Türkiye Barolar Birliği Disiplin Kurulu - 06.06.2022
Karar Dilini Çevir:


(1136 S. K. m. 34, 134)

 

E. 2016/140

K. 2016/348

T. 07.05.2016

 

İtirazın süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü;

 

Şikâyetli avukat D.E. hakkında, “Şikâyetçi aleyhine, alacaklı M.E. Saraylı vekili olarak başlattığı ... 27. İcra Müdürlüğü’nün 2012/2222 Esas sayılı icra dosyasında, şikâyetli avukatın, borçlu şikâyetçinin takip talebinde gösterilen adreste oturmadığını bildiği halde, şikâyetçinin boşandığı eşinin adresine usulsüz tebligat yaptığı” iddiası üzerine başlatılan disiplin kovuşturmasında eylem sabit görülerek disiplin cezası tayin edilmiştir.

 

Şikâyetli önceki savunmalarında özetle; Temliknamenin yapıldığı tarihte şikâyetçinin eşinin avukatı olmadığını, bu nedenle avukatı iken temlik aldığı iddialarını kabul etmediğini, temlikin şikâyetçinin boşandığı eşinden değil H.B. isimli şahıstan alındığını, takiplerin dayanağı bonoların M.S. tarafından eski eşi adına düzenlendiğini, M.E.S.’nın bu bonoları H.O.S. adına ciro ettiğini onun da H.B. isimli şahsa devir ve ciro ettiğini, dolayısıyla takip konusu bonolarda şikâyetçinin boşandığı eşinin hak talebi olamayacağını, temlik veren ve alan arasında Borçlar Kanunu hükümleri uyarınca yapılan temlike senet borçlusunun itiraz edemeyeceğini, temlik ile alacağın tarafına geçtiği icra dosyası üzerinden yapılan tahsilâttan herhangi bir para almadığını, dosyanın Av. A.D. tarafından uzun zaman sürüncemede bırakıldığını, sekreteri olan H.B. ’a devir ve temlik edildikten sonra yine tahsilât yapılamadığını, vekili tarafından tahsilât yapılarak gerçek alıcı M.E.S.’ye eksiksiz verildiğini, bu durumu şikâyetçi ve ailesinin de bildiğini, kendisinin M.E. Sözeri’nin ağabeyi H.O.S. ’nin 2008 yılından beri vekili olduğunu, M.E.S.’nin müracaatı üzerine vekâlet aldığını, 1 ay gibi kısa bir sürede tarafların boşanmalarına, 100.00,00 TL maddi ve manevi tazminata, aylık 5.500,00 TL nafakaya hükmedildiğini, tebligat konusunda ise tebligatın şikâyetçinin o tarihte MERNİS’te kayıtlı olan adrese yapıldığını, şikâyetçinin bu tebligattan zarar görmediğini, MERNİS adresini değiştirmemesinin kendi kusuru olduğunu, özen ve doğruluğun yan yükümlülükler olduğunu beyan etmiştir.

 

İncelenen dosya kapsamından; ... Barosu Yönetim Kurulu’nun 23.05.2012 günlü ve 96/37 sayılı kararı ile şikâyetli avukat hakkında disiplin kovuşturması açılmasına yer olmadığına dair karar verildiği,

 

Şikâyetçi vekilinin itirazı üzerine Türkiye Barolar Birliği Yönetim Kurulu’nun 14.09.2012 günlü ve 2012-791 Karar sayılı kararı ile, şikâyetli hakkında yasa ve yönetmelik hükümlerine göre soruşturma yapıldıktan sonra bir karar verilmek üzere dosyanın Barosuna iadesine karar verildiği,

 

... Barosu Yönetim Kurulu’nun 27.02.2013 günlü ve 2013/133 Karar sayılı kararı ile şikâyetli avukatın şikâyetçinin eski eşinin vekili bulunduğu, vekil sıfatıyla müvekkilinin iş ve işlemlerini yürüttüğü göz önüne alındığında, hukuken müvekkilinin alacağını temlik almasını gerektirecek bir durumun bulunmadığı, vekâletname ile müvekkilinin alacaklarını takip ve talep edebileceği, şikâyetçinin iddiasına ilişkin vekâlet ilişkisinin kötüye kullanıldığını gösterir, şikâyetli avukatın vekil sıfatıyla değil, asil sıfatıyla hukuki işlem yaptığına ilişkin bir kanıt ve yazılı belge sunulmadığı, bu nedenle şikâyetçinin soyut iddiaları dışında şikâyetli avukatın müvekkiline ait alacağı temlik ettiğine dair bir eyleminin olmadığı, ikinci şikâyet konusunun ise hukuki ihtilaf niteliğinde olup şikâyetçi tarafından merciince çözüme kavuşturularak iddia konusunun ortadan kalktığı, şikâyetlinin Avukatlık Yasasına ya da Türkiye Barolar Birliği Meslek Kurallarında belirtilen ilkelere aykırı bir eylemi bulunmadığı belirtilerek, şikâyetli avukat hakkında disiplin kovuşturması açılmasına yer olmadığına karar verildiği,

 

Şikâyetçi vekilinin karara itiraz ettiği, Türkiye Barolar Birliği Yönetim Kurulu’nun 08.02.2014 günlü ve 2014-115 Karar sayılı kararı ile; şikâyetli avukatın M.E.S.’nın vekili olduğundan, şikâyetçinin M.E.S. ile birlikte aynı adreste oturmadığını bilebilecek durumda olduğu, bu nedenle, 1136 sayılı Avukatlık Yasası’nın 34.maddesinde belirtilen “Özen ve Doğruluk” borcuna aykırı hareket ettiği görüldüğünden itirazın kabulüne karar verildiği,

 

Dosya kapsamından; ... 9. Aile Mahkemesinin 2009/1454 Esas, 2011/1708 Karar sayılı ve 22.12.2011 günlü kararıyla, şikâyetçinin, eşi M.E.S.’dan boşandığı, kararın boşanma yönünden 20.02.2012 tarihinde kesinleştiği, şikâyetli avukatın bu dosyada davacı M.E.S. vekili olduğu,

 

... 9. Aile Mahkemesi’nin 2009/1454 Esas ve 10.06.2010 tarihli ara kararı gereğince şikâyetçi aleyhinde, ... 27.İcra Müdürlüğü’nün 2012/2222 Esas sayılı dosyası ile yapılan takipte, ödeme emrinin 01.03.2012 tarihinde, TK’nın 21. maddesi uyarınca tebliğ edildiği,

 

Takibin kesinleşmesi üzerine, 06.09.2011 tarihinde kapı kapalı olduğundan haciz yapılamadığı, şikâyetçinin 14.02.2012 tarihinde icra dosyasında borca itiraz ettiği, icra müdürlüğünce süresinde olmadığı gerekçesiyle itirazın reddine karar verildiği,

 

Şikâyetçinin ... 1. İcra Hukuk Mahkemesi’nin 2012/262 Esas sayılı dosyası ile şikâyet yoluyla açtığı davada, davacı borçluya MERNİS adresinde kayıtlı adreste tebligat yapılmış olduğu, ancak TK’nın 21. maddesi uyarınca yapılan tebligatta, tebligatın E.S. ’ya bildirildiği belirtildiği, davacı ile E.S. arasında husumet olduğundan ona bildirim yapılmasının yerinde olmadığını, tebligatı 14.03.2012 tarihinde öğrendiğini beyan ettiğinden, borçlunun ödeme emrine 14.03.2012 tarihinde ıttıla kespettiğinin tespitine karar verildiği, karara göre şikâyetçinin itirazı geçerli kabul edilerek icra müdürlüğünce takibin durdurulduğu,

 

... 9. Aile Mahkemesi’nin 22.12.2012 tarihli boşanma kararında, şikâyetçinin ve boşandığı eşi M.E.S.’nın adresinin “… Sitesi 5.Cadde 105.Sokak No: 12 … ” olarak gösterildiği,

 

... 2. İcra Müdürlüğü’nün 2012/2222 E. sayılı dosyası ile yapılan takipte, ödeme emrinin şikâyetçinin MERNİS’e kayıtlı “… Mahallesi, ….Sokak, No: 12” adresine gönderildiği, her iki adresinde aynı adres olduğu, … Sokağın … Sokak olarak Belediye tarafından değiştirildiği,

 

M.E.S. tarafından Avukat A.D. ’ye gönderilen 14.11.2011 tarihli azilnamede, adresinin “… Mahallesi, … Sokak, No: 12” olarak gösterildiği,

 

Baro Disiplin Kurulu kararının oy çokluğu ile alındığı, Avukat S.K.Ö. ’ın karşı oy yazısının; “Şikâyetçinin iddiasını dayandırdığı ... 27.İcra Müdürlüğümün 2012/2222 E. sayılı dosyasında ödeme emrinin tebliğ edildiği adres, şikâyetçi borçlunun Mernis adresidir. Her ne kadar şikâyetçi yanca, ... 9. Aile Mahkemesi'nin 2009/1454 Esas sayılı dosyası sebebiyle bu adreste oturmadığının şikâyetli avukat tarafından bilindiği iddia edilmiş ise de, şikâyetçi Mernis’e değişen adresini bildirmekle yükümlüdür. Böyle bir bildirimde bulunulmamış olması karşısında Mernis adresine tebligat yapılması yasal olarak mümkün olduğundan, şikâyetli avukatın bu adrese ödeme emri tebliğini talep etmesinde hukuka aykırı bir durum söz konusu değildir. Bu sebeple çoğunluk görüşüne katılmıyorum.” şeklinde olduğu,

 

Şikâyetli avukat D.E. ’in disiplin sicil özetinde, ceza olmadığı,

 

Şikâyetli avukatın 09.02.2016 kayıt tarihli itiraz dilekçesinde özetle; önceki savunmalarını tekrarla; Şikâyetçinin 3 yıl boyunca MERNİS adresini değiştirmediğini, kanuna ve hukuka uygun bir şekilde şikâyetçinin MERNİS adresine tebligat yapıldığını, karşı oy yazısında da bu hususun belirtildiğini, şikâyetçi vekilinin gösterdiği adrese yeniden ödeme emri gönderildiğini ve takibin bu şekilde kesinleştiğini, dolayısıyla şikâyetçinin herhangi bir zararının olmadığını, şikâyetçi vekili tarafından boşanma davası süresinde şikâyetçinin Mernis adresinin ikamet ettiği adres olarak gösterildiğini belirterek olaya ve Disiplin Hukukuna aykırı bir şekilde verilen mezkûr kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep ettiği görülmektedir.

 

Avukatlık Yasası’nın 34. maddesi, “Avukatlar, yüklendikleri görevleri bu görevin kutsallığına yakışır bir şekilde özen, doğruluk ve onur içinde yerine getirmek ve avukatlık unvanının gerektirdiği saygı ve güvene uygun biçimde davranmak ve Türkiye Barolar Birliğince belirlenen meslek kurallarına uymakla yükümlüdürler.”,

 

Avukatlık Yasası’nın 134. maddesi, “Avukatlık onuruna, düzen ve gelenekleri ile meslek kurallarına uymayan eylem ve davranışlarda bulunanlarla, mesleki çalışmada görevlerini yapmayan veya görevinin gerektirdiği dürüstlüğe uygun şekilde davranmayanlar hakkında bu kanunda yazılı disiplin cezaları uygulanır.”

 

Türkiye Barolar Birliği Meslek Kurallarının 3. maddesi, “Avukat mesleki çalışmasını ve kamunun inancını ve mesleğe güvenini sağlayacak biçimde ve işine tam bir sadakatle yürütür.”,

 

Türkiye Barolar Birliği Meslek Kurallarının 4. maddesi, “Avukat, mesleğin itibarını zedeleyecek her türlü tutum ve davranıştan kaçınmak zorundadır.” hükümlerini amirdir.

 

İlamda adres yazılı olduğuna göre tebligatlar öncelikle bu adrese yapılmalı, bu adrese tebligat yapılamıyorsa varsa MERNİS adresine tebligat yapılmalı bu suretle olası yanlışlıklara da fırsat verilmemelidir.

 

Şikâyetli Avukatın yukarıdaki ilkeler dikkate alındığında eylemi disiplin suçunu oluşturmaktadır.

 

Avukatlar özen ve doğruluk kurallarına göre hareket etmek, kamunun inancını ve mesleğe güvenini sağlayacak biçimde sadakatle davranmak mesleğin itibarını sarsacak her türlü davranıştan kaçınmak zorundadır.

 

Baro Disiplin Kurulu’nun, şikâyetli avukatın eyleminin disiplin suçu olduğuna ve Avukatlık Yasası’nın 34, 134 ve TBB Meslek Kuralları 3, 4. maddelerine aykırı bulunduğuna ilişkin hukuksal değerlendirme yerinde olmakla itirazın reddi ile kararın onanması gerekmiştir.

 

Sonuç olarak Şikâyetli avukat D.E. ’in itirazının reddi ile;

 

1-... Barosu Disiplin Kurulu’nun “Uyarma Cezası Verilmesine” ilişkin 10.09.2015 gün ve 2014/43 Esas, 2015/127 Karar sayılı kararının ONANMASINA,

 

2-Kurulumuz kararının tebliğini izleyen günden itibaren 60 gün içinde ... İdare Mahkemesi’nde dava yolu açık olmak üzere,

 

Oy birliği ile karar verildi. (¤¤)


Full & Egal Universal Law Academy