Türkiye Barolar Birliği Disiplin Kurulu - 06.06.2022
Karar Dilini Çevir:


(1136 S. K. m. 34, 136) (Türkiye Barolar Birliği Avukatlık Meslek Kuralları m. 3, 4)
E. 2010/645
K. 2011/142
T. 11.03.2011
Şikayetçi, daha önce bir ödeme emri tebliğ edilmemiş olduğu halde, 18.08.2009 tarihli, altında şikayetli avukatların isimleri yazılı ve imzasız “haciz öncesi son uyarı” başlıklı bir yazı gönderildiği, yazıda S. Alışveriş Merkezleri Ltd. Şti.ne borçlu olduğu, yasal takibe rağmen borcun ödenmediği 5 gün içerisinde ödenmemesi halinde nüfus ve ilçe emniyet müdürlüklerinden tespit edilecek adreslerinde haciz yapılarak yediemin deposuna kaldırılacağı, kapının kapalı olması halinde polis-jandarma ve çilingir çağırılarak açtırılacağı, bütün masrafların borcuna ekleneceği, hapsen tazyik davası açılabileceği, hususlarını içeren bir yazının tebliğ edildiği, yazıda bildirilen telefonu aradığında kendisine istemesine rağmen icra dosya no.sunun verilmediği, yanlışlık yapılmış olabileceği ve düzeltileceğinin söylendiği, bürolarına şahsen gittiğinde görüştüğü şikayetli avukatlar Ö.T.A. ve M.S.S.’nin mektubun hataen gönderilmiş olduğunu kabul ettikleri, kendisinin ayrıca bir işlem yapmasına gerek olmadığını söylediklerini, hatanın düzeltileceğini düşünmekte iken bu defa 19.10.2009 tarihli aynı tehditleri taşıyan ikinci bir yazının tebliğ edildiğini, bunun üzerine Şişli 8.İcra Müdürlüğünün 2009/33042 Esas sayılı takip dosyasını bulduğunda 01.08.2009 tarihli ödeme emrinin buldukları işyeri adresine tebliğini talep ettiklerini gördüğünü, hemen orada takibe, faize ve ferilerine itiraz dilekçesini verdiğini, çıkarılmış olan ödeme emrinin çalıştığı avukat bürosuna tebliğ edildiğini, kendisinin böyle bir borcu olmadığını, isim benzerliği sebebiyle şikayetli avukatların kendisinin adreslerini temin ederek hem evine hem işyerine tebligat yaptıklarını, ailesinin haciz endişesi ile tedirgin olduklarını, çalıştığı avukat bürosunda çok küçük bir borcu dahi ödemeyen bir kişi durumuna düştüğünü ileri sürerek şikayetçi olmuş ve bu iddialar ile açılan disiplin kovuşturması sonucunda eylem sabit görülerek Baro Disiplin Kurulu tarafından kınama cezası tayin edilmiştir.
Şikayetli avukatlar ortak savunmalarında, çeşitli müvekkilleri adına 10.000 civarında icra takip dosyasını yürüttüklerini, bu sebeple bu işlerle ilgili personel çalıştırdıklarını, bu personele gerekli eğitimi verip kontrol ettiklerini, ancak böyle bir hatanın da olabileceğini, şikayetçi avukatın adresinin nasıl temin edildiğini bilmediklerini, iki kişinin borçlu olduğu senet sebebiyle küçük miktarlı bir icra takibinin başlatılmış olduğunu, şikayetçinin başvurmasından sonra başkaca bir araştırmaya girmeksizin beyanını doğru kabul ederek takipten feragat edip harcını yatırdıklarını, şikayetçinin telefonla konuştuğunu beyan ettiği personelin böyle bir konuşmanın varlığını inkar etmesine rağmen şikayetçi meslektaşlarına güvenerek personelin işine son verdiklerini, itiraz üzerine hemen 06.11.2009 tarihli dilekçe ile itirazı kabul ederek takibi ortadan kaldırdıklarını, bunun da gösterdikleri özeni ortaya koyduğunu, haciz vs. gibi bir işlem yapılmadığını ve bu sebeple bir zarar doğmadığını bildirmişlerdir.
Şikayetçi avukata gönderilen 18.08.2009 tarihli ve 19.10.2009 tarihli iki adet “haciz öncesi son uyarı” başlıklı yazı ile şikayetçiye hakkındaki icra dosyası da bildirilmeksizin takip konusu borcu ödemediği, beş gün içerisinde ödenmemesi halinde, nüfus ve emniyetten adreslerinin temin edilerek bu adreslere haciz yapılacağı, mallarının yediemin deposuna kaldırılacağı, kapının kapalı olması halinde polis ve çilingir yoluyla kapının açılacağını, mal beyanında bulununcaya kadar hapsen tazyik davası açılacağı bildirilmiştir. Ayrıca, Şişli 8. İcra Müdürlüğünün 2009/33042 Esas sayılı takip dosyasında, ödeme emrinde borçlunun adresi daha önce şikayetçi ile ilgisi olmayan ve takipteki diğer borçlu ile aynı adres olarak gösterildiği halde nasıl elde edildiğini beyan etmedikleri bir biçimde 08.10.2009 tarihli talep ile şikayetçinin iş adresini bildirerek tebligat yapılmasını talep etmişler ve bu talep üzerine şikayetçinin iş adresine tebliğ edilmiştir. Uyarı mektupları ise, yine asıl borçlunun adresinden farklı olarak şikayetçinin ….. adresine gönderilmiştir. Şikayetli avukatların, şikayetçinin 20.10.2009 tarihinde icra dosyasına itirazı ve 22.10.2009 da Baro’ya şikayetinden, şikayet dilekçesinin şikayetli avukatlara 03.09.2009 da tebliğinden sonra, 06.11.2009 da icra dosyasında itirazı kabul ettiklerine ilişkin beyanları gösterdikleri özen ve titizliği değil, yapılan haksız işlemleri fark ettiklerini göstermektedir.
Avukatın üstlendiği işlemin ve dosya miktarının fazla olması, mesleğin özen ve dikkatle yapılmamasının mazereti olamaz. Avukatlık Yasasının 34.maddesi ve Türkiye Barolar Birliği Meslek Kurallarının 3 ve 4.maddelerine göre mesleki çalışmanın kamunun mesleğe güvenini sağlayacak biçimde yapılması ve meslek itibarını zedeleyecek her türlü tutum ve davranıştan kaçınılması zorunludur. Kovuşturma konusu olayda gereken özenin gösterilmediği ve daha da ileri gidilerek “mallarının hacizi ile yediemin deposuna kaldırılacağı, kapının kapalı olması halinde polis ve çilingir yoluyla kapının açılacağı, mal beyanında bulununcaya kadar hapsen tazyik davası açılacağı” sözleriyle şikayetçiye haksız bir şekilde baskı uygulandığı da açıktır.
Kurulumuzun önceki kararlarında da bu tür uygulamaların Avukatlık Yasasının 34 maddesine ve Türkiye Barolar Birliği Meslek Kurallarının 3 ve 4. maddelerine aykırı olduğu kabul edilmiş, Avukatlık Yasasının 136/1.maddesi uyarınca da en az kınama cezası ile cezalandırılması gerektiği kabul edilmiştir.
Bu nedenlerle, Baro Disiplin Kurulunca yapılan değerlendirmede ve tayin edilen disiplin cezasında hukuksal isabetsizlik görülmemiş kararın onanması gerekmiştir.
Sonuç olarak, Şikayetli avukatların itirazlarının reddiyle, Baro Disiplin Kurulunun şikayetli avukatların “Ayrı Ayrı Kınama Ceza İle Cezalandırılmalarına” ilişkin kararının ONANMASINA, oybirliği ile karar verildi. (¤¤)

Full & Egal Universal Law Academy