Türk Cemaatı İstinaf Mahkemesi Aile Dairesi Numara 7/1973 Dava No / Karar Tarihi 28.12.1973
Karar Dilini Çevir:
Türk Cemaatı İstinaf Mahkemesi Aile Dairesi Numara 7/1973 Dava No / Karar Tarihi 28.12.1973
Numara: 7/1973
Dava No: /
Taraflar: Cemal Süleyman Havuşçu ile Behiye Cemal
Konu: Mahkemenin dava neticeleninceye kadar ara nafakası vermesi
Mahkeme: TCM/aile
Karar Tarihi: 28.12.1973

- T.C.M. İstinaf No. 7/73
(Dava No. 37/73; Baf)
TÜRK CEMAATI İSTİNAF MAHKEMESİ HU-ZURUNDA

Mahkeme Heyeti : M.Necati Münir (Başkan), Ahmed İzzet ve
Şakir S.İlkay
İstinaf eden : Cemal Süleyman Havuşçu, Lârnaka
(Davalı)
- -ile-
Aleyhine istinaf edilen : Behiye Cemal, Aynikola, Baf
(Davacı)
Arasında
İstinaf eden namına : Cebbar Niyazi
Aleyhine istinaf edilen
na-mına : Akın A.Sait tarafından Talât Kürşat.

---------------------------------------------------
Fasıl 339, Türk Aile (Evlenme-Boşanma) Kanunu, Madde 29 (2) -
Mahkemenin dava neticeleninceye kadar ara nafakası vermesi. - Daval-ının haftada £ ll.- almağa devam etmiş olduğu, aksi gösterilinceye kadar karine olarak kabul edilir. Geçen zaman süresinin böyle bir karineyi çürüp çürütmediği ancak o meselenin olguları ışığında tezekkür edilip kararlaştırılır. Takrirlerin Mahkeme Nizamat-ı veya Mahkeme emri tahtında tespit edilen sürede dosyalanması gerekir.

Taraflar Ekim 1972'de Larnaka'da evlendiler ve Mart I973'e kadar beraber yaşadılar. Tarafların takriben 1 yaşında İlteriş isimli bir çocukları
vardır. Ayrı yaşadıkları tarihten itibar-en Davacı, çocuğu ile birlikte Aynikola'da Davalı ise Larnaka da ikamet etmektedir. Bir müddet sonra Davacı Baf Türk Cemaat Mahkemesinde bir dava açarak Davalı ile aralarında geçimsizlik olduğunu ileri sürmüş, boşanma ile kendisi ve çocuğu için nafaka ve d-ava sonuçlanıncaya kadar da ara nafakası talep etmiştir.
19.10.1973 de Davacı Mahkemede hazır bulunmamış, avukatı vasıtası ile temsil edilmiş ve zaptı dava yapılarak Mahkeme ara nafakası olarak Davacı için £ 5.- ve çocuk için £ 3.- ödenmesini ve I5 gün zar-fında müdafaa takririnin dosyalanması için Davalıya izin vermiştir.
Davalı Bidayet Mahkemesinin vermiş olduğu ara nafaka emrinin şayia şahadete dayandığını ileri sürerek istinaf etmiştir.
İstinaf Mahkemesi tarafların argümanlarını dinledikten sonra Bidayet-
Makemesinin kararını şayia şahadete dayandırmadığını, Davalının haftalığının £ 1 I .- olduğu hususunda Davacının verdiği şahadete inandığını, bunun karine olduğunu kabul ederek istinafı reddetmiştir.
---------------------------------

HÜKÜM
M.Neca-ti Münir, Başkan: Bu meselede Mahkemenin hükmünü Sayın Hâkim Şakir S.İlkay verecektir.

Şakir S.İlkay, Hâkim: İşbu istinaf taraflar arasındaki bir boşanma davasında müstenif aleyhine verilen bir ara nafaka emrinden yapılmıştır.

Taraflar, talep takririnden- ve ara nafakası ile ilgili olarak verilen şahadetten göründüğüne göre, Ekim 1972'de Larnaka'da evlenmişler ve Mart 1973'e kadar beraber yaşamışlardır. Tarafların dava tarihinde 6 aylık ve halen takriben bir yaşında İlteriş ısimli bir çocukları vardır. Ayr-ı yaşamağa başladıkları tarihten itibaren aleyhine istinaf edilen (davacı) çocuğu ile birlikte köyü Aynikola'da müstenif (davalı) ise Larnaka'da ikamet etmektedir. Ayrı yaşamağa başlamalarından bir müddet sonra aleyhine istinaf edilen Baf Türk Cemaat Mahke-mesinde bir dava açıp müstenif ile arasında geçimsizlik olduğunu ileri sürerek boşanma ve diğer şeyler meyanında kendisi ve çocuğu için nafaka ve ara nafakası talep etmiştir. Talep takririni muhtevi celbname davalıya 10.8.1973 tarihinde tebliğ edilmiş - ve davanın zaptı davası 19.10.1973 de yapılmıştır.

19.10.1973 tarihinde davacı Mahkemede hazır bulunmamış sadece avukatı tarafından temsil edilmiştir. O gün zaptı dava yapılarak davacının ara nafaka falebi karara bağlanmıŞtır gidayet Mahkaroesi dava -neticeleninceye değin davalının davacı için ayda £ 5.000 ve çocuğu için de £ 3.000 ara nafakası ödemesini emretmiş, mi.ıdafaa takririnin 15 gün zarfında dosyalanması için davalıya izin vermiş ve davayı dinlemek üzere 7.12.1973 tarihine ertelemiştir. Müsten-if Bidayet Mahkemesinin vermiş olduğu ara nafaka emrinden, şayia şahadete dayandığı ve geçerli şahadetle desteklenmediği gerekçesi ile, istinaf etmiş bulunuyor.

Bidayet Mahkemesi huzurundaki yegâne şahadet davacının vermiş olduğu şahadettir. Davacı, şahad-etinde, kendisinin sakat olup çalışamadığını ve ihtiyaçlı durumda bulunduğunu, davalının ekmekçi yanında çalıştığını ve haftada £ 11.000 halen ise, başkalarından işittiğine göre, ayda £ 60.000 almakta olduğunu söylemiş ve ara nafakası olarak kendisi ve çoc-uğu için ayda £ 15.000 talep etmiştır. İstintak esnasında kendisine davalının hastanede yatmakta olduğuna dair sorulan bir soruya cevaben ise davacı şu şekilde cevap vermiştir: "Hastanede kayınvalidem yatır. Kocam yatmaz. Kocam için sormadım, ben hastahane-de yattığını bilmem sizden duyarım."

Bidayet Mahkemesi kararında şöyle demiştir:
"Dinlenen şahadet mucibince davalının ayda £ 60.- aldığı şayia şaha-
dettir. Ancak Mart'ta beraber kaldıkları zaman davacı davalının haftada £ 11.- aldığını biliyordu. Davalı-ya tebligat yapıldı jı halde bugün avukatı vasıtası ile ispatı vücud etmiştir. Davalının hastahanede yattığı veya çalışmadığı hakkında herhangi bir şahadet, doktor raporu ibraz edilmemiştir. Buna göre Mahkeme davalının hasta olarak hastahanede yattığı ve ç-alışmadığı hususunda tatmin edilmiş değildir. Huzurumuzdaki şahadete göre davalının yedi ay önce ayda £ 44.- aldığına dair şahadet mevcuttur. Bu tarihten sonra taraflar ayrı yaşamaktadırlar. Davalının davacı ve çocuğunun nafakasını dava sonuna kadar görmek- mükellefiyeti mevcuttur. Davalı ayda £ 44.- aldığına ve hasta olduğuna dair Mahkemeyi tatmin edemediğine göre işbu dava sonuna kadar davacı
-için £ 5.- ve küçük çocuk için £ 3.- olmak üzere cem'an £ 8.- ara nafakası ödemesinin uygun olacağı kanısındayım."
-
Görüleceği gibi Bidayet Makemesi kararını şayia şahadete istinad ettirmiş değildir. Karar davalının Mart 1973'deki haftalığının £ 11.000 olduğu hususunda davacının verdiği ve Mahkemenin doğru olarak kabul etmiş olduğu şahadete dayanmaktadır. Mahkeme bu şa-hadetin dojruluğuna inanmış olduğuna göre davalının işine ve £ 11.000 haftalığı almağa devam etmiş olduğu aksi gösterilinceye değin, bir karine olarak kabul edilir. Devamlılık karinesi füli bir karine olup zaman uzaklığı nedeni ile kıymetinden kaybedebilir-. Tabüdir ki, herhangi bır meselede, geçen zaman süresinin böyle bir karineyi çürütüp çürütmedıji ancak o meselenin olguları ışığında tezekkür edilip kararlaştırılır. Bu meselede davalının işine devam etmediğine veya £ 11.000 haftalığı almadığına dair herh-angi bir şahadet mevcut olmadığı gibi geçen 7 aylık süre de, kanaatımızca, karıneyi çürütecek kadar uzun bir süre olarak tezekkür edilemez. Binaenaleyh davalının haftada £ 11.000 almakta olduğuna dair bulgu yapmakla Bidayet Mahkemesi doğru hareket etmştir.-
Yukarıda söylenenlerden anlaşılacağı gibi Bidayet Mahkemesinin kararına ve vermiş olduğu ara nafaka emrine müdahale etmemiz için müstenif tarafından ileriye surülen sebepler varid değildir.

Son olarak şunu da belirtmek yerinde olur ki, davalıya 19.10.1-973'de müdafaa takriri dosyalamak için Mahkeme tarafından 15 günlük izin verilmiş ise de istinafın dınlendiği 18.12.1973 tarihine değin müdafaa takriri dosyalanmamıştır. Biz bunun nedenini anlayamadık. Takrirlerin Mahkeme Nizamatı veya Mahkeme emri tahtınd-a tesbit edilen süre zarfında dosyalanması gerektiğine işaret etmekte fayda mülâhaza etmekteyiz.

Netice itibarı ile istinaf reddolunur.
Müstenif aleyhine istinaf edilene istinaf masraflarını ödeyecektir.

- TÜRK CEMAATI İSTİNAF MAHKEMESİ
28 Aralık 1973


Full & Egal Universal Law Academy