Türkiye Barolar Birliği Disiplin Kurulu - 06.06.2022
Karar Dilini Çevir:


(1136 S. K. m. 38)
E. 2013/697
K. 2014/114
T. 22.02.2014 
Şikâyetli Avukatın 21.05.2012 tarihli dilekçeyle “...Proje İnşat Müteahhitlik ve Turizm San. Ve Tic. Ltd. Şti”nin 1995 yılında vekilliğini üstlendiği, 2010 yılında azledildiği, şirketin çalışamaz durumda bulunan bir taşınmazı kiralamasına ve yaklaşık 400.000,00 TL masraf yapmasına ve şirketin tek şartının kira sözleşmesinin mal sahibinin kamu borçları sebebiyle tapuya şerh edilmesi olduğunu bildiği halde tapuya şerh edilemeyeceğini bildiği bu işyerini kiralamasına sebep olduğu, müvekkilinin güvenini kötüye kullandığı, iş yerine zorla ortak olmaya çalıştığı, mal sahibinin de avukatlığını yaptığından onun lehine olacak şekilde taşınmazın inşaatını yaptırdığı kiracısı bulunduğu taşınmazı bu şirketle arasında husumet bulunan 3. kişilerin vekilliğini üstlendiği, bu suretle Avukatlık Kanunu’nun 38/b maddesine aykırı davrandığı, şikâyetçiye ait kişisel, ticari ve sair bilgileri kötüye kullanma kastı ile hareket ettiği, görevini kötüye kullandığı” iddia edilmesi üzerine hakkında disiplin soruşturması başlatılmış ve Baro Yönetim Kurulu’nun 13.09.2012 tarih, 223/13 sayılı Kararıyla disiplin kuruluna sevkine karar verilmiş, 2012/34 Esas sayılı disiplin kovuşturması başlatılmıştır.
Baro Disiplin Kurulu’nca 2011/69 Esas sayılı disiplin kovuşturmasının konusunun hasım taraf müteahhit ile vekâletname ilişkisinin olması, yanlış dava açarak maddi ve manevi zarara uğratması, kendisine vermiş olduğu talimatları yerine getirmemesi çeşitli müvekkillerinin adının kullanarak çıkar sağlamaya çalışması, bir lira koymadan işletmeye zorla ortak olmaya çalışması, kiralamaya aracılık ederek aslında güvenini kötüye kullanarak rayicin üstünde kiralama yapılmasına neden olması ve meslek sırrı niteliğindeki özel bilgileri ifşa etmesi gibi konuları oluşturduğu gerekçesiyle her iki dosyanın birleştirilmesine ve yargılamanın 2011/69 Esas sayılı dosya üzerinden yürütülmesine karar verildiği, Şikâyetli avukat şikâyet ile ilgili maddi olaylar ile tarafların aynı olması nedeniyle her iki dava arasında fiili ve hukuki irtibat bulunduğundan her iki dosyanın birleştirilmesine karar verilmiş ise de, şikâyetlerin farklı konuları kapsadığını, aralarında fiili ve hukuki irtibat bulunmadığını belirtmiş; birleştirme kararına itiraz etmiştir.
Birleştirme “bağlantı kavramı” CMK madde 8 “(1) Bir kişi, birden fazla suçtan sanık olur veya bir suçta her ne sıfatla olursa olsun birden fazla sanık bulunursa bağlantı var sayılır.
(2) Suçun işlenmesinden sonra suçluyu kayırma, suç delillerini yok etme, gizleme veya değiştirme fiilleri de bağlantılı suç sayılır.” hükmü ile açıklanmış olup 10 ve 11. maddelerde de birleştirmenin hangi hallerde yapılabileceği,
Aynı yasanın “Görülmekte olan davaların birleştirilmesi ve ayrılması” başlıklı madde 10 “(1) Kovuşturma evresinin her aşamasında, bağlantılı ceza davalarının birleştirilmesine veya ayrılmasına yüksek görevli mahkemece karar verilebilir.
(2) Birleştirilen davalarda, bu davaları gören mahkemenin tâbi olduğu yargılama usulü uygulanır.
(3) İşin esasına girdikten sonra ayrılan davalara aynı mahkemede devam olunur.”
Geniş bağlantı sebebiyle birleştirme madde 11 “ Mahkeme, bakmakta olduğu birden çok dava arasında bağlantı görürse, bu bağlantı 8 inci maddede gösterilen türden olmasa bile, birlikte bakmak ve hükme bağlamak üzere bu davaların birleştirilmesine karar verebilir.” Hükümlerinde tanımlanmıştır.
Görüldüğü üzere disiplin kovuşturmasının tarafları ve geniş anlamda konuları arasında bağlantı var ise Baro Disiplin Kurulu doğru olanı yapmak, dosyaları birleştirmek ve delilleri birlikte değerlendirmek zorundadır da.
Bu nedenle birleştirme kararı kovuşturmanın ivedilik ile sonuçlandırılmasına yardımcı olacağı, delillerin gerektiği gibi değerlendirilmesine, lehte veya aleyhte de olsa somut gerçeklere dayalı bir karar verilmesi mümkün olacaktır.
Bu nedenlerle dosya kapsamına göre birleştirme kararı yerinde olduğundan Baro Disiplin Kurulu’nca yapılan hukuksal değerlendirme isabetli olmakla Şikâyetli avukatın itirazının reddi ile kararın onanması gerekmiştir.
Sonuç olarak Şikâyetli avukat B.S.E.’in itirazının reddi ile … Barosu Disiplin Kurulu’nun “Şikâyetli Avukat Hakkındaki 2012/34 Esas Sayılı Dosyanın Her İki Dosya Arasında Fiili Ve Hukuki İrtibat Bulunması Nedeniyle 2011/69 Esas Sayılı Dosyası İle Birleştirilmesine” ilişkin 16.09.2013 gün, 2012/34 Esas, 2013/23 Karar sayılı kararının“ONANMASINA”, katılanların oybirliği ile karar verildi. (¤¤)

Full & Egal Universal Law Academy