Türk Cemaatı İstinaf Mahkemesi Aile Dairesi Numara 1/1972 Dava No / Karar Tarihi 12.02.1972
Karar Dilini Çevir:
Türk Cemaatı İstinaf Mahkemesi Aile Dairesi Numara 1/1972 Dava No / Karar Tarihi 12.02.1972
Numara: 1/1972
Dava No: /
Taraflar: Aziz Mehmet Salih ile Behiç Mehmet Salih
Konu: Türk Aile Mahkemelerinin dinsel konulara bakma ve karara bağlama yetkisi. - 8/ 1960 sayılı Türk Cemaat Meclisi Adliye Teşkilât Kanunu - Bu kanunun l ve 2. maddesine göre yetkiler iki Türk Cemaat Mahkemesi tarafından kullanılır ve bu karar verilir - Ahvali Şahsiye (Personal Status) – Kaziyei Mulikeme (Res Judicata)
Mahkeme: TCM/aile
Karar Tarihi: 12.02.1972

- T.C.M. Istinaf No. 1/72
(Dava No: 37/71 )
TÜRK CEMAATI İSTİNAF MAHKEMESİNDE-

Hakim Heyeti : M.Necati Münir, Reis,
Ahmet İzzet ve Şakir S.İlkay
İstinaf edenler : Aziz Mehmet Salih ve diğerleri
-ile-
Aleyhine istinaf edilen - : Behiç Mehmet Salih,
Arasında.
İstinaf edenler namına : Hakkı Süleynıarı
Aleyhine istinaf edilen
namına : H.Cahit Yılmazoğlu
_________________________________________________-________________
Fasıl 338, Madde 8 Türk Aile Mahkemelerinin dinsel kvnulara bakma ve karara bağlama yetkisi. - Aynı Yasanın 2. maddesi, dinsel konuların İslâm
dinine bağlı kişiler arasında nişanlanma, evlenme, boşanma, nafaka ve çocuklarla ilgili -davalarla vakfiye tescilini anlatır. Kıbrıs Cumhuriyeti Ana-
yasası Madde 87. Cemaat Meclislerinin dini konular ve ahvalî şahsiye
hakkında yasa yapma yetkisi. Anayasa madde 152(2) ise Cemaat Meclislerine tanınan yukarıdaki konularda yasama yetkisi Cemaat -Kanununda gösterilen mahkemelerce kullanılır.
8/ 1960 sayılı Türk Cemaat Meclisi Adliye Teşkilât Kanunu - Bu kanunun l
ve 2. maddesine göre yetkiler iki Türk Cemaat Mahkemesi tarafından kul-
lanılır ve bu karar verilir.
Ahvali Şahsiye (Personal -Statııs) - Davacının meşru olup olmaması alıvalî şah-
siyeyi ilgilendirir. Ahvali Şahsiye meselelerini ilgilendiren konular Türk
Cemaat Mahkemeleri tarafından görülür ve karara bağlanır.
Kaziyei Mulikeme (Res Judicata) - 51/63, 97/63 ve 2700/69 sayılı Dava-lar
Kaziyei Muhkeme değildir.
25.9.1924 tarihinde doğan Davacı I7.4.1971 tarihinde Lefkoşa Türk Cemaat Mahkemesinde açtığı davada, 1924 senesinde annesi Hatice'nin
Salim Aziz'in kardeşi Mehmet Salih ile evli bulunduğunu ve kendisinin bu
evliliğin meşru ç-ocuğu olduğunu belirten deklarasyon talep etti. Davalılar ise itiraznamelerinde Türk Cemaat Mahkemesinin davaya bakma yetkisi olmadığını ve dava konusunun kaziyei muhkeme olduğunu iddia ettiler.
Bidayet Mahkemesi ara kararında itirazı reddetti. Bu karara -karşı
Davalılar istinafa gelerek iddialarını tekrarladılar.
Türk Cemaatı İstinaf Mahkemesi konunun ahvali şahsiyeyi ilgilendirdiği ve buna göre Türk Cemaat Mahkemesinin davaya bakma yetkisi olduğuna ve res judicata olmadığına karar vererek istinafı redde-tti.

----------------------------
H Ü K Ü M
25 Eylül 1924 tarihinde doğan davacı (aleyhine istinaf edilen)
Nisan 1971 tarihinde Lefkoşa Türk Cemaat Mahkemesinde açtığı 71 numaralı dava ile 1924 senesi-nde annesi Hatice'nin müteveffa Salim Aziz'in kardeşi Mehmet Salih ile evli bulunduğuna ve kendisinin bu evliliğin meşru çocuğu olduğuna dair bir deklarasyon talep etmektedir.

Davalı No. 1 Mehmet Salih'in oğlu, davalı no. 2, 3 ve 4 ise müteveffa Salim Az-iz Terekesinin idare memurlarıdır. ı

Davalılar dosyaladıkları müdafaada iptidai itiraz olarak diğer şeyler meyanında Türk Cemaat Mahkemesinin davaya bakma salâhiyeti olmadığını ve dava konusunun kaziyei muhkeme (res judicata) ol-duğunu iddia etmişlerdir.

Bidayet Mahkemesi ara kararında davalıların itirazlarını reddetmiştir
Davalılar bu ara karardarı istinaf etmişlerdir. İstinaf esas olarak iki nokta üzerindedir:

1. Davada tetkik ve karara bağlanması icap eden talep ve konular te-reke idaresi ve tevarüz sorun ve konuları olduğu cihetle Türk Cemaat Mahkemesinin davaya bakma salâhiyeti yoktur; salâhiyetli mahkeme Kaza Mahkemesidir.

2. Dava konusunun kaziyei muhkeme (res judicata) olmadığı zımnında Bidayet Mahkemesinin verdiği karar -hatalıdır.

İlk olarak 1. istinaf sebebini ele alalım. Yukarıda zikredilenlerden görüleceği gibi davadaki talep esas olarak davacının müteveffa Mehmet Salih'in meşru oğlu olup olmadığı hususundadır. Bunun bir tevarüz meselesi mi yoksa sadece bir ahvali şah-siye (personal status) meselesi mi olduğunu ve davaya bakmaya hangi mahkemenin salalıiyetli olduğunu irıcelerrıek gerekir.

Ahvali şahsiye yani "personal status" kelimeleri Muveddet Toyga and Another v. Ali Ratıp (1963) 2. C.L.R. 312 davasında ele alınmış- ve Osmanlı devrinden bugüne kadar bu kelimelere verilen mana eleştirilmiştir. Bu eleştirmenin sonucu s. 326'da şöyle izah edilmekfedir:

"The result is that when it becomes necessary to find the status of a person in a family, whether he is a lawtul son -or whether he ıs a lawtul brother, the "statut personel" will be determined by the law of the person
concerned. The law governing a person's status when there are matters relating to succession, who is going to administer the property, these are not matter-s of "statut personel" but maters of the ordinary law of the country which regulates all of these matters. If someone dies and leaves no son, or leaves his father or mother, whether a son is legitimate or not, that is a question of personal status, and h-aving defined this one must look to the law of the state to see whether there are lawful heirs of the deceased."

Bundan da an-laşılacağı gibi davacının meşru olup olmaması ahvali şahsiyeyi alâkadar eden bir konudur. Bu böyle olduğuna göre şimdi de ahvali şahsiye meselelerinin harıgi rııahkemeler tarafından görüleceği meselesini ele alalım.

Fasıl 338. Türk Aile Mahkemeleri Kanunu-nun 8. maddesi Türk Cemaat Mahkemelerine dini meselelerde (religious matters'de) salâhiyet vermektedir. Aynı kanunun 2. maddesi dini meseleleri şöyle tarif etmektedir:
"Religious matters" means the following matters and no others cerning persons of th-e moslem faith:
(a) betrothal, marriage and divorce and matters incidental thereto;
(b) maintenance in relation to marriage and divorce, including the
maintenance of the children of the marriage;
(c) the registration of vakfiehs."

Ana-yasanın 87. maddesi diğer şeyler meyanında dini konular ve ahvali şahsiye hakkında Cemaat Meclislerine teşrü kuvvet kullanma hakkını vermektedir. 87. madde şöyledir:

"1. Cemaat Meclisleri, kendi cemaatları bakımından, bu Anayasanın
sınırları içinde ve bu -maddenin 3'üncü fıkrası hükümleri mahfuz kal- mak şartıyle, yalnız aşağıdaki konularda teşrü kuvveti kullanmak hakkına sahiptirler:
a) bütün dini konular,
b) ....
c) ahvali şahsiye
d) ahvali şafısiye ve dini konular ile ilgili hukuk davalarına bakacak ma-hkemelerin terekküp ve dereceleri;
e) ....
Anayasanın 152.2 maddesi ise ahvali şahsiye ve dini konular ile ilgili
kazaî kuvvetin kimin tarafından kullanılacağını göstermektedir:

"152 (2) 87'inci madde gereğince Cemaat Meclislerine ayrılan ahvali
şahsiye -ve dini konular ile ilgili hukuk davaları hususunda kazai kuvvet, bu Anayasa hükümleri gereğince" anılan bir cemaat kanununda gösterilen mahkemeler tarafından kullanılır.

Türk Cemaat Meclisi tarafından 1960'da geçirilen 8l1960 sayılı Türk Cemaat Meclisi -Adliye Teşkilat Kanunu ahvali şahsiye ve dini konular ile ilgili hukuk davalarına bakma salâhiyetini Türk Cemaat Mahkemelerine vermektedir. Bu kanunun ilgili maddeleri şöyledir:


Madde 1.
Türk cemaatı bakımından ahvali şahsiye ve d-ini konular ile ilgili hukuk
davalarına, ilk derece mahkeme olarak, bakacak iki Türk Cemaat
Mahkemesi vardır.

Madde 4.
-Türk Cemaat Mahkeme!eri, Meclisin herhangi bir kanununda gösterilen ahvali şahsiye ve dini konularla ilgili müracaatları, böyle bir kanunla tayin edildiği üıere, dinlemek ve karara bağlamak kaza yetkisine sahiptirler.
-
Yukarıda iktibas edilenlerin neticesi olarak davacının müteveffa Mehmet Salih'in meşru oğlu olup olmadığı konusu ahvali şahsiyeyi ilgilendiren bir konu olup salâhiyetli mahkeme Türk Cemaat Mahkemesidir. Bu sebeple 1. istinaf sebebi reddolunur.

Şimdi de 2-. istinaf sebebini ele alalım. Davalıların avukatı davacının aynı konuda daha evvel Türk Cemaat Mahkemesinde 51/63 ve 97/63 numaralı ve Lefkoşa Kaza Mahkemesinde 2700/69 numaralı davaları açtıjını, bu suretle dava konusunun kaziyei muhkeme (res judicata) o-lduğunu ve davacının istinaf konusu olan 37/71 numaralı davayı açma hakkına sahip olmadığını iddia etmiştir. Gerek Bidayet Mahkemesi zabıtlarından ve gerekse istinafın duruşması esnasında söylenenlerden 51/63 ve 97I63 numaralı davaların karşılıklı rıza ile- ve haklara halel gelmeksizin geri çekildiği anlaşılmaktadır. 2700/69 numaralı davada ise davanın esasına inilmemiş, yalnız Kaza Mahkemesinin davaya bâkma salâhiyeti olup olmadığı hususu tartışılmıştır. "Res judicata" hakkında Halsbur's Laws of England, 3-rd Edn. Vol. XV. Sayfa 184'de şöyle denilmektedir:

"Where res judicata is pleaded by way of estoppel to an entire cause
of action, it amounts to an allegation that the whole legal rights and
obligations of the parties are concluded by the earlier judgment-, which
may have involved the determination of questions of law as well as
findings of fact."

S.185'de şöyle denilmektedir:

"A plea of res judicata must show either an actual merger, or that the
same point has been actually decided between the same part-ies."

Bu sebeple 51/63, 97/63 ve 2700/69 numaralı davaların kaziyei muhkeme olmadıkları kanaatındayız.

Netice olarak istinaf reddolunur. İstinaf masraflarını istinaf edenler ödeyecektir.


- Türk Cemaatı İstinaf Mahkemesi

Tarih: 12 Şubat 1972




-' 111 -



Full & Egal Universal Law Academy