Türk Cemaatı İstinaf Mahkemesi Aile Dairesi Numara 4/1973 Dava No / Karar Tarihi 30.11.1973
Karar Dilini Çevir:
Türk Cemaatı İstinaf Mahkemesi Aile Dairesi Numara 4/1973 Dava No / Karar Tarihi 30.11.1973
Numara: 4/1973
Dava No: /
Taraflar: Dr. İsmet Mustafa ile Serpil Reşat
Konu: Nişanın haksız yere bozulması halinde haksız olan tarafın mağdur olana maddi ve manevi tazminat ödemesi -
Mahkeme: TCM/aile
Karar Tarihi: 30.11.1973

- T.C.M. İstinaf No. 4/73
(Dava No. 53/72, Mağusa)

TÜRK CEMAATI İSTİNAF MAHKEMESİ HUZURUNDA
Mahkeme Heyeti : M.Necati- Münir (Reis), Ahmed İzzet ve
Şakir S.İlkay

İstinaf eden : Dr. İsmet Mustafa, Evdim (Davalı)

ile

Aleyhine istinaf edilen : Serpil Reşat, Mağusa (Davacı-)
arasında

İstinaf eden namına : Gürsel E.Kadri

Aleyhine istinaf edilen
namına : Fuat Vezirojlu

-------------------------------------------

Fasıl 339, Madde 5 (2) ve (3) Nişan-ın haksız yere bozulması halinde haksız olan tarafın mağdur olana maddi ve manevi tazminat ödemesi - Tazminat
tesbit edilirken, tarafların evlenme akdinin bozulduğu zamandaki durumlarına göre nazarı itibare alınıp ayarlanmalıdır. Fasıl 339, Madde 5 (2) -(a)'ya göre nişan ile ilgili ve evlenmeyi düŞünerek yapılan masraf kusursuz taraf lehine hükmedilebilir.

Taraflar Mağusalıdırlar. Davacı Ankara İktisadi ve Ticari İlimler Akademisi mezunu, Davalı ise pratisyen hekim olup, Kıbrıs Türk Yönetimi
hizmetinde- Evdim'cle görev yapmaktadır. Davacı talep takririne göre, taraflar üniversite öğrencisi oldukları sırada 25 Şubat 1967 tarihinde davetliler huzurunda nişanlandıklarını, nişanı müteakip Türkiye'de ve Kıbrıs'ta beraber gezip eğlendiklerini, 5 sene müşterek -bir hayat sürdüklerini, Davalının mezuniyetini müteakip Kıbrıs'ta evlenmeye karar verdiklerini, Davalının 1971 Sonbaharında mezun olup Kıbrıs'a geldiğini, Kasım 1971'de Tıp servislerinde doktor olarak çalışmaya başladığını, Evdim'de görevlendirildiğini, an-cak 1971 Aralık ayında ortada herhangi bir muhik bir sebep olmak.5ızın nişan yüzüğünü posta vasıtasıyle Davacıya iade ettiğini, daha .sonra barışmakla beraber Mart 1972'de yine ortada muhik sebep yok iken Davalının nişanı bozduğunu, Davacının nişanlı iken -hayatını ona bağladığını, nişanın bozulmasından şahsiyet ve şöhretinin ciddi olarak yaralandığını, izdivaG yapma imkânının kaybolduğunu, büyük acı ve ızdırap çektiğini iddia ederek, £ 1130.- maddi ve £ 3.000.- manevi zarar ziyan talep etmiştir.

Davalı is-e yazılı müdafaasında Davacının iddialarını reddederek, nişanın bozulmasında Davacının kusur ve kabahatlarının olduğunu, eşya siparişinin ise cmrivaki amacıııı güttüğünü iddia etmiştir. Davayı dinleyen Bidayet Mahkemesi yargıcı Davacıya inanarak onun şahad-etini tatminkâr bulmuş ve nişanın muhik sebebe dayanmadan Davalı tarafından bozulduğuna kanaat getirerek Davacı leyhine £ 237.- maddi ve £ 1.200.- manevi tazminata hükmetmiştir. Davalı verilen bu karar aleyhine istinaf etmiştir.
Türk Cemaati İstinaf Mahkem-esi tarafları dinledikten sonra Bidayet
Mahkemesinin hükmettiği maddi ve manevi tazminat miktarının fahiş olmadığı kanaatına vararak istinafı reddetmiştir.


-----------------------------
HÜKÜM

Aleyhine istinaf edilen (davacı),18 Nisan 1972 tar-ihinde Mağusa'da Türk Cemaat Mahkemesinde dosyaladıjı bir dava ile nişan bozulması için istinaf edenden (davalıdan) maddi ve manevi zarar ve tazminat talep etmektedir.

Taraflar Mağusalıdırlar. Davacı Ankara İktisadi ve Ticari İlimler Akademisi mezunudur v-e Mağusa'da ikamet etmektedir. Davalı ise pratisyen hekim olup Kıbrıs Türk yönetimi hizmetinde Evdim'de görev yapmaktadır.

Davacı, talep takririnde tarafların Ankara'da üniversite öjrencisi olduklarını, 25 Şubat 1967 tarihinde davetliler huzurunda nişanla-ndıklarını ve nişanı gerek Türkiye'de gerekse Kıbrıs'ta ilan ettiklerini, mezkûr nişan ile davacı ile davalının birbirleri ile evlenmeyi vaad ve kabul ettiklerini, nişanı müteakip Türkiye'de ve Kıbrıs'ta daima beraber gezip. eğlendiklerini, 5 sene müşterek- bir hayat sürdüklerini, davalının mezuniyetini müteakip Kıbrıs'a avdet edip evlenmeye karar verdiklerini, fakat bilahare taraflar Kıbrıs a avdet ettikten sonra davalının hekimlik meslejini icraya başladığı zaman evlenmeye karar verdiklerini, davalının 197-1 sonbaharında Tıp Fakültesi'nden mezun olup Kıbrıs'a geldijini, Kasım 1971'de ise Kıbrıs Türk Yönetimi Sağlık Servislerine atandıjını ve Evdim'de görevlendirildiğini, davalının 1971 senesinin Aralık ayında herhangi bir kâfı veya muhik sebep olmaksızın niş-an yüzüğünü posta vasıtası ile davacıya iade ettiğini, daha sonra tarafların barıştıklarını ve en nihayet Mart 1972 tarihinde yıne herhangi muhik veya kâfi sebep olmaksızın davalının nişanı bozduğunu ve davacı ıle evlenmeyi reddettiğini, davacının nişanlıl-ık devresi esnasında davalıya bağlanarak hayatını ve istkbalini davalıya bajladığını, nişanın bozulması sebebi ile davacının şahsiyet ve şöhretinin ciddi veya ağır bir şekilde yaralandığını, izdivaç yapma imkânlarının elinden alındığını ve büyük acı ve ızd-ırap çektiğini iddia etmiş ve £ 1.130.- maddi zarar ve
£ 3.000.- manevi tazmınat talep etmiştir.

Davalı ise dosyaladığı müdafaa takririnde davacının iddialarını reddetmiş ve nişanın bozulmasının davacının kusur ve kabahatlarından dolayı olduğunu, eşya si-parişinin ise emri vaki karşısında bırakılması amacını güttüğünü iddia etmiştir.

Davayı dinleyen Bidayet Makkemesi Hakimi davacıya inanmış ve onun şahadetini tatminkâr bulmuştur. Nişanın muhik bir sebebe dayarımadan davalı tarafından bozulduğu kararına va-ran Bidayet Mahkemesi, davacı leyhine £ 237.- maddi ve £ 1.200.- manevi tazminat ödenmesine hüküm vermiştir.

İstinafın duruşmasında ele alınan istinaf sebepleri şöyledir:

1. "Bidayet Mahkemesi taraflar arasındaki iki nişanlılık süresinin çok uzun sürmesi-ne rağmen evlenme akdinin yapılmasında davacının da kusurlu olduğu neticesine varmamakla hata etmiştir."

İstinaf edenin avukatı davacının erken evlenme teklifi olmadığırıı, nişanlılık devresinin 5 sene gibi uzun bir müddet sürdüğünü, bunun da davacının ha-fif meşrep birisi olduğunu gösterdiğini iddia etmiştir. Şahadet tetkik edildiği zaman görülecektir ki, taraflar daha iptidadan bir evlenme tarihi tesbit etmemişler, zaman be zaman gerek davacının gerekse davalının tahsil durumlarına veya davalının iş durum-una göre, evlenmeyi ertelemişlerdir. Kanaatımızca nişan süresinin uzun sürmesi davacının hafif meşrep olduğunu göstermez. Bilâkis Bidayet Mahkemesinin kabul ettiği şahadetten davalı davacıyı gerek hareketleri ile gerekse davacıya yazdığı uzun ve hisli aşk -mektupları ile bağladığı meydandadır. İstinaf edenin bu istinaf sebebinde mesnet görmüyoruz.

2. Bidayet Mahkemesinin manevi tazminat ile ilgili kararı hiç bir olguya dayanmadıği ve şahadetle desteklenmediji için hatalıdır. Ayrıca kesilen miktar da münasip- tazminat olmayıp aşırı derecede yüksek tazminattır."

İstinaf edenin avukatı tazminat tesbit edilirken, tarafların nişanlandıkları zamandaki durumun nazarı itibara alınmasının doğru olacağını ve o zamanda tarafların her'ikisi de talebe oldukları için hükm-edilen tazminatın fahiş olduğunu iddia etmiştir. Bu iddia herhangi bir kanuna veya içtihat kararına istinad ettirilmiş değildir. Kanaatımızca tazminat tesbit edilirken, tarafların evlenme akdinin bozulduğu zamandaki durumlarına göre, yani davacının Ankara -Iktisadi ve Ticari İlimler Akademisi mezunu, davalınin ise bir hekim olduğu nazarı itibara alınarak ayarlanmalıdır.

Keza istinaf edenin avukatı hükmedilen taminatın makul veya münasip olmayıp fahiş olduğunu iddia etmiştir. Kanaatımızca bu iddia da yanlışt-ır. Bidayet Mahkemesinin manevi tazminata hükmederken, hangi faktörleri nazarı itibara aldığı tutanakların aşağıda iktibas edilen kısmından görülmektedir.

"Bu davada inanılan şahadete göre davacı 5 sene uzun müddet evlenmek ümidiyle fakülteye ilk girdiği -günden beri yine talebe olan ve iyi bir istikbal sahibi olacağını ümit ettiği davalıya bağlanmış, en iyi zamanlarını onunla birlikte geçirmiş, her yerde beraber görünmüş, gezmişler, eğlenmişler ve Kıbrıs'a geldikten sonra yuva kurmaya gayret etmiş, davalın-ın isteklerini yerine getirmiş, herkes tarafından ideal bir çift olarak görülmüş ve davalı mezun olup doktor olduğu zaman davranışlarında dejişiklik olduğu halde yine de evlenmeleri hususunda gayret göstermiş ve bütün benliği ile davalıya bağlanmıştır.

An-cak nişanın davalı tarafından haksız yere bozulması karşısında davacı büyük darbeye uğramış bu darbe onun için yıkıcı olmuştur. Nişanın bozulmasıyla tesiri her yerde kendini göstermiş, namuslu ve dürüst bir insan olarak evlenme şansını yitirmiş ve manevi b-akımdan acı ve ızdırapara garkolmuş parlak istikbali olan bir doktorla evlilik şansını yitirmiş ve böylece şahıs ve şerefi fahiş bir surette zarara uğramıştır."

İstinaf edenin avukatı aynı zamanda Bidayet Mahkemesi tazminatı tesbit ederken, şayia şahadete- de kıymet verdiğini iddia etmiştir. Bidayet Makkemesi yukarıda iktibas edilen pasajdan hemen sonra şöyle demektedir:
"Aralarında cinsi münasebet olmamasına rağmen herkes tarafından uzun yıllar beraber olmaları dedikodulara de sebep olmuş ve hatta kendiler-ine karı koca gözü ile bakılmıştır."

İstinaf edenin avukatının iddia ettiği gibi bu kanaatin şayia (hearsay) şahadete istinad ettirildiği görülmektedir. Fakat buna rağmen, davanın bütün ahval ve şeraiti göz önünde tutulduğunda hükmedilen £ 1.200.- manevi -tazminatın müdahalemizi gerektirecek derecede fahiş olmadığı kanaatındayız.
"3.Bidayet Mahkemesinin kesmiş olduğu maddi tazminat münasip bir tazminat olmadığı için hatalıdır.
Fasıl 339, madde 5, maddi zarar hakkında şöyle demektedir:

"5. (1) .....

(2) (-a) If a party to a betrothal, without just and sufficient reasorı, breaks his promise to marry, or if the betrothal is dissolved for some reason for which such party is responsible, such party shall be liable to pay to the other party and to the parents of- such other party or to any third party who had acted in loco parentis for such other party in connection with the betrothal any expenses incurred by such other party, parents or third party regarding preparations made in good faith in connection with the -betrothal and in contemplation of the marriage.

(b) ....

Bu maddeye göre nişan ile ilgili ve evlenmeyi düşünerek hüsnüniyetle- yapılan masraf kusursuz tarafa hükmedilebilir. İstinaf edenin avukatı bu istinaf sebebini ileri sürerken deha ziyade davacının £ 80.- ya İngiltere'den getirttiği gelinlik üzerinde durmuş ve bunun fahiş olduğunu ve nazarı itibara alınmaması gerektiğini idd-ia etmiştir. Fakat Bidayet Mahkemesi 5.46'da belirttiğine göre gelinliğin İngiltere'den getirilmesini davalı istemiştir. Aynı tazminat hakkında Bidayet Mahkemesinin £ 237.- ya nasıl vasıl olduğu pek sarih değilse de bu miktarın değiştirilmesine dair istina-f edenin avukatı tarafından ikna edilemedik.

Netice itibarıyla istinaf reddolunur. İstinaf masraflarını istinaf eden ödeyecektir.

Türk Cemaatı İstinaf Mahkemesi

30 Kasım 1973


Full & Egal Universal Law Academy