Türkiye Barolar Birliği Disiplin Kurulu - 06.06.2022
Karar Dilini Çevir:


(1136 S. K. m. 34, 136, 158) (5271 S. K. m. 223) (Türkiye Barolar Birliği Avukatlık Meslek Kuralları m. 3, 4, 5)
E. 2014/667
K. 2014/660 
T. 28.09.2014 
Adalet Bakanlığı Hukuk İşleri Genel Müdürlüğü’nün 22.09.2014 gün ve 92358809-57673-12925 sayılı “Oluru” ile “Adı geçen Avukatın sicilinde disiplin kovuşturmasına konu eylemlerin işlendiği 2011 yılından itibaren geriye doğru beş yıllık dönem içinde kesinleşmiş işten çıkarına cezası ile kınama cezasının bulunduğu görülmüştür.
Diğer taraftan, Avukatlık Kanununun 136/son maddesinde bir defa işten çıkarılan avukat beş yıllık dönem içinde bu Kanunun altıncı kısmındaki kurallara aykırı davranışta bulunması halinde meslekten çıkarılacağı hükme bağlanmıştır.
Bu durumda 1136 sayılı Avukatlık Kanununun avukatların hak ve ödevlerini düzenleyen 6. kısmında yer alan 34. maddesinde avukatların genel olarak Türkiye Barolar Birliğince belirlenen Meslek Kurallarına uymakla yükümlü oldukları ifade edilip, devamı maddelerinde de bu kurallardan bir bölümünün sayıldığı, şikayet edilen Avukatın disiplin kovuşturmasına konu eylemi ise, bu kısım kapsamında yer almadığından anılan Kanunun 136/2. maddesi uyarınca ceza tayini cihetine gidilmesi gerektiği nazara alındığında belirli süre ile işten çıkarma cezasına karar verilmesi yerinde bulunmakla birlikte, adı geçen Avukata isnat edilen eylemin, avukatlık görevi ile ilgili olmaması ve bu görevin ifası sırasında da gerçekleşmemesi, ayrıca eylem dolayısıyla açılan ceza davası sonunda adı geçen Avukat hakkında verilen hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararına konu mahkumiyet hükmünün 112 gün adli para cezasına ilişkin bulunması karşısında Baro Disiplin Kurulunca tayin edilen altı ay süreyle işten çıkarma cezasının Avukatlık Kanununun 158/1. maddesinde belirtilen ilkeler uyarınca hak ve nesafet kurallarına aykırı olduğu, eylem ile ceza arasında orantılılık bulunmadığı anlaşılmıştır.” gerekçesi ile Avukatlık Yasası 157. maddesi gereği bir daha görüşülmek üzere geri gönderilmiştir.
Geri gönderme gerekçesi ile birlikte dosya yeniden incelenip gereği görüşülüp düşüldü;
Şikâyetli avukat hakkında “Şikâyetçilerin, ikamet edilen avukat ile aynı apartmanda olup, her birinin farklı bir iddia nedeniyle şikâyette bulunduğu görülmüş, Şikâyetlinin, şikâyet edenlere hakaret ettiği, silahla ateş etmek suretiyle rahatsız ettiği, evinde gürültü yapmak sureti ile apartman yaşantısına riayet etmediği hususlarının bildirildiği anlaşılmış olup işbu eylemlerin TBB Meslek Kuralları’nın 4. maddesinde düzenlenen 'Avukat, mesleğin itibarını zedeleyecek her tür tutum ye davranıştan kaçınmak zorundadır. Özel yaşantısında da buna özen göstermekle yükümlüdür, kuralına aykırılık teşkil ettiği” iddiası ile Avukatlık Yasasının 34 ve 134. maddeleri gereğince açılan disiplin kovuşturması sonucu eylem sabit görülerek disiplin cezası tayin edilmiştir.
Şikâyetli avukat 15.09.2011 ve 25.12.2012 kayıt tarihli savunma dilekçelerinde özetle; Şikâyetçilerden A. Ö.’le aynı katta olduklarını, evinde köpek beslediğini ve havlamasından rahatsız oldukları için şikâyette bulunduklarını, bunun üzerine kendisini darp ettiklerini ve Bakırköy 3. Asliye Ceza Mahkemesi’nde bu nedenle yargılamanın devam ettiğini, apartmanın kapısının sürekli olarak açık bırakıldığını ve eşyalarının çalındığını, çocuklarının ve ofisinin güvenliği için kamera sistemi takmak zorunda kaldığını, kamera takmak için gelen görevlilere saldırdıklarını, amacının kimsenin özel yaşamına müdahale olmayıp kişisel güvenliğini temin amaçlı olduğunu, yoğun şikâyet üzerine dört kameradan üçünü söktüğünü ve sadece daire girişindeki kameranın aktif olduğunu, kimsenin duvarına tabela asmadığını, sünnet düğünü gecesi karakola şikâyette bulunduğu hususunun doğru olduğunu çünkü gece saat 02’ye kadar gürültü yapıldığını, hiç kimseye hakarette bulunmadığını, saygısızlık etmediğini, silahla ateş etmediğini, çünkü silahının olmadığını, arabasının içinde asla alkol almadığını, kimseyi rahatsız etmediğini, toplanan imzalar için “imzaları g...ne sokarım” demediğini, kendisine hakaretten dolayı haklarında dava açılan komşularının davasını takip etmediğini, komşuluk hukukuna saygılı olduğunu, kendisinin köpek havlamasından uyuyamadığını, dış kapının açık kalmasıyla hırsızlık olayının olduğunu, camının altında geç saatlere kadar yapılan konuşmalardan rahatsız olduğunu yöneticiye bildirdiği için iş bu şikâyette bulunulduğunu,  aralarına yumruklaşma dışında husumet olmadığını, komşuluk hukukuna dayalı olarak kendilerinden şikâyetçi olmadığını, suçsuz olduğunu savunmuştur.
İncelenen dosya kapsamından Şikâyetli avukatın tanık olarak bildirdiği eşi N. E. Z.’nin Baro Disiplin Kurulu tarafından alınan 01.04.2013 günlü beyanında “Biz ihtilaf konusu olan gayrimenkulde, daire aldığımız günden beri rahatsızız, kat malikleri bahçede toplanır, beli belirsiz saatlerde gürültü yaparlar, daire komşumuz köpek besler, köpeğin havlamasından rahatsızız, bunlar hakkında yönetici F. K.’ya söylediğimizde "ben karışamam, kat malikleridir dilediklerini yaparlar, O. A. eşimi darp etti, konu mahkemeye yansıdı ve bu nedenle kendisi ceza gördü” sözlerinin yazılı olduğu,
16.09.2013 günlü duruşma tutanağında … 6. Sulh Ceza Mahkemesi’nin 14.01.2013 tarihli, 2011/1872 esas, 2013/41 Karar sayılı kararı ile “...Sanığın işlediği huzurda hakaret suçu sübut bulduğundan eylemine yan 5237 sayılı TCK’nın 125/1 maddesi gereğince TCK’nın 52 maddesine göre verilecek hafif para cezasının belirlenmesinde takdiren 90 tam günün esas alınmasına. 2240.-TL Adli Para Cezası İle Cezalandırılmasına... Hükmün Açıklanmasının Geri Bırakılmasına... Sanığın huzur ve sükûnu bozma suçundan CMK’nın 223/2-a ve c maddeleri gereğince unsurları oluşmadığından beraatına..” karar verildiği, iş bu kararın 14.02.2013 tarihinde kesinleştiğinin bildirildiğinin yazılı olduğu,
20.01.2014 günlü duruşma tutanağında … 3. Asliye Ceza Mahkemesi’nin 2011/169 E. sayılı dosyasının gönderildiği, yapılan incelemesinde, katılanların H. Ç. ve C. Z., sanıkların; O. A. ile O. A. olduğu, kamu davası yargılama konusunun ise; basit yaralama, tehdit ve hakaret suçları olduğu, yargılama sonunda tehdit ve yaralama suçlarından dolayı her iki sanığın cezalandırılmasına, sonuç olarak da hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildiği, bu kararın 19.03.2013 tarihinde kesinleştiğinin yazılı olduğu,
Şikâyetçi avukat ve eşi N. E. Z.’nin 07.07.2011 günlü dilekçe ile … Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 2011/66409 Soruşturma no.sunda kayıtlı dosya ile isimlerini bildirdikleri 13 daire ve daire no.sunu bildirdikleri 12 daire sakini hakkında hakaret, aidat borcunu ödememe, noter onaylı yönetim kurulu defteri tutmamak” gibi birçok nedenle şikâyetçi oldukları, şikâyet sonucu hakkında bilgi ve belge olmadığı,
Şikâyetli avukatın büro ve konut olarak kullandığı taşınmazın eşi N. E. Z. adına … ili … ilçesi … Mahallesi Ada 267 Parsel 61’de kayıtlı olduğu,
Şikâyetli avukatın disiplin sicil özetinde; 25.09.2009 tarihinde kesinleşen 2005/D.760 Esas sayılı kararla kınama cezası ile cezalandırıldığı, 21.08.2009 tarihinde kesinleşen 2000/D. 240 Esas sayılı kararla 3 ay süre ile işten yasaklama cezası ile cezalandırıldığı,  15.07.2013 gün ve 2012/D.865 Esas, 2013/357 Karar sayılı kararla “bir yıl süre ile işten çıkarma cezası” ile cezalandırıldığı TBB Disiplin Kurulu’nun 08.03.2014 gün ve 2014/1634, 2014/163 karar sayılı kararla “üç ay süre ile işten çıkarma cezasına” çevrilmek suretiyle düzeltilerek onanmasına karar verildiği, görülmektedir.
Şikâyetli avukatın 11.04.2014 kayıt tarihli Kurulumuza sunduğu itiraz dilekçesinde “Binada aidatların ödenmemesi yan dairede köpek beslenmesi ve aşırı şekilde havlaması gibi nedenlerle adli makamlara yaptığım şikâyetlerden dolayı ve darp edilmem sebebiyle şikâyetçilerin ceza almış olması sonucu birbiri ile komşu olan şikâyetçilerin kendi hatalarını bertaraf edebilmek için ve cezai sorumluluktan kurtulabilmek için başvurdukları bu yolda yalan ve iftiralar sonucu ceza almış bulunmaktayım. Anılan suç ve hareketlerin hiçbirini yapmadım. Rahatsız olduğum konularda belediyeye karakola cumhuriyet savcılığına hukuk mahkemesine-aidatlar toplanmadığı yönetim defteri olmadığı gibi konularda- dava açtım. Bunun sonucunda darp edildim hakarete uğradım. Köpek havlaması ile ilgili yöneticiye başvurduğumda -yasal yönetici değil şikâyetçilerden biri de odur-bana onlara bir şey denmez ben onlara söyleyemem demiştir. Darp edildiğim davada şikâyetçiler ceza almış bunu dikkate almayan İstanbul Barosu darp edilen avukata haksız ve mesnetsiz suçlamalar sonucu ceza vermiştir. Bu kabullenilebilir yenilir yutulur bir hadise değildir. Köpek havlamasından rahatsız olan ben hakarete uğrayan darp edilen ben dış kapı kapatılmadığı için eşyaları çalınan çocuğunun bisikleti çalınan ben kamera takmak istediğimde şikâyet edilen ben aidatlar ödensin resmi yönetici defteri olsun dediğimde bize kimse aidat ödetemez aidatta ne imiş diye küfürlere maruz kalan sonuçta ceza alan ben. Ben kimseyi tehdit etmedim hakaret etmedim küfür etmedim silahla ateş etmedim bina kapı camını kırmadım yüksek sesle müzik dinleyerek kimseyi rahatsız etmedim bu suçlamaların hiçbirini kabul etmiyorum.” Sözlerinin yazılı olduğu,
… Cumhuriyet Başsavcılığı’nın “1136 sayılı Avukatlık Kanununun 136/3 fıkrası "Bir defa işten çıkarılan Avukat, beş yıllık dönem içinde bu kanunun altıncı kısmındaki kurallara aykırı davranışta bulunursa meslekten çıkarılır” amir hükmü karşısında sicil özetinin incelenmesinde Avukat C. Z.'nin yukarıda tarih ve sayısı yazılı suçu daha önce işten çıkarılma cezası aldığı 21.08.2009 tarihinden sonra beş yıl içerisinde işlediği ve 1136 sayılı Avukatlık Kanununun 6. Kısmında gösterilen kurallara aykırı davranışta bulunduğu kabul edilmesine rağmen meslekten çıkarılmasına karar verilmesi gerektiği halde yeniden işten çıkarılmasına karar verilmesi usul ye yasaya aykırı” olduğu gerekçesi ile karara itiraz ettiği, görülmektedir.
Avukatlık Yasasının 34. maddesi “ Avukatlar, yüklendikleri görevleri bu görevin kutsallığına yakışır bir şekilde özen, doğruluk ve onur içinde yerine getirmek ve avukatlık unvanının gerektirdiği saygı ve güvene uygun biçimde davranmak ve Türkiye Barolar Birliğince belirlenen meslek kurallarına uymakla yükümlüdürler ”
Türkiye Barolar Birliği Meslek Kurallarının 3. maddesi “Avukat mesleki çalışmasını ve kamunun inancını ve mesleğe güvenini sağlayacak biçimde ve işine tam bir sadakatle yürütür”
Türkiye Barolar Birliği Meslek Kurallarının 4. maddesi “Avukat, mesleğin itibarını zedeleyecek her türlü tutum ve davranıştan kaçınmak zorundadır. Avukat özel yaşantısında da buna özen göstermekle yükümlüdür” hükümlerini amirdir.
Avukatlar özen ve doğruluk kurallarına göre hareket etmek, kamunun inancını ve mesleğe güvenini sağlayacak biçimde sadakatle davranmak mesleğin itibarını sarsacak her türlü davranıştan kaçınmak zorundadır.
… Cumhuriyet Başsavcılığı’nın “1136 sayılı Avukatlık Yasasının 136/3 fıkrası gereği meslekten çıkarma cezası verilmesi gerektiği görüşü ile karara itiraz etmiş ise de; Bu maddenin uygulanabilmesi için disiplin kovuşturmasına konu disiplin suçunun “"Bir defa işten çıkarılan Avukat, beş yıllık dönem içinde bu kanunun altıncı kısmındaki kurallara aykırı davranışta bulunursa meslekten çıkarılır” hükmü gereği “altıncı kısımdaki” kurallara aykırılık gereklidir. Oysa dosyada işlenen disiplin suçu TBB Meslek Kuralları 4. maddede bildirilen “Avukat özel yaşantısında da buna özen göstermekle yükümlüdür” hükmüdür. Bu madde gereği tekerrür hükümlerinin uygulanabilir olması için de Avukatlık Yasası 136/2. madde bildirilen “Beş yıllık bir dönem içinde iki veya daha çok defa disiplin cezasını gerektiren davranışta bulunan avukata her yeni suçu için bir öncekinden daha ağır ceza uygulanır.” Koşulların gerçekleşmesi gereklidir. Bu bakımdan koşullar gerçekleşmemiş olduğundan … Cumhuriyet Başsavcılığı’nın itirazının reddi gerekmiştir.
Avukat toplumla savaşan değil toplumla uzlaşan önder ve örnek kişi olmak zorundadır. Şikâyetli avukatın disiplin sicilinde birden çok ceza olması, eylemin temadi eder tarzda birden çok kişiye karşı işlenmiş olması ve kesinleşen mahkeme kararı karşısında Avukatlık Yasası 158. madde bildirilen ilkeler de göz önünde bulundurularak Adalet Bakanlığı geri gönderme gerekçesi yerinde görülmekle işten çıkarma cezasının para cezasının çevrilmek suretiyle kararın düzeltilerek onanmasına karar vermek gerekmiştir.
Sonuç olarak .. Cumhuriyet Başsavcılığı’nın itirazının reddine,
1-Şikâyetli avukat C. Z.’nin itirazının kabulü ile İstanbul Barosu Disiplin Kurulu’nun “Altı Ay Süre İle İşten Çıkarma Cezası Verilmesine” ilişkin 20.01.2014 gün ve 2012/D.638, 2014/25 Karar sayılı kararının 214,00 TL para cezana çevrilmek suretiyle kararın Düzeltilerek Onanmasına, Şikayetli avukat C. Z.’nin “214,00 TL Para Cezası İle Cezalandırılmasına”, 
2-Sonucun Avukatlık Yasası 157/7. madde gereği Adalet Bakanlığı’na bildirilmesine,
3- Kurulumuz kararının tebliğini izleyen günden itibaren 60 gün içerisinde Ankara İdare Mahkemesi’nde dava yolu açık olmak üzere,
Oybirliğiyle karar verildi. (¤¤)

Full & Egal Universal Law Academy