Türkiye Barolar Birliği Disiplin Kurulu - 06.06.2022
Karar Dilini Çevir:


(1136 S. K. m. 34, 134) (Türkiye Barolar Birliği Avukatlık Meslek Kuralları m. 3, 4) (YHGK. 11.04.2007 T. 2007/13-198 E. 2007/199 K.)

 

E: 2016-471

K: 2016/719

T: 22.10.2016

 

İtirazın süresinde olduğu anlaşıldığından gereği görüşülüp düşünüldü:

 

Şikayetli avukat hakkında, “Davalı şikayetçi şirket vekili olarak takip ettiği davada zamanaşımı definde bulunmadığı ve aleyhe hüküm tesisine sebep olduğu, ayrıca 16.323,06 TL alacağı tahsili konusunda evrak teslim edilmişse de, şikayetçi şirket tarafından akıbetinin bilinmediği” iddiasıyla başlatılan disiplin kovuşturması sonucu, eylem sabit görülerek disiplin cezası tayin edilmiştir.

 

Şikayetli usulüne uygun tebligata rağmen soruşturma aşamasında savunma vermemiştir.

 

Kovuşturma aşamasında savunma vermek üzere ek süre talep etmiş, 20 günlük ek süre verilmesine rağmen savunmasını sunmamıştır.

 

İncelenen dosya kapsamında, Baro Yönetim Kurulu’nun 18.12. 2014 günlü kararı ile şikayete konu … 11. İş Mahkemesi’nin 2011/56 Esas, 2012/298 Karar sayılı dosyasının incelenmesinden, davacının 13.03.2001-01.02.2011 tarihleri arasındaki alacağı hesap edilmek suretiyle davanın kabulüne dair karar verildiği, şikayetli avukatın işbu dava ve 16.323,06 TL alacağın tahsili hususundaki iddialar bakımından usulüne uygun olarak yapılan Baro tebligatına rağmen cevap vermediği, bilgi ve belge sunmadığı ve iddiaların Avukatlık Yasası’nın 34. maddesinde düzenlenen özen yükümlülüğünün ihlali niteliğinde olduğu anlaşılmakla, kovuşturma neticesinde aydınlanacağı kanaatiyle aynı Yasa’nın 134. maddesi gereğince hakkında disiplin kovuşturması açılmasına dair karar verildiği,

 

… 11 İş Mahkemesinin 06.07.2012 gün ve 2011/56 Esas, 2012/298 Karar sayılı ilamı incelendiğinde, Davacının U.C. vekilinin Avukat H.A., davalının … Giyim San. Tic. Ltd. Şti. vekilinin Avukat S.H.Ö. dava konusunun işçi - işveren ilişkisinden kaynaklanan alacak, dava tarihinin 16.02.2011 olduğu,

 

Duruşmaların davalı vekili sıfatıyla, dosyaya sunulan yetki belgesine istinaden Avukat M.R.G. tarafından takip edildiği,

 

Avukat M.R.G.’nün 24.10.2011 havale tarihli dilekçe ile bilirkişi raporuna itiraz dilekçesi sunduğu,

 

Davacının, şikayetçi davalı şirkette 13.03.2001 - 01.02.2011 tarihleri arasında aralıksız 10 yıla yakın çalıştığı ve son ücretinin 1.050,00 TL olduğu hususlarının davacı yanca iddia edildiği,

 

Davanın, 06.10.2011 tarihinde ıslah edildiği, yargılama sonunda davacı lehine 16.609,62 TL kıdem tazminatı, 2.678,72 ihbar tazminatı, 6.020,10 TL yıllık izin ücreti, 232,27 TL bayram ve genel tatil ücreti, 479,90 TL ücret alacağının davacıya ödenmesine karar verildiği, davacı vekili lehine 3.582,20 TL avukatlık ücretine hükmedildiği,

 

Baro Disiplin Kurulu tarafından; tüm dosya kapsamından şikayetli avukatın Avukatlık Kanunu’nun 34. maddesine aykırı davrandığı ve Baro Yönetim Kurulunca usulüne uygun tebligat yapılarak hakkındaki iddialar ile ilgili savunmasını sunması istenmiş ise de cevap vermediği anlaşıldığından, şikayetli avukat S.H.Ö.ün 1136 sayılı Avukatlık Yasası’nın 135/2. maddesi gereğince kınama cezası ile cezalandırılmasına karar verildiği,

 

Dosyamız içerisinde … 11 İş Mahkemesi’nin 2011/56 Esas sayılı dosyasının örneğinin yer aldığı, şikayete konu 16.323,06 TL alacağa ilişkin herhangi bir belgenin olmadığı,

 

Şikayetli avukatın disiplin sicil özetinde, ceza olmadığı,

 

Şikayetli avukatın 04.05.2016 kayıt tarihli itiraz dilekçesinde özetle; şikayete konu davadaki tüm beyanların Avukat M.R.G. tarafından verildiğini, duruşmaların da meslektaşı tarafından takip edildiğini, bu durumdan şikayetçi şirketin haberdar olduğunu, diğer şikayet konusu olan 16.323,06 TL alacağın tahsili konusunda kendisine teslim edilen herhangi bir belgenin dosyada mevcut olmadığını, kaldı ki kendisine teslim edilen bir belgenin de bulunmadığını beyan ederek, itirazının kabulü ile haksız ve hukuka aykırı tesis edilen disiplin cezasının kaldırılmasına karar verilmesini talep ettiği görülmektedir.

 

Avukatlık Yasasının 34. maddesi, “Avukatlar, yüklendikleri görevleri bu görevin kutsallığına yakışır bir şekilde özen, doğruluk ve onur içinde yerine getirmek ve avukatlık unvanının gerektirdiği saygı ve güvene uygun biçimde davranmak ve Türkiye Barolar Birliğince belirlenen meslek kurallarına uymakla yükümlüdürler ”

 

Avukatlık Yasası’nın 134. maddesi, “Avukatlık onuruna, düzen ve gelenekleri ile meslek kurallarına uymayan eylem ve davranışlarda bulunanlarla, mesleki çalışmada görevlerini yapmayan veya görevinin gerektirdiği dürüstlüğe uygun şekilde davranmayanlar hakkında bu kanunda yazılı disiplin cezaları uygulanır.”

 

Türkiye Barolar Birliği Meslek Kurallarının 3. maddesi, “Avukat mesleki çalışmasını ve kamunun inancını ve mesleğe güvenini sağlayacak biçimde ve işine tam bir sadakatle yürütür”

 

Türkiye Barolar Birliği Meslek Kurallarının 4. maddesi, “Avukat, mesleğin itibarını zedeleyecek her türlü tutum ve davranıştan kaçınmak zorundadır.” hükümlerini amirdir.

 

Şikayetli avukatın cevaba cevap, dananın ıslah edilmesi süreçlerinde zamanaşımı def’inde bulunmadığı ve salt bu nedenle fazla mesai, yıllık ücretli izin, hafta sonu ve ulusal tatil günlerindeki çalışmalarına ilişkin alacaklarda zamanaşımı süresinin göz önünde bulundurulmadığı ve tüm süre yönünden karar verildiği dosya kapsam ile tartışmasızdır

 

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 11.04.2007 gün ve 2007/13-198 Esas, 2007/199 Karar sayılı kararında; “..Vekalet sözleşmesi sonucu itibariyle bir itimat ilişkisi olduğundan vekalet konusunun yerine getirilmesinde vekile düşen başlıca yüküm, onu özen ve sadakatle ifa etmesidir. Kural olarak meslek sahibi olan kimseler ve bu arada avukatlar, genellikle bilinen ve kabul edilen kural ve usulleri bilmedikleri takdirde sorumlu olurlar. Avukatın görevi olayları mantıki şekilde değerlendirerek bütün öngörülmesi gerekli şeyleri dikkate almaktır. Vekil genellikle üzerine aldığı işi doğruluk kurallarına uygun biçimde özenle yapmalıdır. Mesleğin gerektirdiği uzmanlığın bütün gereklerini kullanmalıdır… temyiz süresini geçirdikten sonra temyiz yoluna başvurması veya hiç başvurmamış olması, olayların akışına ve gerçekleşme biçimine göre kusurlu davranıştır… Davalı manevi tazminat istememiştir. Bunu davacı vekil edenin istememesi nedeniyle talep etmediğini savunmuş ise de, bu konuda yazılı bir belge gösterememiş ve savunmasını ispat edememiştir. Böylelikle davalı özensiz bir davranış sergilemiştir.” belirtildiği üzere avukatın müvekkil lehine olan hukuksal davranışları tam olarak yerine getirmemesi özensiz davranıştır.

 

Şikayetli Avukatın yukarıdaki ilkeler dikkate alındığında işine ve müvekkiline karşı gerekli özeni göstermediği anlaşıldığından, eylemi disiplin suçunu oluşturmaktadır.

 

Avukatlar özen ve doğruluk kurallarına göre hareket etmek, kamunun inancını ve mesleğe güvenini sağlayacak biçimde sadakatle davranmak mesleğin itibarını sarsacak her türlü davranıştan kaçınmak zorundadır.

 

Baro Disiplin Kurulu’nun, şikayetli avukatın eyleminin disiplin suçu olduğuna ve Avukatlık Yasası’nın 34, 134 ve TBB Meslek Kuralları 3, 4. maddelerine aykırı bulunduğuna ilişkin hukuksal değerlendirme yerinde olmakla itirazın reddi ile kararın onanması gerekmiştir.

 

Sonuç olarak Şikayetli avukat S.H.Ö.’ün itirazının reddi ile;

 

1-… Barosu Disiplin Kurulu’nun “Kınama Cezası Verilmesine” ilişkin 15.02.2016 gün ve 2014/D.867 Esas, 2016/80 Karar sayılı kararının ONANMASINA,

 

2-Kurulumuz kararının tebliğini izleyen günden itibaren 60 gün içinde Ankara İdare Mahkemesi’nde dava yolu açık olmak üzere,

 

Oybirliği ile karar verildi. (¤¤)


Full & Egal Universal Law Academy