Türkiye Barolar Birliği Disiplin Kurulu - 06.06.2022
Karar Dilini Çevir:


(1136 S. K. m. 34, 134)

 

E. 2015/912

K. 2016/91

T. 30.01.2016

 

İtirazın süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü;

 

Şikâyetli avukat A. hakkında, “Şikâyetli Avukat A.’in yönetim kurulu üyesi ve imza yetkilisi olduğu ... A.Ş. ve şikâyetli avukatın eşi S.M. adına kayıtlı özel ...ların; … Hazinesi tarafından açılan davalar sonucunda “Devlet ...ı oldukları” gerekçesi ile tapuların iptal edilmesi nedeni ile Anayasa Mahkemesinde açılan ve taraflarca birlikte takip edilen davalar sonrası, devlet aleyhine açılacak tazminat davalarının dava dilekçelerinin, şikâyetçi avukat tarafından mail yolu ile vekil edenlere gönderildiği, buna rağmen şikâyetli avukat tarafından, şikâyetçi tarafından bizzat hazırlanarak e-mail yolu ile gönderdiği dava dilekçesinden şikâyetçinin isminin çıkarılarak metnin aynen korunduğu hali ile ... A.Ş.’ye ilişkin davanın 24.02.2014 tarihinde, S.M.’ye ait davanın ise 24.03.2014 tarihinde ikame edildiği, davaların halen ...  Asliye Hukuk Mahkemesinin 2014/80 Esas ve ... Asliye Hukuk Mahkemesinin 2014/163 Esas sayılı dosyaları ile derdest olduğu, şikâyetli avukatın ileri derecede Parkinson hastası olduğu ve bu dilekçeleri hazırlamasının neredeyse mümkün olmadığı” iddiasıyla başlatılan disiplin kovuşturmasında, disiplin cezası verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.

 

Şikâyetli avukat önceki savunmalarında özetle; … ili, … İlçesi, … Köyü hudutları içinde A.Z.D. adına kayıtlı 20 adet tapulu arazinin, ... Asliye Hukuk Mahkemesinin 06.10.1944 tarihli ve 1943/251 Esas, 1944/800 Karar sayılı ilamları ile ... sayılmayarak tehdit sınırları dışına çıkarıldığını, tahdit dışına çıkarılan bu taşınmazların Özel ... olarak, malik A.Z.D. adına ... Kadastrosu suretiyle tescilinden sonra Malik A.Z.D.’nin 13.11.1953 tarihinde ölümü ile bir kısım mirasçıların vekili sıfatıyla 12.11.1990 tarihinde şikâyetçi Avukat H.N.Ç. tarafından … ili, … ilçesi, … Köyünde tapuya kayıtlı 232, 233, 234 parsel sayılı taşınmazların ...  Tic. A.Ş.’ye, 235, 236, 237 parsel sayılı taşınmazların da S.M.’ye satıldığını, alıcılardan ... ve Tic. A.Ş.’nin daha sonra unvan değişikliği nedeniyle yönetim kurulu başkanı olduğu ... A.Ş. olduğunu, diğer alıcının ise eşi S.M. olduğunu, şikâyetçin avukat tarafından gerçekleştirilen satış sonrası ... Tapu sicilinde ... A.Ş. adına kayıtlı, 232, 233, 234 parsel sayılı Özel ... aleyhine … Müdürlüğü tarafından 26.01.1994 tarihinde ... Asliye Hukuk Mahkemesi'nde 1994/59 Esas, 1994/60 Esas, 1994/61 Esas sayı ile tapu iptali ve tescil davaları ile ... tapu sicilinde eşi S.M. adına kayıtlı 235, 236, 237 parsel sayılı Özel ...lar aleyhine ... Asliye Hukuk Mahkemesinde 26.01.1994 tarihinde 1994/67 Esas, 1994/68 Esas ve 1994/69 Esas sayı ile Tapu İptali ve Tescil davası açtığını mahkemece yapılan yargılama sonunda ... İdaresinin açtığı tapu iptal davalarının 1998 yılında reddedildiğini, ... İdaresinin temyizi üzerine mahkemece verilen kararın Yargıtay’ca onandığını. 1999 tarihinde idarenin karar düzeltme talebinin de reddedilerek kararların kesinleştiğini 08.11.2000 tarihinde … Hazinesi tarafından, maliki bulundukları söz konusu bu ... hakkında yeniden Tapu İptal davası açıldığını, yapılan yargılama sonunda … tarafından açılan davaların kabulü ile tapuların iptaline karar verildiğini, temyiz taleplerinin de reddedilerek 2013 yılında kararların kesinleştiğini, 1994- 2013 yılları arasında yaklaşık 19 yıl süren hukuki ihtilafı şikâyetçi avukat ile birlikle yürüttüklerini, şikâyetçinin hazırlamış olduğu dilekçeyi kullanmadığını, açılacak davalardan birinin yönetim kurulu başkanlığını yaptığı aile şirketleri olması, bir diğerinin ise eşi S.M.’ye ait olması nedeni ile 20 yıldır takibi altında bulunan davaların, daha sonra da tarafınca takip edilmesinin tapu maliklerinin tasarrufu ve tercihinde olduğunu, hakkındaki iddiaları kabul etmediğini beyan etmiştir.

 

İncelenen dosya kapsamından; Şikâyetçi avukat tarafından dosyaya sunulan … Mail çıktısında; 18 Kasım 2013 tarihinde şikâyetçinin mail adresinden S.M. ve … @....com.tr adresine …docx ve … docx belgelerinin gönderildiği, elektronik posta içeriğinde “İyi geceler… A.Bey okuyunca beni aramanı rica ederim.” yazılı olduğu,

 

Baro Yönetim Kurulu tarafından soruşturma safhasında dosya kapsamındaki belgeler çerçevesinde 05.03.2015 tarihli Yönetim Kurulu kararı ile şikâyet konusuna ilişkin olarak, dosya içerisinde bulunan ...  Asliye Hukuk ve ... Asliye Hukuk Mahkemelerine ait dava dosyalarının incelenmesinden; ilgili dilekçelerin aynen bu dosyalarda kullanıldığı anlaşılmakla, şikâyet edilen Avukat A. hakkında 1136 sayılı Avukatlık Kanunu'nun 34.ve 134.maddeleri ile TBB Meslek İlke ve Kurallarının 3 ve 4. maddeleri gereğince” disiplin kovuşturması açılmasına dair karar verildiği,

 

Baro Disiplin Kurulu tarafından kararın “Şikâyetlinin açmış bulunduğu şikâyet konusu davanın dilekçesini hazırlamadığı, şikâyetçinin dilekçesini örnek alıp imzaladığı iddiası karşısında dosya üzerinden yapılan incelemede; şikâyetlinin, ihtilaf konusu olayı uzun zamandır takip ettiği, ihtilafa konu olaylarda taraflardan birinin eşi, diğerinin ortağı bulunduğu şirket olduğu, şikâyetlinin ise mesleği icabı olaylara ve ihtilafın hukuki cephesine vakıf olduğu, dolayısı ile ihtilafın başlangıcı olan 1944 yılından bu yana süre gelen olayları yorumlama ve hukuki müdahaleye bulunma yeteneğini bilgisine sahip olarak ...  Asliye Hukuk Mahkemesinde ve ...  Asliye Hukuk Mahkemesinde açılan davada, şikâyetçinin dilekçesinden şikâyetçinin ismini silip kendi adına dava açtığı hususu iddiası kabul görmemiş” gerekçesine dayandığı,

 

...  Asliye Hukuk Mahkemesinin 2014/80 Esas ve ... Asliye Hukuk Mahkemesinin 2014/163 Esas sayılı dosyalarının dosyamız içerisinde yer aldığı,

 

Şikâyetçinin, şikâyetli avukat aleyhine ... Cumhuriyet Başsavcılığına “6102 Sayılı Türk Ticaret Kanununa Muhalefet”, “Görevi Kötüye Kullanma” ve “Manevi veya Mali Haklara Tecavüz (Fikri ve Sınai Haklar Kanununa Muhalefet)” suçlarından 2014/151290 Soruşturma sayısı ile suç duyurusunda bulunduğu, Başsavcılığın 31.10.2014 tarihli ve 2014/131804 Karar sayılı kararı ile “Müştekinin şikâyete konu ettiği suçların unsurlarının oluşmadığı ve şikâyetçi ile şikâyet edilen arasındaki ortak iş göreme iradesine aykırı davranışın ancak bir zarar doğmuş olması halinde hukuki ihtilaf olarak kabul edileceği ve ahlaken irdelenmesi gereken bir konu olabileceği” gerekçesiyle şikâyetli Avukat A. ile ilgili olarak kamu adına kovuşturmaya yer olmadığına karar verildiği,

 

Şikâyetli avukat A.’in disiplin sicil özetinde, ceza olmadığı,

 

Şikâyetçi vekili Avukat Dr. A.Y.’nın 02.10.2015 kayıt tarihli itiraz dilekçesinde özetle; şikâyetli avukat hakkında “Kopyalayarak aşırma, en azından intihal şeklinde paraziter davranışta bulunma” nedeniyle şikâyetçi olduklarını, Baro Disiplin Kurulu tarafından verilen kararın Kurulumuz yerleşik uygulamasına aykırı olduğunu, duruşma ve tanık dinletme talep etmelerine rağmen bu taleplerine ilişkin gerekçeli kararda açıklamaya yer verilmediğini, olayda araştırılması gerekenin müvekkili tarafından hazırlanmış olan dilekçelerin onun bilgi ve rızası olmaksızın şikâyetli tarafından kullanılıp kullanılmadığı olduğunu, şikâyetlinin olay tarihinde ağır Parkinson hastası olduğunu ve bu sebeple dilekçeleri yazacak fiziki güce de sahip olmadığını, Baro Disiplin Kurulunun delilleri değerlendirirken zaafa düştüğünü belirterek mezkûr kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep ettiği görülmektedir.

 

Avukatlık Yasası’nın 34. maddesi, “Avukatlar, yüklendikleri görevleri bu görevin kutsallığına yakışır bir şekilde özen, doğruluk ve onur içinde yerine getirmek ve avukatlık unvanının gerektirdiği saygı ve güvene uygun biçimde davranmak ve Türkiye Barolar Birliğince belirlenen meslek kurallarına uymakla yükümlüdürler.”,

 

Avukatlık Yasası’nın 134. maddesi, “Avukatlık onuruna, düzen ve gelenekleri ile meslek kurallarına uymayan eylem ve davranışlarda bulunanlarla, mesleki çalışmada görevlerini yapmayan veya görevinin gerektirdiği dürüstlüğe uygun şekilde davranmayanlar hakkında bu kanunda yazılı disiplin cezaları uygulanır.”,

 

Türkiye Barolar Birliği Meslek Kurallarının 3. maddesi, “Avukat mesleki çalışmasını ve kamunun inancını ve mesleğe güvenini sağlayacak biçimde ve işine tam bir sadakatle yürütür.”,

 

Türkiye Barolar Birliği Meslek Kurallarının 4. maddesi, “Avukat, mesleğin itibarını zedeleyecek her türlü tutum ve davranıştan kaçınmak zorundadır.” hükümlerini amirdir.

 

Dosya kapsamına göre şikâyetçi avukat tarafından hazırlandığı ve şikâyetçiye gönderildiği anlaşılan dilekçede şikâyetçi avukatın isminin çıkartılması dışında hiçbir değişiklik yapılmadığı anlaşılmaktadır.

 

Eylem bu hali ile şikâyetçi avukatın emek ve bilgisinin kullanılmasıdır. Bu durumda mesleki dayanışmaya uygun olarak avukatın yıllar süren emeğine ve bilgisine saygı duyulmalı ve inkâr olunmamalıdır.

 

Şikâyetli Avukatın yukarıdaki ilkeler dikkate alındığında eylemi disiplin suçunu oluşturmaktadır.

 

Avukatlar özen ve doğruluk kurallarına göre hareket etmek, kamunun inancını ve mesleğe güvenini sağlayacak biçimde sadakatle davranmak mesleğin itibarını sarsacak her türlü davranıştan kaçınmak zorundadır.

 

Baro Disiplin Kurulu’nun, şikâyetli avukatın eyleminin disiplin suçu oluşturmadığına ilişkin hukuksal değerlendirme yerinde olmamakla eylem Avukatlık Yasası’nın 34, 134 ve TBB Meslek Kuralları 3, 4. maddelerine aykırı bulunduğundan itirazın kabulü ile disiplin cezası tayini gerekmiştir.

 

Sonuç olarak şikâyetçi H.N.Ç. vekili avukat A.Y.’nın itirazının kabulü ile;

 

1-… Barosu Disiplin Kurulu’nun “Disiplin Cezası Verilmesine Yer Olmadığına” ilişkin 06.07.2015 gün ve 2015/413 Esas, 2015/413 Karar sayılı kararının KALDIRILARAK şikâyetli avukat A.’nin “Kınama Cezası İle Cezalandırılmasına”,

 

2-Kurulumuz kararının tebliğini izleyen günden itibaren 60 gün içinde Ankara İdare Mahkemesi’nde dava yolu açık olmak üzere, Oybirliği ile karar verildi. (¤¤)


Full & Egal Universal Law Academy