Türkiye Barolar Birliği Disiplin Kurulu - 06.06.2022
Karar Dilini Çevir:


(1163 S. K. m. 16) (1136 S. K. m. 34) (Türkiye Barolar Birliği Avukatlık Meslek Kuralları m. 3, 4)
E. 2011/532
K. 2012/10
T. 20.01.2012
  
Şikâyetli avukat hakkında, şikâyetçinin ortağı olduğu kooperatifin vekili olarak, yazdığı 17.08.2009 tarihli yazı ile şikâyetçinin ortaklıktan çıkarma kararının iptali isteminin Genel Kurulda reddedilerek kesinleştiği, 31.08.2009 tarihine kadar ortaklığı sebebiyle kendisinin de kullanımında olan daireyi boşaltarak teslim etmesi gerektiği, bu tarihte dairenin elektrik ve suyunun kesileceğini ihtar ettiği, oysa ortaklıktan çıkarma kararına karşı yapılan itirazın genel kurulda reddedilmesi üzerine Kooperatifler Yasasının 16. maddesine göre mahkemede dava açma hakkının bulunduğu, bu yönde Kocaeli Asliye Ticaret Mahkemesinin 2009/371 Esas sayılı davasının açıldığı, dava dilekçesinin kooperatife 07.08.2009 da tebliğ edildiği, buna karşın gönderilen yazının suç teşkil ettiği iddiaları üzerine başlatılan disiplin kovuşturması sonucunda Baro Disiplin Kurulunca eylem sabit görülerek disiplin cezası tayin edilmiştir.
Şikâyetli avukat savunmalarında, ilgili kooperatifin vekili olduğunu, kooperatifin binasında değil kendi bürosunda işlerini yürüttüğünü, kooperatif ortaklarının yükümlülüklerini yerine getirmemeleri hallerinde kendilerine tebligat ya da ihtarnameler gönderildiğini, bu işlemler için kooperatifin verdiği bilgilere dayanılarak matbu bildirim yazılarının hazırlanıp üye ismi boş bırakılarak imzalandığını, kooperatif yetkililerinin üyelerin durumlarına göre isimleri yazarak ilgililere gönderdiğini, kendisinin hangi üyenin ne miktar borcu olduğunu veya kimin üyelikten çıkarıldığını bilmediğini, şikâyetçiye gönderilen ihtarnamenin sadece ona değil aynı durumdaki 250 kişiye gönderildiğini, şikâyetçinin açtığı davadan kendisinin haberdar olmadığını, kooperatifin başkaca vekilleri de olduğunu, açılan davaların diğer vekillerle birlikte dağıtımının yapıldığını, eyleminde disiplin suçunu oluşturan bir hususun bulunmadığını bildirmiştir.
Baro Disiplin Kurulu, şikayetçi tarafından Kocaeli Asliye Ticaret Mahkemesinde açılan şikayetçinin de dahil olduğu yedi kişinin ortaklıktan çıkarma kararının iptaline ilişkin 2009/371 Esas sayılı dava dosyasının örneğini dosyaya almıştır. Bu dosyadaki bilgilere göre şikâyetçinin kooperatif ortaklığından çıkarılmasına dair Yönetim Kurulu kararının kaldırılması istemi ile genel kurula yaptığı itirazın 28.06.2009 tarihli genel kurulda reddedilmesi üzerine 22.07.2009 tarihinde ihtiyati tedbir istemli olarak iptal davası açtığı, dava dilekçesinin davalı kooperatif işyerinde çalışan yetkiliye tebliğ edildiği, şikâyet konusu yazının davacıya gönderilmesi üzerine, 21.08.2009 tarihli dilekçe ile henüz karar verilmemiş olan ihtiyati tedbir istemi konusunda yeniden talepte bulunulduğu, talebin kabul edilerek ilgili yerlere yazılar yazıldığı anlaşılmıştır.
Avukatlık Yasasının 34. maddesine göre “Avukatlar yüklendikleri görevleri bu görevin kutsallığına yakışır özen, doğruluk ve onur içinde yerine getirmek ve avukatlık unvanının gerektirdiği saygı ve güvene uygun biçimde davranmak ve Türkiye Barolar Birliğince belirlenen Meslek Kurallarına uymakla yükümlüdürler.”
Türkiye Barolar Birliği Meslek Kurallarının 3.maddesine göre “Avukat, mesleki çalışmasını kamunun inancını ve mesleğe güvenini sağlayacak biçimde ve işini tam bir sadakatle yürütür.”, 4.maddesine göre “Avukat, mesleğin itibarını zedeleyecek her türlü tutum ve davranıştan kaçınmak zorundadır.”
Şikayetli avukatın imzaladığı belgelerin içeriğini bizzat denetlemesi, bir şekilde içeriğini müvekkilinin değerlendirmesine açık bırakarak muhataplarının durumunu tespit etmeksizin kendi imzası ile tebligatlar gönderilmesine izin vermesi, özen borcuna aykırılık oluşturmaktadır. Ayrıca, Kooperatifler Yasasının 16.maddesine göne Genel Kurula yapılan itirazın reddi halinde ilgilinin üç ay içerisinde mahkemede iptal davası açabileceği, aynı maddenin son fıkrasına göre, haklarında çıkarma kararı kesinleşinceye kadar ortakların yerine yeni ortak alınamayacağı ve bu sürede ortakların kooperatife olan yükümlülüklerinin devam ettiği halde, dava açıldığından haberdar olmasa bile dava açma süresinin dolmasından önce, ortaklıktan çıkarma kararının kesinleştiğinden söz ederek ve kimlere gönderildiğini de bilmediği biçimde ortaklara yasal dayanağı olmayan yazılar gönderilmesine imkan sağlaması da yine mesleğin itibarını ve kamunun avukatlık mesleğine inancını zedeleyecek biçimde özen yükümlülüğünün yerine getirilmediğini göstermekte olup, disiplin suçunu oluşturmaktadır.
Bu nedenlerle, Baro Disiplin Kurulunun değerlendirmesinde hukuki isabetsizlik bulunmamış kararın onanması gerekmiştir.
Sonuç olarak, şikayetli avukatın itirazının reddine, Baro Disiplin Kurulunun “Uyarma Cezası Verilmesine” ilişkin kararının ONANMASINA oybirliği ile karar verildi. (¤¤)

Full & Egal Universal Law Academy