Türkiye Barolar Birliği Disiplin Kurulu - 06.06.2022
Karar Dilini Çevir:


(1136 S. K. m. 34)
E: 2006/32
K: 2006/110
T: 24.03.2006 
İtirazın süresinde yapıldığı anlaşıldıktan sonra gereği görüşülüp, düşünüldü:
Şikayetli Avukatın, Ankara 22. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2003/.... esas sayılı davasında, işbölümü nedeniyle verilen gönderme kararı üzerine dosyanın görevli Ankara Asliye Ticaret Mahkemesine gönderilmesi için süresinde başvurmayarak davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesine neden olduğu, ayrıca davanın Asliye Hukuk Mahkemesinde devamı sırasında da mazeret bildirmeksizin duruşmada hazır bulunmayarak dosyanın işlemden kaldırılmasına sebebiyet verdiği, iddiası ile başlatılan disiplin kovuşturması sonucunda, Baro Disiplin Kurulunca disiplin cezası tayin edilmiştir.
Şikayetli avukat savunmasında; şikayetçinin kendisi ile görüştüğünü, ancak sigorta şirketinin net cevabı gerektiğini bildirdiğini, alacak meydana çıkarsa avukatlık ücreti olarak % 35 oranında anlaştıklarını, sigorta şirketine başvurduğunu, ancak cevap verilmemesi üzerine alacağın var olup olmadığını tespit için Ankara 22. Asliye Hukuk Mahkemesinde pilot dava açtıklarını, Sigorta şirketinin işbölümü itirazında bulunduğunu ancak cevaba göre davada haklı olmadıklarını anladığını ve şikayetçiye davaya devamda fayda olmadığını bildirdiğini, onun da takdiri kendisine bıraktığını, zaman kazanmak için 10.06.2003 günlü oturuma katılmadıklarını ancak sonra davayı yenilediklerini ve 14.10.2003 tarihinde de mahkemenin işbölümü itirazının kabulüne karar verdiğini ve davaya devam hususunda şikayetçiden bir cevap gelmediğinden davanın takip edilmediğini, daha sonra Şubat 2004 da şikayetçinin gelip işin karara bağlanmasını istemesi üzerine 24.02.2004’de dosyanın Ticaret Mahkemesine gönderilmesi için başvuruda bulunduğunu, ancak
mahkemenin başvurunun süresinde yapılmamış olması nedeniyle davanın reddine karar verdiğini, kararı şikayetçiye verdiğini, yine de masrafı kendisi tarafından karşılanmak üzere 2. Asliye Ticaret Mahkemesinde 2004/.....sayılı yeniden dava açtığını, davanın halen devam etmekte olduğunu, vekalet akdine aykırı hareket edilmediğini bildirmiştir.
Şikayetli Avukat, sadece Şikayetçinin vekaletini almakla kalmamış, bu vekaletnameye dayanarak Sigorta şirketine müracaatta bulunmuş, cevap gelmeyince dava açmış, mahkemenin gönderme kararı üzerine davanın ticaret mahkemesinde görülmesi için dosyanın ilgili mahkemeye gönderilmesi isteminde bulunmuş, Ticaret Mahkemesinde davayı takip etmiş ve sonunda davanın açılmamış sayılmasına karar verilince de alacağın tahsili için yeni bir dava açmıştır. Bu sebeple kendisine bu işin tevdi edildiğini eylemli olarak kabullenmiştir. Bu işlemlerden sonra davanın kendisine tevdi edilmediğine dair Şikayetlinin savunmasına itibar etmek olanaksızdır.
Dosya içindeki davaların fotokopi evraklarından, şikayetlinin Ankara 22. Asliye Hukuk Mahkemesinde açtığı davada, 18.06.2003 tarihli oturuma, mazeret bildirmeksizin katılmayarak, davanın işlemden kaldırılmasına sebebiyet verdiği görülmektedir. Şikayetli avukat ise, davayı takipte yarar görmediğini, bu sebeple davayı takip etmediğini savunmasında bildirmiştir. Oysa bir haktan vazgeçmeyi sebep olacak durumlarda, iş sahibinin yazılı olurunun alınması zorunludur. Şikayetli Avukatın ise davayı takip etmeme yolunda müvekkilinden aldığı yazılı bir olur yoktur.
Ayrıca sonradan açılan 2. Asliye Ticaret Mahkemesindeki 2004/... sayılı dosyanın 02.12.2004 tarihli oturumunda, tarafların hazır bulunmaması sebebiyle dava işlemden kaldırılmıştır. Bunun için de Şikayetlinin duruşmaya katılamayacağına ilişkin bir özürü bulunmadığı gibi, vekil edeninin davanın takip edilmemesine dair yazılı bir talimatı da dosyaya sunulamamıştır. Şikayetlinin bu eylemleri disiplin suçunu oluşturmaktadır.
Ankara 22. Asliye Hukuk Mahkemesinin gönderme kararı 14.10.2003 tarihli olup karar, yasa yolu açık olarak verilmiş ve kararın üzerinde de, Hakim imzasıyla 16.03.2004 tarihinde kesinleştiği meşruhatı vardır. Yargıtay'ın 11.10.1976 tarih 5/5 sayılı İçtihadı Birleştirme kararına göre dosyanın görevli mahkemeye gönderilmesi için belirlenen 10 günlük başvuru süresinin, gönderme kararı yüze karşı verilmişse kararın tefhimi tarihinden, gıyapta verilmiş ise tebliği tarihinden itibaren işleyeceği belirlendiğinden, bu süre içinde şikayetli Avukat tarafından başvuruda bulunulmamış olmasından ibaret eylemde disiplin suçunu oluşturmaktadır.
Avukatlık Yasasının 34. maddesine göre, Avukatlar, yüklendikleri görevleri, görevin kutsallığına yakışır bir şekilde özen, doğruluk ve onur içinde yerine getirmekle yükümlüdürler. Şikayetli Avukatın eylemi Avukatlık Yasasının 34. maddesine açıkça aykırılık teşkil ettiğinden, Baro Disiplin Kurulunun eylemin disiplin suçunu oluşturduğuna ilişkin değerlendirmesinde hukuki isabetsizlik görülmemiş, aleyhe itiraz olmadığından, kararın onanması gerekmiştir.
Sonuç olarak, Şikayetli Avukatın itirazının reddi ile, Ankara Barosu Disiplin Kurulunun "Uyarma" cezası verilmesine ilişkin kararının, aleyhe itiraz olmaması sebebiyle ONANMASINA, katılanların oybirliği ile karar verildi. (¤¤)

Full & Egal Universal Law Academy