden sonra 16:00 da yapıldığını, müvekkilinin o sırada tuvalette iken dosyanın duruşmasının yapıldığını, bu nedenle mazeretsiz olarak davanın duruşmasına katılmadığı gerekçesinin haksız olduğunu, olay nedeniyle mağdur olan tek kişinin müvekkili olduğunu, Disiplin Kurulunun sabah saat 9:25 den 16:00 kadar dosyanın neden alınmadığını sorgulamak yerine müvekkiline ceza vermiş olmasının haksızlık olduğunu belirterek cezanın kaldırılmasını talep etmiştir.
Disiplin kovuşturmasına konu sorun; duruşmaya mazeretsiz girmediği ileri sürülerek hakkında şikayette bulunan ve yargılandığı davada beraat eden şikayetli avukatın meslek kurallarını ihlal edip etmediği noktasında toplanmaktadır.
Şikayetli avukat hakkında aynı eylemi nedeniyle Cumhuriyet Başsavcılığına şikayette bulunulmuş, açılan ceza davası sonucunda şikayetli avukatın beraatına karar verilmiştir.
Şikayetli avukatın yargılandığı İzmir 9.Ağır Ceza Mahkemesinin 2006/537 Esas, 2007/50 Karar sayılı kararında suçun unsurlarının oluşmadığı, şikâyetçilerin zararlarının söz konusu olmadığı ve şikayetli avukatın kastının bulunmadığı gerekçesiyle hakkında beraat kararı verilmiştir.
Avukatlık Yasasının 140/4 maddesi uyarınca, Eylemin işlenmemiş veya sanığı tarafından yapılmamış olması sebebiyle beraat hali müstesna, beraatla sonuçlanmış bir ceza davasının konusuna giren eylemlerden dolayı disiplin kovuşturması, o eylemin ceza kanunları hükümlerinden ayrı olarak başlı başına disiplin kovuşturmasını gerektirir mahiyette olmasına bağlıdır.
Dosyadaki bilgi ve belgelerden, şikayetli avukatın, şikayetçilerin vekili olarak takip ettiği İzmir 7.Ağır Ceza Mahkemesinin 2005/92 Esas sayılı davasının 22.10.2005 tarihli celsesine mazeretsiz olarak katılmadığı anlaşılmaktadır.
Avukatlık Yasasının 34.maddesine göre, “Avukatlar, yüklendikleri görevleri bu görevin kutsallığına yakışır bir şekilde özen, doğruluk ve onur içinde yerine getirmek ve avukatlık unvanının gerektirdiği saygı ve güvene uygun biçimde davranmak ve Türkiye Barolar Birliğince belirlenen meslek kurallarına uymakla yükümlüdür.
Türkiye Barolar Birliği Meslek Kurallarının 3.maddesine göre, “Avukat mesleki çalışmasını kamunun inancını ve mesleğe güvenini sağlayacak biçimde ve işini tam bir sadakatle yürütür.” 4.maddesinde ise “Avukat, mesleğin itibarını zedeleyecek her türlü tutum ve davranıştan kaçınmak zorundadır.”
Şikayetli avukatın, şikayetçilerin vekili olarak takip ettiği davanın duruşmasına katılmamaktan ibaret eylemi Avukatlık Yasasının 34 ve Türkiye Barolar Birliği Meslek Kurallarının 3 ve 4.maddesine aykırı olmakla eylem disiplin suçunu oluşturmaktadır.
Bu nedenle, Baro Disiplin Kurulunun eylemin disiplin suçunu oluşturduğuna ilişkin kabulünde hukuki isabetsizlik görülmemiş, uyarma cezası verilmesine ilişkin kararının, aleyhe itiraz olmadığından onanması gerekmiştir.
Sonuç olarak, Şikayetli avukat vekilinin itirazının reddi ile, İzmir Barosu Disiplin Kurulunun “Uyarma Cezası Verilmesine” ilişkin 27.07.2007 tarih ve 2006/181 Esas, 2007/98 Karar sayılı kararının ONANMASINA, oyçokluğu ile karar verildi.
KARŞI OY
Ağır Ceza Mahkemesinin açık hükmü karşısında şikayetliye ceza verilmesi mümkün değildir. (¤¤)

Full & Egal Universal Law Academy