Türkiye Barolar Birliği Disiplin Kurulu - 06.06.2022
Karar Dilini Çevir:


(1136 S. K. m. 140) (1412 S. K. m. 253)

E. 2007/35

K. 2007/97

T. 30.03.2007

Şikayetli avukat hakkında Aksaray Ağır Ceza Mahkemesi’nin 2004/… esasına kayıtlı kamu davasında, “kamu kurumunu vasıta kullanarak dolandırıcılık suçuna iştirak” iddiası ile yargılanması sebebiyle resen açılan disiplin kovuşturması sonucu, eylem sabit görülmeyerek disiplin cezası verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.

Aksaray Ağır Ceza Mahkemesi’nin 2004/… esasında kayıtlı dava, 05.05.2005 tarih ve 2005/… Karar sayılı kararla beraatla sonuçlanmış ve taraflarca temyiz edilmeksizin 23.05.2005 tarihinde kesinleşmiştir.

Şikayetçi, ceza mahkemesinde avukatın beraat etmiş olmasının mutlaka disiplin cezası verilmesine yer olmadığı kararı verilmesi sonucunu doğurmayacağını, eylem sebebiyle zarar gördüğünü bildirmiş, kararın kaldırılmasını talep etmiştir.

Gerçekten de Avukatlık Yasası’nın 140/2. maddesi, “ Eylemin işlenmemiş veya sanığı tarafından yapılmamış olması sebebiyle beraat hali müstesna, beraatla sonuçlanmış bir ceza davasının konusuna giren eylemlerden dolayı disiplin kovuşturması, o eylemin ceza kanunları hükümlerinden ayrı olarak başlı başına disiplin kovuşturmasını gerektirir mahiyette olmasına bağlıdır.” hükmünü amirdir. Ceza mahkemesi kararında “eylemin işlenmemiş” veya “sanığı tarafından yapılmamış” olması sebebiyle beraat kararı verilmişse disiplin cezası verilemeyecek, diğer beraat hallerinde eylem disiplin suçu oluşturuyorsa, ceza yargılamasındaki delillerden de yararlanmak suretiyle disiplin cezası tayin edilecektir.

İncelenen Aksaray Ağır Ceza Mahkemesi karar gerekçesinden “sanığın müvekkili olan ve mahkememizin 2004/… esas sayılı dosyasında yargılanan sanık Yakup ve diğer sanıklar Hacer, Mahmut, Mehmet ve Cevat’ın beyanlarından da sanığın kendileri ile bir iştiraki olduğuna dair beyanlarının olmadığı, sanığın iştirakinin şartlarından olan suçun bir başkası ile işlendiğini bildiği ve istediğine dair bir delil olmadığı anlaşıldığından, sanığın üzerine atılı suçu işlediğine dair şüpheden uzak, savunmasının aksini kanıtlar nitelikte yeterli ve kesin bir delil elde edilemediğinden CMUK’nun 253. maddesi gereğince delil yetersizliğinden beraatına” karar verildiği görülmektedir.

Şikayetçi vekilleri Av. B.Y. ve Av. F.Y., şikayetlinin takiplerin haksız olduğunu anlayınca kendileri ile görüştüklerini ve icra mahkemesinde devam eden davalarda davaları kabul ederek takiplerin iptaline yardımcı olduğunu yeminli ifadelerinde bildirmişlerdir.

Şikayetli avukatın kamu kurumunu vasıta kullanarak dolandırıcılık suçuna iştiraki konusunda iddiadan başka bir delil olmadığı gibi, haksızlığı kendi çabası ile gidermeye çalıştığı da tartışmasızdır.

Bu nedenle Baro Disiplin Kurulu’nca eylemin disiplin suçu oluşturmadığına ilişkin hukuksal değerlendirme isabetli bulunmuş ve kararın onanması gerekmiştir.

Sonuç olarak, şikayetçi S.G.’nin itirazının reddine, Aksaray Barosu Disiplin Kurulu’nun disiplin cezası verilmesine yer olmadığına ilişkin kararının onanmasına katılanların oybirliği ile karar verildi. (¤¤)


Full & Egal Universal Law Academy