Türkiye Barolar Birliği Disiplin Kurulu - 06.06.2022
Karar Dilini Çevir:


(1136 S. K. m. 34, 38, 136, 141) (6762 S. K. m. 353) (Türkiye Barolar Birliği Meslek Kuralları m. 3, 4, 35, 36)
E. 2012/556
K. 2013/113
T. 21.02.2013 
Şikayetli avukat hakkında, şikayetçinin da hissedarı olduğu … San. Ve Tic. A.Ş. nin uzun zamandan beri denetçisi olduğu, aynı zamanda çoğunluk hissedarlarının ve yönetim kurulu üyelerinin de avukatlığını yaptığı, denetçi olarak görevini yeterince yapmadığı ve vergi cezası alınmasına neden olduğu, ortakların zararına sebebiyet verdiği, şirketin denetçisi olması sebebiyle, aynı zamanda şirket yöneticilerinin avukatlığını yapmasının Avukatlık Yasası ve Türkiye Barolar Birliği Meslek Kurallarına aykırı olduğu, iddiaları ile yapılan şikayet sonucunda, Baro Yönetim Kurulu tarafından verilen disiplin kovuşturması açılmasına yer olmadığına dair kararın Türkiye Barolar Birliği Yönetim Kurulu tarafından bozulması üzerine açılan disiplin kovuşturması sonunda Baro Disiplin Kurulunca eylem sabit görülerek disiplin cezası tayin edilmiştir.
Şikayetli avukat savunmalarında, şikayetçinin şirkette denetçi seçilemeyeceği ile ilgili iddiasının yerinde olmadığını, Türk Ticaret Kanununda bu yönde bir yasaklama bulunmadığını, Avukatlık Yasasında da anonim şirket denetçiliğinin avukatlıkla birleşemeyen işler arasında sayılmadığını, kendisinin denetçilik görevini yerine getirmediğinin ileri sürülemeyeceği, denetçilerin belgeler üzerinden denetleme yaptıklarını, kendisi ve yöneticiler ile ilgili olarak yaptıkları şikayette takipsizlik kararı verildiğini, şikayetçinin genel kurul kararının iptali davası açtıklarını, pay miktarları açısından da azınlık haklarına sahip olmadıklarını, ancak ortak olarak haklarının bulunduğunu, şirketle aralarındaki sorunların Türk Ticaret Kanunun çerçevesinde görülmesi gerektiğini, ancak kendisini şikayet ettiklerini bildirmiştir.
Baro Yönetim Kurulu, soruşturmacı üye raporu doğrultusunda 13.05.2011 tarih 2011/25 Esas, 2011/17 Karar sayılı kararı ile “Disiplin kovuşturması açılmasına yer almadığına” karar vermiş, itiraz üzerine Türkiye Barolar Birliği Yönetim Kurulu’nun 06.09.2011 tarih, 2011/550 Esas, 2011/771 Karar sayılı kararı ile “…. Şikayetli avukatın, denetmeni olduğu şirkette, şirketin yönetim kurulu üyelerinin ayrı ayrı avukatlığını yapmış olması, yönetim kurulu üyelerine ve işlemlerine karşı dava açmış olan hissedarlar arasında çıkar çatışması olduğundan, Avukatlık Yasası ve Meslek Kurallarına aykırılık bulunduğundan itirazın kabulüne karar verilmesi gerekmiştir.” gerekçesi ile Baro Yönetim Kurulu kararın Avukatlık Yasasının 38/b, 34, Türkiye Barolar Birliği Meslek Kurallarının 3, 4, 35 ve 36. maddeleri uyarınca değerlendirilmek üzere bozulmasına karar vermiş ve disiplin kovuşturması açılmıştır.
Avukatlık Yasasının 141. maddesine göre Disiplin Kurulları, disiplin kovuşturmasında iddianame niteliğinde olan Yönetim Kurulu kararında belirtilen maddi olay ile ilgili olarak kovuşturmayı sonuçlandırmak zorundadır. Bu nedenle, disiplin kovuşturmasında değerlendirilmesi gereken husus, şikayetli avukatın ilgili şirketin denetçiliği görevi devam ederken, şirket faaliyetleri ile ilgili davalarda şirket yöneticilerinin avukatlığını yapıp yapamayacağı hususudur.
Şikayetli avukatın, … San, Tic. A.Ş.nin denetçilerinden biri olduğu, bu dönem içerisinde şirket faaliyetleri ile ilgili çeşitli hukuk ve ceza davalarında şirketin ve şirket yöneticilerinin vekilliğini yaptığı ihtilafsızdır.
Avukatların, Avukatlık Yasasına göre anonim şirketlerde denetçilik görevinde bulunmasına yasal bir engel bulunmamaktadır. Zaten disiplin kovuşturmasının konusu da bu değildir. Değerlendirilmesi gereken husus, şikayetli avukatın, şirketin denetçisi olduğu dönemde, denetlemekle yükümlü olduğu şirket faaliyetleri ile ilgili olarak, denetlediği kişilerin vekilliğini kabul edip edemeyeceği konusudur.
6762 sayılı Türk Ticaret Yasasının 353. maddesine göre şirket denetçisi yönetim kurulunun ihmali halinde genel kurulu toplantıya davet etmek, yönetim kurulu üyelerinin kanun ve ana sözleşme hükümlerine uymalarına nezaret etmek görevindedir. 356. maddesine göre de pay sahiplerinin yönetim kurulu üyeleri ve şirket müdürleri aleyhinde denetçilere başvurabilecekleri, denetçilerin de bu şikayetleri inceleyerek haklı bulduklarını raporlarında yazacakları hususunu düzenlenmiştir.
Şirket denetçiliğini kabul eden avukatın, bu görevi ile çelişen biçimde, denetlemekle görevli olduğu kişilerin aynı dönemde vekilliğini üstlenmesi avukatlık mesleğinin gerektirdiği, kamunun inancını ve mesleğe güvenini sağlayacak biçimde görev yapmak, mesleğin itibarını zedeleyecek her türlü tutum ve davranıştan kaçınmak yükümlülüklerine aykırıdır.
Avukatlık Yasasının 34.maddesinde “Avukatlar yüklendikleri görevleri bu görevin kutsallığına yakışır bir şekilde özen doğruluk ve onur içinde yerine getirmek ve avukatlık unvanının gerektirdiği saygı ve güvene uygun bir şekilde davranmak Türkiye Barolar Birliğince belirtilen Meslek Kurallarına uymakla yükümlüdürler”. Yine Avukatlık Yasasının 38/b maddesine göre de “ Aynı işte menfaati zıt tarafa avukatlık etmiş veya mütalaa vermiş teklifi reddetmek zorundadır… Bu zorunluluk, avukatların ortaklarını ve yanlarında çalıştırdıkları avukatları da kapsar”
Türkiye Barolar Birliği Meslek Kurallarının 3.maddesinde “Avukatlık mesleki çalışmasını kamunun inancını ve mesleğe güvenini sağlayacak biçimde ve işini tam sadakatle yürütür”. 4. maddesinde “Avukatlık mesleğin itibarını zedeleyecek her türlü tutum ve davranıştan kaçınmak zorundadır”. 35 ve 36. maddelerdeki hükümlerle de belirlenen ilkeler göz önünde bulundurulduğunda, maddenin asıl amacının mesleğe olan güveni sarsmamak olduğu, temel amacın adaletin yerine getirilmesinde kuşku yaratılmaması, doğruluk karinesinden yararlanan avukatların bu kolektif inanca ters düşecek, bu inancı sarsacak davranışlardan titizlikle kaçınması, mesleğin etik değerlerinin korunması olduğu, görülmektedir.
Bu nedenlerle, Baro Disiplin Kurulunca yapılan hukuki değerlendirmede hukuki isabetsizlik görülmemiş ise de, Avukatlık Yasasının 136/1 maddesine göre “ Bu kanunun avukatların hak ve ödevleri ile ilgili altıncı kısmında yazılı esaslara uymayanlar hakkında ilk defasında en az kınama cezası, …..uygulanır” hükmüne aykırı olarak en az kınama cezası verilmesi gerekirken, şikayetli avukatın disiplin sicil özetinde bir disiplin cezası bulunmaması nedeni ile daha hafif ceza uygulanması gerektiği kabul edilerek uyarma cezası takdirinde yasanın emredici hükmüne aykırı bulunması sebebiyle hukuksal isabet bulunmamış, yeniden araştırılması gereken bir husus da bulunmadığından uyarma cezasının kınama cezasına çevrilmesi suretiyle düzeltilerek onanmasına karar vermek gerekmiştir.
Sonuç olarak, şikayetli avukatın itirazının reddine, şikayetçinin itirazının kabulü ile … Barosu Disiplin Kurulunun şikayetli avukatın “Uyarma cezası ile cezalandırılmasına” ilişkin kararının “kınama” cezasına çevrilmesi suretiyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA, Şikayetli Avukat Hasan Adıgüzel’in KINAMA CEZASI İLE CEZALANDIRILMASINA oybirliği ile karar verildi. (¤¤)

Full & Egal Universal Law Academy