Türkiye Barolar Birliği Disiplin Kurulu - 06.06.2022
Karar Dilini Çevir:


(7201 S. K. m. 11) (1136 S. K. m. 34, 41) (Türkiye Barolar Birliği Avukatlık Meslek Kuralları m. 3, 4) 
E. 2015/151
K. 2015/352
T. 09.05.2015 
İtirazın süresinde olduğu anlaşıldığından gereği görüşülüp düşünüldü:
Şikâyetli avukat hakkında “... Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2013/56 Esas, 2013/246 Karar sayılı ilamına ilişkin ... İcra Müdürlüğü’nün 2013/4092 Esas sayılı dosyası ile başlatılan ilamlı takipte takip dayanağı ilamda şikâyetli avukatın davacı borçlu vekili olması nedeniyle şikâyetli avukata çıkarılan icra emri tebligatını ‘söz konusu icra dosyasında vekil olmadığından bahisle tebligatı iade ediyorum.’ şeklinde beyanda bulunarak tebligatı almadığı, Tebligat Yasasının 11. maddesinin emredici hükmüne göre vekil ile temsil edilen davalarda tebligatın vekile yapılması zorunlu olduğu, Yasanın bu emredici hükmüne rağmen şikâyetli avukatın tebligatı almaktan kaçındığı hususunun tüm dosya kapsamı ile sabit olduğu, bu bağlamda şikâyetli avukatın eyleminin Avukatlık Yasasının 34. maddesi, TBB Meslek Kurallarının 3, 4. maddelerine aykırı olduğu” iddiasıyla … Barosu Yönetim Kurulu’nun 29.12.2011 günlü ve 49/13 sayılı kararı ile başlatılan disiplin kovuşturmasında ve eylem sabit görülerek disiplin cezası verilmiştir.
Şikâyetli avukat önceki savunmalarında ve itirazında özetle; ilamlı icrada borçlu vekili olarak tebligatı almak zorunda olup olmadığı hususunun hukukçular arasında tartışmalı olduğunu, farklı hukuki görüşte olduğu için tebligatı almadığını, kasıtlı davranışının olmadığını, tüm içtihata vakıf olmasının mümkün olmadığını, bundan böyle bu tip tebligatları alacağını, zaten kendisine ikinci kez çıkarılan tebligatı tebliğ aldığını, suç işleme kastının olmadığını, Yargıtay … Dairesi’nin 02.11.2004 günlü ve 2004/2041-5550, Esas -Karar sayılı ilamı ile “Bir kimsenin umumi vekil olması müvekkilin talimatı olmadan bütün davaları takip etme zorunluluğu yüklemez” denilmek suretiyle kendi düşüncesi yönünde karar verildiğini, bu nedenle tebligatı almamasının görevi kötüye kullanmak değil, hukuki görüş farkı olarak kabul edilmesi gerektiği, mahkemelerin bu görüş doğrultusunda da kararlar verdiğini bunları dilekçesi ekinde sunduğunu, TBB Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine her iş ve işlem için asgari ücretin belirlendiğini, takibe konu edilen icra dosyasında vekâletnamesi olmaması nedeniyle ücrete de hak kazanamayacağını, yargının kurucu unsuru savunmayı oluşturan avukatların da hukuki görüş belirterek hukukun zenginleştirilmesine katkıda bulunabileceğini, şikâyete konu olayla ilgili Yargıtay Hukuk Genel Kurulu içtihadının benzer konuda yalnızca Yargıtay Genel Kurullarını, Dairelerini ve Adliye Mahkemelerini bağladığını, bağımsız savunmayı temsil eden avukatların Mahkemelerin fikirleri ile bağlı olamayacağını, açıklanan sebeplerle kararın kaldırılması gerektiğini belirtmiştir.
İncelenen dosya kapsamından; Şikâyetli avukatın G.Ş. vekili olarak şikâyetçi kooperatif ve B. aleyhine … Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2013/56 Esasına kayden ticari nitelikteki taşınır kira sözleşmesinden kaynaklanan itirazın iptali davası açtığı, davanın 22.05.2013 günlü ve 2013/246 Karar sayılı ilam ile reddedildiği, şikâyetçi davalı kooperatif kendisini vekille temsil ettirdiğinden 1.320,00 TL vekâlet ücretinin davacıdan alınıp davalıya ödenmesine karar verildiği,
Anılan ilama dayalı olarak şikâyetçi vekili Avukat Y. tarafından ... İcra Müdürlüğü’nün 2013/4092 Esasına kayden ilam vekâlet ücreti ile işlemiş faizine ilişkin ilamlı icra takibi başlatıldığı,
İcra Emrinin G.Ş. vekili şikayetli Avukat M. tarafından bu ilama dayalı iade edilen … barkotlu tebligat zarfı ile gönderildiği,  şikâyetli avukatın “Söz konusu icra dosyasında vekil olmadığından bahisle tebligatı iade ediyorum.” şeklinde beyanda bulunarak tebligatı almadığı ve tebligatın 26.06.2013 tarihli posta memuru imzası ile şikayetli avukattan alınan imzalı beyana göre gereği için merciine iade edildiği,
Dosyaya şikâyetçi vekili tarafından sunulan Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 02.07.2003 günlü ve 2003/12-442 Esas, 2003/445 Karar sayılı ilamı ile Avukatlık Yasası 41, 171 ve Tebligat Kanunu 11 ve 32. maddelerine göre vekille takip edilen işlerde tebligatın vekile yapılacağının, icra emrinin vekil yerine asile yapılmasının usulsüz olacağının, icra dosyasında borçlu vekilinin vekâletnamesinin bulunup bulunmamasının durumu etkilemeyeceğinin hükme bağlandığı,
Dosyaya şikâyetli avukat tarafından sunulan Yargıtay … Dairesi’nin 02.11.2004 günlü ve 2004/2041 Esas, 2004/5550 Karar sayılı ilamı ile “…Bir kimsenin umumi vekili olması müvekkilin talimatı olmadan bütün davaları takip etme zorunluluğunu ona yüklemez. İcra takibine maruz kalan borçlu vekil marifetiyle takibe itiraz etmiş olsa dahi, itiraz üzerine duran icra takibine devam eden alacaklının açtığı itirazın iptali davası bakımından borçlunun itiraz aşamasında tayin ettiği avukatın itirazın iptali davası için de yetkili olup olmadığı davanın açıldığı sırada belli olmadığından, itirazın iptali davası dilekçesinin vekile değil asile tebliği gerekir.” şeklinde hüküm kurulduğu,
Yine şikâyetli avukat tarafından dosyaya emsal karar olarak sunulan … İcra Ceza Mahkemesi’nin 2014/309-833, E.-K. sayılı 09.12.2014 günlü kararında, nafaka hükümlerini yerine getirmeyen kabahatli sanık hakkında 3 aya kadar tazyik hapsi ile cezalandırılmasına karar verildiği, … Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2013/159 E. sayılı dosyasında da sanık vekilin vekâletinin olması sebebiyle, ara karar ile müştekili lehine takdir olunan nafakaya ilişkin yapılan ilamsız takipte ödeme emrinin kendisine (vekile) yapılması gerektiği iddiası ile sanığın beraatini talep ettiği ve bu yönde karara itiraz ettiği, ... Asliye Ceza Mahkemesinin 2015/1 D. İş dosyası ile 08.01.2015 tarihinde itirazın reddedildiği,
Vekil ile takip edilen işlerde tebligatın vekile yapılması zorunlu olduğu, ancak şikâyetli avukatın emsal karar olarak sunduğu ilamda, Ceza Hukuku açısından ve cezaların şahsiliği prensibinin bir gereği olarak ve İcra İflas Kanunu'nun cezaya ilişkin hükümlerinin uygulanabilmesi için, borçlunun kendisine de, alacaklının talebi üzerine icra emri gönderilmesi zorunluluğundan kaynaklandığı görülmektedir.
Şikâyetli avukatın disiplin sicil özetinde, hakkında verilmiş herhangi bir disiplin cezasının bulunmadığı görülmektedir.
Avukatlık Yasasının 2. maddesi “Avukatlığın amacı; hukuki münasebetlerin düzenlenmesini, her türlü hukuki mesele ve anlaşmazlıkların adalet ve hakkaniyete uygun olarak çözümlenmesini ve hukuk kurallarının tam olarak uygulanmasını her derecede yargı organları, hakemler, resmi ve özel kişi, kurul ve kurumlar nezdinde sağlamaktır.
Avukat bu amaçla hukuki bilgi ve tecrübelerini adalet hizmetine ve kişilerin yararlanmasına tahsis eder.”
Avukatlık Yasasının 34. maddesi, “Avukatlar, yüklendikleri görevleri bu görevin kutsallığına yakışır bir şekilde özen, doğruluk ve onur içinde yerine getirmek ve avukatlık unvanının gerektirdiği saygı ve güvene uygun biçimde davranmak ve Türkiye Barolar Birliğince belirlenen meslek kurallarına uymakla yükümlüdürler ”
Avukatlık Yasası’nın 134. maddesi,   “Avukatlık onuruna, düzen ve gelenekleri ile meslek kurallarına uymayan eylem ve davranışlarda bulunanlarla, mesleki çalışmada görevlerini yapmayan veya görevinin gerektirdiği dürüstlüğe uygun şekilde davranmayanlar hakkında bu kanunda yazılı disiplin cezaları uygulanır.”
Türkiye Barolar Birliği Meslek Kurallarının 3.maddesi, “Avukat mesleki çalışmasını ve kamunun inancını ve mesleğe güvenini sağlayacak biçimde ve işine tam bir sadakatle yürütür”
Türkiye Barolar Birliği Meslek Kurallarının 4. maddesi, “Avukat, mesleğin itibarını zedeleyecek her türlü tutum ve davranıştan kaçınmak zorundadır.” hükümlerini amirdir.
Dosya kapsamı ve şikâyetli avukatın kabulü ile ilamda yazılı vekil olduğu halde takibe ilişkin tebligatın alınmadığı tartışmasıdır.
Gerek yerleşik yargı kararları ve gerekse Tebligat Yasası’nın 11. maddesinin hükmü karşısında Avukatlık Yasasının 41. maddesi gereği vekâletten çekilme olmadığı hallerde tebligatın vekile yapılması zorunludur. Amaç olası hukuksuzlukların ilamda yazılı avukat tarafından giderilmesine olanak vermek ve olası hukuksuzlukların önüne geçilmesini ve özellikle savunma hakkının kısıtlanmamasını sağlamaktır. Avukatların temel görevlerinden birisi de Yasanın 2. maddesi gereği hukuk kuralarının tam olarak uygulanmasını sağlamaktır.
Avukatlar özen ve doğruluk kurallarına göre hareket etmek, kamunun inancını ve mesleğe güvenini sağlayacak biçimde sadakatle davranmak mesleğin itibarını sarsacak her türlü davranıştan kaçınmak zorundadır.
Baro Disiplin Kurulu, şikâyetli avukatın eyleminin disiplin suçu olduğuna ve Avukatlık Yasası’nın 34. maddesine aykırı bulunduğuna ilişkin hukuksal değerlendirme yerinde ise de; Avukatlık Yasası 136/1. maddesine aykırı olarak uyarma cezası tayini yerinde görülmemiş ve aleyhe itiraz olmadığından itirazın reddi ile kararın onanması gerekmiştir.
Sonuç olarak Şikayetli Avukat M.’in itirazının reddi ile;
1-… Barosu Disiplin Kurulu’nun “Uyarma Cezası Verilmesine” ilişkin 19.12.2014 gün ve 2014/39 Esas, 2014/46 Karar sayılı kararının aleyhe itiraz olmadığından ONANMASINA,
2-Kurulumuz kararının tebliğini izleyen günden itibaren 60 gün içinde Ankara İdare Mahkemesi’nde dava yolu açık olmak üzere, (¤¤)

Full & Egal Universal Law Academy