Türkiye Barolar Birliği Disiplin Kurulu - 06.06.2022
Karar Dilini Çevir:


(1136 S. K. m. 34) (Türkiye Barolar Birliği Meslek Kuralları m. 3)
E. 2008/354
K. 2008/485
T. 28.11.2008
Şikayetli avukatın, şikayetçinin oğlunun vekili olarak takip ettiği Kırşehir Ağır Ceza Mahkemesindeki davada, yatırılan 1.000,00.-YTL tahliye kefaletini, sanığın tahliye olduktan sonra vefat etmesi üzerine ceza davasının düşmesi nedeniyle çekerek, müvekkilinin mirasçılarına vermediği iddiası ile yapılan şikayet süzerine açılan disiplin kovuşturması sonucunda Baro Disiplin Kurulunca şikayetli avukatın kefalet parasını çekmediği, ancak paranın kendisine ödenmesi isteği ile 28.08.2006 tarihli dilekçe ile başvurduğu, bunun özen borcu ve güvenilirlilik ilkesine aykırı olduğu kabul edilerek disiplin cezası tayin edilmiştir.
Şikayetli avukat, ödeme yapılmasına ilişkin dilekçeyi şikayetçiye yardım amacı ile yazdığını, kefalet parasını kendisi almak isteseydi karardan hemen sonra başvurabileceğini, mirasçıların parayı alabilmeleri için yardımcı olmak istediğini savunmaktadır.
Şikayetli avukat hakkında, Cumhuriyet Savcılığına da yapılan şikayet üzerine Adalet Bakanlığının 19.09.2007 tarihli oluru ile soruşturma açılmasına izin verildiği, soruşturma sonucunda 07.01.2008 tarihli olur ile kovuşturma açılmasına izin verilmediği ve disiplin yönünden gereğinin yapılması için dosyanın Barosuna gönderildiği anlaşılmaktadır.
Dosya içerisindeki soruşturma ve kovuşturma evraklarından, şikayetli avukatın Kırşehir Ağır Ceza Mahkemesinin 2005/140 esas sayılı davasında sanık vekili olduğu, sanığın vefat etmesi sebebiyle kamu davasının düşürülmesine, 1.000,00.-YTL. nakdi kefalet akçesinin sanık mirasçılarına iadesine 27.12.2005 tarihinde karar verildiği, şikayetli avukatın 29.08.2006 tarihli dilekçesi ile kefalet akçesinin kendisine ödenmesine karar verilmesi isteği ile başvurduğu, Mahkemenin 15.09.2006 tarihli yazısı ile muhasebe müdürlüğüne, kefaletin mirasçılara iadesini bildirdiği, daha sonra mirasçılar tarafından tahsil edildiği anlaşmaktadır.
Mahkemenin kararı, kefalet parasının mirasçılara ödenmesi biçimindedir. Şikayetlinin dilekçesinden sonra da yazılan müzekkerede bu husus belirtilmiştir. Müvekkilinin vefatı ile birlikte şikayetli avukatın temsil yetkisi ve kefelet akçesini tahsil edebilme hakkı sona ermiştir. Şikayetlinin bu kanuni gerekliliği bildiği ve savunmasına göre de şikayetçiye de bildirdiği halde, yardımcı olmak istiyorsa mirasçılar veya sadece şikayetçi adına dilekçe yazması mümkün iken, vefat etmiş müvekkili adına ve kendisine ödenmek üzere dilekçe ile başvurmuş olması Avukatlık Yasasının 34. maddesi ile Türkiye Barolar Birliği Meslek Kurallarının 3. maddesine açıkça aykırılık oluşturmaktadır. Şikayetli hakkında en az kınama cezası tayini gerekirken, uyarma cezası isabetli değil ise de bu konuda şikayetli aleyhinde itiraz olmadığından, inceleme dışında tutulmuştur.
Şikayetçinin, daha sonra yanlış bilgi aldığı için şikayetçi olduğu ve şikayetini geri aldığına ilişkin beyanı, şikayetin geri alınmasının disiplin kovuşturmasını ortadan kaldıran sebeplerden olmaması karşısında sonuca etkili görülmemiş, bu sebeple dikkate alınmamıştır.
Bu nedenlerle, Baro Disiplin Kurulunun “Uyarma cezası verilmesine” ilişkin kararında hukuki isebetsizlik görülmemiş ve kararın onanması gerekmiştir.
Sonuç olarak, şikayetli avukatın itirazının reddi ile, Kırşehir Barosu Disiplin Kurulunun “Uyarma cezası verilmesine” ilişkin kararının aleyhe itiraz olmadığından ONANMASINA oybirliği ile karar verildi. (¤¤)

Full & Egal Universal Law Academy