Türkiye Barolar Birliği Disiplin Kurulu - 06.06.2022
Karar Dilini Çevir:


(5237 S. K. m. 43, 52, 62, 125, 128) (5271 S. K. m. 231)
E. 2014/885
K. 2015/178
T. 01.03.2015
İtirazın süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü:
Şikâyetli avukat hakkında Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğü’nün 13.07.2011 gün ve B.03.0.CİG.0.00.00.02-101-05-07-3898-2011/… sayılı “Oluru” ile “Davacı E.D. A. vekili sıfatıyla, ... Asliye 4. Hukuk Mahkemesinin 2010/529 esasına kayden açtığı tapu iptali ve tescil davasında mahkemeye ibraz ettiği 22.12.2010 tarihli dava dilekçesinde davalı ...Gayrimenkul Özel Eğitim Kuyumculuk inşaat Turizm Dayanıklı Tüketim Malları Ticaret Sanayi ithalat İhracat Limited Şirketi ortağı olan müşteki Ö.K. ile ilgili olarak " Müvekkilimin kredi, teminat, ipotek, ödünç para işleri, gayrimenkul mülkiyetinin naklinin hukuki sonuçları gibi konularda bilgisiz ve deneyimsiz olması ve hatta akıl zayıflığı içinde olması; B.A.'nın psikolojik ve fiziksel şiddet ve baskıları sonucu müvekkilimin tapuya gidip imza vermesi ile söz konusu gayrimenkulün 2010 yılının Nisan ayında tapuda tefecilik yapan D.H.K.ve Ö.K.'nın ortağı olduğu davalıya 50.000 Türk lirası bedel üzerinde satış işlemi yapılmıştır." şeklinde, yine müvekkiline vasi tayinine ilişkin aynı yer 5. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2010/1562 esasına kayden açtığı vesayet davasındaki 21.12.2010 tarihli dava dilekçesinde, ayrıca müşteki Ö.K. ve arkadaşları haklarında şikâyeti kapsayan 21.12.2010 tarihli şikâyet dilekçesinde müşteki ile ilgili olarak "B.A., bankaların böyle bir yatırım için müvekkilime kredi vermediğini; ancak tefecilikle de uğraşan ... . Dershanesi (Ticari Unvanı: ... . Özel Eğitim ve Öğretim Hizmetleri ve Ticaret Ltd. Şti. ) sahibi Ö.K. isimli şahısın müvekkilime bu ev-otel dönüşümü işi için 75.000 Türk lirası kredi verebileceğini ancak bu kredinin teminatı olarak evin mülkiyetini istediğini müvekkilime bildirmiştir." şeklinde iddia ve savunma sınırlarını aşan haksız suç isnadını içeren ifadelere yer verdiği” iddiasıyla başlatılan disiplin kovuşturması sonucunda şikâyetli avukatın uyarma cezası ile cezalandırılmasına karar verilmiştir.
Şikâyetli avukat savunmaları ve itirazında özetle; suçlamaları kabul etmediğini, söz konusu dilekçelerde kullanmış olduğu ifadenin B.A.'nın müvekkiline şikâyetçileri tanıtırken kullandığı "bankaların böyle bir yatırım için müvekkilime kredi vermediği; ancak tefecilikle de uğraşan ... . Dershanesi (Ticari Ünvanı: ... . Özel Eğitim ve Öğretim Hizmetleri ve Ticaret Ltd. Şti) sahibi Ö.K. isimli şahsın müvekkilime bu ev-otel dönüşümü işi için 75.000,00 TL kredi verebileceği; ancak bu kredinin teminatı olarak evin mülkiyetini istediği" şeklindeki beyanlara istinaden kullanıldığını, kendi düşüncesini yansıtmadığını, hakaret ve iftira kastı taşımadığını, tamamen avukatlık meslek ve görevinin ifası çerçevesinde iddia ve savunma hakkının kullanılması çerçevesindeki bir ifade olduğunu, esasen açmış olduğu dava ve yaptığı şikâyetlerin özünün müvekkili E.D. A.N.'in evini otele dönüştürmek için paraya ihtiyaç duyması, kendisinin bu konularda deneyimsiz olduğu gibi akıl zayıflığı içinde bulunması, bu ihtiyaç duyduğu parayı bankalardan kredi olarak temin edememesi, B.A. isimli şahsın müvekkiline öncelikle duygusal olarak yaklaşarak müvekkilimin güvenini kazanması bunun akabinde müvekkilini şikâyetçinin ortağı ve yöneticisi olduğu ...şirketine yönlendirmesi, müvekkilinin bu konularda deneyimsiz olması ve akıl zayıflığından faydalanılarak ve özellikle B.A. tarafından gerek fiziksel gerekse duygusal şiddet de uygulanarak müvekkilinin çok değerli mülkünün kredi temini vaadiyle hukuka aykırı bir şekilde elinden alınması olduğunu, olayın özünde kredi temini konusu olduğunu, tefeciliğin kanunda bir suç olarak tanımlandığını, bu konuyu içeren bir şikâyette bu ifadenin geçmesinde anormal bir durum olmadığını, dava dilekçeleri ve savcılık şikâyeti bir cümle cımbızlamadan bir bütün olarak dikkatli bir şekilde incelendiğinde kullanılan bütün ifadelerin iddiaları desteklemek, bu iddialara katkı sunmak amaçlı kullanıldığının, somut bilgi ve belgelere dayandığının dolayısıyla iddia ve savunma sınırları içinde kaldığının açıkça görüleceğini, ... 4. Ağır Ceza Mahkemesi'nin 2012/453 Esas 2013/256 Karar sayılı ve 05.06.2013 tarihli kararı ile hakaret suçundan hakkında karar verilmiş olmasının Baro Disiplin Kurulu tarafından yeterli görülerek hakkında ceza verildiğini belirtmiştir.
İncelenen dosya kapsamından; Şikâyetli avukatın disiplin kovuşturmasına konu eylemi nedeniyle ... 4. Ağır Ceza Mahkemesi’nin 2012/453 Esas sayılı dosyası ile “Hakaret” suçundan yapılan yargılama sonucunda Mahkeme’nin 05.06.2013 tarih ve 2013/256 Karar sayılı kararıyla TCK.nın 125/1, 125/4, 43/1, 62 ve 52.maddeleri uyarınca neticeten 2.180,00 TL adli para cezası ile cezalandırılmasına, CMK.nın 231. maddesi uyarınca hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildiği, kararın itirazın reddiyle 13.06.2013 tarihinde kesinleştiği,
Mahkeme’nin kararında “Sanık B.A.'ün, ... Baro Levhasına … sicil numarasıyla kayıtlı avukat olduğu, sanığın davacı E.D. A. vekili sıfatıyla, ... Asliye 4. Hukuk Mahkemesinin 2010/529 esası ile açtığı tapu iptali ve tescil davasında, mahkemeye ibraz ettiği 22.12.2010 tarihli dava dilekçesinde davalı ...Gayrimenkul Özel Eğitim Kuyumculuk inşaat Turizm Dayanıklı Tüketim Malları Ticaret Sanayi İthalat İhracat Limited Şirketi ortağı olan müşteki Ö.K. ile ilgili olarak “ müvekkilimin kredi, teminat, ipotek, ödünç para işleri, gayrimenkul mülkiyetinin naklinin hukuki sonuçları gibi konularda bilgisiz ve deneyimsiz olması ve hatta akıl zayıflığı içinde olması; B.A.’nın psikolojik ve fiziksel şiddet ve baskıları sonucu müvekkilimin tapuya gidip imza vermesi ile söz konusu gayrimenkulün 2010 yılının Nisan ayında tapuda tefecilik yapan D.H.K.ve Ö.K.’nın ortağı olduğu, davalıya 50.000 Türk Lirası bedel üzerinde satış işlemi yapılmıştır” şeklinde isnatta bulunduğu, 22.10.2010 tarihli dilekçe ile müvekkili E.D. A.N.'in akıl zayıflığı nedeni ile vesayet altına alınması için ... Sulh Hukuk Mahkemesi'ne talepte bulunur iken, dilekçesinin maddi olayları anlatan 1.5 numaralı paragrafın da ve 1.6 no.lu paragrafında şikâyetçinin tefecilik yaptığını beyan ettiği, yine şikâyetçi Ö.K. ve arkadaşları haklarında 21.12.2012 tarihli şikâyet dilekçesi ile dolandırıcılık suçundan suç duyulusunda bulunur iken, şikayetçi ile ilgili olarak “B.A., bankaların böyle bir yatırım için müvekkilime kredi vermediğini; ancak tefecilikle de uğraşan ... . Dershanesi (Ticari unvanı: ... . Özel Eğitim ve Öğretim Hizmetleri ve Ticaret Limited Şirketi) sahibi Ö.K. isimli şahsın müvekkilime bu ev- otel dönüşümü işi için 75.000 TL kredi verilebileceğini ancak bu kredinin teminatı olarak evin mülkiyetini istediğini müvekkilime bildirmiştir” şeklinde ifadelerde bulunduğu görülmüştür.
5237 sayılı TCK m. 128 "Yargı mercileri veya idari makamlar nezdinde yapılan yazılı veya sözlü başvuru, iddia ve savunmalar kapsamında, kişilerle ilgili olarak somut isnatlarda ya da olumsuz değerlendirmelerde bulunulması hâlinde, ceza verilmez. Ancak, bunun için isnat ve değerlendirmelerin, gerçek ve somut vakıalara dayanması ve uyuşmazlıkla bağlantılı olması gerekir. " düzenlemesi bulunmakta olup, madde gerekçesi ise Somut uyuşmazlıkla ilgili olmakla birlikte iddia ve savunma sınırını aşan hakareti mutazammın yazı ve sözlerin iddia ve savunma hakkı kapsamında mütalâa edilmesi mümkün değildir. Ancak, bu ifadelerin kullanılmasına müsamaha ile bakılabilir. Çünkü bu gibi durumlarda iddia ve savunmanın sınırı genellikle öfke ve gazabın etkisiyle aşılmaktadır. Aslında öfke ve gazap hâli, kusurluluğun bir unsuru olan irade yeteneğini etkileyen bir faktördür ve bu durum, kişinin işlediği hakaret suçu dolayısıyla kusurunun tespiti bağlamında değerlendirilmelidir. " şekilde olduğu görülmektedir.
Madde metni ve gerekçesi birlikte değerlendirildiğinde, sanık avukatın, şikâyetçi hakkındaki isnat ve değerlendirmelerini müvekkilinin akıl zayıflığı nedeni ile vesayet altına alınmasına ilişkin dilekçe, Asliye Hukuk mahkemesine açtığı "tapu iptali ve tescil " davasına ilişkin dilekçe ve "dolandırıcılık "suçlaması ile verdiği şikâyet dilekçesi içerisinde yapmış olduğu görülmekte olup şikâyetçinin "tefecilik" yaptığına ilişkin isnatlarının, uyuşmazlıklar ile bağlantısının bulunmadığı, dilekçesindeki iddialarını ispata faydasının olmadığı anlaşıldığı gibi, suça konu isnadın gerçek ve somut vakıalara dayandığına dair dosyada delil de bulunmadığından, savunma sınırlarının aşılması nedeni ile sanık avukatın savunma dokunulmazlığı kapsamında değerlendirilemeyeceğinden, sanığın şikâyetçinin onur, şeref ve haysiyetini etkileyecek ve toplum nezdinde küçük düşmesine sebep olacak şekilde sanığın kişilik haklarına saldırıda bulunduğunun sabit olduğu” gerekçesiyle anılan hükmün kurulduğu,
Şikâyetli avukatın disiplin sicil özetinde ceza olmadığı, görülmektedir.
Gerek mahkeme kararı ve gerekse dilekçe kapsamından şikâyet dilekçesinde ”dolandırıcı” , “tefeci” nitelemesinin yapıldığı tartışmasızdır. Yerleşik yargı kararları örneğin Yargıtay … Ceza Dairesi’nin 05.07.1994 tarih ve 3448/ 6111 sayılı kararında da sanık avukatın dilekçesinde karşı taraf için kullanılmış olan “dolandırıcılık” nitelemesini herhangi bir hükümlülük olmaksızın bildirilmesini iddia ve savunma hududunun aşılması olarak kabul etmiştir.
Bu nedenle Baro Disiplin Kurulu’nca eylemin disiplin suçu olduğu yönündeki hukuksal değerlendirme isabetli olup itirazın reddi ile kararın onanması gerekmiştir.
Sonuç olarak Şikâyetli Avukat B.A.’ün itirazının reddi ile;
1-... Barosu Disiplin Kurulu’nun “Uyarma Cezası Verilmesine” ilişkin 27.06.2014 günlü, 2013/24 Esas, 2014/80 Karar sayılı kararının onanmasına,
2-Kurulumuz kararının tebliğini izleyen günden itibaren 60 gün içinde Ankara İdare Mahkemesi’nde dava yolu açık olmak üzere,
Katılanların oybirliği ile karar verildi. (¤¤)

Full & Egal Universal Law Academy