Türkiye Barolar Birliği Disiplin Kurulu - 06.06.2022
Karar Dilini Çevir:


(1136 S. K. m. 34, 62, 134) (5271 S. K. m. 223, 231, 253, 254) (5237 S. K. m. 43, 52, 125, 155) (Türkiye Barolar Birliği Meslek Kuralları m. 3, 4, 41, 43)

 

E: 2021/1073

K: 2022/22

T: 15.01.2022

 

İtirazın süresinde olduğu anlaşılmakla dosya incelendi:

 

Şikayetli Avukat hakkında, Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğü’nün 20.01.2014 günlü “Olur”u ile; “Davacı müşteki vekili sıfatıyla, ...  Aile Mahkemesinin 18.10.2007 tarih ve 2006/799 esas, 2007/992 sayılı kararına istinaden, davalı R.B.’den haricen tahsil ettiği 7.030 TL’nin 1.400 TL tutarındaki kısmını müvekkili müştekiye verip kalan kısmını uhdesinde tuttuğu,

 

Davacı müşteki vekili sıfatıyla, ...  Aile Mahkemesinin 18.10.2007 tarih ve 2006/799 esas, 2007/992 sayılı kararına istinaden, davalı R.B.’den haricen tahsil ettiği parayı kendisine vermesini isteyen müvekkili müştekiye telefonda ‘Aptal, salak, gerizekalı, bende para olmadığını bilmiyor musun, param olunca bir ara göndereceğim.’ şeklinde sözler söylediği” iddiaları ile kovuşturma izni verilmesi üzerine başlatılan disiplin davasında, eylem sabit görülerek disiplin cezası tayin edilmiştir.

 

Soruşturma ve kovuşturma aşamasında savunma vermemiştir. Disiplin davasına konu eylem nedeniyle yargılandığı ceza mahkemesinde, müştekiye ödemelerin yapıldığını beyan ederek yaptığı ödemelere ilişkin dilekçesinde döküm halinde liste ibraz ettiği, zimmet suçunu kabul etmediğini, müvekkile geç ödeme yapılmasının güveni kötüye kullanma olup zimmet olmadığını beyan ederek müştekinin kendisine yönelik hakaretlerine ilişkin cep telefonu mesaj görüntülerini sunduğu belirterek “Asıl hakaret edilen kişi benim buna ilişkin mesajları asıl mahkemesine ibraz edeceğim. Ben adresimi değiştiremedim için bana tebligat yapılamadı. İsnat edilen suçlamayı kabul etmiyorum. Paranın kısmen iade edildiği doğrudur. Ödemeye ilişkin yazılı savunmamı daha sonra mahkemenize sunacağım. Sanığın babası H.Z.’yi tanık olarak göstermek istiyorum adresini mahkemenize bildireceğim 4.000-TL civarında ödeme yaptım dökümlerini mahkemenize sunacağım. Bizim aramızda uzlaşma gerçekleşmiştir, dikkat edilirse edimsiz şekilde uzlaşma gerçekleşmiştir, mağdur kişi şikayetinden vazgeçmiştir, şikayetten vazgeçmeyi kabul ediyorum, ben davanın her anlamda düşmesine ve beraatime karar verilmesini talep ediyorum. Eğer suçlu görülürsem lehime olarak hakkımda CMK’nın 231/5-14 maddelerinde düzenlenen hükmün açıklanmasının geri bırakılması müessesesinin uygulanmasını isterim. Bozma öncesi saptanan ifadelerim geçerlidir. Aleyhime olan hususları kabul etmiyorum.” şeklinde beyanda bulunmuştur.

 

İncelenen dosya kapsamından, Baro Yönetim Kurulu’nun 01.10.2014 günlü toplantısında Avukatlık Kanunu’nun 34, 62, 134, Türkiye Barolar Birliği Meslek Kuralları’nın 3, 4, 41 ve 43.maddeleri uyarınca Şikayetli Avukat hakkında disiplin kovuşturması açılmasına karar verildiği,

 

Şikayetli avukatın disiplin kovuşturmasına konu eylemi nedeniyle, “Hakaret, Sesli Yazılı veya Görüntülü Bir İleti ile Hakaret” ve “Hizmet Nedeniyle Güveni Kötüye Kullanma” suçlarından cezalandırılması istemiyle ... 6. Ağır Ceza Mahkemesinin 2014/127 esasına kayden açılan kamu davasında Mahkemenin 11.04.2020 gün ve 2014/314 sayılı ilamı ile sanık şikayetli avukatın;

 

1-“Hakaret, Sesli Yazılı veya Görüntülü Bir İleti ile Hakaret” suçundan karşılıklı hakaret neticesi müsnet suçu işlediği anlaşıldığından, TCK’nın 125/2 maddesi delaletiyle TCK 125/1, 129/3 ve CMK’nın 223/4-c maddesi gereğince sanık hakkında ceza vermekten vazgeçilmesine,

 

2-“Güveni Kötüye Kullanma” suçundan eylemine uyan TCK’nın 155/2, 43/1, 52/2.maddesi gereğince neticeten 1 Yıl 3 Ay Hapis ve 120,00 TL Adli Para Cezası ile Cezalandırılmasına karar verildiği,

 

Mahkemenin “Hakaret” suçu yönünden; “Sanığın savunması, katılanın beyanı, tanık beyanı ve dosyadaki belgelerin birlikte değerlendirilmesinde, sanık M.K. savunmasında, hakaret edilen kişinin kendisi olduğunu, cep telefonu mesaj görüntülerini sunduğunu söylemiştir. …Tanık Ş.Ç. beyanında, para gelmesi konusunda sanığı aradığını, sanığın parayı alıp yediğini ancak ödeyeceğini beyan ettiğini, hepsini vermezsen azar azar gönder dediğinde hakaret ettiğini, cep telefonunun hoparlörü açık olduğu için bu sözlerin söylendiğini duyduğunu beyan etmiştir. Sanığın hakaret eylemiyle ilgili yapılan değerlendirmede, sanığın ve katılanın karşılıklı hakaretlerinin söz konusu olduğu, dosyadaki belgelerden anlaşılmış olduğundan TCK 129/3 maddesi gereğince karşılıklı hakaret söz konusu olduğundan sanık hakkında ceza vermekten vazgeçme kararı verilmiştir.” gerekçesiyle karar verildiği.

 

Kararın “Hizmet Nedeniyle Güveni Kötüye Kullanma” suçu yönünden temyiz edilmesi üzerine Yargıtay 15. Ceza Dairesi’nin 05.12.2019 günlü ilamı ile bozulduğu,

 

Bozma sonrası anılan mahkemenin 2020/6 esasına kayden yapılan yargılamada, 22.06.2020 gün ve 2020/198 karar sayılı ilam ile; 24.10.2019 tarih ve 30928 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak aynı tarihte yürürlüğe giren 7188 sayılı Kanun’un 26. maddesi ile değişik 5271 sayılı CMK’nın 253. ve 254. maddesi gereğince anılan suç tipinin uzlaştırma kapsamında kalıp ... Cumhuriyet Başsavcılığı Uzlaştırma Bürosunun yazısı ve eklerine göre de taraflar arasında uzlaşmanın sağlandığı anlaşıldığından, CMK’nın 254/2 maddesi delaletiyle CMK’nın 223/8 maddesi uyarınca müsnet suçtan sanık Şikayetli Avukat hakkında açılan kamu davasının düşmesine karar verildiği,  kararın temyiz edilmeden 28.09.2020 günü kesinleştiği,

 

Mahkemenin, “sanığın vekalet ilişkisi nedeniyle katılan lehine hükmedilen tazminat ve nafaka paralarından 7.030 TL’nin 3.750 TL’sini ödediği, kalan kısmını ise uhdesinde alıkoyduğu, sanığın bu eylemi katılanla kurduğu vekalet ilişkisi çerçevesinde katılana verilmek üzere aldığı para üzerinde farklı zamanlarda gerçekleştirdiği, eyleminin bu haliyle zincirleme biçimde hizmet sebebiyle güveni kötüye kullanma suçunu oluşturduğu, anılan suç tipinin uzlaştırma kapsamında kalıp ... Cumhuriyet Başsavcılığı Uzlaştırma Bürosunun yazısı ve eklerine göre de taraflar arasında uzlaşmanın sağlandığı anlaşıldığından” gerekçesiyle düşme kararı verdiği,

 

Baro Disiplin Kurulu’nca; “Dosyadaki bilgi ve belgeler ile kesinleşmiş ceza mahkemesi kararı birlikte değerlendirildiğinde; taraflar sonradan uzlaşmışsa da şikayetli avukatın, davacı vekili sıfatıyla 7.030 TL haricen tahsil ettiği, 3.750 TL’sini ödeyerek kalanını uhdesinde alıkoyduğunun sabit olduğu, bu doğrultuda şikayetli avukatın yukarıda yazılı Avukatlık Kanunu ile Türkiye Barolar Birliği Meslek Kuralları’nın ilgili maddelerinde düzenlenen ilke ve esasları ihlal ettiği kanaatine varılmıştır.

 

Açıklanan gerekçelerle şikayetli avukatın, kovuşturma konusu eylemleri nedeniyle kınama cezası ile cezalandırılmasına karar verilmesi gerektiği, ancak incelenen sicil dosyasından; Kurulumuzun 16.11.2007 gün ve 2007/203 esas, 2007/98 karar sayılı kararları ile ‘kınama cezası ile cezalandırılmasına’ ilişkin kesinleşen ve tekerrüre esas teşkil eden cezalarının bulunduğu anlaşılmakla, 1136 sayılı Avukatlık Kanunu’nun 136. maddesinde düzenlenen tekerrür hükümlerinin uygulanması gerekmiştir.” gerekçesiyle şikayetli hakkında ceza tayin edildiği,

 

Şikayetlinin disiplin sicil özetinde, eylem tarihi (20.09.2012) itibariyle tekerrüre esas 27.02.2010 ve 14.02.2011 kesinleşme tarihli iki ayrı uyarma cezasının olduğu,

 

Şikayetli avukatın 26.10.2021 kayıt tarihli duruşma talepli itiraz dilekçesinde özetle, Baro Disiplin Kurulu kararının eksik inceleme ile hatalı ve özensizce verildiğini, eksik ödenen meblağ ile ilgili bir araştırma yapılmadan ve ceza davasında uzlaşma sonucu düşme karar verilmiş iken, uzlaşma tutanağı dikkate alınmaksızın hakkında ceza tayin edildiğini, ödenmeyen miktarın şikayetçiden alması gereken vekalet ücreti olduğunu, hapis hakkını kullandığını belirterek mezkûr kararın bozulmasını talep ettiği,

 

Usulüne uygun tebligata rağmen itiraza cevap verilmediği görülmüştür.

 

Baro Disiplin Kurulunca Şikayetli avukat hakkında Avukatlık Kanunu’nun ve 136/1. ve 135/3.maddeleri gereğince para cezası verilmiştir. Şikayetli avukat verilen cezaya itiraz etmiştir. Şikayetli avukatın beyan ve itirazları, dosya kapsamı ve kesinleşmiş ceza mahkemesi kararının birlikte değerlendirilmesinde;

 

Taraflar sonradan uzlaşmışsa da şikayetli avukatın, davacı vekili sıfatıyla haricen 7.030 TL tahsil ettiği, 3.750 TL’sini ödemesine rağmen, kalanının uhdesinde alıkoyduğunun sabit olduğu, bu sebeple şikayetli avukatın Avukatlık Kanunu’nun 134 ve 135/2 maddeleri ve Türkiye Barolar Birliği Meslek Kuralları’nın ilgili düzenlemelerinde yer alan ilke ve esaslarını ihlal ettiği sonucuna varılmıştır. Ancak şikayetliye kınama cezası verilmesi gerekirken, daha önceden tekerrüre esas cezasının olması sebebiyle para cezası tayini yoluna gidildiği görülmüştür. Kurulumuzca olayın oluş şekli ve kararın gerekçesi nazara alındığında Disiplin Kurulu tarafından yapılan hukuksal değerlendirmede isabetsizlik görülmemiş ve kararının yerinde olduğu kanaatine varılmıştır.

 

Bu sebeple itirazın reddi ile usul ve yasaya uygun Baro Disiplin Kurulu kararının onanması gerekmiştir.

 

Gereği düşünüldü:

 

1-Şikayetli Avukatın itirazının reddine, ... Barosu Disiplin Kurulu’nun Şikayetlinin “24,00 TL Para Cezası ile Cezalandırılmasına” ilişkin kararının ONANMASINA,                                                                                           

 

2-Kurulumuz kararının tebliğini izleyen günden itibaren 60 gün içerisinde ... İdare Mahkemesinde dava yolu açık olmak üzere,

 

Katılanların oybirliği ile karar verildi. (¤¤)


Full & Egal Universal Law Academy