Türk Cemaatı İstinaf Mahkemesi Aile Dairesi Numara 1/1971 Dava No / Karar Tarihi 29.07.1971
Karar Dilini Çevir:
Türk Cemaatı İstinaf Mahkemesi Aile Dairesi Numara 1/1971 Dava No / Karar Tarihi 29.07.1971
Numara: 1/1971
Dava No: /
Taraflar: Hasan Cafer ile Gökçen veya Seniha Hasan Cafer
Konu: Geçimsizlikten boşanma - Nafaka - Nafakanın artması - Kaziye-i Muhkeme (Res Judicata)
Mahkeme: TCM/aile
Karar Tarihi: 29.07.1971

- T.C.M. İstinaf No.1/71
(Dava No. 11 /70)

TÜRK CEMAATI İSTİNAF MAHKEMESİ HUZURUND-A

İstinaf eden : Hasan Cafer - (Davacı) - Majusa
ile
Aleyhine istinaf edilen : Gökçen veya Seniha Hasan Cafer -
- (Davalı) - Leymosun

arasında
_________________________________________________________________

Türk Aile (Evlenme ve Boşanma) Kanunu, Fasıl 339 Madde 26(f-)-
Geçimsizlikten boşanma - Madde 38, Eşlerden birinin evlilik görevlerini savsaklanması halinde Mahkemenin müdahalesi - Madde 4l, Mahkemenin alınan önlemleri kaldırması veya degiştirmesi - 34(3) Nafaka emrinin kaldırılması veya değiştirilmesi.
-Nafaka - Nafakanın artması - Davacı ve Davalı şahadetlerinde Davalının aylık
maaşının 85.- olduğunu söylediğine ve itiraza ugramadıgına göre Davalı
ve üç çocuğuna buna göre emredilen £25.- mil aylık nafaka fahiş değildir.
Kaziye-i Muhkeme (Re-s Judicata) -
Taraflar karı koca olup 1959 yılında evlendiler ve 7, 5 ve 3 yaşlarında
olmak üzere 3 çocukları oldu. Taraflar 1967'ye kadar beraber yaşadılar.
İstinaf eden Leymosun Türk Cemaat Mahkemesinde 2I/67 sayılı dava
açarak Davalıdan boşanma- isteminde bulundu. Mahkeme boşanma talebini
reddederek Davalının bir ay zarfında aile yuvasına dönmesine, çocuklarının
velâyetinin anneye verilmesine ve nafaka ödemesine emir vermiş ancak
Davacı bu emre riayet etmemiştir.1969'da Mağusa'ya becayiş ola-n Davacı Mağusa'da kiraladığı evlilik yuvasına karısının icabet etmediğini ve
geçimsizliğin daha da arttığını iddia ederek boşanma isteminde bulunmuştur. Davalı ise Davacının eve davet iddiasını reddetmiş ve aylık
£ 19.000 nafakanın artırılmas-ını talep etmiştir.
Bidayet Mahkemesi Davacının boşanma talebini reddederek Davalının
mukabil talebi doğrultusunda emir vermiş ve nafakayı ayda £ 25.-'ya yükseltmiştir

Davacı bu hükümden istinaf etmiş, İstinaf Mahkemesi yapılan isti-nafı reddetmiştir.



-------------------------------

H Ü K Ü M

İşbu istinaf Mağusa Türk Cemaat Mahkemesinin bir boşanma talebini red eden hükmünden yapılmış-tır.

Taraflar karı koca olup 1959'da evlenmişler ve 7, 5 ve 3 yaşlarında olmak üzere 3 çocukları vardır. Taraflar 1967'ye kadar beraber yaşamışlar,
o tarihten sonra ise ayrı yaşamaktadırlar. İstinaf eden, taraflar ayrı yaşamağa başladıktan sonra, Leymosun- Türk Cemaat Mahkemesinde 21/67 numaralı davayı açmış ve geçimsizlik üzerinden boşanma talep etmişti. Mahkeme ise istinaf edenin davasını red etmiş ve mukabil talep üzerinden istinaf edenin bir ay zarfında aile yuvasına dönmesini emretmiş, çocukların velâ-yetini anneye vermiş ve ilâveten istinaf edenin karısı ve çocukları için nafaka ödemesini emretmişti. İstinaf eden Mahkeme emrine uymadı ve tayin edilen müddet zarfında aile yuvasına dönmedi.1969'da ise Mağusa'ya becayiş oldu.

İstinaf edene göre Mağusa'y-a becayiş olduktan sonra orada ev tutmuş ve Leymosuna giderek karısını evine davet etmiş ise de karısı bu daveti red ederek icabet etmemiş ve bu nedenle aralarındaki geçimsizlik o dereceye varmıştır ki beraber yaşamaları imkânsız veya tahammül edilemez olm-uştur. İstinaf eden bu sebebe müstenit, Mağusa Türk Cemaat Mahkemesi huzurunda, bir dava açarak boşanma talep etmiştir. Aleyhine istinaf edilen ise dosyalamış olduğu müdafaaname ile kocasının iddialarını tekzib edip boşanmaya hakkı olmadığını ileriye sürer-ek Mukabil bir Talep yapmış ve diğer şeyler yanında kendine ve çocuklarına ödenmekte olan £19.000 nafakanın £35.000'ya çıkarılmasını talep etmiştir. Davayı dinleyen Bidayet Mahkemesi Hakimi ise istinaf edenin boşanma talebini red etmiş ve Mukabil Talep üze-rinden istinaf edenin karısı ve çocukları için ödediği nafaka miktarını £25.000'ya yükseltmiştir. İstinaf işbu hükümden yapılmıştır.

İstinaf edene göre:

a) Bidayet Mahkemesi davacı ve şahidine inanmamakla ve davacının
davalıyı Mağusa'daki evine davet- etmemiş olduğunu bulmakla ha-
taya düşmüştür; ve
b) Mukabil Talepde davacının aylık kazancı daha az gösterildiği halde
Bidayet Mahkemesinin davacının aylık kazancını £85.000 olarak kabul
-etmekle ve davacının ödediği aylık nafakayı £25.000 gibi fahiş bir miktara yükseltmekle hataya düşmüştür.
-Birinci istinaf sebebini tezekkür ederken kararlaştırılması icap eden ilk
husus 21/67 numaralı davadaki hükümden sonra taraflar bir araya gelme-
dikleri halde davacının davası ileriye gidebilir mi idi yoksa davalı tarafından iddia edildiği gibi davadaki ta-lep res judicata (kaziye-i muhkeme) addolunmalı mı idi. Davacının talebinin kaziye-i muhkeme addolunabilmesi için davanın üzerine dayandığı vekainin ewelki davadaki vekainin ayni olması lâzımdır. Mamafih, ewelki davadan sonra şiddetli geçimsizlik tevlit ed-ecek veya mevcut geçimsizliği, eğer var idi ise, gerektirdiği veçhile artıracak yeni hadiseler zuhur etmiş ise yeni dava, her ne kadar da evvelki davadan sonra taraflar bir araya gelmemiş ve barışmamış ve yeni davadaki talep yine geçimsizliğe dayanmakta is-e de, ileriye gidebilir. Kanunî durumun bu merkezde olduğuna dair Türkiye Yargıtayının vermiş olduğu kararlar mevcuttur. Gör: Sabri Erdemin 1966 baskısı Aile Hukuku, sahife 209, paragraf 665 ve 660. Bu meselede davacının dava sebebi ewelki davadan sonra zu-hur etmiş olduğu iddia edilen hadiselere dayanmaktadır. Bu böyle oldujuna göre de dava ileriye gidebilirdi.
Şimdi de Bidayet Mahkemesinin davacı ve şahidine inanmamakla ve
davacının davalıyı Mağusa'daki evine davet etmemiş olduğunu bulmakla hataya düşüp dü-şmediğini tezekkür etmek gerekir. Bidayet Mahkemesi huzurunda bir taraftan davacı ve şahidi diğer taraftan da davalı şahadet vermiştir. Davacı şahadetinde Mağusa'ya becayiş olduktan sonra orada ev tutmuş olduğunu ve bir müddet sonra da (Mart 1967) Leymosun-a giderek karısını Mağusa'daki evine davet ettiğini fakat karısının bu daveti red ettiğini söylemiştir. Çağırmış olduğu tek şahidin şahadeti de davacıyı bir dereceye kadar destekler mahiyettedir. Öteki taraftan davalı şahadet vermiş ve davacının kendisini -Mağusadaki eve kat'iyen davet etmediğini ve davalının evine, kabul edildiği takdirde, gitmeğe hazır oldujunu söylemiştir. Bidayet Mahkemesi Hakimi tarafları ve ibraz olunan şahadeti dinledikten sonra davalıya inanıp davacı ile şahidine inanmamış ve davacın-ın davalıyı Mağusadaki eve davet etmemiş olduğu kanaatına varmıştır.

Davayı dinleyen bir hakim şahitleri görür, tavrı hareketlerini müşahede eder, ve şahadetlerini inceleyerek kime ınanıp inanmayacağına karar verir.

Bunun içindir ki bir İstinaf Mahkemesi- davayı dinleyen Hakimin bulgularını, Hakimin şahadeti değerlendirirken yanlış prensip ve ölçüler kullanmış olduğuna ve kat'i surette yanılıp hataya düştiığüne dair tatmin edilmedikçe, ihlâl etmez. Bu davada ise Hakımin bu şekilde yanılmış veya hataya düşm-üş olduğuna dair herhangi bir surette ikna veya tatmin edilmiş değilizdir. Bidayet Mahkemesi, önündeki şahadet muvacehesinde, varmış olduğu kanaata varabilirdi. Bu durumda Bidayet Mahkemesinin şahadet ve vakıalarla ilgili bulgularını ihlâl etmeğe herhangi -bir sebep mevcut değildir.

Şimdi de ikinci istinaf sebebinin ele alınması gerekir. 21/67 numaralı dava neticesi çocukların velâyeti davalıya verilmiş ve Mahkeme davacının davalı ve çocukları için ayda £16.000 nafaka ödemesini emretmişti. O zaman davacının- aylık maaşı £46.000 idi. Daha sonra aylık maaşı £55.000'ya yükselince Mahkeme, davalının müracaatı üzerine, aylık nafaka miktarını £19.000'ya yükseltti. Halihazırdaki dava açıldığında ise davalı dosyalamış olduğu Mukabil Talep ile aylık nafaka miktarının -£35.000'ya yükseltilmesini istedi. Müdafaa ve Mukabil Talep Takririnde davalının almakta olduğu maaş takriben £70.000 kadar gösterilmiştir. Davanın istimaında ise gerek davacı gerekse davalı şahadetlerinde davalının aylık maaşının £85.000 olduğunu söylemiş-lerdir. Bu şahadet ihtiraz kaydı ile dahi olsa herhangi bir itiraz yapılmaksızın, zabıtlara geçmiştir. Şahadetin dinlerimesi tamamlandıktan sonra da davalının avukatı nafaka hususunda Mahkemeye hitap ederken davacının maaşından £85.000 olarak bahsetmiş ve -bu miktar üzerinden davalı lehine ayda £35.000 verilmesini talep etmiş olduğu halde davacı tarafından yine herhangi bir itiraz yapılmamıştır. Davalı nam ve hesabına Mahkemeye hitap edilirken ise davacının kazancı hakkında müdafaa ve mukabil talep takriri i-le şahadet arasındaki farka Mahkemenin dikkat nazarı çekilmemiş ve davalı ile çocuklara verilmesi icap eden nafaka takdir edilirken davacının kazancının £70.000 olarak kabul edilmesi icap ettiğine işaret edilmemiştir. İstinaf Mahkemesi ise, prensip itibarı- ile, Bidayet Mahkemesi huzurunda ele alınmayan bir nokta veya yapılmayan bir itiraza müstenit Bidayet Mahkemesinin hükmüne, ancak mı:ıstesna ahvalde, müdahale eder. Kaldı ki; bu meselede, davacının aylık kazancı £70.000 olarak kabul edildiği takdirde bile- davalı ve 3 çocuğu için tesbit edilen £25.000 aylık nafaka miktarının fahiş veya gereğinden fazla olduğuna dair ikna veya tatmin edilmiş değilizdir. Binaenaleyh, Bidayet Mahkemesinin hükmüne müdahale edecek sebep mevcut değildir.

Netice itibarı ile istin-af red olunur.

İstinaf eden aleyhine istinaf edilenin masraflarını ödeyecektir.

Türk Cemaatı İstinaf Mahkemesi
29 Temmuz, 1971


Full & Egal Universal Law Academy