Türkiye Barolar Birliği Disiplin Kurulu - 06.06.2022
Karar Dilini Çevir:


(1136 S. K. m. 34, 134) (Türkiye Barolar Birliği Avukatlık Meslek Kuralları m. 3, 4)
E.2013/16
K.2013/666
T. 06.09.2013
Şikayetli avukat hakkında Türkiye Barolar Birliği Yönetim Kurulu’nun 15.07.2011 gün ve 2011/373 Esas 201/613 Karar sayılı kararında bildirilen “dosya içeriği ve VCD kayıtlarından olayın savunmada ve tanık olarak ifadesine başvurulan B.M.’ın beyanlarında belirtilen şekilde gelişmediği, şikayetli ve müvekkilinin elinde evrak çantası ile dosya bulunduğu, çağırılan çilingirin sonradan gelerek daire kapısını açmaya çalıştığı, ancak kapının açılmadığı, diğer dairelerde oturan B.M.’ın çocuklarının geldiği, konuşmalar olduğu, polis çağırıldığı ve sonrasında olay yerinden ayrıldıklarının tespit edildiği, şikayetlinin elinde bir mahkeme kararı olmadan müvekkilinin sadece ¼ hissesine sahip olduğu daire kapısını açtırmaya çalışmasının” 1136 sayılı Avukatlık Yasası ve Meslek Kurallarına uygun olmadığı iddiasıyla açılan disiplin kovuşturması sonu eylem sabit görülmeyerek disiplin cezası verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
Şikayetli avukat savunmasında özetle; müvekkili B.M.’ın 09.10.1999 tarihinde öldüğünü, ölmeden önce mal kaçırmak amacıyla muvazaalı işlemler yaptığını, bunun iptali ve taşınmazların müvekkile miras hissesi oranında tescili için … Asliye Hukuk Mahkemesi’nde B.H. aleyhine dava açtığını, dava açıldıktan sonra taşınmazların B.H. tarafından şikayetçiye satış gibi gösterilerek devredildiğini, bu nedenle şikayetçi aleyhine de dava ikame edildiğini, her iki davanın birleştirildiğini, dava sonucunda Kocaeli ili Gebze ilçesi Osmanyılmaz Mah. 49 pafta 197 ada 1 parsel sayılı taşınmaz üzerinde bulunan 1 numaralı dükkan 11, 15, 16, 18 numaralı dairlerin müvekkilin miras hissesi oranında müvekkili adına tesciline karar verildiğini, kararın 01.07.2010 tarihinde kesinleştiğini, müvekkili adına tesciline karar verilen dükkanın dava devam ederken 3. Şahıslara satıldığının öğrenildiğini, müvekkilin taşınmazlar kendi adına kayıtlı olmadığından yararlanamadığını, bu nedenle Gebze 1. Noterliği aracılığıyla 20.08.2010 tarihli ihtarnamenin gönderilerek uğramış olduğu zararın talep edildiğini, ödeme yapılmadığından bu defa;
Gebze … Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2010/439 Esas sayılı dosyası ile dava açmak durumunda kaldıklarını, murisin çocukları tarafından ihtarnameye cevap verilerek dairenin boş olduğunu belirttiklerini, müvekkilin boş olan daireyi kiraya vermek istediğini, müvekkilin çilingir marifetiyle kapıyı açtırmak istediğini, polisler tarafından olayın hukuki sorun olduğu gerekçesiyle tutanak tutulmadığını, müvekkil tarafından bu kişiler hakkında cumhuriyet savcılığına şikayette bulunulduğunu, kimseyi yönlendirmediğini, müvekkilin 4 dairenin her birinde ¼ oranında hisse sahibi olduğunu, bu payların üç dairede şikayetçi tarafından işgal edildiğini, müvekkilin amacının kendisine ait olan ve boş olduğu bildirilen daireyi kullanmak istediğini, yapılan müdahaleler ve suçlamalar karşısında müvekkilin haklarını savunduğunu, tesadüfen orada bulunduğunu ifade etmiştir.
İncelenen dosya kapsamından Şikayetli avukatın …. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2008/433 Esas sayılı dosyası ile açılan tapu iptal ve tescil davasında, davacı vekilliğini yaptığı, davanın 26.06.2000 tarihinde açıldığı ve 09.09.2009 tarihinde “… mahallesi 49 pafta 197 ada 1 parsel sayılı taşınmaz üzerinde bulunan 1 No.lu dükkan ve 11, 15, 16, 18 numaralı bağımsız bölümlere ilişkin tapu kaydının B.M.’ın miras hissesi oranında adına tesciline karar verildiği, kararın 01.07.2010 tarihinde kesinleştiği
Şikayetli avukat tarafından Gebze 1. Noterliği’nin 20.08.2010 tarih, 20394 yevmiye sayılı ihtarnamesinin keşide edilerek müvekkili adına miras hissesi oranında tesciline karar verilen taşınmazların müvekkilinin rızası ve muvafakati olmadan işgal edildiğinin belirtildiği ve bu nedenle müvekkilinin payına düşen ecrimisil ve kira bedellerinin yatırılmasını talep ettiği aksi halde dava açılacağını belirtildiği,
Gebze 3. Noterliği’nin 27.09.2010 tarih ve 19618 yevmiye sayılı ihtarnamesi ile ihtara cevap verildiği, cevabi ihtarda zamanaşımı ve bedellere ilişkin itirazların yanı sıra dairenin birinin sürekli boş olduğunun belirtildiği, (Hangi dairenin boş olduğu somut olarak belirtilmemiş)
Şikayetli avukat tarafından, davacı B.M.’ın vekili sıfatıyla B.S.T. İskender Z.T. ve şikayetçi A.A. aleyhine, Gebze 2. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2010/439 Esas sayılı dosyası ile 03.09.2010 tarihinde alacak davası; Gebze 3. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2010/506 esas sayılı dosyası ile tazminat davası açıldığı,
Şikayetçi tarafından yapılan şikayet üzerine B.S.M. ve İ.M. aleyhine Gebze 2. Asliye Ceza Mahkemesi’nin 2010/1493 Esas sayılı dosyası ile “hakkı olmayan yere tecavüz etme, hakaret” suçlamasıyla ceza davasının açıldığı,          
Şikayetli avukat ve müvekkili hakkında da B.K. hakkında Gebze Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 2010/18176 soruşturma numaralı dosyası ile “hakkı olmayan yere tecavüz etme, mala zarar verme” suçlarından yapılan soruşturma sonucunda kovuşturmaya yer olmadığına karar verildiği,
Kocaeli Barosu Disiplin Kurulunun yaptığı duruşmada,  dinlenen tanıklar;
Tanık H.D. ’un, “ elinde dosyalar olan ve avukat olduğunu söyleyen sarışın bayanın   “ Bundan sonra kiralarını B. hanım adına yatıracaksınız. Yatırmadığınız takdirde sizi Mahkemeye vereceğim. Uğraşırsınız.”
Tanık B.A’ nın “ Olay mahalline geldiğimde avukat görevli olduğunu söyleyen Avukat S.A. elinde bulunan tapu fotokopisi ve elindeki dosyaları göstererek “bu daire müvekkilime aittir. Bu daireye girmek istiyoruz.”,Tanık S.T.’ın, Avukat olduğunu söyleyen S.A., Serpil’e hitaben “Ben avukatım. Elindeki belge ve dosyaları göstererek müvekkilimin evine girmek istiyorum, dedi” şeklinde ifade verdikleri görülmüştür.
Avukatlık Yasasının 34. maddesi “ Avukatlar, yüklendikleri görevleri bu görevin kutsallığına yakışır bir şekilde özen, doğruluk ve onur içinde yerine getirmek ve avukatlık unvanının gerektirdiği saygı ve güvene uygun biçimde davranmak ve Türkiye Barolar Birliğince belirlenen meslek kurallarına uymakla yükümlüdürler ”
Avukatlık Yasası’nın 134. maddesi   “Avukatlık onuruna, düzen ve gelenekleri ile meslek kurallarına uymayan eylem ve davranışlarda bulunanlarla, mesleki çalışmada görevlerini yapmayan veya görevinin gerektirdiği dürüstlüğe uygun şekilde davranmayanlar hakkında bu kanunda yazılı disiplin cezaları uygulanır.”
Türkiye Barolar Birliği Meslek Kurallarının 3. maddesi “Avukat mesleki çalışmasını ve kamunun inancını ve mesleğe güvenini sağlayacak biçimde ve işine tam bir sadakatle yürütür”
Türkiye Barolar Birliği Meslek Kurallarının 4. maddesi “Avukat, mesleğin itibarını zedeleyecek her türlü tutum ve davranıştan kaçınmak zorundadır.” hükümlerini amirdir.
Şikayetli avukatın müvekkiline ait hissedar olduğu taşınmaza aralarında vaki uyuşmazlığa ve hangi dairenin boş olduğunun somut olarak belirtilmediği daireye herhangi bir mahkeme kararı bulunmaksızın girmeye çalışması, en azından müvekkili tarafından yapılan bu işleme nezaret etmesi Avukatların görevlerini yarken hukuk kuralları içinde özen ve doğruluk kurallarına göre hareket etmek, kamunun inancını ve mesleğe güvenini sağlayacak biçimde sadakatle davranmak ve mesleğin itibarını sarsacak her türlü davranıştan kaçınmak zorunda oldukları ilkelere aykırıdır.
Bu nedenle eylem Avukatlık Yassı 34,134, TBB Meslek Kuralları 3, 4. Maddelere aykırı olduğundan Baro Disiplin Kurulunca yapılan hukuksal değerlendirme isabetli bulunmamış ve itirazın kabulü ile disiplin cezası tayini gerekmiştir.
Sonuç olarak Şikayetçi A.A.’nın itirazının kabulü ile … Barosu Disiplin Kurulunun “Disiplin Cezası Verilmesine Yer Olmadığına” ilişkin 28.09.2012 gün, 2011/27 Esas, 2012/14 Karar sayılı kararının KALDIRILARAK, şikayetli Avukat S.A.’ın Kınama Cezası İle Cezalandırılmasına, oybirliği ile karar verildi. (¤¤)

Full & Egal Universal Law Academy