Türkiye Barolar Birliği Disiplin Kurulu - 06.06.2022
Karar Dilini Çevir:


(2709 S. K. m. 38) (1136 S. K. m. 157) (672 S. KHK. m. 2)

 

E: 2018-437

K: 2018/583

T: 01.06.2018

 

İtirazın süresinde olduğu anlaşılmakla dava dosyası incelendi:

 

Şikâyetli avukat hakkında “01.09.2016 tarihli 29818 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan KHK ile kamu görevinden çıkarıldığı” iddiası üzerine başlatılan disiplin kovuşturmasında eylem sabit görülmeyerek ceza tayin edilmemiştir.

 

Şikâyetli önceki savunmalarında özetle; ihraçla ilgili idari yargıya başvurduğunu dosyasının komisyona gönderildiğini, idari soruşturma ve dava henüz tamamlanmadan, Baronun resen harekete geçmesinin yanlış olduğunu, kendisinin KHK ile ihraç edilmesinin tedbir niteliğinde olduğunu oysa Avukatlık Kanunu’nun 5. maddesinin avukatlığa engel işlerden bahsettiğini, orada bahsedilen hususun kesinleşmiş bir disiplin dosyasının varlığı olduğunu, kendisine Avukatlık Kanunu’nun 5. maddesinin uygulanamayacağını, ayrıca 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’nda tabi olmadığını, … Kanuna tabi olduğunu bu sebeple kamu görevlisi sayılmasının ilgili kanunun … maddelerine ilişkin olduğunu, soruşturmanın usule uygun yapılmadığını beyan etmiştir.

 

İncelenen dosya kapsamından Baro Yönetim Kurulu’nun 22.03.2017 günlü toplantısında şikâyetli hakkında disiplin kovuşturması açılmasına karar verdiği,

 

Disiplin kovuşturmasının şikâyetlinin talebi gibi duruşmalı yapıldığı,

 

Dosyamız münderecatında … operasyonu manşetli gazete fotokopisi, 667 sayılı KHK, 668 sayılı KHK fotokopilerinin olduğu,

 

Şikâyetlinin Anayasa Mahkemesine yaptığı 30.09.2016 gün 2016/20636 evrak sayılı bireysel başvuru alındı belgesinin örneğinin dosyamızda yer aldığı,

 

... Cumhuriyet Başsavcılığı Terör ve Örgütlü Suçlar Soruşturma Bürosuna yazılan yazıya cevap verildiği; … soruşturma numaralı dosyada … sayılı karar ile şikâyetli hakkında kamu adına kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verildiği,

 

Baro Disiplin Kurulu’nun, “Şikâyetli avukat hakkında görev yaptığı ...’e yazı yazılmış olup, 27.10.2017 tarih ve 14798 evrak sayılı cevabi yazıda Kurumca herhangi bir disiplin soruşturması bulunmadığı belirtilmiştir. ... Cumhuriyet Başsavcılığı Terör ve Örgütlü Suçlar Soruşturma Bürosuna yazılan yazıya cevap verildiği … soruşturma numaralı dosyaya … karar ile kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verildiği görülmüştür. Resmi Gazetede yayınlanan 672 sayılı KHK’nın Kamu Personellerine İlişkin Tedbirler Başlıklı 2. maddenin 3. fıkrasında kamu görevlileri ile ilgili olması ve Avukatlık Kanununa herhangi atfın bulunmadığı görülmüştür. Açıklanan gerekçelerle şikâyetlinin Avukatlık Kanunu’nu ve Türkiye Barolar Birliği Meslek Kuralları’nı ihlal etmediği anlaşılmıştır.” gerekçesiyle karar verdiği,

 

Şikâyetlinin disiplin sicil özetinde ceza olmadığı,

 

... Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 27.04.2018 kayıt tarihli itirazında özetle; Avukatlık mesleğinin Avukatlık Kanunu’nda kamu hizmeti olarak tarif edildiği, 672 sayılı KHK’nın 2/1-a maddesinde de listede yer alan kamu görevlilerinin kamu görevinden başka hiçbir işleme gerek kalmaksızın çıkarıldıklarının belirtildiği, öte yandan Avukatlık Kanunu’nun 5/b maddesinde de kesinleşmiş bir disiplin kararı sonucunda hâkim, memur veya avukat olma niteliğini kaybetmiş olmanın avukatlığa kabulde engel haller arasında sayıldığı, Baro Disiplin Kurulu’nun vermiş olduğu ceza verilmesine yer olmadığı kararının usul ve yasaya aykırı olduğu belirtilerek itirazın kabulüne karar verilmesinin kamu adına talep olunduğu,

 

Şikâyetli avukatın 09.05.2018 kayıt tarihli itiraza cevap dilekçesinde özetle; önceki savunmalarını aynen tekrarla, itirazın reddi ile Baro Disiplin Kurulu kararının onanmasını talep ettiği görülmüştür.

 

Her ne kadar Avukatlık Kanunu 5/b maddesi gerekçe gösterilerek Baro Disiplin Kurulu kararına itiraz edilmişse de;

 

Avukatlık Kanunu’nun “Avukatlığa kabulde engeller” başlıklı 5 maddesinin değişik (b) fıkrasında; “Kesinleşmiş bir disiplin kararı sonucunda hâkim, memur veya avukat olma niteliğini kaybetmiş olmak” avukatlığa engel hallerden biri olarak sayılmıştır.

 

Disiplin Kurulları, “sui generis” bir yargı yeridir ve ceza hukukuna ilişkin evrensel ilkelerin tamamı Disiplin Kurullarınca yapılan disiplin davalarında da geçerlidir.

 

Masumluk/suçsuzluk karinesi de en temel ilkelerden biridir. Bu nedenle Disiplin Kurullarınca, Fransız Devrimi ile birlikte tüm Kıta Avrupa’sına yayılmış ve bugün, bütün medeni devletlerin ortak bir değeri haline gelmiş, temel insan haklarından olan “masumluk/suçsuzluk karinesi”nin de göz ardı edilmemesi gerekir.

 

Suçsuzluk karinesi, Anayasamızın 38/4. maddesinde bir temel hak olarak düzenlenmiştir. Buna göre, “Suçluluğu hükmen sabit oluncaya kadar, kimse suçlu sayılamaz.” Suçsuzluk karinesinin, Anayasanın “temel hak ve hürriyetlerin kullanılmasının durdurulması” kenar başlıklı 15/4. maddesinde, savaş, seferberlik, sıkıyönetim ve olağanüstü hallerde dahi dokunulması mümkün olmayan çekirdek haklar kategorisinde yer aldığı da belirtilmelidir. Temel bir hak olan suçsuzluk karinesi, sadece Anayasa değil, Türkiye tarafından onaylanarak bir iç hukuk normu haline gelmiş olan AİHS madde 6/2 tarafından “Bir suç ile itham edilen herkes, suçluluğu yasal olarak sabit oluncaya kadar suçsuz sayılır.” denilerek güvence altına alınmıştır. Suçsuzluk karinesi uyarınca, bir kişinin suçlu olarak nitelendirilebilmesi ve hakkında ceza hukukunun alanına giren müeyyidelerin uygulanabilmesi, kesin hükümle mahkûm olmasına bağlıdır. Bir kişinin mahkûm edilebilmesi için ise, akla ve mantığa uygun gerekçelere dayanan her türlü şüphenin bertaraf edilmesi şarttır. Çünkü bu kişi, kanunen suçsuz kabul edilen bir kişidir. Suçlu olarak nitelendirilebilmesi, suçsuzluğuna dair bütün gerekçeli şüphelerin yenilmesine bağlıdır. Aksi takdirde, şüpheden sanık yararlanacaktır.

 

Şikâyetli avukat hakkında mesleğe kabulü engelleyen, yasanın aradığı “Kesinleşmiş bir disiplin kararı” olmadan işlem yapmak, masumluk karinesini ihlali anlamına gelmektedir.

 

Bu nedenle, Baro Disiplin Kurulu’nca yapılan hukuksal değerlendirmede yasaya aykırı bir yön ve hukuki isabetsizlik görülmediğinden, itirazının reddi ile kararın onanması gerekmiştir.

 

Gereği düşünüldü:

 

1-... Cumhuriyet Başsavcılığı’nın itirazının reddi ile, ... Barosu Disiplin Kurulu’nun “Disiplin Cezası Verilmesine Yer Olmadığına” ilişkin 30.03.2018 günlü kararın ONANMASINA,

 

2- Kararın, Avukatlık Kanunu’nun 157/7.maddesi gereğince Adalet Bakanlığı’na gönderilmesine,

 

3- Kurulumuz kararının tebliğini izleyen günden itibaren 60 gün içerisinde Ankara İdare Mahkemesinde dava yolu açık olmak üzere,

 

Oybirliği ile karar verildi. (¤¤)


Full & Egal Universal Law Academy