Türkiye Barolar Birliği Disiplin Kurulu - 06.06.2022
Karar Dilini Çevir:


(1136 S. K. m. 34)

 

E: 2018-1012

K: 2019/11

T: 18.01.2019

 

Şikâyetli avukat hakkında; Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğü’nün 11.08.2016 günlü “Olur”u ile; “Davacılar …A.Ş. ve bir kısım şirket hissedarları vekili sıfatıyla, davalı .... A.Ş. aleyhinde, 10.03.2006 tarihli genel kurul kararının iptali amacıyla ... Asliye 6. Ticaret Mahkemesinin 2006/360 esasına (bozma sonrası yeni esas 2014/141) kayden dava açtığı, buna ilişkin belirsiz tarihli dava dilekçesi sunduğu, davanın 28.09.2006 tarihli duruşmasına vekil sıfatıyla katıldığı, 14.12.2006 tarihinde de davacılar vekili olarak mazeret dilekçesi gönderdiği, yine davacı vekili olarak vekâletname verdiği, her hangi bir azilname ibraz olunmadığı ya da çekilme isteminde bulunmadığı hâlde, dosyaya ibraz ettiği 27.05.2014 tarihli dilekçede, bahse konu dosyada asil veya vekil sıfatı bulunmadığını ve kaydının silinmesini istediğini belirtmek suretiyle gerçeğe aykırı beyanda bulunduğu” iddiasıyla kovuşturma izni verilmesi üzerine başlatılan disiplin kovuşturmasında, eylem sabit görülerek ceza tayin edilmiştir.

 

Usulüne uygun tebligata rağmen şikâyetli avukat soruşturma ve kovuşturma aşamasında savunma vermemiştir.

 

Disiplin davasına konu eylem nedeniyle yargılandığı ceza mahkemesindeki savunmasında; “Ben dosyanın evveliyatını bilmiyordum bozmadan sonra yeni esas almıştı, beni UYAP’a kaydetmişlerdi, ben de UYAP’ta ismimi görünce mahkemesine ismimin silinmesine ilişkin talepte bulundum, dava dilekçesindeki imza bana ait çıkmadı, … dolayı herhalde dördüncü kez yargılanıyorum hiç ilgim yoktu,... Üniversitesinde Medeni Usul ve İcra İflas Kürsüsünde profesör idi, FETÖ’den ihraç edildi, biz de onunla aynı büroda çalışıyorduk, aslında ofis benim adıma olsa da ben onun yanında çalışıyordum, resmiyette avukatlık bürosunun patronu benmişim gibi görünsem de fiilen patron … Beydi, bunu herkes biliyordu, vekâlet adıma çıkmıştır, A.K.’nın vekâlette ismi olmazdı, resmiyette sorumlu benim göründüğümün farkındayım, A. Bey … şirketlerinin yönetimine büroda bulunan üç avukat atamıştı bunlardan biri bendim, ben mahkemesine gidip bu şekilde beyanda bulunduğum için sanık yapıldım, ben başıma bir şey geleceğine ilişkin insani bir refleksle bunu yapmıştım, bu olayla ilgili ... 9.Ağır Ceza Mahkemesinde yargılandık, imza benim çıkmadığı için beraat ettik. Bu dosyada dava dilekçesindeki imza bana ait çıkmamıştı, … dolayı birçok borç ödedim, hala hukuk ve iş mahkemelerinde devam eden davalarım var, bana o tarihlerde yurt dışı yasağı konmuştu, UYAP’ta adımı görünce başıma bir iş gelecek A. Bey hakkımda yine dava açmış diyerek beyanda bulundum, kastım yoktur, mahkemeyi yanıltma kastım yoktur, mütalaaya iştirak etmiyorum beraatimi talep ediyorum. Suçsuzum.” demiştir.

 

İncelenen dosya kapsamında; Baro Yönetim Kurulu’nun 02.03.2017 günlü toplantısında şikâyetli avukat hakkında disiplin kovuşturması açılmasına karar verildiği,

 

Şikâyetli avukatın disiplin kovuşturmasına konu eylemi nedeniyle ... 4. Ağır Ceza Mahkemesinin 2016/360 esasına kayden “Görevi Kötüye Kullanmak” suçundan cezalandırılması istemiyle açılan kamu davasında Mahkemenin 30.03.2017 gün ve 2017/66 sayılı ilamı ile sanık Şikâyetli avukatın, eylemine uyan TCK’nın 257/2, 62/1.maddeleri uyarınca neticeten 5 Ay Hapis Cezası ile Cezalandırılmasına, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildiği, kararın itirazın reddi ile 19.04.2017 günü kesinleştiği,

 

Mahkemenin, “Sanık Avukat hakkında 28.05.2014 tarihinde ... 6. Asliye Ticaret Mahkemesince, 2014/141 esas sayılı dosya sebebiyle suç duyurusunda bulunulmuştur. Suç duyurusunun sebebi olarak, kendi adına asaleten ve diğerleri adına vekâleten açmış olduğu genel kurul kararının iptali istemli dava dosyasından kaydının silinmesi talepli 27.05.2014 tarihli UYAP vasıtasıyla göndermiş olduğu dilekçesi gösterilmiş olup, dilekçesinde ‘anılan dosya ile asil veya vekil sıfatı hiçbir ilgim bulunmamaktadır’ şeklinde beyanda bulunmuştur. Dosya içeriğinde avukat olan sanığın vekâletini sunmuş olduğu, dava dilekçesinde adının ve imzasının bulunduğu, maliye veznesine onun ismiyle harç yatırıldığı, 28.09.2006 tarihli ilk duruşmaya davacı vekili sıfatıyla katılmış olduğu ve 14.12.2006 tarihli duruşmaya mesleki mazereti sebebiyle katılamayacağına dair mazeret dilekçesi göndermiş olduğu görülmektedir. Sanık Cumhuriyet Savcılığında 28.05.2015 tarihinde vermiş olduğu ifadesinde; 9. Ağır Ceza Mahkemesinde ... 6. Asliye Ticaret mahkemesinin 2014/141 esas sayılı dosyasından dava dilekçesinin kaybolması sebebiyle yargılanması üzerine imza incelemesi yapıldığını ve dava dilekçesindeki imzanın kendisine ait olmadığının tespitiyle beraat ettiği savunmasında bulunmuştur. Mahkememiz dosyası kapsamında 30.03.2017 tarihinde yapılan sorgu ve savunmasında imzanın kendisine ait olmadığı savunmasını tekrar ederek başına bir şey geleceğine ilişkin insani refleksle ... 6. Ticaret Mahkemesine suç ihbarına konu dilekçeyi vermiş olduğunu beyan etmiştir.

 

Her ne kadar 9. Ağır Ceza Mahkemesi’nce aldırılan bilirkişi raporunda dava dilekçesinin incelenmesinde imzanın sanığa ait olmadığı yönünde tespit yapılmış olsa da, fotokopi evrak üzerinden yapılan imza incelemesinin güvenilirliği üzerinde şüphe olmakla, doğruluğu kabul edilse dahi sanığın duruşmaya iştiraki, ayrıca mesleki mazeret dilekçesinin de varlığı ve gerçekliği karşısında, sanığın mahkememizdeki savunmasında başına bir şey geleceğinden bahisle söz konusu talepte bulunmuş olması yönündeki tevil yollu ikrarından dolayı suçlamadan kaçmaya yönelik olduğu düşünülen diğer savunmalarına itibar edilmemiştir.

 

Sanığın duruşmaya iştirak etmiş olduğu açık olup, sanığın herhangi bir azilname ibraz etmeksizin veya çekilme isteminde bulunmaksızın dosya ile asil veya vekil sıfatı hiçbir ilgim bulunmamaktadır şeklinde kaydının dava dosyasından silinmesini talep etmekle gerçeğe aykırı beyanda bulunarak görevinin gereklerine dolayısıyla Avukatlık Kanunu’nun 62. maddesine aykırı hareket etmiş olduğunun kabulüyle mahkûmiyetine ve şartları oluştuğundan hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar vermek gerekmiştir.” gerekçesiyle karar verdiği,

 

... 4. Ağır Ceza Mahkemesinin 2016/360 esas sayılı dosyasının örneğinin münderecatta yer aldığı,

 

Baro Disiplin Kurulu’nun; “Şikâyetli Avukatın görevi kötüye kullanma suçu sabit görülmekle, 5 Ay hapis cezası ile cezalandırıldığı, 53/a-c-d-e bentleri gereği tedbir kararı uygulanmasına karar verildiği, CMK’nın 231/5. madde uyarınca HAGB’ye karar verildiği, kararın 19.04.2017 tarihinde kesinleştiği anlaşılmıştır.

 

Ceza dosyasının ve Asliye Ticaret Mahkemesinin dosya kapsamında yapılan inceleme sonucunda, şikâyetli Avukatın ceza dosyasında Asliye Ticaret Mahkemesindeki vekil olup dava açtığı, duruşmasına mazeret dilekçesi gönderdiği halde, UYAP’tan dosya ve kişilerle bir ilgisi olmadığına dair beyanın olduğu; bu beyanın Türkiye Barolar Birliği Meslek Kuralları’nın 4, 5. maddeleri ile Avukatlık Kanunu’nun 34, 134. maddelerine aykırı olduğu anlaşılmakla, sicil durumu da gözetilerek” gerekçesiyle şikâyetli avukat hakkında ceza tayin ettiği,

 

Şikâyetli avukatın disiplin sicil özetinde ceza olmadığı,

 

Şikâyetlinin 23.07.2018 kayıt tarihli itiraz dilekçesinde özetle; ceza mahkemesindeki savunmalarını tekrarla, HAGB kararına dayanılarak hakkında disiplin cezası verilmesinin haksız ve ağır olduğunu, mahkemeye verdiği dilekçenin aslında istifa iradesi olduğunu, bu dilekçe ile kamu zararının oluşmadığını, FETÖ üyesi A.K. tarafından kandırıldığını ve mağdur edildiğini, kumpas kurbanın olduğunu belirterek mezkûr kararın kaldırılmasını talep ettiği,

 

Usulüne uygun tebligata rağmen itiraza cevap verilmediği görülmüştür.

 

Şikâyetli avukat ... 6. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2006/360 esas sayılı dosyasında dava açmış, davayı takip etmiştir.

 

Şikâyetli avukat 27.05.2014 tarihli dilekçesi ile takip ettiği dosyada asıl veya vekil sıfatı bulunmaması nedeni ile UYAP sisteminden kaydının silinmesini istemiştir.

 

Şikâyetli avukatın bu eylemi Avukatlık Kanunu’nun 34. maddesine ve Türkiye Barolar Birliği Meslek Kuralları’na aykırılık teşkil etmektedir. Şöyle ki; kendi açtığı ve takip ettiği dosya ile ilgili olarak; ‘anılan dosya ile asil veya vekil sıfatı hiçbir ilgim bulunmamaktadır’ dememelidir. ... 6. Asliye Ticaret Mahkemesindeki davayı kendisi açmıştır. Şikâyetli avukat, bu dosyada asıl olmadığını bilmek ve vekil olduğunu bilmemek durumunda olamaz.

 

Avukatlar üstlendikleri görevleri, avukatlık görevinin yüklediği kutsallığa yakışır biçimde yapmalıdırlar. Bir avukatın açtığı dava için ‘anılan dosya ile asil veya vekil sıfatı hiçbir ilgim bulunmamaktadır’ demesi mümkün değildir. Bu, avukatın özen borcuna da aykırılık teşkil eder.

 

Şikâyetli avukat vekillikten çekilmek istemesi halinde Avukatlık Kanunu’nun 41. maddedeki yöntemi kullanabilir. “Belli bir işi takipten veya savunmadan isteği ile çekilen avukatın o işe ait vekâlet görevi, durumu müvekkiline tebliğinden itibaren on beş gün süre ile devam eder. Şu kadar ki, adli müzaheret bürosu yahut baro başkanı tarafından tayin edilen avukat, kaçınılmaz bir sebep veya haklı bir özrü olmadıkça, görevi yerine getirmekten çekinemez. Kaçınılmaz sebebin veya haklı özrünün takdiri avukatı tayin eden makama aittir.” Şikâyetli avukatın bu kuralı da yerine getirmediği görülmektedir.

 

Şikâyetli avukat hakkında ... 4. Ağır Ceza Mahkemesinin 2016/360 esas ve 2017/66 karar sayılı dosyasındaki yargılama olmadan da 27.05.2014 tarihli dilekçesi kapsamındaki eylemi başlı başına Avukatlık Kanunu’na ve Türkiye Barolar Birliği Meslek Kuralları’na aykırılık teşkil ettiğinden, şikâyetli avukatın itirazının reddi ile Baro Disiplin Kurulu kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.

 

Gereği düşünüldü:

 

1-Şikâyetli avukatın itirazının reddine, ... Barosu Disiplin Kurulu’nun Şikâyetlinin “Uyarma Cezası ile Cezalandırılmasına” ilişkin 29.05.2018 gün ve 2017/425 Esas, 2018/415 Karar sayılı kararının ONANMASINA,           

 

2-Kurulumuz kararının tebliğini izleyen günden itibaren 60 gün içerisinde Ankara İdare Mahkemesinde dava yolu açık olmak üzere,

 

Katılanların oybirliği ile karar verildi. (¤¤)


Full & Egal Universal Law Academy