Türkiye Barolar Birliği Disiplin Kurulu - 06.06.2022
Karar Dilini Çevir:


(1136 S. K. m. 34, 134, 171) (Türkiye Barolar Birliği Avukatlık Meslek Kuralları m. 3, 4)
E. 2013/687
K. 2014/152
T. 08.03.2014
İtirazın süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü;
Şikâyetçi Y.B. ve diğer varisler aleyhine ... 1. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2004/657 Esas sayılı dosyasında tapu iptali ve tescil istemiyle B.B. tarafından dava ikame edildiği, şikâyetçi ve diğer varislerin Av. M.Ö.'e vekâletname verdikleri, Av. M.Ö.' in 07.01.2009 havale tarihli dilekçe ile vekâletnameleri dosyaya sunduğu ve rapora karşı beyanda bulunmak üzere süre talep ettiği, duruşma zabıtlarının incelenmesinde Av. M.Ö.'in 17.02.2009 tarihli celsede davalılar vekili olarak duruşmaya katıldığı, sonraki 31.03.2009 tarihli duruşmaya mazeret sunarak katılmadığı, tarihli karar duruşmasına da iştirak etmediği, kendisine verilen kesin süreye rağmen bilirkişi raporuna ve esasa ilişkin beyanda bulunmadığı, 14.05.2009 tarihli duruşmada dosyanın karara çıktığı ve davanın kabulüne karar verildiği, gerekçeli kararın 25.12.2009 ta Şikâyetli avukatın sekreteri M.K.' ya tebellüğ edildiği, süresinde temyiz dilekçesi verilmediğinden kararın kesinleştiği gerekçesi ile disiplin kovuşturması açıldığı,
Şikâyetçi Y.B.’nın 10.02.2012 tarihli dilekçe ile “Amcamız M.B.nın aleyhimize açmış bulunduğu dava sebebi ile yukarıda adı yazılı Sayın avukata bizleri temsili ve gerekli savunmaları için vekâlet verdik ve talep etmiş bulunduğu ücreti de peşin olarak ödedik. Ancak sayın avukat duruşmaları takip etmemiş duruşmalara katılmamış ve bizleri gerektiği gibi savunmamış ve sonuç olarak ... 1. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2004/657 esas sayılı davasını kayıp etmiş ve sayın mahkeme 2009/169 karar sayı ve 14.05.2009 tarihinde aleyhimize karar vermiş ve davayı kayıp etmemiz sebebi ile hem karşı tarafa vekâlet ücreti ve hem de mahkeme masrafları tarafımıza yükletilmiş olup ancak sayın avukat mahkeme safhasında duruşmalara katılmadığı gibi son duruşmaya da katılmamış ve davacı vekilinin yüzüne karşı bizim avukatında yokluğunda karar vermiş ve verilen bu karar bizim avukatımıza tebliğ edilmiş olmasına rağmen maalesef sayın avukat kararı temyiz etmemiştir. Makamınızca gerek yukarıda esas numarası yazılı dosyanın tetkik buyrulmasından ve gerekse tarih ve sayısı yazılı kararın tetkik buyrulmasından da anlaşılacağı üzere davanın kayıp sebebi sayın avukatın gerekli savunma yapmamasıdır. Davayı kayıp ettiği gibi, kararı da temyiz etmemiştir. Bu itibarla bizler için maddi ve manevi değeri büyük olan yerimizin elimizden çıkmasına sebep olunmuştur. Makamınızca gerekli inceleme ve araştırma yapılarak sayın avukat hakkında yasal işlemin yapılması ve uğramış bulunduğumuz maddi ve manevi zararların sayın avukattan karşılanması hususunda da gerekenin yapılması” istemi ile şikâyetçi olmuştur.
Şikâyetli avukat 27.03.2012 tarihli savunmasında özetle; ... 1. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2004/657 Esas sayılı dosya içeriği incelendiğinde, 2009 yılında davaya vekâlet sunduğum ana kadar yapılan işlemlere bakıldığında, verilen kararın gerekçelerinin oluşturulduğu, delillerin toplandığı, keşfin yapıldığı, tanıkların dinlenildiği, imza incelemesinin yapıldığı ve dosyaya ilişkin bütün safahatlar geçilerek dosyanın tekâmül ettiği anlaşılacaktır. Keşif sırasında sözleşme tanıkları satışın içeriğine şahitlik etmişlerdir. Ayrıca satış sözleşmesindeki davalılar murisi ölen babalarının imzasına ilişkin, imza incelemesi yapıldığı ve yapılan inceleme sonucu verilen bilirkişi raporunda imzanın davalıların babasına ait olduğu belirtilmiştir. Mahkeme, davaya dahil olduğum 2009 tarihinden önce toplanan tüm deliller ve raporlar doğrultusunda harici satış sözleşmesini kabul etmiş, ilgili gayrimenkulün satış sözleşmesinde belirtilen değerinin güncellenmesi konusunda bilirkişi raporu alarak davalılar lehine de güncel değer üzerinden hüküm kurmuştur. Şikâyetçi davalının ve diğer davalıların herhangi bir zararları da yoktur. Gerekçeli kararda bu durum açıkça izah edilmiştir. Dolayısıyla, varlığı, 5. Noterliği’nin 02.09.20009 gün ve … Yevmiye No.lu sözleşmesi uyarınca mahkemenin bu kararı vermesi açıkça hukuka uygunluk ve dosyanın içeriğine paralellik göstermektedir. Mahkeme kesin delillerle ispatlanan, varlığını kabul ettiği satış sözleşmesi uyarınca bu kararı verirken, şikâyetçi lehine de satış değerini güncellemiştir. Gerekçeli karar tarafıma tebliğe çıktığında askerdeydim. Bu durumu baroya bildirdim. Ben askerdeyken karar büroda çalışan sekretere tebliğ edilmiştir. Büroda çalışan eleman tarafından masraf getirilmesi istenmiş lâkin şikâyetçiler masraf da getirmemiştir. Dosyanın safahatına bakıldığında ve benim davaya dahil olduğum zaman da göz önüne alındığında, dosyada müdahale edilecek pek fazla bir durumun olmadığı, tüm işlemlerin yapıldığı, satış sözleşmesindeki şahitlerinin keşifte dinlenildiği ve satışın varlığını kabul ettikleri yönünde ifade verdikleri, satış sözleşmesindeki imzanın davalıların babalarına ait olduğu hususları anlaşılacaktır. Bu durumda temyiz yapılsa bile durumun değişmeyeceği, temyizde hukuki yararın olmadığı anlaşılacaktır.” Savunmasında bulunmuştur.
İncelenen dosya kapsamından Şikâyetli avukatın, ... 5. Noterliği’nin 02.01.2009 gün ve 0210 Yevmi No.lu vekâletnamesi ile H. B., H. B., S. K., ve Y.B. tarafından vekil edildiği,
... 1. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2004/657 Esas sayılı dosyasına 17.02.2009 tarihinde vekâletname ibraz eden Şikâyetli avukata vekâletnamesini harçlandırmak, bilirkişi raporuna ve davanın esasına beyanda bulunmak üzere 10 gün süre verilerek duruşmanın 31.03.2009 gününe ertelendiği,
31.03.2009 tarihli duruşmaya mazeret bildirildiği ve bilirkişi raporuna karşı beyanda bulunmak üzere 10 günlük kesin süre verilerek duruşmanın 14.05.2009 tarihine ertelendiği,
14.05.2009 tarihli duruşmada tebliğe karşın bilirkişi raporuna süresinde beyanda bulunulmadığı, mazeret de bildirilmediği ve davanın karara çıktığı,
Kararın 22.12.2009 tarihinde Şikâyetli avukatın sekreteri M.K. imzasına tebliğ edilerek 11.01.2010 tarihinde kesinleştiği,
Şikâyetli avukatın 31.07.2009 ile 31.01.2010 tarihleri arasında kısa dönem askerlik görevinde bulunduğu,
Disiplin sicilinde cezasının bulunmadığı,
... Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından 30.10.2013 tarihli yazı ile “... Barosu Disiplin Kurulu’nca şikâyetçi Y.B.'nın Av. M.Ö. hakkında ... 1. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2004/657 Esas sayılı dava dosyasının takip etmemesi ve aleyhe verilen kararı temyiz etmemesi nedeniyle yapmış olduğu şikâyeti ilgili avukatın kararın tebliğ edildiği tarihte askerde olması ve avukatın müvekkili aleyhine verilen bütün kararları temyiz zorunluluğunun bulunmaması gerekçesiyle reddedildiği görülmüştür. Dosya incelendiğinde şikâyet edilen Av. M.Ö.'in şikâyetçiye ait ... 1. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2004/657 Esas sayılı dava dosyasında davalı sıfatıyla şikâyetçiyi temsil etmek üzere vekâletname aldığı, belirtilen dosyanın sadece bir kez duruşmasına katıldığı, kendisine bilirkişi raporuna karşı beyanda bulunması için süre verildiği halde bilirkişi raporuna karşı beyanda bulunmadığı gibi karar duruşmasına da katılmadığı anlaşılmıştır. Vekâletname alan avukatın duruşmaları takip zorunluluğunu bulunduğu, duruşmaları takip etmemesinin makul bir sebebinin bulunmasının zorunlu olduğu, Av. M.Ö.'in duruşmaları takip etmediği gibi karar duruşmasına da mazeretsiz katılmayarak disiplin suçu işlediği kanaatine varılmıştır.” gerekçesi ile karara itiraz ettiği, görülmektedir.
Avukatlık Yasasının 34. maddesi “ Avukatlar, yüklendikleri görevleri bu görevin kutsallığına yakışır bir şekilde özen, doğruluk ve onur içinde yerine getirmek ve avukatlık unvanının gerektirdiği saygı ve güvene uygun biçimde davranmak ve Türkiye Barolar Birliğince belirlenen meslek kurallarına uymakla yükümlüdürler ”
Avukatlık Yasası’nın 134. maddesi “Avukatlık onuruna, düzen ve gelenekleri ile meslek kurallarına uymayan eylem ve davranışlarda bulunanlarla, mesleki çalışmada görevlerini yapmayan veya görevinin gerektirdiği dürüstlüğe uygun şekilde davranmayanlar hakkında bu kanunda yazılı disiplin cezaları uygulanır.”
Türkiye Barolar Birliği Meslek Kurallarının 3. maddesi “Avukat mesleki çalışmasını ve kamunun inancını ve mesleğe güvenini sağlayacak biçimde ve işine tam bir sadakatle yürütür”
Türkiye Barolar Birliği Meslek Kurallarının 4. maddesi “Avukat, mesleğin itibarını zedeleyecek her türlü tutum ve davranıştan kaçınmak zorundadır.” hükümlerini amirdir.
Şikâyetli avukatın ücret ve vekâletname almasına karşın usulü işlemleri “özen” yükümlüğüne uygun olarak yapmadığı ve kararın temyiz edilmeksizin kesinleşmesine sebebiyet verdiği dosya kapsamı ile tartışmasızdır.
Avukatlar özen ve doğruluk kurallarına göre hareket etmek, kamunun inancını ve mesleğe güvenini sağlayacak biçimde sadakatle davranmak mesleğin itibarını sarsacak her türlü davranıştan kaçınmak zorundadır.
Bu nedenlerle eylemin disiplin suçu oluşturmadığına ilişkin ... Barosu Disiplin Kurula kararında hukuki isabet görülmemiş, ... Cumhuriyet Başsavcılığı’nın itirazının kabulü ile yeniden inceleme ve araştırmayı gerektirir bir husus bulunmadığından Avukatlık Yasası 34, 134, TBB Meslek Kuralları 3, 4 maddeler uyarınca şikâyetli avukatın disiplin sicilinde ceza olmaması askerli görevini yaptığı sırada gerekleşmiş olduğu hususu da göz önünde bulundurularak uyarma cezası tayini gerekmiştir.
Sonuç olarak ... Cumhuriyet Başsavcılığı’nın itirazının kabulü ile ... Barosu Disiplin Kurulu’nun “Disiplin Cezası Verilmesine Yer Olmadığına” ilişkin 27.09.2013 gün ve 2013/16 Esas, 2013/16 Karar sayılı kararının KALDIRILARAK, Şikâyetli avukat M.Ö.’in “Uyarma Cezası İle Cezalandırılmasına”, katılanların oybirliği ile karar verildi.  (¤¤)

Full & Egal Universal Law Academy