Türkiye Barolar Birliği Disiplin Kurulu - 06.06.2022
Karar Dilini Çevir:


(1136 S.K. m. 6, 34, 134, 135) (Türkiye Barolar Birliği Meslek Kuralları m. 3)
E. 2008/329
K. 2008/466
T. 28.11.2008 
Şikayetli avukatın Baro tarafından müdafii olarak görevlendirilmesine karşın mazeretsiz olarak duruşmaya girmediği, sanık ile görüşmediği iddiası ile başlatılan disiplin kovuşturması sonucunda Baro Disiplin Kurulunca eylem sabit görülmüş ve uyarma cezası tayin edilmiştir.
Şikayetli avukat soruşturma ve kovuşturma aşamalarında savunma yapmamış, delil de sunmamıştır.
Baro Disiplin Kurulu kararına karşı itirazda bulunan İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı itirazında, Baro Disiplin Kurulunca Avukatlık Yasasının 34.maddesine göre disiplin cezası tayin edilmiş olduğuna göre, 34.maddenin Avukatlık Yasasının 6.bölümünde yer aldığı ve aynı Yasanın 136/1.maddesi gereğince en az kınama cezası tayin edilmesi gerekirken uyarma cezası tayininin usul ve yasaya aykırı olduğu bildirilmiştir.
Dosyanın incelenmesinden, şikayetlinin, İstanbul Barosu tarafından İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesinin 2002/30 Esas sayılı davasının tutuklu sanıklarından B.T.’nin müdafii olarak görevlendirilmesine rağmen, mazeretsiz olarak duruşmalara katılmadığı, ayrıca müdafii olarak tayin edildiği sanıkla hiç irtibat kurmadığı, İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi Başkanlığının 26.09.2006 kayıt tarihli ve İstanbul Barosu CMK Uygulama Servisi sorumlusunun 15.11.2006 tarihli yazısından anlaşılmıştır.
Şikayetli, Baro tarafından kendisine tevdi edilmiş sanık müdafiliği görevini yerine getirmeyerek sanığın yasal hakkı olan avukatı ile birlikte savunma yapmak hakkını engellediği gibi avukat olarak yüklendiği görevi, özen ve doğruluk içinde yerine getirmeyerek, kamunun mesleğe olan güveninin zedelenmesine neden olmuştur.
Şikayetlinin eylemi, Avukatlık Yasasının 34., 134.maddeleri ile Türkiye Barolar Birliği Meslek Kuralları 3. maddesine aykırı olmakla eylem disiplin suçunu oluşturmaktadır. Eylemin disiplin suçunu oluşturduğuna ilişkin Baro Disiplin Kurulu kararında isabetsizlik yok ise de şikayetlinin eyleminin Avukatlık Yasasının 34.maddesine aykırı olması, 34. maddenin Avukatlık Yasasının 6. bölümünde yer alması ve Avukatlık Yasasının 136/1. maddesi hükmü uyarınca şikayetliye, Avukatlık Yasasının 135/2. maddesi gereğince en az kınama cezası tayini gerekirken uyarma cezası tayininde hukuki isabet görülmemiş ve uyarma cezasının kınama cezasına çevrilmesi suretiyle düzeltilerek onanmasına karar vermek gerekmiştir.
Sonuç olarak, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığının itirazının kabulü ile, İstanbul Barosu Disiplin Kurulunun uyarma cezası verilmesine ilişkin kararının kınama cezasına çevrilmesi suretiyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA, yeniden incelemeyi gerektirir bir husus bulunmadığından, Şikayetli Avukat T.K’ın “KINAMA CEZASI İLE CEZALANDIRILMASINA oybirliği ile karar verildi. (¤¤)

Full & Egal Universal Law Academy