Türkiye Barolar Birliği Disiplin Kurulu - 06.06.2022
Karar Dilini Çevir:


(1136 S. K. m. 34, 134) (Türkiye Barolar Birliği Avukatlık Meslek Kuralları m. 3, 4)
E. 2013/731
K. 2014/184
T. 22.03.2014 
İtirazın süresinde olduğu anlaşılmakla gereği görüşülüp düşünüldü:
Şikâyetli avukat hakkında Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğü’nün 23.11.2011 gün ve 2011/31836 sayılı “oluru” ile “ A.D. aleyhine tazminat davası açmak üzere müşteki Ramazan Zeyren’in vekilliğini ... 4. Noterliğince düzenlenen 08.06.2005 tarihli ve 14638 yevmiye sayılı vekâletname uyarınca üstlendiği halde, davacı müşteki vekili sıfatıyla ... Asliye 2. Hukuk Mahkemesi’nin 207/124 Esas sayısına kayden 22.03.2007 tarihinde yaklaşık iki yıl gecikmeli olarak dava açtığı,
Davacı müşteki vekili sıfatıyla davalı A.D. aleyhine ... Asliye 2. Hukuk Mahkemesi’nin 2007/124 esas sayısına kayden açtığı tazminat davasında yapılan yargılama neticesinde Mahkeme’ce 17.07.2007 tarih ve 2007/255 sayı ile mahkemenin yetkisizliğine karar verildiği halde, dosyanın görevli ve yetkili ... Asliye Hukuk Mahkemesi’ne gönderilmesi hususunda yaklaşıl iki yıl süreyle hiçbir işlem yapmadığı” iddiasıyla başlatılan disiplin kovuşturması sonucunda şikâyetli avukatın kınama cezası ile cezalandırılmasına karar verilmiştir.
Şikâyetli Avukat savunmalarında özetle; şikâyetçinin ekonomik bir kazanç elde etme amacında olduğunu, ... Barosuna kayıtlı avukat olduğunu söyleyen ancak, ... barosunda kaydı bulunmayan Y.T. oğlu isimli kişi aracılığı ile kendisinden sürekli 25.000,00 TL talep ettiğini, bu parayı vermezse“sonuçlarının çok kötü olacağını” Y.T. oğlu denilen kişi aracılığı ile beyan ettiğini, Y.T.oğlu isimli kişi hakkında savcılığa suç duyurusunda bulunduğunu, para talep edilen dönemlere ve konuşma içeriklerine Av.K.B. ve Av. C.A.’ın da şahit olduğunu, Adliye Kafeteryasında randevu verdiğini, ancak Av. C.A. ve Av.K.B.’in olaya dahil olması ile ortadan kaybolduğunu, şikâyetçinin davanın her aşamasından bilgisi olduğunu, şikâyetçiye delil listesi, tanık listesi yazarak yardımcı olduğunu, şikâyetçinin23.07.2009 tarihli imzalı beyanı ile “duruşmasına kendisinin gideceğini, kartvizit aslını aldığını, ...daki davasını kendisinin takip edeceğini” açıkça ifade ettiğini, şikâyetçinin, davası hakkındaki her türlü bilgiye sahip olduğunu ve davasını kendisinin takip ettiğini, kuvvetle muhtemel, dava sonunda haklı çıksa dahi, parayı tahsil edemeyeceğini anlayarak, şantaj, duygu sömürüsü ve Y.T.oğlu dolduruşu ile tahsil edemeyeceği parayı, başka yoldan kurtarma çalışması içine girdiğini belirtmiş; itirazında ise karara dayanak olarak ... 1. Ağır Ceza Mahkemesinin 2012/111 Esas, 2012/478 Karar sayılı kararının henüz kesinleşmediğini, dosyada bulunan bizzat müştekinin imzasını havi beyanı ile müştekinin davayı kendi takip edeceğinin belirtildiği, bu beyanından sonraki duruşmalara da kendisinin girdiğini, buna rağmen kendisine vekil olarak sorumluluk yüklendiğini ifade etmiş; kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
İncelenen dosya kapsamından; Şikâyetli avukatın şikâyetçi tarafından 08.06.2005 tarih, 14638 yevmiye numaralı vekâletname ile vekilliğini üstlendiği, daha sonra 12.02.2007 tarih, 02930 yevmiye numaralı vekâletnameyle tekrar vekâletname düzenlendiği,
22.03.2007 tarihinde ... 2. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2007/4495 Esas sayılı dosyası ile A.D. aleyhine tazminat davası açıldığı, Mahkemece 17.07.2007 tarihinde yetkisizlik kararı verildiği, kararın 21.04.2009 tarihinde kesinleştiği, şikâyetli avukat tarafından dosyanın ... Asliye Hukuk Mahkemesi’ne gönderilmesinin 24.03.2009 tarihli dilekçe ile talep edilmiş olduğu, Mahkeme’nin 27.04.2009 günlü yazı ile kararın 21.04.2009 tarihinde kesinleştiğinin bildirildiği,
Aynı davanın ... Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2009/1344 Esas sayılı dosyası ile 08.05.2009 tarihinde tekrar açıldığı, davanın 23.07.2009 tarihinde görülen ilk celsesinde şikâyetçi vekili olarak şikâyetli avukatın duruşmalara kabulüne karar verildiği, davacı şikâyetçi tarafından 21.07.2010 tarihli dilekçe ile “Davamı vekil aracılığıyla değil, kendim takip ediyorum. Dava yetkisizlikle ...’ya gönderildiğinden davamı kendim takip ediyorum.” Şeklinde beyanda bulunduğu, davanın 04.11.2010 tarihine HUMK 409/1.madde gereğince işlemden kaldırılmasına karar verildiği,
Şikâyetli avukatın disiplin kovuşturmasına konu eylemine ilişkin olarak ... 1. Ağır Ceza Mahkemesi’nin 2012/111 Esas sayılı dosyası ile “görevi ihmal” iddiasıyla açılan kamu davasında Mahkeme’nin 13.12.2012 gün ve 2012/111 Karar sayılı kararı ile TCK. nın 257/2, 62/1.maddeleri uyarınca 2 ay 15 gün hapis cezası ile cezalandırılmasına, CMK. nın 231.maddesi uyarınca hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildiği ve kararın itirazın reddiyle 10.01.2013 tarihinde kesinleştiği,
Şikâyetli avukatın 25.06.2005 tarihinde kesinleşmiş uyarma ve 17.12.2010 tarihinde kesinleşmiş kınama cezalarının bulunduğu görülmüştür.
Avukatlık Yasasının 34. maddesi “ Avukatlar, yüklendikleri görevleri bu görevin kutsallığına yakışır bir şekilde özen, doğruluk ve onur içinde yerine getirmek ve avukatlık unvanının gerektirdiği saygı ve güvene uygun biçimde davranmak ve Türkiye Barolar Birliğince belirlenen meslek kurallarına uymakla yükümlüdürler ”
Avukatlık Yasası’nın 134. maddesi “Avukatlık onuruna, düzen ve gelenekleri ile meslek kurallarına uymayan eylem ve davranışlarda bulunanlarla, mesleki çalışmada görevlerini yapmayan veya görevinin gerektirdiği dürüstlüğe uygun şekilde davranmayanlar hakkında bu kanunda yazılı disiplin cezaları uygulanır.”
Türkiye Barolar Birliği Meslek Kurallarının 3. maddesi “Avukat mesleki çalışmasını ve kamunun inancını ve mesleğe güvenini sağlayacak biçimde ve işine tam bir sadakatle yürütür”
Türkiye Barolar Birliği Meslek Kurallarının 4. maddesi “Avukat, mesleğin itibarını zedeleyecek her türlü tutum ve davranıştan kaçınmak zorundadır.” hükümlerini amirdir.
 Şikâyetli avukatın açtığı davayı özenle takip etmeyerek yetkisizlik kararının kesinleşmesine sebebiyet verdiği gerek Mahkeme dosyası ve gerekse kesinleşmiş Mahkeme kararı ile sabittir.
Avukatlar özen ve doğruluk kurallarına göre hareket etmek, kamunun inancını ve mesleğe güvenini sağlayacak biçimde sadakatle davranmak mesleğin itibarını sarsacak her türlü davranıştan kaçınmak zorundadır.
Bu nedenlerle eylemin disiplin suçu oluşturduğuna ilişkin ... Barosu Disiplin Kurula kararında hukuki isabet görülmekle aleyhe itiraz olmadığından Şikâyetli Avukat B.Ç.S.’ın itirazının reddi ile kararın onanması gerekmiştir.
Sonuç olarak Şikâyetli Avukat B.Ç.S.’ın itirazının reddi ile ... Barosu Disiplin Kurulu’nun “Kınama Cezası Verilmesine” ilişkin 05.07.2013 gün 2011/18 Esas ve 2013/6 Karar sayılı kararının aleyhe itiraz olmadığından “ONANMASINA”, katılanların oybirliği ile karar verildi. (¤¤)

Full & Egal Universal Law Academy