Sigorta Tahkim Komisyonu - 06.06.2022
Karar Dilini Çevir:


(6102 S. K. m. 1425)

 

07.10.2019 Tarih ve K-2020/24650 Sayılı Hakem Kararı (Seyahat Sağlık)

 

1. BAŞVURU KONUSU UYUŞMAZLIK VE YARGILAMA USULÜNE İLİŞKİN BİLGİLER

 

1.1. Uyuşmazlık Konusu Olay ve Talep

 

Başvuranlar XXX ve XXX’in talebi, XXX ile ilgili Doğum Uzmanı Op.Dr. XXX tarafından

27.05.2019 tarihinde düzenlenen raporuna göre “11-12 Haftalık hamileliğinde düşük tehlikesi bulunduğu, yolculuk yapmasının tıbben sakıncalı olduğu” yolundaki tespiti kapsamında XXX no.lu ve XXX no.lu Seyahat Sağlık Sigortası Sertifikası/XXX no.lu Poliçelerinden “XXX” olarak adlandırılan satın aldıkları Yurt Dışı Turizm Seyahati bedeli için ödedikleri bedelin sigorta şirketi tarafından karşılanıp karşılanmayacağı noktasında toplanmıştır.

 

Başvuranlar yukarıda özetlenen kapsamda fazlaya dair talep ve dava hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 6.000,00 TL olmak üzere toplam 12.000,00 TL bedelin temerrüt tarihinden itibaren işleyecek avans faizi, yargılama giderleri ve vekâlet ücreti ile birlikte sigorta şirketinden tahsiline karar verilmesini talep etmektedir.

 

1.2. Başvurunun Hakeme İntikaline ve İncelenmesine İlişkin Süreç

 

Dosya 20.11.2019 tarihinde teslim alınarak 4 aylık yargılamaya başlanmıştır. Dosya içeriği üzerinde yapılan tetkik sonucunda, uyuşmazlığın mahiyeti itibariyle seyahat sigorta poliçesi kapsamında rizikonun teminat içerisinde olup olmadığı ve talep edilen tutarın ödenebilir olup olmadığı noktasında toplanmış, rapor yazıcı tarafından dosya tarafımıza ulaştırılmış ve dosya üzerinden yapılan inceleme sonrası hüküm ile yargılamaya son verilmiştir.

 

2. TARAFLARIN ORTAYA KOYDUĞU MADDİ VE HUKUKİ İDDİALAR

 

2.1. Başvuru Sahibinin İddia, Delil ve Talepleri

 

Başvuran özetle; müvekkilleri XXX ve XXX’in evli olduğunu, XXX olarak adlandırılan Yurt Dışı Turizm Seyahati için XXX. Tic. Ltd. Şti. ile 24.01.2019 tarihli iki ayrı sözleşme imalayarak anlaştıklarını, müvekkillerinin işbu Tur Seyahati için ödenmesi gereken 17.385,00 TL ve Vize Bedelleri olan 1.750,00 TL’sı olmak üzere toplam 19.135,00 TL’sı tutarı, 04.01.2019 tarihinde 6.230,00 TL, 25.01.2019 tarihinde 2.995,00 TL, 10.04.2019 tarihinde 1.750,00 TL, 27.05.2019 tarihinde 8.160,00 TL olarak ödediklerini, müvekkilleri XXX ve XXX’in satın aldıkları XXX olarak adlandırılan Yurtdışı Turizm Seyahati için davalı XXX A.Ş.’ne Seyahat Sağlık Sigortası ile sigorta edildiğini, müvekkili XXX için XXX no.lu, diğer müvekkili XXX için XXX No.lu seyahat Sağlık Sigorta Sertifikası’nın ve XXX - XXX no.lu Poliçeler ile sigortalandığını, düzenlenen Seyahat Sağlık Sigorta Sertifikaları’nın 31.05.2019 -18.06.2019 vadeli olduğunu, sigorta poliçelerinin kendilerine verilmediğini, müvekkili XXX’in Gebeliği ve düşük tehlikesi nedeniyle seyahatinin doktor raporu ile sakıncalı bulunduğunu, müvekkilinin sigortalandıkları bu geziye katılamadıklarını, Seyahat Sigortası Özel Şartlarından da görüleceği üzere Seyahatin İptali Teminatının yer aldığını, müvekkillerinin seyahatlerini iptal ettirmelerinin düşük tehlikesi ve doktor raporu ile belgelendiğini, bu durumun sigorta teminatında olduğunu, kendilerinden 1.750,00 TL vize ücreti ve KDV hariç 17.386,00 TL ceza uygulandığını, toplam 19.135,00 TL bedelin iade edilmediğini, XXX ile ilgili Doğum Uzmanı Op.Dr. XXX tarafından 27.05.2019 tarihinde düzenlenen raporuna göre “11-12 Haftalık hamileliğinde düşük tehlikesi bulunduğu, yolculuk yapmasının tıbben sakıncalı olduğu” yolundaki tespiti bulunduğunu, fazlaya dair talep ve dava hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 6.000,00 TL olmak üzere toplam 12.000,00 TL bedelin temerrüt tarihinden itibaren işleyecek avans faizi, yargılama giderleri ve vekâlet ücreti ile birlikte sigorta şirketinden tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

 

Başvuru sahibi başvurusuna dayanak olarak, XXX A.Ş tarafından düzenlenen 02.07.2019 tarihli red yazısını, Seyahat Sağlık Sigorta Sertifikalarını, Kasın Hastalıkları/Doğum doktoru Op. Dr. XXX İmzalı belgeyi, ödeme dekontlarını, XXX A.Ş. Seyahat Sigortası Özel Şartları’nı, Tazminat Talep Formu Seyahat İptal Sigortası evrakını, vize ücret ödeme dekontunu, 10.06.2019 tarihli XXX Medya ve Yurt Dışı Danş. Tarafından düzenlenen iptal ile ilgili İrsaliyeli Faturayı, 14.06.2019 tarihli XXX Ltd. Şti tarafından düzenlenmiş bir yazı, kimlik fotokopileri ve diğer belgeleri dosyaya sunmuştur.

 

2.2. Sigorta Kuruluşunun Savunma, Delil ve Talepleri

 

Sigorta şirketi vekili tarafından verilen cevap dilekçesinde özetle; davacıların müvekkilleri nezdinde XXX ve XXX no.lu Seyahat Sağlık Sigorta Poliçeleri bulunduğunu, müvekkillerinin sorumluluğunun var olup olmadığı varsa miktarının bu poliçede yer alan özel şart, hüküm ve klozlar ile XXX Seyahat Sigortası Özel Şartları ile Genel Şartlar çerçevesinde belirlendiğini, talebin XXX A.Ş. Seyahat Sigortası Özel Şartları’nın “Seyahatin İptali Teminatı” başlıklı 3.2.11. no.lu bendi gereğince teminat kapsamında olmadığını, müvekkili şirketin başvuru konusu taleple ilgili sorumluluğunun var olup olmadığının ve varsa miktarının bu poliçede yer alan özel şartlar, hüküm ve klozlar ile XXX Seyahat Sigortası Özel Şartları ve Genel Şartlar çerçevesinde belirlenmesi gerektiğini, işbu teminatın, sigortalanmış gezi için rezervasyon yaptırıldığı sırada öngörülmeyen ancak hemen sonrasında gerçekleşen sigortalının ya da yakınlarının ölüm, ciddi yaralanma, beklenmedik ciddi hastalık, poliçenin tanzim tarihinden sonra öğrenilen ve ilk 8 hafta içinde olan gebelik ....nedeniyle verildiğini, söz konusu düzenlemeden anlaşılacağı üzere seyahatin iptali teminatının hangi durumlar için geçerli olduğunun özel şartlarda tek tek sayıldığını, seyahatin iptali teminatının ilk 8 hafta içinde olan gebelik nedeniyle rezervasyonun iptal ettirilmesi durumunda poliçede belirtilen sigorta limitleri dahilinde ve Seyahat iptal teminatı süresi içinde güvence verildiğini, davacıların seyahatini iptal ettirme sebebinin davacı XXX’in 27.05.2019 tarihli doktor raporuna göre 11-12 Haftalık gebelik + düşük tehlikesi bulunması olduğunu, görüleceği üzere gebeliğin 11-12 haftalık olduğunu, bu teminatın ilk 8 haftalık gebelik için verildiğini, gebelik sebebiyle poliçe teminatının devreye girebilmesi için belirlenen gebeliğin en fazla 8 haftalık olması gerektiğini, davacıların seyahat iptal sebebinin ise 11-12 haftalık gebelik olduğunu, Seyahat Sağlık Sigortası ile “ilk 8 haftayı aşan gebelikler” için Seyahat İptal teminatı verilmediğini, izah edilen sebeple, talep edilen zararın poliçe teminatı kapsamında olmadığı, reddi gerektiği, yukarıdaki savunmalar saklı kalmak ve talebin poliçe teminatı kapsamında olduğunu kabul anlamına gelmemek kaydıyla tazminat hesaplamasında poliçede yer alan muafiyetlerin dikkate alınması gerektiğini, poliçede seyahat iptali halinde %25 oranında muafiyet uygulanacağının kararlaştırıldığını, talebin poliçe teminatı kapsamında olduğunun kabul anlamına gelmemek kaydıyla tazminat hesaplamasında poliçede yer alan muafiyetlerin dikkate alınmasını talep ettiklerini, avans faiz isteminin ticari bir işten kaynaklanmadığını, davacının tacir olmadığını, avans faiz talebinin reddini talep etmiştir.

 

Sigorta şirketi cevabına ek olarak Seyahat Sağlık Sigortası Sertifikalarını, imzasız Seyahat Sağlık Sigortası Bilgilendirme Formlarını, XXX A.Ş. Seyahat Sigortası Özel Şartları’nı ve diğer belgeleri delil olarak sunmuştur.

 

3. UYUŞMAZLIĞA UYGULANACAK HÜKÜMLER

 

Uyuşmazlığın çözümünde Sigortacılık Kanunu, Hukuk Muhakemeleri Kanunu, Türk Ticaret Kanunu, Borçlar Kanunu, Seyahat Sağlık Sigortası Genel Şartları ve Sigorta Poliçesi hükümleri ile Yargıtay içtihatları dikkate alınmıştır.

 

4. DEĞERLENDİRME, GEREKÇELİ KARAR

 

Uyuşmazlığa konu olay, başvurucular XXX ve XXX’in, XXX ile ilgili Doğum Uzmanı Op.Dr. XXX tarafından 27.05.2019 tarihinde düzenlenen rapor içerisinde yer alan “11-12 Haftalık hamileliğinde düşük tehlikesi bulunduğu, yolculuk yapmasının tıbben sakıncalı olduğu” yolundaki tespitin XXX no.lu ve XXX no.lu Seyahat Sağlık Sigortası Sertifikası kapsamında “XXX” olarak adlandırılan Yurt Dışı Turizm Seyahatini iptali edip edemeyecekleri, bu kapsamda ödedikleri seyahat bedeli ile vize ücretinin sigorta şirketi tarafından karşılanıp karşılanmayacağı ve karşılanması durumunda muafiyet miktarları ve sigortalıya bunların uygulanıp uygulanmayacağı ile tazminat miktarı noktasında toplanmıştır. Türk Ticaret Kanunu gereği; sigorta sözleşmesi, sigortacının bir prim karşılığında, kişinin para ile ölçülebilir bir menfaatini zarara uğratan tehlikenin, rizikonun, meydana gelmesi hâlinde bunu tazmin etmeyi ya da bir veya birkaç kişinin hayat süreleri sebebiyle ya da hayatlarında gerçekleşen bazı olaylar dolayısıyla bir para ödemeyi veya diğer edimlerde bulunmayı yükümlendiği sözleşmedir.

 

Taraflar arasında XXX ve XXX no.lu 31.05.2019-18.06.2019 vadeli Seyahat Sigorta Serfitikası ile prim karşılığı ek teminatlar verildiği, taraflar arasındaki ssıl ihtilafın sigortalının tazminat talebinin teminat içerisinde olup olmadığı noktasındadır.

 

Türk Ticaret Kanunu’nun 1425. Maddesinin 1. Fıkrası “Sigorta poliçesi, tarafların haklarını, temerrüde ilişkin hükümler ile genel ve varsa özel şartları içerir, rahat ve kolay okunacak biçimde düzenlenir.” düzenlemesini havidir.

 

Benzer düzenleme Sigortacılık Kanunu’nun 11. Maddesinde de yer almaktadır.

 

Seyahat Sağlık Sigortası Genel Şartları Sigortanın kapsamını “Seyahat sağlık sigortası ulaşım yollarından herhangi birisini kullanarak yurt içinde, yurt dışına veya yurt dışından ülkemize seyahat edenleri, seyahatleri esnasında karşılaşabilecekleri sağlık risklerine karşı koruyan bir özel sigorta türüdür. Sigortacı, seyahat sırasında poliçenin geçerlilik tarihleri arasında meydana gelen bir kaza veya önceden mevcut bir duruma bağlı olmayan hastalık hali sonucunda, planlanan seyahat süresi dışında meydana gelmemesi kaydıyla, Sigortalı'ya, poliçede belirtilen teminatları sağlar.” olarak belirlemiştir.

 

İlgili Genel Şartlar gereği “sigorta şirketleri özel şartlarında asgari teminatlar dışında (bunları kısaca ifade etmemiz gerekirse; asgari verilmesi lazım gelen Ani rahatsızlık ve hastalıklara ilişkin tıbbi tedavi teminatı, Sigortalının tedavinin verilebileceği en yakın sağlık kuruluşuna seyahati veya nakli, Sigortalının taburcu olduktan sonra ikametgah adresine nakli, Vefat eden sigortalının nakli dışında) ek teminatlar da verebilir.” düzenlemesine de havidir.

 

Taraflar arasında XXX ve XXX no.lu 31.05.2019-18.06.2019 vadeli akdedilen Seyahat Sigorta Poliçeleri incelendiğinde “Seyahatin iptali ve yarıda kesilmesi” halinde Tur Bedeline kadar teminat verildiği, fakat bunun bir takım özel şartlara bağlandığı anlaşılmaktadır.

 

XXX A.Ş. Seyahat Sigortası Özel Şartları 3.2.1 - SEYAHATİN İPTALİ TEMİNATI - 3.2.1.1 - Konusu “İşbu teminat, sigortalanmış gezi için rezervasyon yaptırıldığı sırada öngörülemeyen, ancak hemen sonrasında gerçekleşen Sigortalının ya da yakınlarının ölüm, ciddi yaralanma, beklenmedik ciddi hastalık; poliçenin tanzim tarihinden sonra öğrenilen ve ilk 8 hafta içinde olan gebelik nedeniyle veya diş hariç bir protezin kırılması; Sigortalının evinde ya da iş yerinde yangın, patlama, fırtına, yıldırım düşmesi, toprak kayması olaylarının meydana gelmesi, ...neticesinde rezervasyonun iptal ettirilmesi durumunda poliçede belirtilen sigorta limitleri dahilinde ve Seyahat İptali teminatı süresi içinde güvence verir. Seyahatin yapılacağı ülkeye dair gerekli olan vize için, ilgili ülke büyükelçiliği/konsolosluğuna vize başvurusunda bulunması sonrasında, vize talebinin seyahatin başlangıç gününden önce reddedilmesi işbu teminat kapsamında değerlendirilir” ifadeleri ile bu durum belirtilmiştir.

 

Yine, aynı Sertifikalarda, Tıbbi Tedavi Teminatı’nın 30.000 EURO olarak verildiği anlaşılmaktadır.

 

Söz konusu poliçeye göre Muafiyet “Vize reddi” ile “Diğer Haller” için ayrı ayrı %25 olarak ifade olunmuştur.

 

Somut olaydaki Seyahat Sağlık Sigorta Sertifikalarının incelenmesinde, üzerinde düzenleme tarihinin yer almadığı, kayıt tarihi olarak 24.01.2019 notunun girildiği, döneminin 31.05.2019-18.06.2019 aralığını kapsadığı anlaşılmaktadır.

 

Türk Ticaret Kanunu 1435. Maddesi “(1) Sigorta ettiren sözleşmenin yapılması sırasında bildiği veya bilmesi gereken tüm önemli hususları sigortacıya bildirmekle yükümlüdür. Sigortacıya bildirilmeyen, eksik veya yanlış bildirilen hususlar, sözleşmenin yapılmamasını veya değişik şartlarda yapılmasını gerektirecek nitelikte ise, önemli kabul edilir. Sigortacı tarafından yazılı veya sözlü olarak sorulan hususlar, aksi ispat edilinceye kadar önemli sayılır.” düzenlemesine havidir.

 

Aynı kanunun devam eden maddelerinde, tazminat ve bedel ödemelerinde, bildirilmeyen veya yanlış bildirilen bir husus ile rizikonun gerçekleşmesi arasındaki bağlantı var ise, 1439. Maddede öngörülen kuralların dikkate alınacağını belirtmiştir.

 

1439. maddesinde ise rizikonun gerçekleşmesinden sonra, sigorta ettirenin ihmali ile beyan yükümlülüğü ihlal edildiği takdirde, bu ihlal tazminatın veya bedelin miktarına yahut rizikonun gerçekleşmesine etki edebilecek nitelikte ise, ihmalin derecesine göre tazminattan indirim yapılacağı, sigorta ettirenin kusuru kast derecesinde ise beyan yükümlülüğünün ihlali ile gerçekleşen riziko arasında bağlantı varsa ise, sigortacının tazminat veya bedel ödeme borcu ortadan kalkacağını, bağlantı yoksa, sigortacı ödenen primle ödenmesi gereken prim arasındaki oranı dikkate alarak sigorta tazminatını veya bedelini öder düzenlemesine yer verilmiş durumdadır.

 

Başvuranın sunduğu Tazminat Talep Formu - Seyahat İptal Sigortası belgesinde, Hasta ne zaman rahatsızlandı? Kaza ne zaman oldu? Hamilelik ne zaman teşhis edildi? Kısmında 15.04.2019 bilgi notuna yer aldığı, Bu teşhise yol açan şikayetlerin/belirtilerin ilk tedavisi ne zaman yapıldı? Kısmında 22.04.2019 bilgi notuna yer verildiği, Hasta o tarihte kısıtlama olmaksızın seyahat etmeye uygun muydu? Kısmında EVET işaretlemesinin yapıldığı, İlk tedavi randevusu ne zamandı? Kısmında 22.04.2019 notuna yer verildiği, Seyahat rezervasyonu yapıldığında seyahate çıkabilme ile ilgili endişeler var mıydı? kısmında HAYIR ibaresinin yer aldığı, Size bu endişelerle ilgili soru soruldu mu? Kısmında HAYIR - 22.04.2019 ibaresinin yer aldığı, Hastanın sağlığı açısından tatile gidemeyeceği ilk olarak ne zaman fark edildi? kısmında 27.05.2019 tarihinin yer aldığı, İptale neden olay ne zaman gerçekleşti? Soruna cevap tarihinin 27.05.2019 olarak not edildiği görülmektedir. Sigorta şirketi tarafından bu konuda ek bir belge sunulmamıştır.

 

XXX ile ilgili Doğum Uzmanı Op.Dr. XXX tarafından 27.05.2019 tarihinde düzenlenen raporuna göre “11-12 Haftalık hamileliğinde düşük tehlikesi bulunduğu, yolculuk yapmasının tıbben sakıncalı olduğu” yolundaki tespit yapılmıştır.

 

Dosya kapsamındaki bilgi, belgeler ışığında sigortalının 27.05.2019 tarihinde en az 11 (en çok 12) haftalık hamile olduğu, bu durumda sigortalılardan XXX’in hamile kaldığı dönemin 04.03.2019-11.03.2019 tarih aralığına denk geldiği, hamileliğin ilk olarak 15.04.2019 tarihinde teşhis edildiğini belirttiği, şikâyetlerin 22.04.2019 tarihinde tespit edildiğini ifade ettiği, 27.05.2019 tarihi itibariyle doktorun 11-12 haftalık gebelik ile ilgili seyahat riskini belirtir raporu düzenlediği ve sigortalının ilk kez bu andan itibaren seyahat etmesinin mümkün olamadığını öğrendiğini beyan ettiği/sigorta şirketine bu şekilde ihbar ettiği anlaşılmaktadır.

 

Türk Ticaret Kanunu’nun 1409. Maddesinin “(1) Sigortacı, sözleşmede öngörülen rizikonun gerçekleşmesinden doğan zarardan veya bedelden sorumludur.(2) Sözleşmede öngörülen rizikolardan herhangi birinin veya bazılarının sigorta teminatı dışında kaldığını ispat yükü sigortacıya aittir.” düzenlemesini havidir.

 

Somut olaydaki Seyahat Sağlık Sigorta Sertifikalarının incelenmesinden, üzerinde düzenleme tarihinin yer almadığı, kayıt tarihi olarak 24.01.2019 notunun girildiği, döneminin 31.05.2019-18.06.2019 aralığını kapsadığı anlaşılmaktadır.

 

Sonuç olarak, poliçenin 24.01.2019 tarihinde düzenlendiği, sigortalının hamileliğinin 04.03.2019-11.03.2019 aralığı olarak ihbar edilmiş olduğu sonucuna varılacağı, hamilelikte düşük riski ile ilgili müdahalelerin 22.04.2019 tarihinde başladığı ve fakat 27.05.2019 tarihi itibariyle uçuş/seyahat yasağının doktor raporu ile getirildiğini belirtir şekilde hasar ihbarında bulunduğu, sigorta şirketinin bunun aksini ispat etmediği, sigorta şirketinin poliçenin düzenlenmesinden sonra öğrenilen ve ilk 8 hafta içinde olan gebelik nedeniyle ciddi rahatsızlıklara teminat verdiğini, söz konusu hamileliğin 11-12. Haftasında olduğunu belirterek tazminat talebini özel şart kapsamında reddettiği anlaşılmaktadır.

 

Dosyadaki bilgi belgelerden, poliçenin düzenlenmesinden sonra hamileliğin gerçekleştiği, sigortalının 27.05.2019 tarihinden önce söz konusu riskli gebelik durumuna yönelik 22.04.2019 tarihinde tedavilerin başladığını ihbar ettiği, nihai doktorun seyahati yasaklama tarihinin 27.05.2019 olduğu şeklinde hasar ihbarında bulunduğu, sigorta şirketinin bu hususun aksini ispat eder bir bilgi ve belgeyi dosyaya sunmadığı görülmektedir.

 

Seyahat Sağlık Sigortası Genel Şartları 8. Maddesi “Herhangi bir talep halinde sigortacının tazminatı ödeme sorumluluğu ile sigortalının tazminat talep hakkı poliçenin koşullarına uymalarına bağlıdır. Bu Poliçe kapsamındaki talebi için Sigortalı; a) Zararı asgariye indirmek için tüm makul tedbirleri alır. b) Durumu Şirket ve/veya Asistan Kişi/Şirkete en kısa zamanda bildirir. Şirketin onayını alabilmek amacıyla, Şirkete ulaşılamaması durumunda, sigortalı kendisine en yakın acil sağlık kurum ve/veya kuruluşuna gidebilir. Bu durumda, sigortalı aldığı hizmetler ve durumu ile ilgili bilgileri şirkete iletir. Sigortalı olayı gösteren orjinal belge ve makbuzları Şirkete ibraz etmekle yükümlüdür. c) Şirket’e hizmetin tam olarak verilebilmesi için gerekli tüm bilgi ve belgeleri (hastane raporu, reçeteler, medikal tetkik raporları, makbuzlar, faturalar v.b.) temin eder.” düzenlemesini havidir.

 

Sigortalı hasar ihbarında 22.04.2019 tarihi itibariyle riskli gebelik ile ilgili tedavilere başladığını ve fakat 27.05.2019 tarihinde doktor raporu ile seyahatinin yasaklandığı belirtmektedir. Sigortalı riski asgariye indirmek için gerekli tedbiri almış, seyahatin tehlikeye düşmemesi için tedavilere başladığı şeklinde durumu belirtmiş, aksi sigorta şirketi tarafından da ispat olunmamıştır. Ayrıca, sigortalının seyahate çıkması halindeki muhtemel riskler arasında hamileliğin yurtdışında son bulması ve bu durumda da 30.000 EURO bedelli (Ani rahatsızlık ve hastalıklara ilişkin tıbbi tedavi teminatı, Sigortalının tedavinin verilebileceği en yakın sağlık kuruluşuna seyahati veya nakli, Sigortalının taburcu olduktan sonra ikametgah adresine nakli) ana teminatın risk altına girmesi sonucu ortaya çıkacaktır.

 

Türk Ticaret Kanunu Madde 1425 “Sigorta poliçesi, tarafların haklarını, temerrüde ilişkin hükümler ile genel ve varsa özel şartları içerir, rahat ve kolay okunacak biçimde düzenlenir...” düzenlemesini havidir.

 

XXX A.Ş. Seyahat Sağlık Sigortası Özel Şartları’nda, 2.4 - Ciddi Hastalık “Beklenmedik ve aniden ortaya çıkan, mevcut rahatsızlık tanımına uymayan veya önceden mevcut olan bir hastalığın ani alevlenmesi veya tetiklenmesi ile oluşmamış, doktor tarafından tanı ve/veya tedavisi gerekli olan hastalık anlamına gelmektedir ” olarak ifade edilmiştir. Dosya arasında bulunan 02.07.2019 tarihli sigorta şirketi red yazısından ve özel şartlar 3.2.1.1 maddesinde “İşbu teminat, sigortalanmış gezi için rezervasyon yaptırıldığı sırada öngörülemeyen, ancak hemen sonrasında gerçekleşen Sigortalının ya da yakınlarının ölüm, ciddi yaralanma, beklenmedik ciddi hastalık; poliçenin tanzim tarihinden sonra öğrenilen ve ilk 8 hafta içinde olan gebelik nedeniyle veya diş hariç bir protezin kırılması; Sigortalının evinde ya da iş yerinde yangın, patlama, fırtına, yıldırım düşmesi, toprak kayması olaylarının meydana gelmesi, ...neticesinde rezervasyonun iptal ettirilmesi durumunda poliçede belirtilen sigorta limitleri dahilinde ve Seyahat İptali teminatı süresi içinde güvence verir. Seyahatin yapılacağı ülkeye dair gerekli olan vize için, ilgili ülke büyükelçiliği/konsolosluğuna vize başvurusunda bulunması sonrasında, vize talebinin seyahatin başlangıç gününden önce reddedilmesi işbu teminat kapsamında değerlendirilir.” ifadeleri yer almıştır.

 

Ciddi Hastalık beklenmedik ve aniden ortaya çıkan, mevcut rahatsızlık tanımına uymayan veya önceden mevcut olan bir hastalığın ani alevlenmesi veya tetiklenmesi ile oluşmamış, doktor tarafından tanı ve/veya tedavisi gerekli olan hastalık anlamında kullanılmışken, diğer özel bir şart ile söz konusu durumun 8 haftaya kadar ki hamilelik için sınırlandırıldığı, oysaki söz konusu rahatsızlık poliçe düzenlenmesinden sonra ortaya çıktığı, poliçenin tanzim tarihinden sonra öğrenildiği tartışmasızdır. İster 8 haftalık isterse de 11-12 haftalık süre içerisinde olsun ve/veya ihbar edilmiş bulunsun, seyahat gerçekleşmesinden önce ve poliçe tanzim tarihinden sonraki hamilelik başlangıcı sonrası ortaya çıkan rizikonun salt hamilelik süresine indirgenmesi hatalıdır. Ayrıca, söz konusu özel şart ile beklenmedik ciddi hastalık dışında ek olarak poliçenin tanzim tarihinden sonra öğrenilen ve ilk 8 hafta içinde olan gebelik durumunu herhangi bir sebep göstermeksizin seyahatin iptali için bir gerekçe mi olacağı hususunda da net değildir. Ayrıca, sigortalı rizikonun 22.04.2019 tarihinde (yukarıda izah edilen hesaba göre bu tarih hamileliğin ilk 8 haftası içindedir) doğmaya başladığını ihbar formunda belirtmiş olup, nihai risk durumunun 27.05.2019 tarihinde belirlendiği anlaşılmaktadır. İster 8. Haftasında olsun ister 11.-12. Haftasında olsun ciddi rahatsızlık durumunun haftası sigorta tazminatını arttıran veya 1435. Veya 1439. Maddesinin sigortalı tarafından ihlal edildiği sonucunu da doğurmamaktadır.

 

Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’un 3. Maddesinde tüketici işlemi “l) Tüketici işlemi: Mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekâlet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dâhil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlemi,” olarak belirtilmiştir.

 

Aynı Kanunun MADDE 5- Tüketici sözleşmelerindeki haksız şartlar (1) Haksız şart; tüketiciyle müzakere edilmeden sözleşmeye dâhil edilen ve tarafların sözleşmeden doğan hak ve yükümlülüklerinde dürüstlük kuralına aykırı düşecek biçimde tüketici aleyhine dengesizliğe neden olan sözleşme şartlarıdır. (2) Tüketiciyle akdedilen sözleşmelerde yer alan haksız şartlar kesin olarak hükümsüzdür. Sözleşmenin haksız şartlar dışındaki hükümleri geçerliliğini korur. Bu durumda sözleşmeyi düzenleyen, kesin olarak hükümsüz sayılan şartlar olmasaydı diğer hükümlerle sözleşmeyi yapmayacak olduğunu ileri süremez. (3) Bir sözleşme şartı önceden hazırlanmış ve standart sözleşmede yer alması nedeniyle tüketici içeriğine etki edememişse, o sözleşme şartının tüketiciyle müzakere edilmediği kabul edilir. Sözleşmeyi düzenleyen, bir standart şartın münferiden müzakere edildiğini iddia ediyorsa bunu ispatla yükümlüdür. Sözleşmenin bütün olarak değerlendirilmesinden standart sözleşme olduğu sonucuna varılırsa, bu sözleşmedeki bir şartın belirli unsurlarının veya münferit bir hükmünün müzakere edilmiş olması, sözleşmenin kalan kısmına bu maddenin uygulanmasını engellemez. (4) Sözleşme şartlarının yazılı olması hâlinde, tüketicinin anlayabileceği açık ve anlaşılır bir dilin kullanılmış olması gerekir. Sözleşmede yer alan bir hükmün açık ve anlaşılır olmaması veya birden çok anlama gelmesi hâlinde; bu hüküm, tüketicinin lehine yorumlanır. (5) Faaliyetlerini, kanun veya yetkili makamlar tarafından verilen izinle yürütmekte olan kişi veya kuruluşların hazırladıkları sözleşmelere de niteliklerine bakılmaksızın bu madde hükümleri uygulanır. (6) Bir sözleşme şartının haksızlığı; sözleşme konusu olan mal veya hizmetin niteliği, sözleşmenin kuruluşunda var olan şartlar ve sözleşmenin diğer hükümleri veya haksız şartın ilgili olduğu diğer bir sözleşmenin hükümleri dikkate alınmak suretiyle sözleşmenin kuruluş anına göre belirlenir.” düzenlemesini havidir.

 

Yukarıdaki kapsamda, ciddi hastalık durumunun beklenmedik ve aniden ortaya çıkan, mevcut rahatsızlık tanımına uymayan veya önceden mevcut olan bir hastalığın ani alevlenmesi veya tetiklenmesi ile oluşmamış, doktor tarafından tanı ve/veya tedavisi gerekli olan hastalık olduğu gerçekliği, doktor tarafından hamileliğin risk doğurduğu ve seyahata gidilmemesi gerektiğinin belirlendiği durumun varlığı, hamileliğin son bulmasının bebeğin ölümüne ve annenin zehirlenmesine neden olabileceği, söz konusu özel şart düzenlemesinin sigortalı aleyhine haksız şart oluşturmaması gerektiği, yine hamileliğin ilk 8 hafta içerisinde veya 11-12. haftasında ciddi hastalık durumu olarak kabul edilmesinin sigortacının daha fazla tazminat ödemesi sonucunu doğurmayacağı, sigortalının seyahati iptal ile yeterli koruma kurtarma önlemlerini aldığı, sigortacının riskininin 30.000 Euroya kadar artma ihtimalini önlediği, ayrıca poliçe açıklamasında yer alan özel şartın tüketicinin anlayabileceği açıklıkta ve netlikte olmadığı, diğer yönü ile söz konusu özel şart ile beklenmedik ciddi hastalık dışında ek olarak poliçenin tanzim tarihinden sonra öğrenilen ve ilk 8 hafta içinde olan gebelik durumunu herhangi bir sebep göstermeksizin seyahatin iptali için bir gerekçe mi olarak düenlendiği hususunun net olmadığı, rizikonun ihbar olunan şekilde değil, başka bir şekilde gerçekleştiğinin sigorta şirketi tarafından ispat edilemediği birlitke dikkate alındığında, talebin teminat kapsamında olduğu ve diğer sigortalının eşi ile birlikte seyahat edeceği dikkate alındığında, söz konusu isteminde sigorta teminatında değerlendirilmesi gerektiği sonucuna varılmıştır.

 

Dosya arasında bulunan bilgi, belgelerden sigortalının ve eşinin birlikte seyahatleri için ödediği toplam miktarın 17.385,00 TL olduğu, ek olarak 1.750,00 TL vize için ödedikleri, toplam ödemenin 19.135,00 TL olduğu anlaşılmaktadır. Poliçede %25 muafiyet durumu ile Seyahatin İptali ve Yarıda Kesilmesi halinde Tur Bedeline Kadar teminat sağlandığı belirtilmiştir.

 

Tur bedelinin 17.385,00 TL olduğu, vize için ek bir ödeme yapıldığı, sigorta poliçesi ile tur bedeline kadar teminat verildiği, sigorta şirketinin tur bedeli üzerinden sorumluluğunun bulunacağı, her iki sigortalının toplam 17.385,00 TL ödediği dikkate alındığında her birinin yarı bedelde ödemede bulunduğu sonucu ve %25 muafiyet dikkate alındığında (17.385,00 TL X 0,75 )/2, sigorta şirketinin her bir sigortalısına 6.519,37 TL bedel ödemesi gerekirken söz konusu bedeli ödemediği sonuç ve kanaatine varılmış, taleple bağlılık ilkesi gereği her bir sigortalıya 6.000,00 TL ödenmesine karar verilmiştir.

 

Seyahatin başlangıç tarihi, muhtemel hasar ihbar tarihi ile Türk Ticaret Kanunu 1427/2 ve dosya kapsamındaki 02.07.2019 yazısı birlikte değerlendirildiğinde, sigorta şirketinin 02.07.2019 tarihinde nihai olarak temerrüde düştüğü, Türk Ticaret Kanunu 1. , 3. Madde kapsamında talep edilen avans faizin kabulüne karar vermek gerekmiştir.

 

Sigortacılık Kanunu 30. Maddesi 23. Bendi gereği HMK 441. Maddeci A ve C bendi kapsamında başvuru harcı, bilirkişi ücretinin haklılık oranında sigorta şirketinden alınarak başvurana ödenmesine, sigorta şirketi vekil ile temsil edildiğinden lehine vekalet ücreti takdir edilmesi gerekmiştir.

 

5. KARAR

 

Yukarıda tartışılan nedenlerden ötürü ve taleple bağlılık ilkesi gereği;

 

1. 6.000,00 TL sigorta tazminatının 02.07.2019 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte XXX A.Ş.’den alınarak başvuru sahibi XXX’e ödenmesine,

 

2. 6.000,00 TL sigorta tazminatının 02.07.2019 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte XXX A.Ş.’den alınarak başvuru sahibi XXX’e ödenmesine,

 

3. Başvuranlar tarafından yatırılan toplam 350,00 TL yargılama giderinin XXX A.Ş.’den alınarak başvurana verilmesine,

 

4. AAÜT ve Sigortacılık Kanunu 30. Maddesinin 17. Fıkrası kapsamında hesap olunan 3.400.00 TL maktu vekalet ücretinin XXX A.Ş.’den alınarak vekille temsil olunan başvuru sahibi XXX’e ödenmesine,

 

5. AAÜT ve Sigortacılık Kanunu 30. Maddesinin 17. Fıkrası kapsamında hesap olunan 3.400.00 TL maktu vekalet ücretinin XXX A.Ş.’den alınarak vekille temsil olunan başvuru sahibi XXX’e ödenmesine,

 

5684 sayılı Kanunun 30/12. maddesi hükmü gereği, kararın bildirim tarihinden itibaren 10 gün içinde Sigorta Tahkim Komisyonu nezdinde itiraz yolu açık olmak üzere karar verildi. (¤¤)


Full & Egal Universal Law Academy