Türkiye Barolar Birliği Disiplin Kurulu - 06.06.2022
Karar Dilini Çevir:


(1136 S. K. m. 140) (765 S. K. m. 59, 240) (647 S. K. m. 4, 6)
E. 2010/151
K. 2010/427
T. 03.09.2010 
Şikayetli Avukat hakkında, Bozüyük C.Başsavcılığınca haklarında hırsızlık ve bu suça iştirak suçlarından hazırlık soruşturması yürütülen sanıklardan İ.Z’nin müdafii sıfatıyla savunma görevini yaparken müvekkili sanığa gerekli hukuki yardımda bulunmak ve varsa lehine olan delillerin toplanmasına aracılık etmek yerine, oluşan suça aykırı savunma yapması ve müşteki sıfatıyla dinlenen C.K’a da 500.000.000 TL. tutarındaki borcunu zamanında ödeyemediği için adı geçen sanığın suça konu eşyayı kendisinden habersizce aldığı, bu yüzden herhangi bir şikayeti olmadığı yönünde ifade vermesi için telkinlerde bulunduğu, böylelikle müvekkiline izafe edilen eylemin takibi şikayete bağlı kendiliğinden hak alma suçunu oluşturduğunu ispata çalıştığı, iddiası ile başlatılan disiplin kovuşturması sonucunda Baro Disiplin Kurulunca eylem sabit görülerek şikayetli avukatın kınama cezası ile cezalandırılmasına karar verilmiş, karara Eskişehir Cumhuriyet Başsavcılığı ve şikayetli avukat tarafından itiraz edilmiştir.
Şikayetli avukatın disiplin kovuşturmasına konu eylemi ile ilgili olarak Bilecik Ağır Ceza Mahkemesinin 2006/154 Esasında kayıtlı olarak “Adli görevi kötüye kullanmak” suçundan dolayı açılan kamu davası sonucunda mahkemece 2006/260 karar sayılı ve 30.11.2006 tarihli kararı ile şikayetli avukatın eylemi sabit görülerek, 765 sayılı TCK. nun 240/2., 59/son maddeleri uyarınca 5 ay hapis ve 180,00.-YTL. adli para cezası ile cezalandırılmasına, 3 ay memuriyetten yoksun kılınmasına, 647 sayılı Yasanın 4.maddesi gereğince cezanın paraya çevrilerek aynı Yasanın 6.maddesi gereğince ertelenmesine, karar verildiği, davanın temyiz edilmiş olması sebebiyle dosyanın Yargıtay’da olup, geri dönmemiş olduğu, böylece Ağır Ceza Mahkemesinin kararının kesinleşmesi beklenilmeden Baro Disiplin Kurulunca karar verildiği anlaşılmıştır.
Avukatlık Yasasının 140/2 maddesine göre, disiplin işlem ve kararına konu teşkil edecek bir eylemde bulunmuş olan avukat hakkında aynı eylemden dolayı ceza mahkemesinde dava açılmış ise avukat hakkındaki disiplin kovuşturması ceza davasının sonuna kadar bekletilir. Bu husus re’sen göz önünde tutulması gereken bir husustur.
Kovuşturma konusu olayda, şikayetli avukat hakkında ceza mahkemesinde mahkûmiyet kararı verilmiş ise de, Mahkeme Başkanlığının yazısından dosyanın temyiz incelemesi için Yargıtay’da olduğu, kararın henüz kesinlememiş bulunduğu anlaşılmaktadır.
Bu sebeple Avukatlık Yasasının 140/2 maddesinin emredici hükmü gözetilmeden karar verilmesi isabetli bulunmamış ve Baro Disiplin Kurulu kararının öncelikle bu nedenlerden dolayı bozulması gerekmiştir.
Baro Disiplin Kurulu kararı ve dosyasının Eskişehir Cumhuriyet Başsavcılığına 18.02.2010 tarihinde tebliğ edildiği, 18.02.2010 tarih ve 843 sayılı yazı ile karar aleyhine itiraz yoluna gidilmeyeceği bildirilmiş olmakla, bu kez 17.03.2010 tarihli ve 1119 sayılı yazı ile karara itiraz edildiğinden, Eskişehir Cumhuriyet Başsavcılığının itirazı kabul edilmemiştir.
Sonuç olarak, Eskişehir Cumhuriyet Başsavcısının itirazının reddine, şikayetli avukatın itirazın kabulüyle, şikayetli avukat hakkında açılan ceza davasının hangi aşamada olduğunun araştırılması, kesin sonucunun beklenilmesi, sonuçlanmış ise kesinleşme şerhi ile birlikte mahkeme kararının dosyamız içine konularak, oluşacak duruma göre bir karar verilmesi için Eskişehir Barosu Disiplin Kurulunun “Kınama cezası verilmesine” ilişkin kararının BOZULMASINA oybirliği ile karar verildi. (¤¤)

Full & Egal Universal Law Academy