Türkiye Barolar Birliği Disiplin Kurulu - 06.06.2022
Karar Dilini Çevir:


(1136 S. K. m. 34, 134) (6100 S. K. m. 120, 324) (818 S. K. m. 42) (6098 S. K. m. 50) (Türkiye Barolar Birliği Avukatlık Meslek Kuralları m. 3, 4)

 

E: 2016-425

K: 2016/654

T: 25.09.2016

 

İtirazın süresinde olduğu anlaşıldığından gereği görüşülüp düşünüldü:

 

Şikâyetli avukat hakkında; “Şikâyetçiden vekili sıfatıyla takip ettiği davanın, ara kararın yerine getirilmemesi sebebiyle usulden reddedilmesine sebep olduğu, şikâyetçinin zararını karşılamadığı” iddiası üzerine başlatılan disiplin kovuşturmasında, ceza verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.

 

Şikâyetli avukat önceki savunmalarında özetle; ... Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2007/370 Esas sayılı dosyasında mahkemece keşif ve bilirkişi ücreti olarak takdir edilen ara kararının bürosunda çalışan avukatın işten ayrılması nedeniyle yerine getiremediğini, meydana gelen zararın karşılanacağı bildirilmesine rağmen şikâyette bulunduğunu, mahkeme kararının yeniden süre verilmesi yönünden temyiz edilerek Yargıtay ... Hukuk Dairesi 2013/6331 Esas, 2013/9272 Karar sayılı ilamı ile lehe olarak bozulmuş olup davalıların karar düzeltme istemlerinin de aynı Dairenin 2013/1843 Esas, 2014/2350 Karar sayılı ilamı ile kabul edilmeyerek bu doğrultuda yeni duruşma günü tayin edildiğini, yargılamanın devam ettiğini beyan etmiştir.

 

İncelenen dosya kapsamında, Baro Yönetim Kurulu’nun 12.12.2013 günlü kararı ile şikâyetli avukat hakkında disiplin kovuşturması açılmasına karar verildiği,

 

Şikâyetçi davacı vekili sıfatıyla şikâyetli avukatın takip ettiği ... Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2007/370 esasında görülen davanın 27.03.2012 günlü 18. celsesinde davacılar vekiline 27.10.2011 tarihli celsede belirlenen keşif giderleri ve bilirkişi ücretini mahkeme veznesine depo etmek üzere HMK’nın 120/2 maddesi uyarınca kesin mehil verilmiş ve sonuçta da davacıların söz konusu gider avansını iki haftalık süre içerisinde yatırmadığı gerekçesiyle davanın usulden reddine karar verildiği,

 

Kararın şikâyetli avukat tarafından temyiz edildiği, Yargıtay ... Hukuk Dairesi’nin 21.05.2013 gün ve 2013/9272 Karar sayılı ilamı ile “HMK’nın 324. maddesi düzenlemesi karşısında, tanık dinlenmesi, bilirkişi raporu alınması ve keşif gideri gibi delil ikamesine yönelik giderlerin HMK 120. maddesinde belirlenen gider avansı içerisinde değerlendirilmesi olanağı yoktur. Ayrıca delil ikamesi avansının verilen kesin süre içerisinde yatırılmaması, açılan davanın dava şartı yokluğu nedeniyle reddine sebep teşkil etmez. Taraf belirtilen sürede delil avansı giderini yatırmazsa dayandığı o delilden vazgeçmiş sayılır.

 

Eldeki davanın, açıldığı tarihteki kanun hükümleri uyarınca, harç ve masrafı alındıktan sonra esasa kaydedilerek karar gününe kadar yargılamasının yapıldığı, mahkemece delillerin büyük bir kısmının toplandığı anlaşılmaktadır. Bu aşamadan sonra hangi nedenle istenildiği açıklanmadan gider avansının yatırılmadığı gerekçesiyle davanın usulden reddi doğru görülmemiştir.

 

Kabul biçimine göre de 818 sayılı Borçlar Kanunu’nun 42. maddesi (6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 50. maddesi) gereğince, zararın varlığını ve tutarını kanıtlamak zorunda olan davacının, zararın gerçek tutarını kanıtlamakta zorlandığı veya kanıtlamasının davacıdan beklenemeyeceği durumlarda hakim, işlerin olağan gidişi ve zarar görenin aldığı önlemi gözeterek zarar tutarının kendiliğinden belirler.” gerekçesiyle Mahkeme kararının bozulmasına karar verildiği,

 

Davalıların karar düzeltme taleplerinin reddedilmesi üzerine ... Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2014/134 esasına kaydı yapılan dosyanın duruşmasının bozma kararına uyulup uyulmama konusunun duruşmada dikkate alınmasına, 30.05.2014 saat 09.55’e bırakıldığı,

 

Şikâyetli avukatın ... Noterliği’nin 20.04.2012 gün ve 06854 yevmiye numaralı ihtarnamesi ile azledildiği, şikâyetçinin ihtarnamede şikâyetli avukattan mesleki kusuru nedeniyle 7.000,00 TL istediğini ihtar ettiği,

 

Baro Disiplin Kurulu tarafından; “... Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2007/370 esas sayılı dosyasında ara kararının yerine getirilmediği gerekçesi ile usulden reddedilmiş ise de, Yargıtay ... Hukuk Dairesi’nin 2013/6331 Esas ve 2013/9272 Karar sayı ile bu kararın bozulduğu ve zararın doğmadığı anlaşıldığından” gerekçesiyle disiplin cezası verilmesine yer olmadığına dair karar verildiği,

 

Şikâyetçinin 11.03.2016 kayıt tarihli itiraz dilekçesinde özetle; …’da da duruşmalarının olduğunu, …’daki avukatının her duruşmadan sonra duruşma zaptının örneğini kendisine gönderdiğini, eğer ülkemizde de böyle bir uygulaması olsaydı davasının bugüne kadar uzamayacağını beyan ettiği,

 

Şikâyetli avukatın disiplin sicil özetinde ceza bulunmadığı,

 

İtirazın şikâyetli avukata tebliğ edildiği, şikâyetlinin 05.05.2016 kayıt tarihli savunma dilekçesinde özetle; önceki savunmalarını tekrarla, şikâyetçinin alakasız argümanlarla yaptığı itirazda bulunmasının son derece isabetsiz olduğunu beyan ettiği görülmektedir.

 

Avukatlık Yasası’nın 34. maddesi, “Avukatlar, yüklendikleri görevleri bu görevin kutsallığına yakışır bir şekilde özen, doğruluk ve onur içinde yerine getirmek ve avukatlık unvanının gerektirdiği saygı ve güvene uygun biçimde davranmak ve Türkiye Barolar Birliğince belirlenen meslek kurallarına uymakla yükümlüdürler.”

 

Avukatlık Yasası’nın 134. maddesi, “Avukatlık onuruna, düzen ve gelenekleri ile meslek kurallarına uymayan eylem ve davranışlarda bulunanlarla, mesleki çalışmada görevlerini yapmayan veya görevinin gerektirdiği dürüstlüğe uygun şekilde davranmayanlar hakkında bu kanunda yazılı disiplin cezaları uygulanır.”

 

Türkiye Barolar Birliği Meslek Kuralları’nın 3. maddesi, “Avukat mesleki çalışmasını ve kamunun inancını ve mesleğe güvenini sağlayacak biçimde ve işine tam bir sadakatle yürütür.”

 

Türkiye Barolar Birliği Meslek Kuralları’nın 4. maddesi, “Avukat, mesleğin itibarını zedeleyecek her türlü tutum ve davranıştan kaçınmak zorundadır.” hükümlerini amirdir.

 

Şikâyetli avukatın ... Asliye Hukuk Mahkemesinin ara kararı yerine getirilmediğinden davanın reddine 27.03.2012 tarihinde karar verildiği ve bu nedenle kararın temyiz edildiği, temyiz ve tashihi karar nedeniyle davanın 13.02.2014 tarihine kadar uzadığı, her ne kadar bir hak kaybı olmamış ise de Şikâyetli avukatın da kabulü ile mesleki hatanın ihmalden kaynaklandığı tartışmasızdır.

 

Şikâyetli Avukatın yukarıdaki ilkeler dikkate alındığında işine ve müvekkiline karşı gerekli özeni göstermediği anlaşıldığından, eylemi disiplin suçunu oluşturmaktadır.

 

Avukatlar özen ve doğruluk kurallarına göre hareket etmek, kamunun inancını ve mesleğe güvenini sağlayacak biçimde sadakatle davranmak mesleğin itibarını sarsacak her türlü davranıştan kaçınmak zorundadır.

 

Baro Disiplin Kurulu’nun, şikâyetli avukatın eyleminin disiplin suçu oluşturmadığına ilişkin hukuksal değerlendirme yerinde olmamakla Avukatlık Yasası’nın 34, 134 ve TBB Meslek Kuralları’nın 3, 4. maddeleri gereği itirazın kabulü ile disiplin cezası tayini gerekmiştir.

 

Sonuç olarak Şikâyetçi İ.Y.S.’nin itirazının kabulü ile;

 

1-… Barosu Disiplin Kurulu’nun “Disiplin Cezası Verilmesine Yer Olmadığına” ilişkin 21.12.2015 gün ve 2013/D.838 Esas, 2015/773 Karar sayılı kararının KALDIRILARAK, Şikâyetli avukat A.Ç.’nin “Uyarma Cezası İle Cezalandırılmasına”,

 

2- Kurulumuz kararının tebliğini izleyen günden itibaren 60 gün içinde Ankara İdare Mahkemesinde dava yolu açık olmak üzere,

 

Oybirliği ile karar verildi. (¤¤)


Full & Egal Universal Law Academy