Türkiye Barolar Birliği Disiplin Kurulu - 06.06.2022
Karar Dilini Çevir:


(2004 S. K. m. 2, 4, 13) (Türkiye Barolar Birliği Meslek Kuralları m. 27) (8. DD. 09.02.2010 T. 2007/8493 E. 2010/606 K.)
E. 2012/508
K. 2013/64
T. 02.01.2013
Şikâyetçi avukat, şikâyetli avukatın 02.12.2011 tarihinde kendisi aleyhinde icra takibi yaptığını, ancak Barosuna bildirmediğini, iddia etmesi üzerine başlatılan disiplin kovuşturması sonucunda Baro Disiplin Kurulunca eylemin disiplin suçunu oluşturduğu kabul edilerek, disiplin cezası tayin edilmiştir.
Şikâyetli avukat savunmasında, şikâyetçi aleyhine icra takibi yaptığını 03.01.2012 tarihinde … Barosuna bildirdiğini, şikâyetçi ile vekili olduğu Belediye Başkanlığı arasında husumet olduğu için kendisi üzerinden hesaplaşma yapıldığını, bildirmiştir.
Baro Disiplin Kurulu, şikâyetli avukatın eylemini Türkiye Barolar Birliği Meslek Kurallarının 27/2. maddesine aykırı bularak şikâyetli avukatın uyarma cezası ile cezalandırılmasına karar vermiş, karara şikâyetli avukat tarafından itiraz edilmiştir.
Dosyadaki bilgi ve belgelerden, … Belediye Başkanlığı vekili olarak şikâyetli avukatın şikâyetçi avukat aleyhinde 02.12.2011 tarihinde icra takibi başlattığı, şikâyetçi avukat aleyhinde icra takibine başlandığına ilişkin 03.01.2012 tarihli yazı ile Baro Başkanlığına bildirimde bulunulduğu, yani takip tarihinden sonra bildirimin yapıldığı anlaşılmaktadır.
Türkiye Barolar Birliği Meslek Kuralları’nın 27. maddesinin 2. fıkrası “ bir avukat bir başka avukata karşı asıl ya da vekil sıfatıyla takip edeceği davayı kendi Barosuna yazı ile bildirir” hükmünü ihtiva etmektedir.
Bildirim kuralları, avukatlık mesleğinin saygınlığını, güvenirliğini korumak, bir avukatın ister davacı, ister davalı, ister şüpheli, ister müdahil olarak bir başka avukatla yargı karşısında çatışmasını önlemek ve bu amaçla gerektiğinde Baronun katılımı ile ihtilafın barışçı yollardan çözümüne olanak sağlamak amacı ile getirilmiş bir düzenlemedir.
Türkiye Barolar Birliği Meslek Kurallarının 27/2 maddesinin diğer amacı ise, aleyhine dava açılan avukatın davaya konu eylem ve işleminin Baroca değerlendirilip gerekirse re’sen disiplin kovuşturması açılmasının sağlanmasıdır.
Bildirimin amacı izin veya avukatı kontrol olmayıp, Avukatlık onuru ve meslek düzeninin korunmasında Baro organlarını daha aktif hale getirerek, mesleki dayanışmaya zarar verecek uyuşmazlıkları gerekirse sulhen çözümlemek, avukatlık mesleğine olan saygı ve güvene uygun biçimde davranılmasını sağlamakla sorumlu kılmaktır.
Dava genel anlamda, yargı önünde bir ihtilafın çözümlenmesi ile ilgili girişimler olarak değerlendirilmektedir. İcra takibinin başlatılması ile de yargı kontrolü altındaki icra müdürlüklerinde bir alacak iddiasının ortayla konulması ve İcra İflas Yasasındaki aşamalar içerisinde, alacağın tahsili ya da alacağın haklı olup olmadığının belirlenmesi ile ihtilafın sonuca ulaştırılması amaçlanmaktadır.
İcra İflas Yasasının 2 maddesine göre “Her asliye mahkemesinin yargı çerçevesinde yeteri kadar icra dairesi bulunur… Ayrıca icra müdürü olmayan yerlerde bu vazife mahkeme yazı işleri müdürleri tarafından yürütülür.” 4. maddesine göre “ İcra ve İflas Dairelerinin muamelelerine karşı yapılan şikâyetlerde itirazların incelenmesi icra hâkimi yahut kanun gereğince bu görev kendisine verilmiş olan hâkim tarafından yapılır.” 13. maddesine göre “ İcra ve İflas daireleri, 4. maddedeki esaslara göre icra hâkiminin daimi gözetimi ve denetimi altındadır. Bu daireler Cumhuriyet Savcıları ve adalet müfettişleri vasıtasıyla denetime tabi tutulur.”
Görüldüğü gibi icra dairelerinin, mahkeme yazı işyeri müdürlükleri sulh hukuk mahkemeleri nezdinde ki satış memurları gibi, yargı organlarının denetim ve gözetimi altında yargının yetki ve sorumlulukları yasa ile düzenlenmiş yardımcı organlarından farkı bulunmamaktadır.
Nitekim icra takiplerinde bildirim yükümlülüğü ile ilgili bir kuralın “ icra takibinin geniş yorumlanarak dava kavramı içerisine sokulmasına olanak bulunmadığı” gerekçesi ile açılan davada Danıştay 8. Dairesinin 09.02.2010 tarih ve 2007/8493 esas, 2010/606 karar sayılı kararında;
“İcra İflas Yasasına göre, her asliye mahkemesinin yargı çerçevesinde kurulan (sulh hukuk mahkemelerinden ibaret olunan yerlerde bu mahkemeye verilen) ve işlemlerine karşı yapılan şikâyet ve itirazların incelenmesi İcra Tetkik Mercii Hâkimliğince yapılan icra daireleri nezdinde yürütülen iş ve işlemleri yukarıda değinilen Avukatlık meslek Kurallarının 27/2 maddesinde ifade edilen ‘takip edilen dava’ kapsamının dışında tutmağa olanak bulunmamaktadır.
Bu itibarla avukatlık mesleğinin düzen ve geleneklerini korumak, meslektaşlar arasında dayanışmayı ve gösterilmesi gereken özenin korunmasını sağlayarak meslek itibarını ve mesleğe duyulan güveni artırmak amacıyla getirilen ilkelere aykırı davrandığı açık olan davacının eylemine uyun …. dava konusu işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı..” kabul edilmiştir.
Kurulumuzun yerleşmiş kararlarında da icra takibinin bizzat avukat tarafından veya alacaklı vekili tarafından borçlu/avukat aleyhine, takip başlatılmasından önce bildirim yükümlülüğü kabul edilmekte, aynı icra takibi sebebiyle, itiraz halinde itirazın kaldırılması, itirazın iptali, icra ceza mahkemelerine yapılacak başvurularda bildirim yükümlülüğünün icra aşamasında yerine getirilmesi halinde, ayrıca bildirime gerek bulunmadığı belirtilmektedir.
Bu bakımdan Türkiye Barolar Birliği Meslek Kurallarının 27/2. maddesindeki düzenlemeyi geniş yorumlamak ve yalnız davaları değil, avukatlar hakkındaki icra takiplerini de bildirim zorunluluğu kuralı kapsamında kabul etmek gerekir.
Türkiye Barolar Birliği Meslek Kuralları mesleğin gelişmesini sağlamak, mesleki ahlak, düzen ve gelenekleri korumak amacıyla konulmuş kurallar olup tüm avukatlar için bağlayıcı niteliği göz ardı edilemez.
Bu nedenlerle Baro Disiplin Kurulunun eylemin disiplin suçunu oluşturduğuna ilişkin değerlendirmesinde ve takdir ettiği “Uyarma cezası verilmesine” ilişkin kararında hukuki isabetsizlik görülmemiş, kararın onanmasına karar vermek gerekmiştir.
Sonuç olarak, şikâyetli avukatın itirazının reddi ile … Barosu Disiplin Kurulunun “ Uyarma cezası verilmesine” ilişkin karanının ONANMASINA üye Av.M.N.K.’ın karşı oyu nedeni ile oyçokluğu ile karar verildi. (¤¤)

Full & Egal Universal Law Academy