Türkiye Barolar Birliği Disiplin Kurulu - 06.06.2022
Karar Dilini Çevir:


(1136 S. K. m. 34, 136)
E. 2013/608
K. 2014/38
T. 24.01.2014 
İtirazın süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü;
Şikâyetli avukat hakkında … İli, … İlçesi, … Belde Belediyesi yapılan 10.07.2009 tarihli sözleşmenin yasanın amir hükümlerine aykırı, mükerrer ücret üreten, yetkili mercilerce karar altına alınmayan ve imzalanmayan nitelikleri ve içerikleri yönünden ise kelepçeleme özelliği olan sözleşme olması ve Avukatın müvekkili ile ilişkisinde özen ve sadakat borcu olması nedeniyle mevzuatı bilmiyordum diyerek mazeret ileri süremeyeceği ve ola ki yazılmış ya da gerçekten bilgi eksikliği oluşmuşsa yanlışlığını düzeltmesi gerektiği ve bu nedenle Avukatlık Yasası 34, 134 ve TBB Meslek Kuralları 3, 4. maddelere aykırı davrandığı iddiası ile açılan disiplin kovuşturması sonucu eylem sabit görülerek disiplin cezası tayin edilmiştir.
Şikâyetlinin 17.07.2012 kayıt tarihli savunmasında “Şikâyetçi tarafından 18.05.2012 tarihli dilekçe ile iddia edilen hususları kabul etmek mümkün değildir. Şikâyete konu olan sözleşmeler karşılıklı iradeleri kapsamında hazırlanan sözleşmelerdir. Sözleşmeler kapsamında yapılan ödeme miktarlarını dahi rahatça bilebilecek konumda olan şikâyetçinin bu konumuna rağmen sözleşme serbestîsi kapsamında yapılan sözleşmeye ilişkin olarak yaptığı şikâyet gerçeği yansıtmamaktadır. Yukarıda açıklandığı üzere yapılan sözleşme kapsamında herhangi bir hukuka aykırılık mevcut ise de bu husus taraflar arasında olan bir özel hukuk ilişkisi niteliği taşımaktadır ve de disiplin hukuku kapsamında değerlendirmeye tabi olabilecek bir konu mevcut değildir.” Sözleri ile suçsuz olduğunu savunduğu,
Şikâyetli avukat vekili Avukat S.T.’un 17.12.2012 günlü savunma dilekçesinde özetle; Bu sözleşmelerin … Belediye Başkanlığı’nın 04.05.2009 tarih ve 26 sayılı encümen kararı uyarınca yapıldığını, sözleşme konularının birbirlerinden farklı ve özgür irade sonucu düzenlendiğini, 06.08.2012 gün ve 50 Sayılı Encümen kararı ile 05.10.2012 gün ve 61 sayılı meclis kararı ile 10.07.2009 tarihli ücret sözleşmelerinin onanarak ödenen 30.000,00 TL’nin mahsubu ile bakiye 389.636,00 TL alacağın KDV’si ile birlikte 24 eşit taksitte ödenmesine karar verildiğini, bu belgelerin de olayın hukuksal boyutta olduğunu gösterdiğini, 11.10.2011 tarihinde yeniden sözleşme yapılarak güven tazelendiğini müvekkilinin suçsuz olduğunu savunmuştur.
İncelenen dosya kapsamından Şikâyetçinin 29.03.2012 kayıt tarihli dilekçesinde “İlimiz … ilçesi … Belediyesi’nde 29.03.2009 tarihinden beri … İlçesi … Belediyesi Meclis üyesi olduğunu, Belediye Başkanı olup 04.02.2011 tarihinde görevden alınan Belediye Başkanı A.K.' nın görevden alınmadan önce 10.07.2009 tarihinde şikâyetli avukat ile belediye arasında avukatlık sözleşmesi ve hukuk danışmanlığı sözleşmesi imzalandığını, bu anlaşmaların hukuki geçerliliği ve bu tarihe kadar alması gereken hizmet bedelinin araştırılarak bilgi verilmesini istediği,
Şikâyetçinin 18.05.2012 tarihli dilekçesinde “... İli, … İlçesi, … Belde Belediyesi Meclis üyesi olarak yaptığım görev esnasında, Belediyenin Baronuza bağlı Av.M.U. ile 56 aylık iki adet sözleşme imzaladığını öğrendim. Sözleşmelerin biri danışmanlık sözleşmesi biri vekâlet sözleşmesi olmak kaydıyla her iki sözleşmeyi inceledim. Şahsıma makul ve mantıklı gelmeyen bu sözleşmeleri tanıdığım bazı hukukçu arkadaşlarıma da gösterdim ve hepsinin bana yaptığı yorum " bu sözleşme alenen idareyi zarara uğratır oldu" bu her iki sözleşmenin Belediyeme, Belediyemin bütçesine zarar verdiğini düşünüyorum. Dilekçe ekindeki sözleşmelerin Baronuzca incelenerek Baro üyeniz hakkında gereğinin yapılmasını dilerim.” sözleri ile şikâyetçi olduğu,
Şikâyetli avukat ile … Belediye Başkanlığını temsilen Belediye Başkanı A.K. arasında 10.07.2009 tarihinden geçerli olmak üzere 56 ay süreli müşavirlik ve ücret sözleşmeleri düzenlendiği, müşavirlik sözleşmesinde aylık 850,00 TL + KDV ödeneceği ve Avukatlık Ücret sözleşmesinde her iş için ayrı ücret ödenmesi gerektiğinin bildirildiği ve “… Barosu’nun tavsiye niteliğindeki ücret tarifesinin” esas alındığı
23.03.2012 günlü dilekçe ile Şikâyetçinin … Belediye Başkanlığı’ndan Şikâyetçiye ödenen ücret miktarını sorduğu ve bu yazıya … Belediye Başkanlığı tarafından verilen 23.03.2012 gün ve 10-510 sayılı yazılı 23.03.2012 gününe kadar 30.601.10 TL ödeme yapıldığının bildirildiği,
Şikâyetli avukatın … Belediye Başkanlığı’na verdiği 05.03.2012 günlü dilekçe ve ekinde sunduğu çizelge ile devam eden 23 adet ceza mahkemesi dosyasından 84.979.00 TL, 56 adet İdare Mahkemesi dosyasından 244.160,00 TL, 39 adet hukuk davasından 191.049,00 TL, 31 adet icra takip dosyasından 79.447,97 TL ve sonuçlanan 27 adet ceza davasından 79.690,97 TL, 14 adet İdare Mahkemesi dosyasından 55.447.97 TL ve 13 adet hukuk dosyasından 46.174,00 TL olmak üzere toplam 780.930,97+KDV alacağı bulunduğunu, bu ücretin tarafına ödemediğin ve ödenmesini istediğini bildirdiği,
06.08.2012 gün ve 50 sayılı Belediye Meclis kararı ile 10.07.2009 tarihli sözleşmenin İçişleri Bakanlığının tip avukatlık sözleşmesi ile tek bir sözleşme olarak tadil edilmesine bu güne kadar bitmiş, derdest ve açılan dava ücretlerinin Türkiye Barolar Birliğince yayınlanan avukatlık asgari ücret tarifesine uyarlanarak sözleşmenin yeniden düzenlenmesine ve ödenen 30.000,00 TL’nin mahsup edilerek kalan miktarın 24 eşit taksitte ödeneceğinin Avukat M.U.’a teklif edilmesine oy çokluğu ile karar verildiği,
05.10.2012 gün ve 61 sayılı Belediye Meclis kararı ile 10.07.2009 tarihli ücret sözleşmelerinin onanarak ödenen 30.000.00 TL’nin mahsubu ile bakiye 389.636,00 TL alacağın KDV’si ile birlikte 24 eşit taksitte ödenmesine karar verildiği,
Baro Disiplin Kurulu’nun “Dosya bütünü itibarıyla, Şikâyetli avukatın meslek kurallarına ve meslek etiğine aykırı olarak ve karşı tarafın şahıs ya da şirket olmayıp kamu kurumu niteliğindeki ve gelirlerinin ve harcamalarının kamu ve yasa denetimine tabi kurum olması göz önüne alınarak asgari ücret dışındaki vekâlet sözleşmesini düzenler iken bu hususları göz önünde bulundurması ve sonradan şikâyet üzerine revize edilen ilk sözleşmeyi belediye meclisi incelemesine sunduktan sonra ve bakanlık denetimi sağlanmak suretiyle yapması gerekir” gerekçesi ile oy çokluğu ile disiplin cezası tayin ettiği,
Şikâyetli avukatın disiplin sicil özetinde ceza bulunmadığı,
Şikayetli avukatın savunmasında bildirdiği … Belediye Başkanlığı’nın 04.05.2009 tarih ve 26 sayılı encümen kararının örneğinin dosyada olmadığı,
Şikâyetli avukat vekili S.Ö.’ın 02.10.2013 kayıt tarihli itiraz dilekçesinde özetle; 10.07.2009 tarihli sözleşmelerin … Belediye Başkanlığı’nın 04.05.2009 tarih ve 26 sayılı encümen kararı uyarınca yapıldığı ve tarafların özgür iradeleri ile imzalandığını, Aralık 2011 tarihine kadar sadece ve sadece hukuksal danışmanlık sözleşmesinden kaynaklanan 30.000,00 TL ödeme yapıldığını, danışmanlık ücreti ödemesinin kesilmesinden sonra yine vekâlet ücretlerine ilişkin hiçbir ödeme yapılmamasına rağmen belediyenin işleri takip edilmeye devam edildiğini, 06.08.2012 tarih ve 50 sayılı belediye meclis kararı alındığı ve 04.09.2012 tarihinde belediyeye dilekçe sunularak meclis kararı kapsamında kararlaştırılan hususların ödemelerin düzenli olması kaydıyla kabul edildiğini, bunun üzerine 05.10.2012 gün ve 61 sayılı meclis kararı alınarak 30.000,00 TL ödeme düşülerek tadil edilen sözleşmenin imzalanması için başkanlık makamına yetki verildiğini ve 11.10.2012 tarihinde yeniden sözleşme imzalandığını, tüm bu açıklananlar kapsamında müvekkilin iddia edildiği şekli ile kilit bir sözleşme hazırlamak ya da belediyeyi zarar uğratmak yönünde bir iradesi olduğunu hiçbir şekilde kabul anlamına gelmemekle birlikte eğer; Hukuka aykırılık teşkil eden husus iki ayrı sözleşme imzalanması ise sözleşmeler tadil edilerek tek sözleşme haline getirildiğini, hukuka aykırılık teşkil eden husus hem dosya bazından ücret hem de danışmanlık ücreti ödenecek olması ise alınan 30.000,00 TL ücret dosyalar bazında hesaplanan meblağdan düşüldüğünü, hukuka aykırılık teşkil eden husus sözleşme serbestîsine rağmen asgari ücretin üzerinde vekâlet ücreti kararlaştırılması ise tüm hesaplamalar Asgari Ücret Tarifesi üzerinden yapıldığını, hukuka aykırılık teşkil eden husus birikmiş vekâlet ücretlerinin bir anda talep edilmesi ile belediyenin zor durumda bırakılması ise ödemelerin belediyenin kapatılması ihtimali olmasına rağmen 24 taksitte ödenmesi kararlaştırıldığını, hukuka aykırılık teşkil eden husus yetkili mercilerce karar altına alınmamış olması ise sözleşme tadil edilene kadar defalarca mecliste görüşülmüş ve her şey meclis toplantılarında karar altına alındığını,
Sayıştay’ın 11.11.2008 gün ve 2008/30411 Esas sayılı kararında “İhtisas gerektiren avukatlık hizmetinin sadece bu nitelikleri taşıyanlarca yerine getirilmesi gereken nitelikli bir hizmet olması nedeni ile bu nitelikleri haiz yeterli kamu görevlisi yok ise zorunlu hukuki hizmetlerin çözümü ile kamu hizmetlerinin sürekliliği ve aksamadan yürütülmesini temin amacıyla belediyelerin hizmet satın almalarında bir hukuka aykırılık bulunmamaktadır.” gerekçesi ile onay alınmasa dahi sözleşmenin geçerliliğinin kararlaştırıldığını, 10.07.2009 tarihli sözleşmede vekâlet ücretlerinin … Barosu’nun tavsiye edilen vekâlet ücreti tarifesi üzerinden kararlaştırıldığı bunun da … Barosu’nun bu nitelikte bir tarifesi bulunmadığından yazıldığını, olayın hukuki boyutta olması nedeniyle tayin ve takdir olunan disiplin cezasının kaldırılması gerektiğini, savunmuştur.
Avukatlık Yasasının 34. maddesi “ Avukatlar, yüklendikleri görevleri bu görevin kutsallığına yakışır bir şekilde özen, doğruluk ve onur içinde yerine getirmek ve avukatlık unvanının gerektirdiği saygı ve güvene uygun biçimde davranmak ve Türkiye Barolar Birliğince belirlenen meslek kurallarına uymakla yükümlüdürler ”
Avukatlık Yasası’nın 134. maddesi “Avukatlık onuruna, düzen ve gelenekleri ile meslek kurallarına uymayan eylem ve davranışlarda bulunanlarla, mesleki çalışmada görevlerini yapmayan veya görevinin gerektirdiği dürüstlüğe uygun şekilde davranmayanlar hakkında bu kanunda yazılı disiplin cezaları uygulanır.”
Türkiye Barolar Birliği Meslek Kurallarının 3. maddesi “Avukat mesleki çalışmasını ve kamunun inancını ve mesleğe güvenini sağlayacak biçimde ve işine tam bir sadakatle yürütür”
Türkiye Barolar Birliği Meslek Kurallarının 4. maddesi “Avukat, mesleğin itibarını zedeleyecek her türlü tutum ve davranıştan kaçınmak zorundadır.” hükümlerini amirdir.
Avukatlar özen ve doğruluk kurallarına göre hareket etmek, kamunun inancını ve mesleğe güvenini sağlayacak biçimde sadakatle davranmak mesleğin itibarını sarsacak her türlü davranıştan kaçınmak zorundadır.
Şikâyetli avukatın savunması, kabulü ve Belediye Meclisi kararları ile küçük bir belde belediyesi olan … Belediyesi ile meclis onayı olmaksızın iki ayrı sözleşme ile iki ayrı vekâlet ücreti kararlaştırıldığı, uzunca bir müddet yapılan görüşmeler sonucu bir trilyon küsur lira tahakkuk ettiğini söylediği ücretin yaklaşık 1/3’üne indiren teklif kabul ettiği dosya kapsamı ile tartışmasızdır.
10.07.2009 tarihli sözleşmeler şeklen hukuka uygun kabul edilse dahi, bu sözleşmelerin hakkaniyete uygun olmadığı açık ve bu sözleşmenin uygulanmasında ısrarcı olmak avukatlık mesleğinin güven ilkesi ile bağdaşmaz.
Baro Disiplin Kurulu, şikâyetli avukatın eyleminin disiplin suçu olduğuna ve Avukatlık Yasası’nın 34. maddesine aykırı bulunduğuna ilişkin hukuksal değerlendirme yerinde ise de Avukatlık Yasası 136/1. maddesine aykırı olarak uyarma cezası tayini yerinde görülmemiş ve aleyhe itiraz olmadığından itirazın reddi ile kararın onanması gerekmiştir.
Sonuç olarak Şikâyetli avukat M.U. vekili Avukat S.T.’un itirazının reddine, … Barosu Disiplin Kurulu’nun “Uyarma Cezası Verilmesine” ilişkin 26.07.2013 gün ve 2012/55 Esas, 2013/43 Karar sayılı kararının aleyhe itiraz olmadığından “ONANMASINA”, katılanların oybirliği ile karar verildi. (¤¤)

Full & Egal Universal Law Academy