Türkiye Barolar Birliği Disiplin Kurulu - 06.06.2022
Karar Dilini Çevir:


(1136 S. K. m. 34, 157) (Türkiye Barolar Birliği Avukatlık Meslek Kuralları m. 5, 6)
E. 2005/270
K. 2005/364
T. 11.11.2005 
Şikayetli avukat hakkında, İstanbul Barosu Disiplin Kurulu Başkanlığına verdiği 11.12.2002 tarihli şikayet dilekçesinde, “Müvekkilim, kendisini avukat olarak tanıtan E. ve yanında çalıştırdığı Av. A.G.’ye vekaletname çıkarmıştır.” demek suretiyle TBB Meslek Kuralları’nın 5 ve 6/1. maddesine aykırı davrandığı iddiası ile başlatılan disiplin kovuşturması sonucunda, Baro Disiplin Kurulunca eylem sabit görülerek disiplin cezası tayin edilmiştir.
Şikayetli avukat savunmalarında müvekkili Hasan’ın 2002 yılı Kasım ayında bürosuna gelerek, Avukat E. ile Avukat A.G hakkında şikayetçi olmak isteğini bildirdiğini, tarafları bir araya getirip uzlaştırmanın mümkün olmadığını, müvekkilinin E.’nin avukatlıktan çıkarılmış olduğunu belirttiğini, yaptığı araştırmada tüm adliye baro odalarında meslekten çıkarılan avukatlar arasında E. ismini gördüğünü, başvurularını yaptıktan sonra E.’nin hangi yasal takibat sürecinden geçtiğini avukatlık mesleğine tekrar alınıp alınmadığını bilemediğini, mevcut bilgileri karşısında meslek ilkelerini çiğneme kastı bulunmadığını bildirmiştir.
Disiplin kovuşturmasının konusu, avukatın meslek kurallarıyla ilgili davranış kurallarına uygun davranıp davranmadığıyla ilişkindir.
Şikayetli avukatın, dilekçesinde şikayetçi avukat hakkında, “kendisini avukat olarak tanıtan E.” ifadesini kullandığı tartışmasızdır. TBB Meslek Kuralları’nın 5. maddesi avukatın, yazarken de, konuşurken de düşüncelerini olgun ve objektif bir biçimde açıklaması gerektiğini düzenlemiştir. Şikayetli avukatın, şikayetçi avukat hakkında “kendisini avukat olarak tanıtan” ifadesini kullanması şikayetçiyi küçük düşürücü ve incitici nitelikte olduğu gibi TBB Meslek Kuralları’nın 5. maddesinde kabul edilen olgunluk ve objektiflikten de uzak olmakla, eylem disiplin suçunu oluşturmaktadır.
Şikayetli avukatın Baro Disiplin Kurulunun kararına karşı yaptığı itiraz süresinde değildir. Şikayetli avukata tebligat 06.07.2005 tarihinde yapılmış olup itiraz Avukatlık Kanunu’nun 157. maddesinde belirtilen süre geçirildikten sonra 08.08.2005 tarihinde yapılmıştır. Bu sebeple şikayetli avukatın itiraz dilekçesinin süre yönünden reddine karar vermek gerekmiştir.
İstanbul Cumhuriyet savcısı 12.07.2005 tarihli itirazında, İstanbul Barosu Disiplin Kurulu tarafından Avukatlık Yasası’nın 6. kısmında düzenlenen avukatların hak ve ödevleri başlıklı 34. maddesine aykırı davrandığı kabul edilen şikayetli hakkında kınama cezası tayini gerekirken uyarma cezası verilmesinde usul ve yasaya uygunluk bulunmadığından, kararın itirazen kaldırılması talep edilmiştir.
Oysa ki, İstanbul Barosu Disiplin Kurulu şikayetli hakkında uyarma cezası verilmesine ilişkin kararını TBB Meslek Kuralları’nın 5 ve 6/1. maddelerine aykırılıktan vermiş olup, Avukatlık Kanunu’nun 6. bölümünde belirtilen hususlara aykırılıktan verilmiş bir ceza değildir. TBB Disiplin Kurulunun ilke kararı gereğince, meslek kurallarına aykırılıktan disiplin cezası verilmesi gerektiğinde, alt sınırdan ayrılmayı gerektiren özel nedenler bulunmadıkça, verilecek cezanın temel ceza olarak belirlenmesinde hukuka aykırılık bulunmamaktadır.
Bu sebeplerle şikayetlinin eyleminde, cezanın alt sınırından ayrılmayı gerektirecek bir durumun bulunmadığı anlaşıldığından, İstanbul Barosu Disiplin Kurulunca verilen kararda bir isabetsizlik görülmemiş ve kararın onanması gerekmiştir.
Sonuç olarak; şikayetli avukatın 08.08.2005 tarihli itiraz dilekçesinin süre yönünden reddine, İstanbul Cumhuriyet savcısının itirazın reddi ile, İstanbul Barosu Disiplin Kurulunun uyarma cezası verilmesine ilişkin kararının onanmasına oybirliği ile karar verildi. (¤¤)

Full & Egal Universal Law Academy