Türkiye Barolar Birliği Disiplin Kurulu - 06.06.2022
Karar Dilini Çevir:


(1136 S. K. m. 140)
E. 2008/530
K. 2009/136
T. 13.03.2009
Şikayetçi, Şikayetli Avukat M.E.D.’nin yargılandığı ceza davasında avukatı olduğunu, dosyasının eski Ceza Kanunundan dolayı Yargıtay’da iken yürürlüğe giren yeni Ceza Kanununa uyarlanması için tekrar Mahkemeye iade edildiğini, kendisine ceza verildiğini, ancak kararın temyiz edilmediğini, şikayetli avukatın parasını aldığı halde bu görevini yapmayarak mağdur olmasına ve cezaevinde kalmasına neden olduğunu belirterek şikayetçi olmuştur.
Şikayetli avukat savunmasında özetle, kararın bozulma ihtimalinin olmadığını, öncelikle davanın başından sonuna kadar duruşmaların tamamına girdiğini, şikayetçinin tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakıldıktan sonra hiçbir duruşmaya gelmediğini, kararı temyiz ettiğini, dosyanın uyarlama amacıyla geri gönderildiğini, daha sonra da bütün duruşmalara girdiğini, olay silahlı yaralama olduğu için bozulma ihtimali olmadığından takdir hakkını kullanarak kararı temyiz etmediğini, karar temyiz edilse bile değişen bir şey olmayacağını, sadece sürecin gecikeceğini, şikayetçinin tutuklanmasının piyasaya sahte para sürmekten kaynaklandığını, kendisinin takip ettiği dosya nedeniyle mağdur olmasının söz konusu olmadığını, başka suçtan dolayı zaten tutuklu olduğunu, bir avukat olarak yapması gereken bütün işlemleri yaptığı savunmasında bulunmuştur.
Şikayetçi 13.08.2007 tarihli dilekçesiyle şikayetinden vazgeçmiştir.
Şikayetçi, şikayetli avukatı aynı eylemi nedeniyle Cumhuriyet Başsavcılığına da şikayet etmiş, Adalet Bakanlığının 21.07.2008 tarihli oluruyla şikayetli avukat hakkında ceza soruşturması yapılmasına olur verilmiştir.
Baro Disiplin Kurulunca yapılan disiplin kovuşturması sonucunda, şikayetli avukat hakkında disiplin yönünden işlem yapılmasına yer olmadığına karar verilmiş, karar taraflara ve Cumhuriyet Başsavcılığına tebliğ edilmiş, karara Manisa Cumhuriyet Başsavcılığı itiraz etmiştir.
Cumhuriyet Başsavcılığı itirazında; Şikayetli avukatın yüzüne karşı verilen ceza kararını temyiz etmeyerek görevini ihmal ettiğini, bu durumun disiplin cezası gerektirdiği ileri sürerek kararın bozulmasını talep etmiştir.
Disiplin kovuşturmasına konu sorun; Şikayetli avukatın Ceza Mahkemesince verilen kararı temyiz etmeyerek disiplin suçu işleyip işlemediğine ilişkindir.
Şikayetli avukat hakkında aynı eylemi nedeniyle ceza soruşturmasının başlatıldığı dosyadaki bilgi ve belgelerden anlaşılmaktadır. Avukatlık Yasasının 140/2.maddesi gereğince aynı eylem nedeniyle ceza kovuşturması yapılıyor ise disiplin kovuşturmasının ceza davasının sonucuna kadar beklemesi gerekmektedir. Dosya kapsamına göre bu yasal kurala uyulmadan karar verildiği anlaşılmaktadır. Bu durumun öncelikle göz önüne alınması gerekmektedir.
Ayrıca, Baro Disiplin Kurulunun Şikayetli Avukat hakkında “DİSİPLİN YÖNÜNDEN İŞLEM YAPILMASINA YER OLMADIĞINA” şeklinde karar vermesi de doğru görülmemiştir. Bilindiği üzere disiplin yönünden işlem yapıp yapmama, daha doğru bir deyimle, disiplin kovuşturması açılmasına yer olup olmadığına karar verme yetkisi Baro Yönetim Kuruluna ait bir yetkidir. Baro Disiplin Kurulu şikayetli avukatlar hakkında disiplin cezası verilmesine veya disiplin cezası verilmesine yer olmadığına karar verebilirler. Yasal deyimlere ve anlamlarına uygun ifadeler kullanılması kurulların özen göstermesi gereken bir durum olduğundan, Baro Disiplin Kurulunun kararında kullandığı ifadesi eleştirilmekle yetinilmiştir.
Sonuç olarak; Manisa Cumhuriyet Başsavcılığının itirazının kabulüne, şikayetli avukat hakkında aynı eylemi nedeniyle ceza soruşturması yapıldığı anlaşıldığından Avukatlık Yasasının 140/2.maddesi gereğince Manisa Barosu Disiplin Kurulunun şikayetli avukat hakkında “Disiplin Cezası Verilmesine Yer Olmadığına” ilişkin 07.09.2007 tarih ve 2007/14 Esas, 2007/12 Karar sayılı kararının BOZULMASINA, oybirliği ile karar verildi. (¤¤)

Full & Egal Universal Law Academy