Türk Cemaatı İstinaf Mahkemesi Aile Dairesi Numara 4/1968 Dava No / Karar Tarihi 08.02.1969
Karar Dilini Çevir:
Türk Cemaatı İstinaf Mahkemesi Aile Dairesi Numara 4/1968 Dava No / Karar Tarihi 08.02.1969
Numara: 4/1968
Dava No: /
Taraflar: Halil A. İsmail Sabbar ile Mehmet A.İsmail Sabbar
Konu: Mahkemenin bu yasa yürürlüğe girmeden evvel Şeriat Yasalarına göre yapılan evliliklerin geçerli olmalarına karar vermesi -Sivil Mahkeme Nizamları (Civil Procedure Rules) - Madde 9 Nizam 10. – İlgili şahsı taraf olarak ekleme yetkisi - Tesbit kararı (Declaratory Judgement) - Muteber bir evlilik yapıldığına ilişkin tespit kararı talebi.
Mahkeme: TCM/aile
Karar Tarihi: 08.02.1969

- T.C.M. İstinaf No: 4/68
(T.C.M. Dava No: 6/68)

TÜRK CEMAATI İSTİNAF MAHKEMESİ HUZURUNDA

Türk Aile (Evlenme v-e Boşanma) Kanunu, Fasıl 339, Madde 12 ve 52 tahtında

ve

Leymosunlu Ahmet Ismail Sabbar ile Fezile Hüseyin Köse hakkında.

İstinaf eden : Halil Ahmet İsmail Sabbar, Leymosun
(Müstedi)

- ile

Aleyhine istinaf edilen : Mehmet A.İsmail Sabbar, Leymosun
(Müstedaaleyh)

İstinaf eden namına : Ekrem Y.Avcıoğlu - Avukat

Aleyhine istinaf edilen
namına :- Ali Dana, Avukat

_________________________________________________________________

Türk Aile (Evlenme - Boşanma) Kanunu, Fasıl 339, Madde 12 - Mahkemenin
bu yasa yürürlüğe girmeden evvel Şeriat Yasalarına göre yapılan evlilik-
leriıı geçerli olmalarına -karar vermesi; Madde 52. Bu yasanın yürürlüğe
girmesinden evvel yapılan evlenmeler bu yasaya göre yapılmış sayılır.

Sivil Mahkeme Nizamları (Civil Procedure Rules) - Madde 9 Nizam 10.
Mahkeme, taratfarın müracaatı olması veya olmaması halinde ilgili şahs-ı müstedi veya müstedaaleyh olarak ekleme yetkisine sahiptir. Bir tesbit kararı verileceğinde herhangi bir şahıs veya şahısların haklarına herhangi bir şekilde tesir edecekse, bu gibi şahıs veya şahısların istida veya davada taraf olarak gösterilmeleri şar-ttır. Bunda Mahkemenin takdir hakkı vardır.

Tesbit kararı (Declaratory Judgement) - Ayrıca bkz. Şeriye Kanunlarına göre
muteber bir evlilik yapıldığına ilişkin tespit kararı talebi.


Müstedi 14.3.1968'de yaptığı bir istida ile Limasol Türk Cemaat
Ma-hkemesi'nden 1928 yılında annesi ile babasının zamanın Şeriye Ka-
nunları altında evlendiklerini ve buna göre akdolunan nikâhın geçerli
olması ve kendisinin de bu evlilikten doğduğuna dair Mahkemeden bir
tesbit kararı (Declaratory Judgement)- istedi. Müstedaaleyh buna itiraz
etti. İstidanın dinlenmesinde Camii Cedit Mahallesi muhtarı, müsteda-
aleyhten maada, ölen oğlu Salih'in de iki çocunı olduğunu söyledi. Bu
şahadete göre, müstedaaleyh avukatı istidanın veraset bakımından i-ki
çocuğu da ilgilendirdiğinden haklarının korunması için istidada taraf
olarak gösterilmelerini ve halen Mahkemede olmadıkları için istidanın
reddini istedi.
Müstedi avukatı mevcut nizamlara göre Matıkemenin herhangi
Bir safhada ilgili şah-ısları istidaya ekleme yetkisi olduğunu ileri sürdü.
Mahkeme kararında şahadete göre bu durumun varisleri ilgilendirdiğinden is-
tidada taraf olmaları ve haberdar edilmeleri gerektiğinden talebi reddetti.

Müstedi bu karara karşı istinaf etti. Türk Cemaat -İstinaf Mahkemesi tesbit kararı verilmesinden evvel mütezarrır olacak bütün şahısların taraf olarak istidada yer almalarının şart olduğuna ve buna göre yargıcın istidayı reddetmesinin hatalı olmadığına karar verdi.

- -------------------------------

HÜKÜM

Müstedi,14.3.1968 tarihli bir istida ile limasol Türk Cemaat Mahkemesine müracat ederek aşağıdaki talepte bulundu:

(a) 1928 yılı esnasında babası Limasollu merhum Ahmet İsmail Sabbar ile annesi- Limasollu merhume Fezile Hüseyin Köse arasında zamanın Şeriye Kanunları tahtinde aktolunan evlenmenın muteber addolunması ve kendisinin bu evliliğin mahsulü olduğuna dair bir Mahkeme beyanı;

(b) İstidanın masrafları.

Müstedi istidasına ilişik olar-ak dosyaladığı 14 Mart 1968 tarihli yemin
takririnde babasının İsmail Sabbar olduğunu ve annesinin de Fezile Hüseyin Köse olduğunu ileri sürdü. Buna ilâveten babası ile annesinin 1928 yılında zamanın Şeriye Kanunlarına göre evlenmiş olduklarını mamafih, bu- hususta herhangi bır kayıt tutulmadığını beyan etti. Buna ilâveten kendisinin 6 Mart 1930 tarihinde doğduğunu ve annesinin kendisi doğduktan 5 ay sonra öldüğünü ve öldüğü tarihe kadar babası ile karı koca olarak yaşadıklarını beyan etti. Babasının 21 Ocak- 1967 tarihinde öldüğünü ve öldüğü tarihe kadar kendisine öz evladı olarak muamele ettiğini beyan etti.

Müstedaaleyh 16 Nisan 1968'de dosyaladığı bir itirazname ile müstedi-
nin istidasına itiraz edeceğini ihbar eyledi. Müstedaaleyh itiraznameye ilişik
ol-arak dosyaladığı yemin varakasında, kendisinin Ahmet Ismail Sebbar'ın oğlu
olduğunu beyan eyledi. Buna ilaveten müstedinin annesinin yani Fezile Hü-
seyin Köse nın mûteveffa Ahmet İsmail Sabbar ile kanunen evlendiğini in-
kâr eyledi. Aynı zamanda müstedini-n Ahmet İsmail Sabbar'ın evlâdı veya
kanuni evladı veya varisi olduğuna dair yapılan iddiaların doğru olmadığını
beyan eyledi.

İstidanın duruşması 8 Mayıs 1968'de Limasol Türk Cemaat Mahkeme-
sinde başladı. Müstedi tarafından çağrılan Limasol Camü Cedid.M-ahallesi
muhtarı Halim Mehmet, Mahkemede şahadet verirken müteveffa Ahmet İs-
mail Sabbar'ın Müstedi ile müstedaaleyhten mada, kendisinden evvel ölen
oğlu Salih'in iki çocuğunun da varis olduğunu beyan eyledi. Verilen bu şa-
hadet üzerine müstedaaleyhin av-ukatı, istidada Mahkemeden talep edilen
emir diğer iki varisi de pek yakından ve en önemli derecede alâkadar etti-
ğinden ve onların haklarına ciddi surette tesir edeceğinden, diğer iki varisin
de istidada taraf olarak gösterilmeleri icab ettiğini ileri -sürdü ve bütün alâka-
dar taraflar Mahkemede olmadıklarından istidanın daha ileri götürülmesinin
mümkün olmadığını ileri sürdü. Bundan dolayı istidanın reddini ve masrafları talep etti. Diğer taraftan müstedinin avukatı diğer varislerin ithal edilme- - mesi halinde dahi, müstedinin bu istidayı devam ettirip bir karara varması
kanunen mahzurlu olmadığını ileri sürdü. Buna ilaveten diğer iki varis husu-
sunun müstedaaleyhin itiraznamesinde veya yemin varakasında belirtilme-
diğini ve mevcut Mahke-me Nizamlarına göre istidanın devam edebileceği
kanaatinde olduğunu çünkü böyle bir meselede daima Mahkemenin herhangi
bir safhada müstedaaleyhin değiştirilmesi veya başkasının da eklenmesi hu-
susunda emir verebildiğini ileri sürdü.

Mahkeme prosedür b-akımından yapılan iddiaları dinledikten sonra şu
kararı vermiştir:

"'Müstedi istidasında ünvan olarak, `Leymosunlu Ahmet İsmil Sabbar
il Fezile Hüseyin Köse hakkında' başlığını koymuş ve istidanın bir suretini
ye Leymosunlu Mehmet A.İsmail e tebliğ etm-iştir. Müstedi yemin varakasında
alnız babası ile annesi arasındaki nikâh hususundan bahsetmiş ve babası-
nın daha evvelki evliliği ile çocuklarından bahsetmemiştir. İstidanın istimaı
esnasında şahadet veren muhtar Halim Mehmet bey müteveffa Ahmet İs-
mail- Sabbar'ın varislerinin kim olduklarını belirtmiştir. Bunun üzerine itiraz-
da bulunularak verilecek emirlerin bütün varislerin haklarına tesir edeceği
ğihetle hepsinin de bu istidada müstedaaleyh olarak ünvanda gösterilmeleri
erektiğini ve bu yapılmadığı -için de istidanın reddini taleb etmiştir. Müstedi
avukatı cevaben istidanın olduğu şekilde ileri gidebileceği iddiasında bulun-
muş ve daha sonra Mahkeme istediği takdirde istidanın ünvanının tadili için
herhangi bir safhada emir verebileceğini beyan etmiş-se de, böyle bir müra-
caatta bulun Şamıştır. Mahkeme bu hususta yapılan itirazın haklı olduğu ka-
naatına varmı tır. Müstedinin talebi üzerine verılecek bir emir müteveffa Ah-
met İsmail Sabbar'ın bütün varislerini ilgilendirdiği cihetle hepsinin bu isti--
dada da taraf olmaları veya istidadan haberdar edilmeleri gerekirdi. Binae-
naleyh, işbu istidanın ileri gitmesi imkânsızdır. Tadilât müracaatı olsa bile ,
tatbiki, istidanın yeniden dınlenmesini gerektirece i cihetle işbu istida red-
dolunur. Müstedı a-rzu ettiği takdirde ilgıli bütün ta âfları taraf olarak gösie-
ren yeni bir istida yapabilir ve işbu istidanın masrafı müstedi tarafından öde-
necektir. '

Müstedinin istidası Türk Aile (Evlenme ve Boşanma) Kanunu, Fasıl 339,
Madde 16 ve 52 ye dayanmaktadı-r. Madde 16 aynen şöyledir:

"16. Where the court is satisfied that a marriage has been validly cont-
racted under the Sheri Law before the coming into operation of this Law the
Court may for the removal of doubts declare that such marriage shall by virtue- of section 52 be deemed to have been contracted and solemnized under this Law."


Kanaatimizce bu istinafta karar verilecek birinci husus tesbit kararı
-(declaratoy judgment) istenilen hallerde bütün ilgili şahısların istida da taraf olarak yer alması şart mıdır, değilmidir? Kanaatimizce bir tesbit kararının (dec-
-laratory judgment) verilmesi herhangi bir şahıs veya şahısların haklarına her-
hangi bir şekilde tesir edecekse, bu gibi şahıs veya şahısların istidada veya
davada taraf olarak gösterilmeleri şarttır. Bu hususta House of Lords, Lon-
-don Passenger Transport Board v.Moscrop, (1942)A.C.345 (1942) 1 All. E.R.p.104)de şunları söyledi:
-
"I also think it desirable to mention the point as to parties in cases whe-
re a declaration is sought. The present appellants were been not directly
thought to be an advantage to them to submit to the declaration; but, on the
other hand, the persons r-eally interested were not before the Court, for not
a single member of the Transport Union was, nor was that union itself, joi-
-ned as a defendant in the actıon. It is true that in their absence they were
not strictly bound by the declaration, but the courts have always recognized
that persons interested are or may be indirectly prejudiced by a declaration
made by the court in thei-r absence, and that, except in very special circums-
tances, all presons interested should be made parties, whether by represen-
tation orders or otherwise it might, before a declaration by its terms affec-
ting their rights is made."

Bu istidada merhum A-hmet İsmail Sabbar ile Merhume Fezile Hüseyin
Köse arasında Şeriye Kanunları tahtinde bir evlenmenin aktolunduğuna da-
ir ve müstedinin bu evliliğin mahsulü olduğuna dair bir tesbit kararı (decla-
ratory judgment) talep edilmektedir. Eğer evli olduğu iddia- edilen şahıslar
sağ olmuş olsaydı, bu iki şahsın Mahkemede taraf olarak yer alması icab
ederdi. Çünkü tesbit kararının verilmesi yalnız bu iki şahsın haklarını ilgilen-
dirirdi. Bu istidada ise, evlendikleri iddia olunan her iki şahıs da ölüdür. Bun-
dan -dolayı böyle bir evliliğin aktolunduğu hususunda herhangi bir tesbit ka-
rarı verildığinde evli oldukları iddia olunan şahısların bütün varislerini direkt
olarak ilgilendirir. Çünkü iddia olunan evliliğin aktolunduğu kabul edilir ve
bu hususta herhangi bir- tesbit kararı verilirse, bu evlilikten doğan çocuk va-
ris olarak addolunacağından, diğer varislerin haklarına zarar getirecektir. Bun-
dan dolayı evliliğin aktolunduğunu beyan eden bir tesbit kararı (declaratory
judgment) verilmezden evvel mütezarrır ola-bilecek olan bütün şahısların ya-
ni bütün varislerin taraf olarak istida veya davada yer alması şarttır.

Bu istinafta karar verilmesi icab eden ikinci husus da taraf olarak istida-
da yer alması icab eden şahıslar taraf olarak istidada yer almazsa ve bu -hu-
sus Mahkemenin malûmatına getirilirse, Mahkeme Civil Procedure Rules,
0.9 r.10 tahtinde hareket ederek kendiliğinden herhangi bir müracaat yapıl-
maksızın, ilgili şahsın taraf olarak istidaya eklenmesi için emir vermesi mec-
buri midir, değil midir?

K-anaatimizce Civil Procedure Rules, 0.9 r.10 tahtinde Mahkemenin, ta-
raflardan herhangi birinin müracaatı olsun veya olmasın, taraf olarak yer alması icab eden herhangi bir şahsı veya şahısları müddei veya müddeaaleyh olarak eklemeye hak ve salâhiyeti vard-ır. Mamafih, bütün ilgili şahısların taraf olarak gösterilmediği hallerde, Mahkeme, kendiliğinden taraflardan herhangi birinın herhangi bir müracaatı olmaksızın, taraf olarak yer alması icab eden şahısları müddei veya müddeaaleyh olarak eklemek mecburiyeti-nde değildir ve bu ancak çok müstesna hallerde yapılır ve bu husus da Mahkemenin takdirine bırakılmıştır.

Kanaatimizce işbu istidada müstedinin avukatı ile ilgili şahsın taraf ola-
rak eklenmesi icin Civil Procedure Rule 0.9 r.10 tahtinde Mahkemeye
müraca-at yapılabilirdı, fakat şu veya bu sebepten dolayı müstedinin avukatı
bunu yapmamakta ısrar etti ve istidasının diğer ilgili şahısların istidaya taraf
olarak eklenmeden, ileri gidebileceğini iddia ve ısrar etti.
Yukarıda belirttiğimiz gibi istidada taraf o-lmayan diğer iki varisin taraf
olması şart olduğundan, Mahkeme haklı olarak müstedinın istidasını reddet-
miştir. Bundan dolayı işbu istinaf reddoiunur, istinaf edenin istinaf masrafla-
rını ödemesi de emrolunur.
Türk Cemaatı İstinaf Mahkemesi

8.2.1969



Full & Egal Universal Law Academy