Türkiye Barolar Birliği Disiplin Kurulu - 06.06.2022
Karar Dilini Çevir:


(1136 S. K. m. 158) (5237 S. K. m. 129) (5271 S. K. m. 223)

 

E: 2018/483

K: 2018/639

T: 23.06.2018

 

Şikayetli avukat hakkında; şikayetçinin 13.06.2011 kayıt tarihli dilekçesi üzerine başlatılan ve Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğünün 29.01.2013 gün ve  sayılı “Olur”u ile; “Vekalet ücreti alacağına ilişkin ... 2. İcra Müdürlüğünün 2009/20704 sayılı dosyası üzerinden başlattığı takibe itiraz edilmesi üzerine, davacı asıl sıfatıyla ... Asliye 2. Hukuk Mahkemesinin 2009/297 esasına kayden açtığı itirazın iptali davasında mahkemeye sunduğu 18.05.2011 tarihli dilekçesinde davalı vekili şikayetçiye yönelik ‘Mesleki yetkinliğini ve kapasitesini ortaya koymuştur. Cehalet bir yana, dilekçe yazmadan önce dosyaya şöyle bir göz atmaktan dahi aciz içinde hasbelkader avukatlık yapmaktadır. Davalı vekilinin mal bulmuş mağribi gibi sarıldığı...’ şeklinde ifadelere yer verdiği” iddiasıyla kovuşturma izni verilen disiplin kovuşturmasında eylem sabit görülmeyerek ceza tayin edilmemiştir.

 

Şikayetli önceki savunmalarında özetle; şikayete dayanak dilekçenin incelenmesinin yeterli olmadığını, yargılamanın önceki evrelerinde verilmiş dilekçe ve dosya münderecatının değerlendirilmesinin gerektiğini, şikayetçinin vekalet ilişkisi son bulmadan müvekkili … Konut Yapı Kooperatifinin vekilliğini üstlendiğini ve şikayeti üzerine uyarma cezası aldığını, şikayetçinin davaların tarafı gibi davrandığını bildirerek şikayetin reddini talep ettiğini beyan etmiştir.

 

İncelenen dosya kapsamında Baro Yönetim Kurulu’nun 14.06.2012 günlü kararı ile şikayetli hakkında Avukatlık Kanunu’nun 34, 134, Türkiye Barolar Birliği Meslek Kuralları’nın 5, 6, 27/1 maddeleri uyarınca değerlendirilmek üzere disiplin kovuşturması açılmasına karar verildiği,

 

Şikayetli avukatın disiplin kovuşturmasına konu eylemi nedeniyle ... 20. Ağır Ceza Mahkemesinin 2013/256 esasına kayden “Hakaret” suçundan cezalandırılması istemiyle açılan kamu davasında, Mahkemenin 14.07.2014 gün ve 2014/189 karar sayılı ilamı ile hakaret suçunun karşılıklı işlenmiş olması nedeniyle atılı suçtan TCK’nın 129/3, CMK’nın 223/4-c maddesi gereğince sanık şikayetli hakkında ceza verilmesine yer olmadığına karar verildiği, kararın 08.06.2017 günü temyizde onama ile kesinleştiği,

 

Mahkemenin “…Sanığın davacı katılanın davalı vekili olduğu, ... 8. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2011/231 esas sayılı dosyasının yargılaması sırasında, davalı vekili olan katılan Avukat N.Ö.’nin 05.10.2011 ve 02.05.2011 tarihli dilekçelerde, iddia ve savunma hakkı sınırlarını aşacak şekilde ve gereği olmaksızın, sanığın şahsını aşağılayan ifadelere yer verdiği, sanığın ise davacı sıfatıyla 18.05.2011 tarihli mahkemeye sunduğu dilekçede, katılanı kast ederek ‘Mesleki yetkinliğini ve kapasitesini ortaya koymuştur. Cehalet bir yana, dilekçe yazmadan önce dosyaya şöyle bir göz atmaktan dahi aciz içinde hasbelkader avukatlık yapmaktadır, davalı vekilinin mal bulmuş mağribi gibi sarıldığı...’ şeklinde ifadelere yer vererek hakaret suçunu işlediği, ancak ifadeleri yukarıda tarihleri belirtilen katılanın dilekçelerindeki sanığı aşağılayıcı beyanları sonrasında kullandığı, dolayısıyla hakaret suçunun karşılıklı olarak işlendiği anlaşıldığından, olayın niteliğine göre TCK’ nın 129/3. ve CMK’nın 223/4-c maddesi gereğince ceza verilmesine yer olmadığına karar vermek gerekmiştir.” gerekçesiyle hüküm kurduğu,

 

Baro Disiplin Kurulu’nun “…Dosya kapsamında Avukatlık Kanunu ve Türkiye Barolar Birliği Meslek Kuralları kapsamında da aykırılık olmadığından, şikayetli avukat hakkında disiplin cezası verilmesine yer olmadığına karar vermek lazımdır.” gerekçesiyle karar verdiği,

 

Şikayetlinin disiplin sicil özetinde ceza olmadığı,

 

Şikayetçi avukatın 09.02.2018 kayıt tarihli itiraz dilekçesinde özetle; önceki iddialarını aynen tekrarla Baro Disiplin Kurulu kararının kaldırılarak şikayetli hakkında ceza verilmesini talep ettiği,

 

Usulüne uygun tebligata rağmen şikayetlinin itiraza cevap vermediği görülmüştür.

 

Dosyanın incelenmesinde şikayetli avukatın 18.05.2011 tarihli (... 2.Asliye Hukuk Mahkemesi 2009/297 Esas) sayılı dosyasındaki dilekçesinde kullandığı ifadeler;

 

Türkiye Barolar Birliği Meslek Kuralları’nın 27/1.maddesindeki “. Hiçbir avukat, herhangi bir meslektaşı özellikle hasım vekili meslektaşı hakkında küçük düşürücü nitelikteki kişisel görüşlerini açıkça belirtemez.”, 4.maddesindeki, “Avukat, mesleğin itibarını zedeleyecek her türlü tutum ve davranıştan kaçınmak zorundadır. Avukat, özel yaşantısında da buna özenmekle yükümlüdür.”, 5.maddesindeki “Avukat, yazarken de, konuşurken de düşüncelerini olgun ve objektif bir biçimde açıklamalıdır. Mesleki çalışmasında avukat, hukukla ve yasalarla ilgisiz açıklamalardan kaçınmalıdır.” hükümlerine aykırılık teşkil etmektedir.

 

Avukatlar dilekçelerinde ve konuşmalarında mesleğin vakarına yakışır nezaket ve üslupla özenle hareket etmek durumundadırlar. Şikayetli avukatın kullandığı üslup meslek kurullarına açıkça aykırılık teşkil etmektedir.

 

Şikayetli avukat hakkında ... 20.Ağır Ceza Mahkemesinin 2013/256 esas, 2014/189 karar sayılı ilamındaki ceza verilmesine yer olmadığı karar CMK madde 223/4-c’ye göre verilmiş bir karardır. CMK’nın 223/4. maddesi “işlenen fiilin suç olma özelliğini devam ettirmesine rağmen” düzenlemesiyle, fiilin suç olduğu tespiti yapılmaktadır.

 

TCK’nın 129. maddesinde; önce fiilin varlığı, bu fiilin TCK’ya aykırılığı tespit edilip, anılan maddedeki koşulların varlığı halinde uygulanacak sonuç düzenlenmektedir.

 

Mahkeme kararında, şikayetli avukatın eylemini saptamaktadır. Eylemin sabitliği tartışma dışıdır.

 

Avukatlık Kanunu madde 140/3 yönünden bakıldığında, şikayetli avukatın dilekçesinde kullandığı ifadelerin şikayetli tarafından yazıldığı sabittir. Eylemin işlenmemiş olması söz konusu değildir. Dilekçenin ve içeriğindeki hakaret nitelikli ifadelerin de şikayetli avukat tarafından yazılmadığı savı bulunmamaktadır.

 

Bu nedenle ile Ceza Mahkemesi kararının CMK madde 223/2’deki beraat kararı gibi değerlendirilmesi söz konusu değildir.

 

Avukatlık Kanunu’nun 158 maddesi yönünden bakıldığında; Avukatlık Kanunu’nun 140/3.maddesi göndermesi ile Disiplin Kurulları delilleri serbestçe takdir edeceklerinden; Kurulumuzca şikayetli avukatın kullandığı ifadelerin rencide edici nitelikte olduğu kanaatine varılmıştır.

 

Bu nedenle itirazın kabulü ile Baro Disiplin Kurulu kararının kaldırılmasın, şikayetli avukat hakkında disiplin cezası tayini gerekmiştir.

 

Gereği düşünüldü:

 

1- Şikayetçi avukatın itirazının kabulü ile; ... Barosu Disiplin Kurulu’nun “Disiplin Cezası Verilmesine Yer Olmadığına” ilişkin 04.12.2017 gün ve 2012/D.453 Esas, 2017/671 Karar sayılı kararının kaldırılmasına, şikayetli avukatın uyarma cezası ile cezalandırılmasına,

 

2- Kurulumuz kararının tebliğini izleyen günden itibaren 60 gün içerisinde Ankara İdare Mahkemesinde dava yolu açık olmak üzere,

 

Katılanların oybirliği ile karar verildi. (¤¤)


Full & Egal Universal Law Academy