Türkiye Barolar Birliği Disiplin Kurulu - 06.06.2022
Karar Dilini Çevir:


(1136 S. K. m. 34, 134, 135) (Türkiye Barolar Birliği Avukatlık Meslek Kuralları m. 3)
Esas No: 2009/54
Karar No: 2009/197
Karar Tarihi: 03.04.2009 
İtirazın süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü:
Şikâyetçi, 25.01.2005 tarihinde şikâyetliye İş Mahkemesinde dava açması için vekâlet verdiğini, 200,00.-YTL. de ödediğini makbuz vermediğini, ancak bugüne kadar davasını açmadığı gibi evraklarını geri vermek için de 150,00.- YTL. istediğini bildirerek güveni kötüye kullanan şikayetli avukatın cezalandırılmasını istemiştir.
Şikâyetli avukat savunmasında, şikâyetçinin 29.11.2005 tarihinde vekâletname verdiğini, işçi alacaklarının tahsili için dava açmasını istediğini, ancak hiç para ödemediğini, buna rağmen hakkında dava açılması düşünülen şirketi aradığında şikâyetçiye tüm haklarının ödendiğini ve ibra alındığını bildirdiklerini, durumu şikâyetçiye anlattığını, para almadığını ama ibra verip vermediğini hatırlamadığını bildirdiğini, bunun üzerine dava açıldığında ibra ile karşılaşılırsa davayı kaybedebileceklerini ve sonuçlarını anlattığını, onun da düşünmek için süre istediğini, dava açma kararı verirse evraklarını ve masraflarını getirmesini istediğini, aradan uzunca bir süre geçmesine rağmen masraflarını getirmediğini ve davanın da açılmadığını, kendisinden kaynaklanan bir hak kaybının öz konusu olmadığını bildirmiştir.
Baro Disiplin Kurulu, şikâyetçinin 25.01.2005 tarihli vekâlet çıkardığını, şikâyetlinin hiç ödeme yapılmadığını bildirmesine karşı 29.12.2005 tarihli 195,00- YTL.lik banka dekontunun olduğunun belirlendiği, bunun üzerine gönderilen paranın danışma ücreti olduğunu bildirdiği ve şikâyetten sonra serbest meslek makbuzu düzenlemesi karşısında savunmasına itibar edilmeyerek vekâlet çıkarıldığı, masraf verildiği halde dava açmamak suretiyle Avukatlık Yasasının 34 ve meslek kurallarının 3. maddesine aykırı davrandığı gerekçesiyle şikâyetlinin uyarma cezasıyla cezalandırılmasına karar vermiştir.
Baro Disiplin Kurulu kararına şikâyetli avukat itiraz etmiştir.
Disiplin kovuşturmasına konu olayda çözülmesi gereken sorun, taraflar arasında bir vekâlet akdi ilişkisinin kurulup kurulmadığı noktasında düğümlenmektedir. Şikâyetçi şikâyetliye 29.11.2005 tarihinde vekâletname vermiştir. Bir ay içinde de (29.12.2005 tarihinde) şikâyetliye danışma ücreti veya masraf avansı olarak değerlendirilebilecek bir para göndermiştir. Şikâyetli vekâletname verildiğini inkâr etmemektedir. Ayrıca şikâyetli, şikâyetçinin çalışmakta iken işten çıkarıldığı şirket ile görüşme yaparak müvekkilinin işçilik haklarını istediğini, onların da bir ibranameden bahsettiği, kendisi tarafından kabul edilmektedir.
Bu durumda avukatın aldığı paraya karşılık makbuzunu kesmesi ve vekâlet verilip eğer masraf ve ücret ödenmedi ise, bunu yazılı olarak müvekkiline bildirerek vereceği süre içerisinde gerekli ödemelerin yapılmaması halinde davanın açılmayacağı hakkında müvekkilini uyarması gerekmektedir.
Avukata vekâlet verilmesi, avukatın da yüklendiği işle ilgili bir girişimde bulunması ve bir de para almış olması, işin avukat tarafından üstlenildiğine dair bir karine oluşturmaktadır.
Bu nedenlerle gerekli özeni göstermeyen şikâyetlinin eylemi hakkında Avukatlık Yasasının 134 ve 135/1 maddelerine göre uyarma cezası verilmesinde isabetsizlik bulunmadığından, Baro Disiplin Kurulunun uyarma cezası verilmesine ilişkin kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.
Sonuç olarak, Şikâyetlinin itirazının reddi ile, Ankara Barosu Disiplin Kurulunun “uyarma cezası verilmesine” ilişkin kararının ONANMASINA, oybirliği ile karar verildi. (¤¤)

Full & Egal Universal Law Academy