Türk Cemaatı İstinaf Mahkemesi Aile Dairesi Numara 3/1973 Dava No / Karar Tarihi 04.05.1974
Karar Dilini Çevir:
Türk Cemaatı İstinaf Mahkemesi Aile Dairesi Numara 3/1973 Dava No / Karar Tarihi 04.05.1974
Numara: 3/1973
Dava No: /
Taraflar: H.Vasfi Velettin ile Fetine Hüseyin
Konu: Geçimsizlikten boşanma - Yasanın uygulanması - Boşanma ve ayrılık davalarında davanın davacının mutat ikametgâhında açılması -1960 Kıbrıs Cumhuriyeti Anayasası Madde 2, fıkra (2), Türk Cemaati teriminin anlamı.
Mahkeme: TCM/aile
Karar Tarihi: 04.05.1974

- T.C.M. İstinaf No. 3/73
(Dava No. 64/71; Limasol)
TÜRK CEMAATI İSTİNAF MAHKEMESİ HUZU-RUNDA
Mahkeme Heyeti : M.Necati Münir (Reis), Ahmed İzzet ve
Şakir S.İlkay
İstinaf eden : H.Vasfi Vplettin. Lefkoşa (davacı)
ile
Aleyhine i-stinaf edilen : Fetine Hüseyin, Londra
(Davalı)
Arasında
İstinaf eden namına : Menteş Aziz
Aleyhine istinaf edilen
namına : A.M.Berberoğlu
- -------------------------------------------
Türk Aile (Evlenme-Boşanma) Kanunu - Fasıl 339, Madde 26 (t
Geçimsizlikten boşanma. Madde 3 Yasanın uygulanması. Madde 29 - Boşanma ve ayrılık davalarında davanın da-vacının mutat ikametgâhında açılması.
1960 Kıbrıs Cumhuriyeti Anayasası Madde 2, fıkra (2), Türk Cemaati teriminin anlamı.
1960 Kıbrıs Cumhuriyeti Anayasası, Madde 198, fıkra (I) Kıbrıs Cumhuriyeti vatandaşlığının tesis aııtlaşmasının D eki hükümlerine ta-bi olması.
8/60 Türk Cemaat Meclisi Adliye TeŞkilât Kanunu, Madde l Ahvali
Şahsiye ve Dini konulurın Davalarına Türk Cnmaat Mahkemelerinin bakması. Madde 3 - Ti.irk Cemaat Malıkenıeleri, Türk Cemaat mensuplarının davalarına bakar ve kaıara bağlar. Tesis An-laşması (D) eki, I madde 1 mutat ikametgâhın Kıbııs adasında olması halinde Kıbrıs Cumhuriyeti tabiyetinin mevcut şartlarla iktisabı.
Davacının bu davayı Türk Cemaat Mahkemesinde açabilmesi için davayı açtığı tarihte Kıbrıs'ta "mutad olarak ikamet" (ordina-ry resident)
etmiş olması lâzımdır. Gerek mukim (Resident) ve gerekse "mutad mukim"
(ordinary resident) kelimeleri aynı manayı ifade ederler.
Resident ve ordinary resident kelimeleri arasında hiçbir fark olmadığı prensibi boşanma davalarına da şamildir. Bi-r kimse bir yere orada daimi olmasa bile hiç olmazsa belli olmayan bir süre için, yerleşmek ve evini kurmak niyeti ile gitmiş ise o tarihten itibaren orada mukim addolunur.
Şahısların Kıbrıs vatandaşı olabilecekleri Tesis Antlamasının (D) ekinin 2. paragra-fında izah edilmektedir. .
Davacı 1948 yılında, Davalı ise 1951 yılında Londra'da yerleştiler.
21.2.1953 tarihinde Londra'da evlenip aile yuvasını orada kurdular. Tarafların bu evlilikten 4 çocukları oldu. Davacı davayı açtığında Lefkoşa'da ikamet ediyord-u. Davacı 31.7.1971'de Lefkoşa-Mağusa-Girne Türk Cemaat Mahkemesi'nde açtığı bir davada Davalının kusurları yüzünden aralarında şiddetli geçimsizlik başladığını ve evliliğin artık tahammül edilmez hale geldiğini iddia ederek, boşanına ve çoeukların velâyet-ini talep etmiştir.
Davalı ise iptidai itirazda bulunarak İngiliz vatandaşı olduklarını, İngiltere'de evlenip orada ikamet ettiklerini, boşanma sebebinin Londra'da meydana geldiğini ve davacının iddialarını reddetmiştir.
Bidayet Mahkemesi iptidai itirûzı i-ncelemiş ve davalı tarafından yapılan beyanları inceledikten sonra iptidai itirazı ve davanın esasını dinledikten sonra davacının davalıdan daha çok kusurlu olduğuna ve geçimsizliğin evlilik birliğini kökünden sarsacak mahiyette olmadığına kanaat getirerek- reddetmiştir.
Davacı bu karardan istinaf etmiş, Türk Cemaatı İstinaf Mahkemesi ise davacının, davayı açtığı tarihte yerleşmek niyeti ile Kıbrıs'ta bulunduğu
ve neticede Kıbrıs'ta mukim olduğu neticesine varmıştır. Ancak iptidai
itirazın ikinci hususu olan- ve tarafların Kıbrıs vatandaşları olmadıkları
iddiasını da tezekkür eden İstinaf Mahkemesi tarafların 1960 Haziranında
8 hafta Kıbrıs'ta kalma(arına rağmen yerleşme niyeti ile kalmadıklarına göre, Tesis Andlaşması'nın 2. maddesine göre "mutad mukim" vasf-ını haiz olmadıklarından Kıbrıs Cumhuriyeti vatandaşı ve dolayısıyla Kıbrıs Türk Cemaat mensubu olmadıklarına ve Bidayet Mahkemesinin bu davaya bakma yetkisi olmadığına karar vererek verilen kararı iptal etmiştir.
------------------------------------- -
HÜKÜM

İstinaf eden (davacı) 1948 yılında, aleyhine istinaf edilen (davalı) ise 1951 yılında Londra'da yerleştiler ve 21 Şubat 1953 tarihinde Londra'da evlenip aile yuvalarını orada kurdular. Tarafların evlilikten 4 çocukları olmuştur: Şazi Huseyin -17, Velettin Hüseyin 15, Şehnaz Hüseyin 8 ve Raif Hüseyin 6 yaşında. Davacı Londra'da garsonluk, davalı ise terzilik yapmakta idi. Karı koca müşterek sahibi bulundukları 101 Powerscroft Road, Londra E.5 adresindeki evde ikamet etmekte idiler, fakat davayı- açtığı zaman davacı Lefkoşa'da kalmakta idi.

Davacı 31 Temmuz 1971 tarihinde Lefkoşa-Mağusa-Girne Mahkemesinde açtığı bir dava ile davalının kusurları yüzünden taraflar arasında şiddetli geçimsizlik baş gösterdiğini, mezkûr geçimsizliğin zamanla artarak -aile bağlarını kökünden sarstıjını ve birlikte yaşamanın imkânsız ve tahammül edilemez hale geldiğini iddia etmiştir. Davacı, davalının kusurlarını şöyle sıralamıştır:
a) Karılık görevini ifadan kaçınmak;
b) Davacıya kötü muamelede bulunmak;
c) Davacıya ha-karet etmek;
ç) Davacıyı evden kovmak;
d) Davacının arzu ve müsaadesi hilafına uzun müddet aile yuvasından uzakta kalmak.

Davacı keza davalının yukarıda zikredilen kusurları yüzünden taraflar arasında sık sık kavga çıktığını ve takriben Mart 1971 tarihind-en itibaren aynı evde fakat ayrı odalarda küs olarak yaşadıklarını iddia ederek boşanma talep etmiş ve çocukların velâyetinin kendisine verilmesini istemiştir.

Davalı müdafaasında iptidaî itiraz olarak tarafların İngiliz vatandaşı olduklarını, İngiltere'd-e evlenip orada ikamet ettiklerini ve bütün boşanma sebeblerinin Londra'da vuku bulduğunu iddia etmiştir. İptidaî itirazına halel gelmeksizin, davalı davacının bütün iddialarını ve taleplerini reddetmiştir.
Bidayet Mahkemesi ilkirı iptidai itirazı tezekkür- etmiştir. Davalı tarafı (i) davanın açıldığı tarihte davacının Kıbrıs'ta mukim olmadığını ve bu sebepten Mahkemenin davaya bakma yetkisi bulunmadıjını ve (ü) tarafların Kıbrıs Cumhuriyeti vatandaşı olmadıkları cihetle Kıbrıs Türk Cemaatı mensubu sayılamay-acaklarını iddia etmiştir. Taraflar iptidaî itiraz ile ilgili olguları müşterek bir beyanla Mahkemeye sunmuşlar ve Mahkeme sunulan olgular ışığında iptidaî itirazı tezekkür edip reddetmiştir.
Bidayet Mahkemesi davayı dinledikten sonra taraflar arasındaki g-eçimsizlikle ilgıli olarak davacının davalıdan daha fazla kusuru bulunduğu ve ilâveten de mevzu bahis geçimsizlijin evlilik birliğini kökünden sarsacak mahiyette olmadığı kanaatına vararak davacının taleplerini reddetmiştir.
Davacı bu karardan istinat eder-ek Bidayet Mahkemesinin bazı olgular hususunda yapmış olduğu dejerlendirmenin ve bu olgular üzerinde vardığı kanuni neticelerin yanlış olduğunu iddia etmiştir. Davalı ise mukabil bir istinaf dosyalayarak Bidayet Mahkemesinin yetki hususunda verdiği kararın- hatalı olduğunu iddia etmiştir

İlk olarak yetki ile ilgili mukabil istinafı ele almayı uygun gördük.

Tarafların Mahkemeye müşterek beyanla sundukları olgulara göre, taraflar Kıbrıs doğumlu olup Türk ve Müslıimandırlar. Gerek davacı gerekse davalı İngili-z vatandaşıdır ve U.K. pasaportları vardır. 1954 yılında taraflar birlikte Kıbrıs'ı ziyaret ettiler ve dört hafta Kıbrıs'ta kaldılar.1960 Haziranında taraflar yine Kıbrıs'a geldiler ve 8 hafta beraber Kıbrıs'ta kaldılar.1967 yılının Aralık ayında davacı ya-lnız olarak Kıbrıs'a geldi. 8-10 hafta Kıbrıs'ta kaldıktan sonra tekrar Londra'ya döndü.1968 yılının yazında davacı yine yalnız olarak Kıbrıs'a geldi ve 2 hafta kaldıktan sonra yine Londra'ya döndü.1970 yılında davacı ve davalı, dört çocukları ile birlikte-, Kıbrıs'a geldiler ve 8 hafta kadar Kıbrıs'ta kaldılar. Davacı 23 Temmuz 1971'de tekrar Kıbrıs'a geldi, 31 Temmuz 1971'de bu davayı açtı ve 17 Ajustos 1971'de Kıbrıs'tan ayrıldı. İngiltere'ye döndükten iki hafta sonra davacı tekrar Kıbtıs'a geldi ve o zam-andan bu yana Kıbrıs'tadır.

Gerek davacı, gerekse davalı 5 Kasım 1914 tarihinden sonra Kıbrıs'ta doğmuşlardır.

Davalının iptidaî itiraz ile ilgili ileriye sürmüş olduğu birinci husus, davacının, dava tarihinde, Kıbrıs'ta mukim olmadıjı ve binaenaleyh Mah-kemenin davaya bakma yetkisi bulunmadığı hususudur.

Fasıl 339, Türk Aile (Evlenme ve Boşanma) Kanunu'nun 3. maddesi
şöyledir:

"3. This Law shall apply to all cases in which at least one of the parties to any matter dealt with in this Law is a -Turk resident in Cyprus professing the moslem faith, and to no other cases."

Aynı kanunun 29. maddesi de şöyledir:

"29. Proceedings for divorce or judicial separation shall be instituted
before the Court where the claimant ordinarily resides and the Cour-t may,
pending the proceedings, make such order with regard to the lodging and
maintenance of the wife and the custody of the children as to the Court may seem fit."

Yukarıdaki maddelerden görüleceği gibi, davacının bu davayı Türk Cemaat Mahkeniesi huzuru-nda açabilmesi için, davayı açtığı tarihte Kıbrıs'ta "ikame"le ilgili Mahkemenin bölgevi yetkisi dahilinde "mutad olarak ikâmet" etmiş olması lazımdır. Talep takririnin 1. paragrafında davacının Lefkoşa'da ikamet ettiği iddia edilmiş, müdafaa takririnde is-e davacının Londra'da ikâmet ettiği ve davayı açmak için Lefkoşa'ya geldiği ileri sürülmüştür.

-Gerek "mukim" (resident), gerekse "mutad mukim" (ordinarily resident) kelimelerinin teknik kelimeler olmadıkları ve bu tabirlerin aynı manayı ifade ettikleri ve bunlara kendi alelâde manaları verilmesi gerektiği bir çok davalarda ifade edilmiştir.
-
"Ordinarily resident" kelimeleri "Levene v. Commissioners of Inland Revenue (1928) A.C. 217 davasında sayfa 225'te Vincount Cave tarafından şöyle tarif edilmektedir:

"... and I think that it connotes residence in a place with some degree
of continuity an-d apart from accidental or temporary absences. So understood the expression differs little in meaning from the word "residence" as used in the Acts..."

Macrae v. Macrae -(1949) P.397 davasında ise Somervell L.J., sayfa 403'te şöyle demiştir:

"Ordinary residence can be changed in a day. A man is ordinarily resident in one place up till a particular day: he then cuts the connexion he has with that place-in this case he left- his wife; in another case he might have disposed of his house or anyhow left it and made arrangements to make his home somewhere else. Where there are indications that the place to which he moves is the place which he intends to make his home for at any r-ate an indefinite period, then as from that date in my opinion he is ordinarily resident at the place to which he has gone."

Hopkins v. Hopkins -(1951) P.116 davasında vergi davaları bakımından 'resident' ve `ordinary residenY kelimeleri arasında hiçbir fark olmadığı prensibinin boşanma davalarına da şamil olduğu belirtilmiştir.

Stransky v. Stransky (1954) P.428 davasının başlığırıda "ordinary
re-sidence" kelimeleri hakkında şöyle denmektedir:

"A test of the place of "ordinary residence" within the meaning of section 18 (1 ) (b) of the Matrimonial Causes Act,1950, is the answer to the question: Where was the wife's real home during the relevant pe-riod."

Daha sonra sayfa 437'de Karminski J. şöyle demektedir:

"Clearly, mere temporary absences from England, such as a holiday abroad, would not make a gap ın the period of ordınary residence. Nor, in my view, would a longer gap of some months such as o-ne caused by a journey overseas by a wife accompanying her husband on a business trip, necessarily break the period of ordinary residence."
Yukarıdaki içtihad kararları ve bunların vazettikleri prcnsipler 22/,70 sayılı Ahmet Muttalip v. Rauf Denktaş ve Diğ-erleri davasında da eleştirilmiştir.

Kanaatımızca Kıbrıs'ta da takip edilen ölçüler aynıdır. Bir şahsın ikamet ettiği yer ilgili vakitte hakiki evinin bulunduğu yerdir. Eğer bir kımse bir yere orada, daimi olmasa bile hiç olmazsa belli olmayan bir süre iç-in, yerleşmek veya evini kurmak niyeti ile gitmişse o tarihten itibaren orada mukim addolunur.

Davacının, yukarıdaki prensipler ışığında, dava tarihinde Kıbrıs'ta mukim olup olmadığını tezekkür etmemiz gerekir.

Davacı Kıbrıs'a 23 Temmuz 1971'de gelmiş ve- 8 gün sonra yani 31 Temmuz 1971'de davayı açmıştır. Kıbrıs'ta 5 hafta kadar kaldıktan sonra Londra'ya dönmüş ve çok kısa bir süre sonra tekrar geri gelmiş ve o tarihten itibaren burada ikamet etmektedir. Davacı Kıbrıs'a gelip de davayı açtıjı 5 haftalık s-üre ile ilgili olarak şahadet verirken, şahadetinin bir yerinde "5 hafta sonıı Kıbrıs'a gelip burada kalmaya karar verdim" şeklinde kullanmış olduğu bir ifadeye davalı avukatı atıfta bulunarak bu ifadenin davacının davayı açtığı tarihte Kıbrıs a yerleşmek -niyetinin olmadığını gösterdiğini iddia etmiştır. Eğer bu cümle yalnız olarak ele alınacak olursa, böyle bir iddia haklı olabilir. Mamafih bu ifadenin yalnız başına değil de içinde bulunduğu metin (context) ile beraber tezekkür edilmesi gerekir. Davacının -bu hususta söyledikleri şöyledir:

"23.7.1971'de Lefkoşa'ya uçakla geldim.17.8.1971'de tekrar geri gittim. 4.9.1971'de araba ile Dover'den ayrıldım. Kıbrıs'a geldim. Geldim yerimi onarıp, işimi yoluna koyayım. 1967'den beri bu fırın işi aklımda idi.
23.7.1-971'de gelip 17.8.1971'de ayrıldım. 5 hafta zarfında bir hafta Baf tarafında kaldım. Geri kalan haftalar fırın üzerine tahkikat yaptım. Tahkikatımı bitirdim. Beş hafta sonu Kıbrıs'a gelip kalmağa karar verdim. O niyetle tekrar eşyamı alıp dönmeye karar ver-dim."

Yukarıda iktibas edilen şahadet tüm olarak tezekkür edildiğinde davacının 23 Temmuz 1971 tarihinde Kıbrıs'a yerleşmek niyeti ile gelmiş olduğu anlaşılmaktadır. Esasen yukarıda iktibas edilen kısımdan önce de davacı şahadetinde şöyle demiştir:

"Hazi-ran 1971'de Kıbrıs'a geldim ve 5 hafta kaldım" (Burada Haziran ayı demekle herhalde Temmuz ayı kastediliyor; keza Kıbrıs'ta kaldığı müddet 5 hafta olmayıp, 3.5 hafta kadardır) "Maksadım Kıbrıs'a yerleşmek idi. 5 hafta sonra işimı hallettim ve kaçtım. Elbis-elerimi almaya gittim. Bir hafta kaldıktan sonra yine geldim. O zamandan beri Kıbrıs'tayım ve Londra'ya gitmedim."
Yukarıda iktibas edilen şahadet davanın açıldığı tarihte davacının burada yerleşmek niyeti ile bulundujunu ve binaenaleyh Kanunun öngördüğü ş-ekilde Kıbrıs'ta "mukim" olduğunu göstermektedir.

İptidai itiraz olarak ele alınan ikinci iddia şudur:

Davalı avukatı tarafların Kıbrıs Cumhuriyeti vatandaşı olmadıkları cihetle Kıbrıs Türk Cemaatı mensubu sayılamayacaklarını ve binaenaleyh boşanma davas-ına Türk Cemaat Mahkemesinin bakamayacağını ileri sürmüştür.Anayasanın 2. maddesinin (2). fıkrasında Türk Cemaatı şöyle tarif edilmektedir:

"(2) Türk Cemaatı, Türk aslından ve ana dili Türkçe olan veya Türk kültür ananelerini paylaşan veya Müslüman olan b-ütün Cumhuriyet vatandaşlarını içine alır."

Anayasa meriyete girdikten sonra, Türk Cemaat Mahkemelerinin kaza yetkisi 8/1960 sayılı Türk Cemaat Meclisi Adliye Teşkilat Kanununun 1. Ve 3. maddelerinde tesbit edilmiştir. Bu maddeler şöyledir:


- "Madde 1
Türk Cemaatı bakımından ahvali şahsiye ve dinî konular ile ilgili hukuk davalarına, ilk derece mahkeme olarak, bakacak iki Türk Cemaat Mahkemesi vardır.
..... ............ .................. .
Madde 3
Türk Cemaat Mahkemeleri,1'inci mad-de hükümlerine.tabi olmak şartıyie, Türk Cemaat mensupları tarafından veya aleyhine başlatılan davaları ve bu davalarla ilgili müracaatları dinlemek ve karara bağlamak kaza yetkisine sahiptirler."

Bu davada tarafların Türk aslından ve ana dili Türkçe olan- Müslüman kişiler olduğu kabul edilmektedir. İhtilaf konusu olan ve tezekkür edilmesi gereken husus, tarafların Kıbrıs vatandaşı sayılıp sayılamayacaklarıdır. Hangi şahısların Kıbrıs vatandaşı olabilecekleri Tesis Antlaşmasının 'D' ekinin 2.maddesinde şöyl-e izah edilmektedir:

"1. Any citizen of the United Kingdom and Colonies who on the date of this Treaty possesses any of the qualifications specified in paragraph 2 of this Section shall on that date become a citizen of the Republıc of Cyprus if he was ord-tinarily resident in the Island of Cyprus at any time in the period of five years immeditately before the date of this Treaty.

2. The qualifications referred to in paragraph 1 of this section are that the person concerned is -
(a) ..
(b) aperson who was- born in the Island of Cyprus on or after the 5th of November, .1914; or
(c) ..

Bidayet Mahkemesine müştereken sunulan olgula-ra göre taraflar (a) İngiliz (U.K.) pasaportu hamilidirler, (b) 5 Kasım 1914'ten sonrâ Kıbrıs'ta doğdular ve (c) 1960 Haziran'ında Kıbrıs'ta 8 hafta kaldılar.

Bidayet Mahkemesi tarafların 1960 Haziran'ında Kıbrıs'ta 8 hafta kaldıkları için, Tesis Antlaşma-sı'nın `D' ekinin 2. maddesi anlamında 1960 senesinden evvelki beş sene zarfında Kıbrıs'ta mutad olarak mukim olduklarına karar vermiştir. Bidayet Mahkemesi bu karara varırken Tesis Antlaşması'nda öngörüldüğü şekilde `mutad mukim olabilmek için motif, niye-t ve mukim olmak süresi haizi tesir değildir' demiş ve kararını bu görüşe ıstinad ettirmiştir. Daha önce davacının, davayı açtığı tarihte, Kıbrıs'ta mukim olup olmadığı hususunu eleştirirken iktibas etmiş olduğumuz içtihat kararlarından ve söylediklerimizd-en görüleceği gibi yerleşme niyetinin mevcut olup olmadığı nazarı itibara alınması gereken önemli bir unsurdur. Bu meselede Mahkemeye yapılan müşterek beyanda davacı ve davalının 1954'te Kıbrıs'I ziyaret edıp 4 hafta kaldıkları ve Haziran 1960'da yine geli-p 8 hafta kaldıkları zikredilmiş fakat yerleşmek niyeti ile geldikleri iddia edilmemiştir. Mahkemeye müştereken sunulan olgulardan tarafların Höziran 1960'da Kıbrıs'a yerleşmek nıyeti ile geldikleri istıhraç da edilemez. Bilâkis söylenenlerden sadece ziyar-et maksadı ile gelmiş oldukları anlaşılmaktadır. Bu durumda tarafların Tesis Antlaşması'nın 2. maddesinde öngörülen 'mutad mukim' vasfını haiz olmadıkları cihetle o madde tahtında Kıbrıs Cumhuriyeti vatandaşı ve binaenaleyh Kıbrıs Türk Cemaatı mensubu sayı-lamazlar.

Netice olarak Bidayet Mahkemesinin bu davaya bakmaya yetkisi yoktur ve bu hususta verilen karar iptal olunur.

Bidayet Mahkemesinin davaya bakmaya yetkisi olmadığı cihetle davanın esasını tezekkür etmemiz gerekmez.

İstinaf reddolunur, mukabil i-stinaf kabul olunur. İstinaf masraflarını istinaf edenin ödemesi için emir verilir.

Son olarak Kıbrıs Cumhuriyeti vatandaşlığı ile ilgili bir hususa değinmeği faydalı görüyoruz. Verdiğimiz hükümden görüleceji gibi davacı Tesis Antlaşması'nın `D' ekinin 2.- maddesinin 1. paragrafında öngörülen ikamet vasfını haiz olmadığı için o madde tahtında Kıbrıs Cumhuriyeti vatandaşı ve binaenaleyh Kıbrıs Türk Cemaatı mensubu addolunamamıştır. Bu maddenin öngördüğü ikamet vasfını haiz olmayan kimseler ise Tesis Antlaşma-sı'nın `D' ekinin diğer hükümleri tahtında Kıbrıs Cumhuryeti'nin "ilgili makam"ına (appropriate authority) müracaat ederek, Kıbrıs Cumhuriyeti vatandaşlığını sağlayabilirler. Halihazırdaki durumda bizim ayrı bir yönetimimiz olduğuna göre bu gibi kimseleri -kanunen Türk Cemaatı mensubu olabilmek hakkından marum etmemek için bizim yönetimimiz nezdinde de böyle bir "ilgili makam"ın tayin veya görevlendirilmesi ve Anayasanın 198. madesinin 1. Paragrafında öngörülen ve cemaatımıza şamil olacak bir vatandaşlık kan-ununun yapılması, kanaatımızca, bu husustaki mevcut bir boşluğu doldurmuş olacaktır.

Türk Cemaatı İstinaf Mahkemesi
4 Mayıs 1974


Full & Egal Universal Law Academy